İzmir’in Selçuk ilçesi Küçük Menderes Deltası’ndaki bazı
doğal sit alanlarındaki statü değişikliklerine ilişkin açılan davada statü değişiklikleri
kısmen iptal edildi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan
değişikliğin bir kısmı Selçuk İlçesinde ekosistemin bütüncül olarak korunmasına
aykırı olduğu gerekçesiyle İzmir 5. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şubesi, Efes Çevre Doğa ve Kültür Derneği ve Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği konuyla ilgili basın açıklaması yaptı.
Yapılan açıklamada şu
ifadelere yer verildi;
Selçuk İlçesi Küçük Menderes Deltası Doğal Sit Alanlarındaki
Statü Değişiklikleri Kısmen İptal Edildi!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İzmir genelinde doğal
ekosistemin bütüncül olarak korunması konusunda son derece hatalı kararlar
aldığı bütün kamuoyu tarafından bilinmektedir. Sit statüsü değiştirilen
alanlarda bir süre sonra plan kararlarındaki değişiklikler gündeme gelmektedir.
Bu durum sulak alan, orman ve tarım alanı gibi doğal yapının önemli unsurlarını
oluşturan arazi kullanım deseninin hızla kentsel alanlara dönüşmesinin yolunu
açmakta olup habitatların parçalanarak yok olmasına neden olmaktadır. İklim
değişikliğinin etkilerini doğal afetlerle yaşadığımız bu günlerde doğal
alanların korunması toplumun ortak sorumluluğunda bulunmaktadır.
Sit statülerinin belirlenmesi konusunda sürekli olarak
karşılaştığımız bir durum var: Askıya çıkarılan işlemin ekinde bir adet pafta
dışında herhangi bir veri, açıklama, bilimsel rapor bulunmamaktadır. Bu durum
doğal olarak yapılan işlemin bilimselliği konusunda ciddi soru işaretleri
barındırmaktadır. Oysa 19.07.2012 tarihli 28358 Resmi Gazete Sayısı ile ilan
edilen Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına ilişkin Usul ve Esaslara
Dair Yönetmelik koruma alanlarının ekolojik bilimsel araştırmalara dayanması
gerekçesiyle ilan edilmiş ve bu gerekçeyle sit statülerine yönelik çalışmalar
başlatılmıştır. Ancak yaşanan süreçte ilgili Bakanlık tarafından ilgili
yönetmelik kapsamında hazırlanması zorunlu olan Ekolojik Temelli Bilimsel
Araştırma Raporu kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
Kültür Bakanlığı döneminde tescil edilen ve büyük bir bölümü
bütüncül irdelemelere dayanılarak yapılan doğal sit alanı tescillerinin sorunlu
yönlerinin olduğu kabul edilmekle birlikte, bu sorunların çözümü için izlenmesi
gereken yol ilgili bilimsel uzmanlık alanlarının katılımıyla gerçekleştirilecek
olan analiz ve araştırma süreçlerinin izlenmesi olmalıdır. Söz konusu sit
alanlarının yeniden değerlendirilmesi sürecinde, bu sorunların bütüncül ve
bilimsel yaklaşımla, şeffaf bir yol izlenerek çözülmesi bu alanların
korunabilmesi için temel bir zorunluluktur. Karar verme süreçlerinin
yürütülmesinde konularında ihtisaslaşmış, konularında uzun yıllardır
çalışmaları olan, yeri tanıyan ve bilimsel yayınları olan Meslek Odaları,
akademik üyeler ve diğer uzman gerçek tüzel kişilerin görüşlerine danışılması
gerekliliği göz ardı edilmiştir.
Gerçekleştirilen koruma statüsü değişikliklerinin özellikle
yerleşim alanı çeperlerinde ve turizm alanı sınırları içinde yer alan
bölgelerdeki doğal sit alanlarında yapılması ve sonrasında plan kararlarında
parçacı müdahalelerde bulunulması esas niyetin koruma olmadığını da ortaya
çıkarmaktadır. Özellikle kıyı alanlarında yer alan daha önceden birinci derece
sit statüsüne sahip sulak alan habitatlarının olduğu bölgeler
"Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları" koruma
statüsüne dönüşmüştür. İlgili Yönetmelik sonrasında ilgili Bakanlık tarafından
çıkarılan ilke kararları doğrultusunda özellikle "Sürdürülebilir Koruma ve
Kontrollü Kullanım Alanları"nda sanayi alanları dahil birçok kentsel
kullanımın yer almasına izin verilmektedir. Geçtiğimiz on yıl boyunca doğal
alanların korunması konusunda değişen yasa ve yönetsel çerçeve ile revize
edilen koruma statüsü kararları doğal alanların tahribatını hızla arttırmaktadır.
Geldiğimiz süreçte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından
bilimsel temelden yoksun bir şekilde Selçuk İlçesinde ekosistemin bütüncül
olarak korunmasına darbe vuracak değişikliklerin bir kısmı hukuka aykırı
bulunarak İzmir 5.İdare Mahkemesinin 2020/743 Esas, 2021/1843 Karar ile iptal
edilmiştir. Her ne kadar dava konusu
işlemin bir kısmının sahip olduğu flora ve fauna nedeniyle iptal edilmiş olsa
da işlemin bütününe ilişkin verilen kararın (kısmen iptal kısmen red)
bilimselliği tartışmalıdır. Dava konusu işlemle belirlenen yeni sit statüleri
Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporuna dayanıp dayanmadığına ilişkin
bilirkişiler tarafından herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, yaptığımız
itirazların da dikkate alınmaması alan üzerinde geri dönülmesi mümkün olmayan
sonuçlara neden olacaktır.
Doğal sit alanlarında bilimsel olarak tartışmalı bir şekilde belirlenen ve toplum yararından uzak düzenlemelerin takipçisi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.