MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu Selçuk, Menderes ve
Balçova İlçelerinde düzenlenen “Adım Adım 2023 İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma”
Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Kalyoncu, "İzmir’imiz maalesef
bir siyasi yanılgının sonucunda CHP’ye esir olmuş bir şehirdir. Halbuki
hemşerilerimiz bu ülkeye bizim kadar sevdalı, bu topraklara bizim kadar bağlı,
bu milletin bir ferdi olmaktan bizim kadar gururlu insanlardır. Mustafa Kemal
Atatürk İzmir’de çok fazla sevilir, onun tutuşturduğu istiklal meşalesi Ege’nin
kıyısından bütün dünyaya ışık yayar. Böyle temiz ve samimi bir millet sevgisi
taşıyan insanların, “Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer” diyen bir bölücü
anlayışa destek vermesinin kabahatinin az bir kısmı da bizim payımıza
düşmektedir. Biz CHP’nin gerçek yüzünü ve bizim aydınlık fikirlerimizi
hemşerilerimize yeterince duyuramamışız. Öyleyse Milliyetçi Hareket Partisi
olarak, içinde yaşadığımız şehre ve insanlarımıza yeniden gerçekleri anlatmak
zorundayız” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in şovmenlik
yapmaktan vazgeçmediğini dile getiren Kalyoncu, “İzmir’de milli bayramlarda Çav
Bella ile otobüs üstünde zıplayan bir Tunç Soyer var. Büyükşehir Belediyesi’ne
geldiğinden beri, kentin herhangi bir sorununu çözmüş değil fakat şovmenlik
yapmaktan hiç vazgeçmemiştir. Güzel İzmir’imizin bu sorunları maalesef yine
kendi partisinin yöneticileri yüzünden yıllarca birikerek bugüne gelmiştir.
Soyer de sadece heykel açılışları ile şehrin dertlerini çözüvermiştir. Bu da
ibretlik değişik bir haldir” dedi.
Türk tarihine kirli demeye kimsenin haddi olmadığını
belirten Kalyoncu, “CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta
Diyarbakır gezisine çıktı. Kılıçdaroğlu’nun sözlerine bakılırsa, helalleşmek ve
barışmak için gitmiş. Hatta onun dediğine göre, tarihimiz kirli imiş ve onunla
yüzleşmek gerekliymiş. Bu konuda Liderimiz Devlet Bahçeli gerekeni açıklıkla
söyledi: ‘Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür, vatan ve millet
sevgisinden nasipsizliktir’ Kılıçdaroğlu’nun şahsıyla müsemma karanlık tarihini
bilemeyiz, kaldı ki kirli tarihinden müşteki olmasının bizce bir mahsuru
yoktur. Kendisinin elindeki kiri nasıl yıkayacağına karışmayız, ancak Türk
tarihine kirli demek bırakınız muhalefet liderini hiç kimsenin haddi değildir.
Tarihimizde kir arayanlar, bir asır önce bu mübarek şehirden denize dökülen
işgalciler adına konuşmuş olabilirler. Ancak 'ya İstiklal ya ölüm' diyerek
vatanın pak toprağından düşmanı temizleyen şerefli bir ordunun evlatları adına
konuşmadığı kesindir. 18 Mart 1915’de Çanakkale’de 107 yıl önce yazılan
destanın kahramanlarından habersizce konuşmuştur” şeklinde konuştu.
Türk milletinin yakın tarihinin var olma, hür olma ve insan
gibi yaşama mücadelesinde oluştuğunu ifade eden Kalyoncu, “Yazıktır ki bu kişi
Çanakkale’nin muzaffer bir komutanı, Kurtuluş Savaşının kahraman Başkomutanı,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partide
genel başkanlık yapmaktadır. Atatürk’ün eserinin bu denli yad, yabancı ellerde
sömürgeciler hesabına çalıştığını gördükten sonra, gerçek vatanseverleri,
gerçek Atatürkçüleri uyarmak görevimizdir. Kılıçdaroğlu’nun kirli dediği tarih
nerede ve nasıl yaşanmıştır bilemeyiz. Demek ki bizden ayrı bir tarihi var.
