Konuşmasının başında "Uzel Makina mağduru"
işçileri tarafından Atatürk portresi hediye edilen Kılıçdaroğlu,
"Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün sorunlar
çözülebilir ama çözmeyenler var. Biz bu sorunları çözeceğiz. Bunun sözünü
veriyoruz. Bizim makam, mevki, para, saray beklentimiz yok. Tek beklentimiz var:
Bu memlekette herkes huzur içerisinde yaşasın" diye
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "17 yılda 9 milyon kişiye iş
imkanı sağlandığını" söylediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Okuduğun
zaman memlekette işsizlik yok, büyük başarı var" dedi.
AK Parti döneminde 15 istihdam paketi açıklandığını, her
pakette işsizliğin daha da büyüdüğünü öne süren Kılıçdaroğlu, "5 reform
paketi açıkladılar, bir şey çıkmadı. İşsizlikte dünya üçüncüsüyüz. Paket üstüne
paket açıklıyorlar. Erdoğan'a bir tavsiyem olacak: Sen paket açıklayacağına bir
paket yapacaksın. Damadı paketleyeceksin, kapının önüne koyacaksın."
ifadesini kullandı.
"Saraydakiler yiyor, 82 milyon seyrediyor. Bereket
kıyamet kopmuyor ama bu gerçeği herkesin görmesi lazım." diyen Kemal
Kılıçdaroğlu, "Saraydakilerin tuzu kuru, keyfi yerinde, lale devri
yaşıyorlar. Hiçbir dertleri yok. Cepler tıka basa para dolu. Şimdi orada
çalışan bir grubun aylığına yüzde 500 zam yapmışlar. İyi yapmışlar, az bile
yapmışlar" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye İş Kurumunun rakamlarına göre, 2003'ten 2018'e
toplam işsiz sayısının yüzde 497; genç işsizlerin yüzde 524, kadın işsizlerin
yüzde 1430, diplomalı işsizlerin yüzde 1968 arttığını söyleyen Kılıçdaroğlu,
"(17 yılda büyük hamleler yaptık, 9 milyon kişiye iş sağladık) diyor. Peki
bunlar kim? Nedir bu tablo?" sorusunu yöneltti.
Türkiye'nin huzura ihtiyacı olduğunu, işsizliğin olduğu yede
huzur olmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, 137 bin kişinin de ülkeyi terk
ettiğini kaydetti.
Kemal Kılıçdaroğlu, gerçek işsiz sayısının 8 milyon 112 kişi
olduğunu belirterek, kışın bu sayının daha da artacağını savundu.
"Huzurla ve birlikte yaşamak istiyoruz"
"Artık yeter" demeleri gerektiğini ifade eden
Kılıçdaroğlu, çocukların yatağa aç girmemesini, herkesin aşının, işinin
olmasını istediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, sarayda oturanların halktan
tamamen kopmuş vaziyette olduğunu ileri sürdü.
Huzurla ve birlikte yaşamak istediklerini vurgulayan
Kılıçdaroğlu, bunun CHP'nin söylemi olmadığını, Anayasa'da da yer aldığını
belirtti. Kılıçdaroğlu, "adaletin bulunmadığını, hapishanelerin tıka basa
dolu olduğunu, parası, kayınpederi, siyasi arkası olanın dışarıda; garibanın,
avukat tutamayanın içeride olduğunu" iddia etti.
Kılıçdaroğlu, "Hangi adaletten, hangi huzurdan söz ediyoruz? Kendini yakan, kendini asan var. Şimdi sıra toplu intiharlara geldi. Toplumda huzur kalmadı, endişe var. Toplumda, hep birlikte bu endişeyi taşıyoruz. Bu memleket nereye gidecek diye düşünmeye başladık" dedi.
Anayasa'ya göre devletin temel amaç ve görevinin, toplumun
huzur ve mutluluğunu sağlamak olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Kim
huzurlu, kim mutlu, hangi toplum mutlu?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu, Anayasa'da, hiçbir kişiye, aileye, zümreye
veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağının öngörüldüğünü ancak saraydakilerin
tamamının imtiyazlı olduğunu ileri sürdü.
İşsizliğin tam bir sosyal yaraya dönüştüğünü ifade eden
Kılıçdaroğlu, bütün kötülüklerin anasının işsizlik olduğunu,
"geçinemiyorum" diyen milyonlarca kişi bulunduğunu savundu.
"Hangi Müslümanlık anlayışında var?"
Kişi başına aylık geliri 673 lira olan 8 milyon 647 bin 283
kişi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kişi başına gelir 10 bin doları aşmıştı, bu 673 lira
ne? Yani 100 dolar. 8 milyon 647 bin 283 kişi ayda 100 dolar alacak, sarayda
oturanlar on binlerce dolar alacak. Sarayda oturanlar ayda 673 lirayla
beslensinler, ne olacak bakalım. Ekmek, tuz, şeker, çay mı alıyorlar, kira mı
ödüyorlar? Sarayda özel bir sosyete var, bir eli yağda, bir eli balda. Aile
boyu çalışıyorlar, anne, baba, damat, kayınpeder orada. 82 milyon ayrı bir
yerde, bir avuç sosyete ayrı bir yerde. 17 yıldır bu memlekette 673 lira kişi başına
geliri olan 8,5 milyon kişi varsa kim bunun sorumlusu? Birileri yiyecek,
içecek, birileri açlığa mahkum kalacak. Böyle bir rezalet hangi inançta, hangi
Müslümanlık anlayışında, hangi kitapta var. 17 yıldır ne oldu? İşsizlik,
yoksulluk, fakirlik arttı, fiyatlar, enflasyon malum, Türk Lirası dolar
karşısında güneş görmüş kar gibi eriyor. Hani Türkiye uçacaktı, Türkiye dünyaya
meydan okuyordu? Sorumlusu kim? Ülkeyi 17 yıldır böyle yönettiler. Bir ülkeyi
babalarının çiftliği gibi yönetirlerse sonuç böyle olur."