Kuraklık sorununu incelemek üzere CHP Denizli İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ve İlçe Başkanlarıyla birlikte Denizli’nin Çal, Baklan ve Çivril ilçelerinde incelemelerde bulunan Sındır, “Yanlış havza yönetimi ve plansızlık nedeniyle nehirlerimiz kuruyor, çiftçilerimiz tarımsal üretimde ihtiyaç duyduğu suya ulaşamıyor. Üreticiye tarlalarını sulaması için sezon başında verilen sözler unutuldu, tarımsal amaçlı kullanılması gereken sular HES'lere aktarıldı. Tarlalarını sulayamayan çiftçilerimizin ürünleri olgunlaşmadan, dane yapmadan sararıp kurudu, tarlada kaldı” dedi.
“BU BİR İRADE
SORUNUDUR!”
Denizli’de yanlış politikalar ve suyun da yanlış yönetilmesi
nedeniyle üreticilerin mağdur durumda olduğunu ifade eden Sındır, “Üreticilerimiz
sezon başında söz verilen sulama hakkına erişemediği için tarlalarındaki
ürünleri, buğday tarlasındaki başaklar dane tutmadan, olgunlaşmadan kurumuş
durumda. Maalesef buğday tarlaları balyaya ve yeme gidecek. Üreticinin, emeğine
alın terine yazık. Çivril’de bulunan ve üreticilerin sulama yapmak için
kullandıkları göle ne yazık ki su olmasına rağmen su verilmiyor. Yaşanan
problemin temelinde yağışlar az olsa da var olan suyun adil olarak
üreticilerimize ulaştırılmaması. Bu bir irade sorunudur. Kredi çekerek parasını
peşin ödediği suya ulaşamayan üreticinin mahsulü tarlada kaldı, çiftçi borç
batağına sürüklendi. Tohumun, ilacın,
gübrenin maliyetleri bir yandan, girdi maliyetlerinin bir önceki yıla göre
yüzde yüz artması diğer yandan, üstüne bir de suyun yanlış yönetimi çiftçinin
bu sene Türkiye’nin dört bir yanında belini büktü. Bir karış bile toprağı boş
bırakmayın diyerek çiftçilere seslenenler, yarın üretimi sürdürecek çiftçi
bulamayacak. Ve biliniz ki çiftçi hakkını size helal etmiyor” dedi.
“SULAMA BİRLİKLERİNE
KAYYUM ATANDI”
Sulama Birlikleri Kanunu’nda yapılan değişikliğin büyük bir
hata olduğunu ifade ederek sözlerine devam den Sındır, “Sulama Birlikleri
kanununda yaptıkları değişiklikle birlik meclisleri kaldırıldı ve
birliklere kayyum atayarak, onların
demokratik yönetim anlayışını kayyumun sorumluluğu altına vererek üretici daha
da zapturapt altına alındı ve bugün tarımsal sulamada yaşanan sorunların temeli
de işte o günlerde atıldı. Dünyanın neresinde görülmüştür üreticinin su
parasını peşin verdiği sonra da suyu bulamadığı. Büyük Menderes Havzasında
yanlış su yönetimi nedeniyle bütün üreticiler mağduriyet yaşıyor. Ülkemizin
üreticilerini yalnız bırakmayacak, üretimin devamını ve sürekliliğini
sağlayacak tarım politikalarına ihtiyacı var” dedi.
“SU'DA HERKESİN HAKKI
VAR”
Büyük Menderes Nehrinin kuruma noktasına geldiğini ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, “Havza olarak Büyük Menderes Nehri’ni besleyen su kaynaklarının temiz tutulması, korunması ve sürekliliğinin sağlanması öncelikli politika olmalıdır. Ve bu havza içerisinde yer alan bütün üreticilerimiz bu kaynağa adil, eşit ulaşabilmeli; üretimi için ihtiyaç duyduğu tarımsal amaçlı suyu kullanabilmelidir. 'Su'da herkesin hakkı var. Su bir lütuf değil haktır ve adil paylaşılmalıdır. Yanlış havza ve su yönetimi, plansızlık ve adaletsizlik nedeniyle nehirlerimiz kuruyor, çiftçilerimiz tarımsal üretimde ihtiyaç duyduğu suya ulaşamıyor. Kuraklık nedeniyle zaten zor günler geçiren üreticilerimiz kaderine terk edilmiş durumda. Üreticiye tarlalarını sulaması için sezon başında verilen sözler unutuldu, su varlıklarımız HES'lerin kar hırslarına heba ediliyor. Tarlalarını sulayamayan çiftçilerimizin ürünleri olgunlaşmadan, dane yapmadan sararıp kurudu, tarlada kaldı. Artık yeter” dedi.