Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel bir takım ziyaretlerde bulunmak üzere yeniden İzmir’e geldi. Özel günün son programında Bayraklı’daydı.
CHP Bayraklı Belediye Başkan Adayı İrfan Önal’ın ev sahipliğinde gerçekleşen iftar programına katılan Özel’e, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile CHP İzmir Milletvekilleri eşlik etti.
Programda konuşan Özel, önemli açıklamalarda bulundu.ÖZEL: İRFAN KARDEŞİM BAYRAKLI'DAKİ BÜTÜN MANİSALI HEMŞEHRİLERİME EMANETTİRSandal’a konuşması için teşekkür eden Özel, “Sayın Serdar Sandal, 5 yıldır görev yapıyor Bayraklı'da ve bir bayrak yarışında bayrağı İrfan Önal kardeşimize bir genç kardeşimize kendisinin belediye meclisi üyesi olan imar komisyonu başkanımız olan büyükşehirde bir kardeşimize teslim ediyor. Biraz önce kullandığı ifadeler ve sizden Bayraklı halkından talebi Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Cumhuriyet Halk Partililere yakışır bir taleptir. Kendisine yürekten teşekkür ediyorum, yapmış olduğu hizmetler için teşekkür ediyorum. İrfan Önal, bizim partide emek veren herkesin çok yakından tanıdığı 20 yaşında gençlik kolları başkanı olan benimle birlikte parti meclisi üyeliği yapan, 2019’dan beri Bayraklı'da belediye meclis üyeliği ve belediye meclis başkan vekilliği görevlerini götüren Cumhuriyet Halk Partisi'nde gençlik kollarında emek emek mücadele etmiş ve bu mücadelelerin sonunda nereye geldiyse kendi emeğiyle gelmiş bir kardeşimizdir. Yolu açık olsun. 2019’da bütün Manisalılardan Serdar Sandal'a destek istemiştik. Siz de beni mahcup etmemiştiniz. Bir kez daha hepinize teşekkür ediyorum. Bugün de İrfan kardeşime benim hem siyaset çok sevdiğim ve insanı olarak çok sevdiğim İrfan kardeşim Bayraklı'daki bütün Manisalı hemşehrilerime emanettir” diye konuştu.
PROMOSYONLA EMEKLİYİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR
Emekli maaşlarıyla ilgili düşüncelerini anlatan Özel, “Ben 1,5 ay önce emeklilere bir çağrı yapmış, sesinizi duyurmak istemiştik. Emekli 10 bin lira en düşük emekli maaşıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinde en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretti. Bugünkü parayla 26 bin liraya denk geliyor. Bir buçuk asgari ücret. Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğim diyenler bugün emeklilerimize 10 bin lira gibi bir sefalet ücretini layık görmüşlerdir. 22 yıl önce 8 çeyrek altın değerindeki emekli maaşı 2,5 TL altına düşmüş, emekli 22 yılda 5,5 çeyrek altın, bir maaşından kaybetmiş ve her ay 5,5 çeyrek altın zarar etmektedir. Emekliler partimizin verdiği bir sözle emekli ikramiyesi almaya hak kazandılar. O ikramiyeyi kimin sayesinde alıyoruz? Kemal Kılıçdaroğlu'nun sayesinde alıyoruz. Sayın Genel Başkan'ımızı Bayraklı'dan selamlıyoruz. Bütün emekliler adına teşekkür ediyoruz. O gün Kemal Bey her iki bayramda birer maaş demiştim. Biz vermeyiz, veremezsiniz. Kimin malını kime veriyorsunuz diyenler 2015 yılı 1 Kasım'ı geldiğinde çoğunluğu 7 Haziran'da kaybettikleri için biz de vereceğiz dediler. Sonra üç ramazan, üç kurban geçti, altı bayram emeklinin hakkı olan ikramiyeyi vermediler. Ve sonra 2018’de bir seçimden hemen önce bin lira verdiler. Biz itiraz ettik, beğenmedik, eleştirdik. Hiç olmazsa bir asgari ücret verin dedik, bin lira yeter dediler. Kıymetli emekliler, değerli büyüklerim, çok çabuk unutuluyor. 2018’de kıymanın kilosu 42 lira. Beğenmediğimiz az bulduğumuz o emekli bayram ikramiyesi o gün tam 24 kilo kıyma alıyordu. Bugün emekli ikramiyesi 3 bin lira oldu. Kasaba gittiğinizde 4 Nisan günü çekeceğiniz bayram ikramiyenizle sadece 6 kilo kıyma alabileceksiniz. Bir kez daha zam gelmezse... 