Türk milletinin yakın tarihini, var olma, hür olma ve insan gibi yaşama
mücadelesi oluşturmaktadır. İşte dost düşman bütün dünyanın saygıyla andığı
Çanakkale’deki şeref tabloları İşte 19 Mayıs’ta Samsun’dan başlayan 9 Eylül’de
İzmir’e uzanan 3 yıl 3 ay 20 gün süren kan, ter ve inançla yoğrulmuş
bağımsızlık yolculuğu İşte cumhuriyet ile taçlanan demokrasi mücadeleleri İşte
21. Yüzyılı Türk asrı yapmaya öncülük edecek modern ve gelişmiş bir Türkiye
gerçeği Milliyetçi Ülkücü Hareketin Mamak Cezaevi başta olmak üzere çektiği
çileler, Diyarbakır Cezaevi ağıtçısı Kılıçdaroğlu’nun helalleşme listesine
girememiştir. Cezaevindeki işkenceleri Türk milleti mi yapmıştır da özür
dilenecek. İşkence, kime yapılmış olursa olsun insanlık suçudur. Suçlusu da
işkencecidir. Mamak Cezaevinin savcısı Nurettin Soyer’di. Şahitler, onun
emriyle işkence yapıldığını anlatmıştır. Oğlu İzmir’de Belediye Başkanıdır ve
babasını büyük bir hukuk adamı saymaktadır. Buyurun Sayın Kılıçdaroğlu,
işkenceci ile yüzleşin. Ama sizin derdiniz hukuk veya işkence mağduriyeti
değil, bölücü örgütten mavi boncuk alabilme arzusudur. Yoksa Kılıçdaroğlu
kendisi Tuncelili diye, isyanı bastıran ordunun ilk kadın pilotu Sabiha
Gökçen’den ve onun manevi babasından mı utanıyor? Seyit Rıza’dan mı özür
dilemek niyetindedir” dedi.
MHP’nin baraj sorununun olmadığını aktaran Kalyoncu, “Cumhur
İttifakı tarafından hazırlanan seçim kanunu değişiklik teklifi TBMM’ne
sunulmuştur. Bu teklifi doğru dürüst anlamadan okuyanlar, barajın düşürülmesini
MHP’nin baraj korkusu olarak sunmaya kalktılar. Oysa ki 2018 yılında kanuna
giren ittifak yöntemi bu teklifle değiştirilmiyor. Yani barajı geçen ittifakın
üyesi partiler de ülke barajını geçmiş sayılacaklar. Aynı zamanda MHP’nin baraj
problemi yoktur. Ancak ittifak harici seçime katılan partinin de geçmesi
gereken baraj, yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürülerek temsilde adalet için önemli
bir adım atılmıştır. Bir de ittifak üyesi olsun olmasın bütün partiler
kendilerine verilen oy oranında milletvekili çıkaracaktır” diye konuştu.
Zilletin şerrine karşı bir, diri ve iri olmaları gerektiğini vurgulayan Kalyoncu, “Zilletin dünü de bu günü de aynı pespayelik içerisinde, çirkin ve çirkef durumdadır. Çirkin ve çirkef deyişim, rakiplere kötü söz söylemek için değil 8 Mart Kadınlar Gününde yaşanan bir olaydan dolayıdır. O gün herkes, kadının ne kadar aziz bir varlık olduğunu anlatan sözlerle gündemi doldururken, parti grubu toplantısı yapan bir kadın genel başkan da, kendince kadınları, yani hemcinslerini değerli göstermek isterken hitap ettiği İP milletvekillerine 'kereste herifler' diye seslendi. Bir hanımın ağzından çıkan söze mi hayıflanalım, bu sözü duyunca alkışlayan erkek milletvekillerine mi şaşıralım bilmiyorum. Pespayelik dediğim işte budur” dedi.