24 kilo kıymayı, 6 kilo kıymaya indiren ve bunu sadece emekli ikramiyenizden size kaybettiren de bugün emekliye kıymet vermeyen anlayıştır. Ve emeklilere bir buçuk ay önce çağrıda bulunmuştum. Gelin meydanları sokakları doldurun. Birlikte mücadele edelim. Hakkınızı isteyelim demiştik. Emekliler sesimize ses verdiler. Kulak verdiler. Meydanlara geldiler. Her geçen gün daha kalabalık. Emeklilerin sorunlarını ana gündem yaptığımız mitingler Türkiye'nin gündemini belirliyoruz. Gazetelerde birinci sayfadan haber alıyor. Bütün liderler teker teker emekliyi konuşmaya başladılar. En nihayetinde artık bütün liderlerin gündeminde var. Bir buçuk bana, ‘emekli halinden memnun. Özgür Efendi emeklileri kışkırtamazsın. Peşine takamazsın’ diyenler şimdi emeklinin sorunlarını bildiklerini gelecekte çözeceklerini söylüyorlar. Özel bankalardan promosyonlar veriyorlar. Bunlar promosyonla emekliyi kandırmaya çalışıyorlar” dedi. DESTEK İSTİYORUMCemil Tugay ve İrfan Önal’a destek isteyen Özel, “Yapacağınız seçim, gelecek hafta pazar günü bu saatlerde Bayraklı'yı kim yönetecek, İzmir Büyükşehir'i kim yönetecek bunların her birisi belli olmuş olacak. Ümit ediyoruz Bayraklı'da İrfan Önal kardeşimiz belediye başkanı olacak. Ona inanıyoruz, ona güveniyoruz. Önümüzdeki hafta pazar günü işi ehline İrfan gibi bir gence, Cemil Tugay gibi başarılı bir belediye başkanına sakin, kararlı, inançlı bütün ihtiyaçları İrfan kardeşimle birlikte ekip ruhuyla takım çözecek olan Cemil Tugay'a da sizlerden destek istiyorum. Bilhassa hem bütün Bayraklı'ya hem de Bayraklı'daki Manisalı hemşehrilerime, adaylarımızı emanet ediyorum” ifadelerini kulandı. SANDAL: CHP BAYRAĞINI BAYRAKLI’DAN İNDİRMEYİNGörevinin sonuna geldiğini söyleyerek helallik isteyen Sandal, “Çok zorlu bir süreçten geçtik. Pandemi, deprem, ekonomik kriz derken bunların hepsini hep beraber aştık. Bayraklılıların olduğu yerde bolluk bereket dayanışma olur. Önce bir helallik istiyorum. Görevimizi bitirdik. Sonra da kendi hakkımla ilgili tek bir şey söylüyorum; CHP, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin devamıdır. CHP, Kuvayi Milliye demektir. CHP hak demektir, onur demektir. Önümüzdeki seçimlerde bir hakkım varsa CHP bayrağını Bayraklı’dan indirmeyin. Genç ve partili bir arkadaşımız var. Genç arkadaşımızın yanında olacağız” diye konuştu. ÖNAL: MERKEZİ HÜKÜMETİ İZMİR'E İKİRCİKLİ BİR YAKLAŞIMDA BULUNDUDeprem zamanı iktidarın ikircikli tavır sergilediğini söyleyen Bayraklı Adayı Önal, “Şunu biliyoruz; AKP hükümeti evine ekmek götüremeyen, yurt ve barınma sorunu yaşayan öğrencinin, iş bulamayan gençlerin, bebeğine mama alamayan annenin, mahsulü para etmeyen çiftçinin, kendi kaderine terk edilen emeklinin dertlerinin konuşulmasını istemiyor. Enflasyonu, hayat pahalılığını, doların yükselişini, yoksulluğu gündemden uzak tutmaya çalışıyor. Çünkü bunlar konuşulursa kaybedeceklerini çok iyi biliyorlar. Ama biz bunları inatla konuşmaya devam edeceğiz. Sizin genç bir kardeşiniz evladınız olarak şunu söyleyeyim. Bir cumhuriyet yaşatmanın en büyük yolu çocuklara, gençlere, kadınlara yani toplumun tüm paydaşlarına değer vermekten geçer. Biz de yapacağımız her işte, her bölgemizde insanı önceleyeceğiz. Onlar gibi ranttan bir avuç sermayedardan yana değil, yalnızca halkımızın yanında olacağız. Göreve geldiğimde yapacağım ilk işlerden biri Bayraklımızı depreme dirençli hale getirmek olacak. Çünkü insan hayatından daha mühim bir şeyin olmadığını çok iyi biliyoruz. Ben burada deprem olurken az önce başkanımızın anlattığı gibi biz depremde maalesef yine kendi yaralarımızı kendimiz sarmak durumunda kaldık. Dönemin yine merkezi hükümeti İzmir'e ikircikli bir yaklaşımda bulunarak yine burada ayrı bir tavır sergiledi. Diğer illerde depremlerde en son afet bölgesi ilan edilirken İzmir maalesef bu haktan mahrum bırakıldı. Ama biz ilçe belediyesi ve büyükşehir belediyesi olarak birlikte başta kamp olmak üzere geçmiş haklarını korumak üzere bir ‘K’ rotasyonu geçirdik. Arkasından da yine inşaatlar devam etmedi. Başlayamadılar çünkü sebebi biz değildik. Ekonominin yönetilememesi, her gün demirin, betonun artmasıydı. Yine ona bir çare kalmadık, yine büyük şehrimizden ve ilçemizle beraber inşaat artışları getirdik. Parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 inşaat artışlarıyla beraber vatandaşlarımız inşaatlarına başlayabildi. Bu ne demekti aslında? Bazı apartmanlarda ‘K’ ile beraber yüzde 60-70 maliyetin aslında belediyenin plan notuyla karşılanması demektir. Biz 25 yıldır deprem vergisi ödüyorduk. Ama hiçbir kuruşu bizler görmedik. Geçen yıllarda şunu söylediler. Bugüne kadar 160-170 milyar dolar para toplandı. Ama başka yerlere harcandı. Nerelere harcanmıştı? Şunu biliyoruz ki birileri zenginleştirmek için apayrı yerlere kendi yandaşlarına bu parayı vermişlerdi. O sebeple AKP'yi bugüne kadar yanımızda görmedik” dedi.İLÇE SINIRLARIMIZ SİYASİ HESAPLARLA KURULDUBayraklı’nın siyasi hesaplarla kurulduğunu söyleyen Önal, “Bayraklı'mız 2009 yılında ilçe sınırları belirlendi. 2009 yılında ilçe haline getirilirken en büyük haksızlığı orada yaşıyoruz. Orada haksızlığa uğruyoruz. Ne oluyor? O gün Bornova'yı almak ve daha sonrasında Bayraklı kazanmak üzerine bir sınır belirliyorlar. Mansuroğlu'ndan ara sokaklarından geçen bir ilçe sınırımız var. Yanı başında Karşıyaka'nın dezavantajlı mahallelerini yine kopararak bir Bayraklı ilçesi oluşturuluyor. Yanında da evet yeşil olarak gördüğümüz bir doğal çay var. Biliyorsunuz Ama Doğançay'da bütün İzmir'in mezarlık alanı olarak verilmişti bizlere. Yani sadece nüfustan ve İzmir'in mezarlık ihtiyacını karşılayacak bir yeşil alandan ibaret olan bir ilçe sınırımız var” diye konuştu. YOLLARDAKİ KAZILARLA İLGİLİ ALGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORLARYollarla ilgili dikkat çekici bir iddiada bulunan Önal, “Kentsel dönüşüm çalışmalarında vatandaşın yanında hareket edeceğini vurgulayan Önal, “Kentsel sönüşüm çalışmalarına önem veriyorum. Vatandaşa belediye garantörlüğü sunacağız. Artı uygulama, artı dilerlerse kendi belediye şirketlerimizle halk onu da olduğu gibi halk onu da sürdürecek, daha da şirketlerimizi geliştirecek, müşavirlik hizmetlerini bedelsiz bir şekilde vereceğimizin sözünü veriyoruz. En başından, en sonuna kadar belediye olarak vatandaşımızın yanında olacağız. Çünkü biliyoruz ki AKP yıllardır topladığı vergilerinin kırkta birini İzmir'e harcarken şunun biz farkındayız. Onların yapmadığı bütün hizmetlerde de biz yine vatandaşımızı yalnız bırakmayacağız. Kendi projelerimizin arkasında şunlar da var. Bütün projelerimizin merkezini insanı almışız. Onlar gibi Üç beş müteahhitti büyütmek gibi bir görevimiz yok. Her bir hizmetimizin içerisinde vatandaşımız, halkımız var. Yine yapacağımız bütün sosyal tesislerimizde Kent Lokantalarımızı burada Matematik Parkı'nda olduğu gibi 50 liralık bir yemek ücretiyle sağlıklı yine ucuz yemeği vatandaş hizmetine açacağız. Çaydan kafelere kadar, kahvelere kadar hem öğrencilerimizin hem de vatandaşlarımızın yanında olacağız. Göreve geldiğimizde acil müdahale ekibimizle yollarımızın bakım onarımlarını hızlı bir şekilde yapacağız. Şunu bir çoğunuzdan duyuyorum. Yollarımızla ilgili olduğunun da farkındayız. Ama şunu özellikle bilmenizi istiyorum. Birçok temel belediyeciliğimizde eksiklerimiz olabilir. Yollar da bunlardan bir tanesi. Bunlarla ilgili göreve geldiğim andan itibaren ilk 100 günde ivedilikle bunları gidereceğimin sözünü veriyorum. Ama bir şeyi de özellikle Sayın Genel Başkanım sizlerin huzurunda bütün İzmirlilerle paylaşmak istiyorum. Uzun zamandır İzmir'in birçok yerinde İzmir gazı ve Gediz’in kazıları mevzuat gereği doksan gün izinleri varken doksan gün sonunda kapatıyorlardı. Ben bunu iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu düşünüyordum. İmkanlarının yetmediğini düşünüyordum ama AKP'nin devlet parasıyla beslediği trollerle yaratmış oldukları algıdan sonra şuna kanaat getirdim. Bütün silsileli olarak bunlar aslında bir algıyı oluşturmak üzere yarattıkları bir sadece algı. Bu Onur Mahallesi'nde Yamanlar'da adaylarının da yapmış olduğu reklamlar çerçevesinde bütün kazıların İzmirgaz’ın kazıları olduğunu biliyoruz. Ama vatandaşımız bunu bilmiyor. Sokaklarda gördüğünüz birçok kazının sebebi İzmir gaz. Birçok kazının sebebi Gediz. Bunlar da planlı bir şekilde kapatmayarak aslında belediyelerin suçlanmasını istiyorlar Ve bu sebeple kendi yarattıkları algıda hizmetlerinin eksikliğini belediyemizin üstüne atıyorlar. Ve yine şunu söyleyeyim. Temel belediyeciliğimizin mazereti olmaz. Bizler bütün imkanlarımızla, her bir kuruşun Hesabını bugüne kadar verdik. Bundan sonra da vereceğimizin sözünü veriyorum. Ama şunu bilmenizi istiyorum. Değerli arkadaşlar belediyenin eksik olduğumuz hizmetlerinin maliyetlerinin nerelere gittiğini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz asli görevlerimiz arasında olmayan kreş hizmetleri fazla Yapıyoruz. Yapmaya devam edeceğiz. Arttırmak sizlere sözüm olsun. Yine yurt hizmetleri, kız çocuklarımızın yurt hizmetleri belediyenin görevi olmamakla beraber bizler kendimize görev biliyoruz. Yapacağız. Bunları artıracağımın sözünü veriyorum. Bunları ne için söyledim biliyor musunuz? Çünkü Cumhuriyet devleriyle derdi olanların özellikle kız çocuklarımızın yurtlar yapılmayarak spor gençlik bakanlığının buna yine kayıtsız kalarak sadece vakıflara belli kendilerine yakın derneklere yönlendirdik, yönlendirildikleri için bunu yapmadıklarının da farkındayız. O sebeple bütün hizmetlerimizin üstünde taşıdığımız cumhuriyet değerleri geldiği için asli görevimiz olmasa bile bizler bu yurtları yapmaya devam edeceğiz. Yine AKP'nin anlayışı, kadını sadece evinde çocuk bakmakla yükümlü olduğunu bu yetine bu kadının sancağı olması gerektiğini düşündüklerini de biliyoruz. Onun için de biliyoruz ki bizler temel belediyeciliğimizde kreş hizmetleriyle kadınımızın yine cumhuriyetimize emaneti olan cumhuriyet değerlerinin gereği olarak kadının toplumsal alanda sosyalleşebilmesi için, çalışabilmesi için bu kreş hizmetlerini kendimize vazife biliyoruz” dedi. ONLARIN GELİŞMİŞLİKTEN ANLADIĞI SADECE BETON RANTIHerkesten çok çalışacağının sözünü yenileyen Önal, “AKP'den ayrıştığımız yine bir farkı anlatmak istiyorum. Burada biz yine bu elli dönümlük alanı yeşil olarak savunurken, bunu yeşil olarak yapacağımızın sözünü sizlere verirken AKP yeşilliği İstanbul'da gördüğümüz gibi yıllardır gökdelenlere, rezidanslara, AVM'lere açtı. Onlar imar aratmaya çalışıyorlardı. Ben imar komisyon başkanıyken gelen bütün dosyalarda imarları reddederken kendi doğamızı, yeşilliğimizi korumak için yaptık. Dönüşmesi gereken alanlar varken yeni yerlerin imara açılmaması biz imtihanla savunuyoruz. Ve 14 Mayıs seçimleri sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle Çiğli'nin sırtlarında 250 dönümlük ev imara açıldı. Narlıdere'nin sırtlarında bizim reddettiğimiz dosyalar 200 dönümün üzerinde ormanlık alan imara açıldı. Bizimle onlar arasındaki farklar bunlar. Biz kendi doğamızı, yeşilimizi korurken onların gelişmişlikten anladığı Sadece beton rantı. Onlar her yeni rantı açmaya çalışırken biz iftiharla kendi torunlarımıza, çocuklarımıza miras bırakacağımız doğamızı, yeşilimizi koruduk bugüne kadar. Korumaya devam edeceğiz. Bize inanan İzmir'i Bayraklı'yı AKP zihniyetine teslim etmeyecek, yüz binlerce yurttaşa ihtiyacımız var arkadaşlar. Bizim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği çağdaş, demokratik bir Türkiye'ye inananlara ihtiyacımız var. Cumhuriyet Kurucu değerlerini aşağılayan, doktorundan, emeklisine, herkesle kapı gösterenlere inat, kardeşçe, birlik ve beraberlik içerisinde laik, demokratik ve çağdaş Türkiye için mücadele edeceğimiz dostlarımıza ihtiyacımız var. Hep birlikte önce otuz bir Mart'ta Ardından da genel seçimlerde CHP'yi yani halkın iktidarını kurmaya ihtiyacımız var arkadaşlar. Ben bana verilen görevin sorumluluğunun farkındayız. Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanet ettiği Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir genç evladı olarak bu değerler size doğrultusunda hizmet edeceğimin sözünü veriyorum. Sayın genel başkanım ne partimi ne de sizleri mahcup etmemek üzere herkesten çok çalışacağımız sözünü vermiştim. Bu sözü görevimin sonuna kadar da devam ettireceğimiz burada bir kere daha huzurunuzda sözünü veriyorum” dedi.
CHP Bayraklı Belediye Başkan Adayı İrfan Önal’ın ev sahipliğinde gerçekleşen iftar programına katılan Özel’e, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile CHP İzmir Milletvekilleri eşlik etti.
Programda konuşan Özel, önemli açıklamalarda bulundu.ÖZEL: İRFAN KARDEŞİM BAYRAKLI'DAKİ BÜTÜN MANİSALI HEMŞEHRİLERİME EMANETTİRSandal’a konuşması için teşekkür eden Özel, “Sayın Serdar Sandal, 5 yıldır görev yapıyor Bayraklı'da ve bir bayrak yarışında bayrağı İrfan Önal kardeşimize bir genç kardeşimize kendisinin belediye meclisi üyesi olan imar komisyonu başkanımız olan büyükşehirde bir kardeşimize teslim ediyor. Biraz önce kullandığı ifadeler ve sizden Bayraklı halkından talebi Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Cumhuriyet Halk Partililere yakışır bir taleptir. Kendisine yürekten teşekkür ediyorum, yapmış olduğu hizmetler için teşekkür ediyorum. İrfan Önal, bizim partide emek veren herkesin çok yakından tanıdığı 20 yaşında gençlik kolları başkanı olan benimle birlikte parti meclisi üyeliği yapan, 2019’dan beri Bayraklı'da belediye meclis üyeliği ve belediye meclis başkan vekilliği görevlerini götüren Cumhuriyet Halk Partisi'nde gençlik kollarında emek emek mücadele etmiş ve bu mücadelelerin sonunda nereye geldiyse kendi emeğiyle gelmiş bir kardeşimizdir. Yolu açık olsun. 2019’da bütün Manisalılardan Serdar Sandal'a destek istemiştik. Siz de beni mahcup etmemiştiniz. Bir kez daha hepinize teşekkür ediyorum. Bugün de İrfan kardeşime benim hem siyaset çok sevdiğim ve insanı olarak çok sevdiğim İrfan kardeşim Bayraklı'daki bütün Manisalı hemşehrilerime emanettir” diye konuştu.
PROMOSYONLA EMEKLİYİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR
Emekli maaşlarıyla ilgili düşüncelerini anlatan Özel, “Ben 1,5 ay önce emeklilere bir çağrı yapmış, sesinizi duyurmak istemiştik. Emekli 10 bin lira en düşük emekli maaşıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinde en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretti. Bugünkü parayla 26 bin liraya denk geliyor. Bir buçuk asgari ücret. Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğim diyenler bugün emeklilerimize 10 bin lira gibi bir sefalet ücretini layık görmüşlerdir. 22 yıl önce 8 çeyrek altın değerindeki emekli maaşı 2,5 TL altına düşmüş, emekli 22 yılda 5,5 çeyrek altın, bir maaşından kaybetmiş ve her ay 5,5 çeyrek altın zarar etmektedir. Emekliler partimizin verdiği bir sözle emekli ikramiyesi almaya hak kazandılar. O ikramiyeyi kimin sayesinde alıyoruz? Kemal Kılıçdaroğlu'nun sayesinde alıyoruz. Sayın Genel Başkan'ımızı Bayraklı'dan selamlıyoruz. Bütün emekliler adına teşekkür ediyoruz. O gün Kemal Bey her iki bayramda birer maaş demiştim. Biz vermeyiz, veremezsiniz. Kimin malını kime veriyorsunuz diyenler 2015 yılı 1 Kasım'ı geldiğinde çoğunluğu 7 Haziran'da kaybettikleri için biz de vereceğiz dediler. Sonra üç ramazan, üç kurban geçti, altı bayram emeklinin hakkı olan ikramiyeyi vermediler. Ve sonra 2018’de bir seçimden hemen önce bin lira verdiler. Biz itiraz ettik, beğenmedik, eleştirdik. Hiç olmazsa bir asgari ücret verin dedik, bin lira yeter dediler. Kıymetli emekliler, değerli büyüklerim, çok çabuk unutuluyor. 2018’de kıymanın kilosu 42 lira. Beğenmediğimiz az bulduğumuz o emekli bayram ikramiyesi o gün tam 24 kilo kıyma alıyordu. Bugün emekli ikramiyesi 3 bin lira oldu. Kasaba gittiğinizde 4 Nisan günü çekeceğiniz bayram ikramiyenizle sadece 6 kilo kıyma alabileceksiniz. Bir kez daha zam gelmezse... 24 kilo kıymayı, 6 kilo kıymaya indiren ve bunu sadece emekli ikramiyenizden size kaybettiren de bugün emekliye kıymet vermeyen anlayıştır. Ve emeklilere bir buçuk ay önce çağrıda bulunmuştum. Gelin meydanları sokakları doldurun. Birlikte mücadele edelim. Hakkınızı isteyelim demiştik. Emekliler sesimize ses verdiler. Kulak verdiler. Meydanlara geldiler. Her geçen gün daha kalabalık. Emeklilerin sorunlarını ana gündem yaptığımız mitingler Türkiye'nin gündemini belirliyoruz. Gazetelerde birinci sayfadan haber alıyor. Bütün liderler teker teker emekliyi konuşmaya başladılar. En nihayetinde artık bütün liderlerin gündeminde var. Bir buçuk bana, ‘emekli halinden memnun. Özgür Efendi emeklileri kışkırtamazsın. Peşine takamazsın’ diyenler şimdi emeklinin sorunlarını bildiklerini gelecekte çözeceklerini söylüyorlar. Özel bankalardan promosyonlar veriyorlar. Bunlar promosyonla emekliyi kandırmaya çalışıyorlar” dedi. DESTEK İSTİYORUMCemil Tugay ve İrfan Önal’a destek isteyen Özel, “Yapacağınız seçim, gelecek hafta pazar günü bu saatlerde Bayraklı'yı kim yönetecek, İzmir Büyükşehir'i kim yönetecek bunların her birisi belli olmuş olacak. Ümit ediyoruz Bayraklı'da İrfan Önal kardeşimiz belediye başkanı olacak. Ona inanıyoruz, ona güveniyoruz. Önümüzdeki hafta pazar günü işi ehline İrfan gibi bir gence, Cemil Tugay gibi başarılı bir belediye başkanına sakin, kararlı, inançlı bütün ihtiyaçları İrfan kardeşimle birlikte ekip ruhuyla takım çözecek olan Cemil Tugay'a da sizlerden destek istiyorum. Bilhassa hem bütün Bayraklı'ya hem de Bayraklı'daki Manisalı hemşehrilerime, adaylarımızı emanet ediyorum” ifadelerini kulandı. SANDAL: CHP BAYRAĞINI BAYRAKLI’DAN İNDİRMEYİNGörevinin sonuna geldiğini söyleyerek helallik isteyen Sandal, “Çok zorlu bir süreçten geçtik. Pandemi, deprem, ekonomik kriz derken bunların hepsini hep beraber aştık. Bayraklılıların olduğu yerde bolluk bereket dayanışma olur. Önce bir helallik istiyorum. Görevimizi bitirdik. Sonra da kendi hakkımla ilgili tek bir şey söylüyorum; CHP, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin devamıdır. CHP, Kuvayi Milliye demektir. CHP hak demektir, onur demektir. Önümüzdeki seçimlerde bir hakkım varsa CHP bayrağını Bayraklı’dan indirmeyin. Genç ve partili bir arkadaşımız var. Genç arkadaşımızın yanında olacağız” diye konuştu. ÖNAL: MERKEZİ HÜKÜMETİ İZMİR'E İKİRCİKLİ BİR YAKLAŞIMDA BULUNDUDeprem zamanı iktidarın ikircikli tavır sergilediğini söyleyen Bayraklı Adayı Önal, “Şunu biliyoruz; AKP hükümeti evine ekmek götüremeyen, yurt ve barınma sorunu yaşayan öğrencinin, iş bulamayan gençlerin, bebeğine mama alamayan annenin, mahsulü para etmeyen çiftçinin, kendi kaderine terk edilen emeklinin dertlerinin konuşulmasını istemiyor. Enflasyonu, hayat pahalılığını, doların yükselişini, yoksulluğu gündemden uzak tutmaya çalışıyor. Çünkü bunlar konuşulursa kaybedeceklerini çok iyi biliyorlar. Ama biz bunları inatla konuşmaya devam edeceğiz. Sizin genç bir kardeşiniz evladınız olarak şunu söyleyeyim. Bir cumhuriyet yaşatmanın en büyük yolu çocuklara, gençlere, kadınlara yani toplumun tüm paydaşlarına değer vermekten geçer. Biz de yapacağımız her işte, her bölgemizde insanı önceleyeceğiz. Onlar gibi ranttan bir avuç sermayedardan yana değil, yalnızca halkımızın yanında olacağız. Göreve geldiğimde yapacağım ilk işlerden biri Bayraklımızı depreme dirençli hale getirmek olacak. Çünkü insan hayatından daha mühim bir şeyin olmadığını çok iyi biliyoruz. Ben burada deprem olurken az önce başkanımızın anlattığı gibi biz depremde maalesef yine kendi yaralarımızı kendimiz sarmak durumunda kaldık. Dönemin yine merkezi hükümeti İzmir'e ikircikli bir yaklaşımda bulunarak yine burada ayrı bir tavır sergiledi. Diğer illerde depremlerde en son afet bölgesi ilan edilirken İzmir maalesef bu haktan mahrum bırakıldı. Ama biz ilçe belediyesi ve büyükşehir belediyesi olarak birlikte başta kamp olmak üzere geçmiş haklarını korumak üzere bir ‘K’ rotasyonu geçirdik. Arkasından da yine inşaatlar devam etmedi. Başlayamadılar çünkü sebebi biz değildik. Ekonominin yönetilememesi, her gün demirin, betonun artmasıydı. Yine ona bir çare kalmadık, yine büyük şehrimizden ve ilçemizle beraber inşaat artışları getirdik. Parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 inşaat artışlarıyla beraber vatandaşlarımız inşaatlarına başlayabildi. Bu ne demekti aslında? Bazı apartmanlarda ‘K’ ile beraber yüzde 60-70 maliyetin aslında belediyenin plan notuyla karşılanması demektir. Biz 25 yıldır deprem vergisi ödüyorduk. Ama hiçbir kuruşu bizler görmedik. Geçen yıllarda şunu söylediler. Bugüne kadar 160-170 milyar dolar para toplandı. Ama başka yerlere harcandı. Nerelere harcanmıştı? Şunu biliyoruz ki birileri zenginleştirmek için apayrı yerlere kendi yandaşlarına bu parayı vermişlerdi. O sebeple AKP'yi bugüne kadar yanımızda görmedik” dedi.İLÇE SINIRLARIMIZ SİYASİ HESAPLARLA KURULDUBayraklı’nın siyasi hesaplarla kurulduğunu söyleyen Önal, “Bayraklı'mız 2009 yılında ilçe sınırları belirlendi. 2009 yılında ilçe haline getirilirken en büyük haksızlığı orada yaşıyoruz. Orada haksızlığa uğruyoruz. Ne oluyor? O gün Bornova'yı almak ve daha sonrasında Bayraklı kazanmak üzerine bir sınır belirliyorlar. Mansuroğlu'ndan ara sokaklarından geçen bir ilçe sınırımız var. Yanı başında Karşıyaka'nın dezavantajlı mahallelerini yine kopararak bir Bayraklı ilçesi oluşturuluyor. Yanında da evet yeşil olarak gördüğümüz bir doğal çay var. Biliyorsunuz Ama Doğançay'da bütün İzmir'in mezarlık alanı olarak verilmişti bizlere. Yani sadece nüfustan ve İzmir'in mezarlık ihtiyacını karşılayacak bir yeşil alandan ibaret olan bir ilçe sınırımız var” diye konuştu. YOLLARDAKİ KAZILARLA İLGİLİ ALGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORLARYollarla ilgili dikkat çekici bir iddiada bulunan Önal, “Kentsel dönüşüm çalışmalarında vatandaşın yanında hareket edeceğini vurgulayan Önal, “Kentsel sönüşüm çalışmalarına önem veriyorum. Vatandaşa belediye garantörlüğü sunacağız. Artı uygulama, artı dilerlerse kendi belediye şirketlerimizle halk onu da olduğu gibi halk onu da sürdürecek, daha da şirketlerimizi geliştirecek, müşavirlik hizmetlerini bedelsiz bir şekilde vereceğimizin sözünü veriyoruz. En başından, en sonuna kadar belediye olarak vatandaşımızın yanında olacağız. Çünkü biliyoruz ki AKP yıllardır topladığı vergilerinin kırkta birini İzmir'e harcarken şunun biz farkındayız. Onların yapmadığı bütün hizmetlerde de biz yine vatandaşımızı yalnız bırakmayacağız. Kendi projelerimizin arkasında şunlar da var. Bütün projelerimizin merkezini insanı almışız. Onlar gibi Üç beş müteahhitti büyütmek gibi bir görevimiz yok. Her bir hizmetimizin içerisinde vatandaşımız, halkımız var. Yine yapacağımız bütün sosyal tesislerimizde Kent Lokantalarımızı burada Matematik Parkı'nda olduğu gibi 50 liralık bir yemek ücretiyle sağlıklı yine ucuz yemeği vatandaş hizmetine açacağız. Çaydan kafelere kadar, kahvelere kadar hem öğrencilerimizin hem de vatandaşlarımızın yanında olacağız. Göreve geldiğimizde acil müdahale ekibimizle yollarımızın bakım onarımlarını hızlı bir şekilde yapacağız. Şunu bir çoğunuzdan duyuyorum. Yollarımızla ilgili olduğunun da farkındayız. Ama şunu özellikle bilmenizi istiyorum. Birçok temel belediyeciliğimizde eksiklerimiz olabilir. Yollar da bunlardan bir tanesi. Bunlarla ilgili göreve geldiğim andan itibaren ilk 100 günde ivedilikle bunları gidereceğimin sözünü veriyorum. Ama bir şeyi de özellikle Sayın Genel Başkanım sizlerin huzurunda bütün İzmirlilerle paylaşmak istiyorum. Uzun zamandır İzmir'in birçok yerinde İzmir gazı ve Gediz’in kazıları mevzuat gereği doksan gün izinleri varken doksan gün sonunda kapatıyorlardı. Ben bunu iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu düşünüyordum. İmkanlarının yetmediğini düşünüyordum ama AKP'nin devlet parasıyla beslediği trollerle yaratmış oldukları algıdan sonra şuna kanaat getirdim. Bütün silsileli olarak bunlar aslında bir algıyı oluşturmak üzere yarattıkları bir sadece algı. Bu Onur Mahallesi'nde Yamanlar'da adaylarının da yapmış olduğu reklamlar çerçevesinde bütün kazıların İzmirgaz’ın kazıları olduğunu biliyoruz. Ama vatandaşımız bunu bilmiyor. Sokaklarda gördüğünüz birçok kazının sebebi İzmir gaz. Birçok kazının sebebi Gediz. Bunlar da planlı bir şekilde kapatmayarak aslında belediyelerin suçlanmasını istiyorlar Ve bu sebeple kendi yarattıkları algıda hizmetlerinin eksikliğini belediyemizin üstüne atıyorlar. Ve yine şunu söyleyeyim. Temel belediyeciliğimizin mazereti olmaz. Bizler bütün imkanlarımızla, her bir kuruşun Hesabını bugüne kadar verdik. Bundan sonra da vereceğimizin sözünü veriyorum. Ama şunu bilmenizi istiyorum. Değerli arkadaşlar belediyenin eksik olduğumuz hizmetlerinin maliyetlerinin nerelere gittiğini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz asli görevlerimiz arasında olmayan kreş hizmetleri fazla Yapıyoruz. Yapmaya devam edeceğiz. Arttırmak sizlere sözüm olsun. Yine yurt hizmetleri, kız çocuklarımızın yurt hizmetleri belediyenin görevi olmamakla beraber bizler kendimize görev biliyoruz. Yapacağız. Bunları artıracağımın sözünü veriyorum. Bunları ne için söyledim biliyor musunuz? Çünkü Cumhuriyet devleriyle derdi olanların özellikle kız çocuklarımızın yurtlar yapılmayarak spor gençlik bakanlığının buna yine kayıtsız kalarak sadece vakıflara belli kendilerine yakın derneklere yönlendirdik, yönlendirildikleri için bunu yapmadıklarının da farkındayız. O sebeple bütün hizmetlerimizin üstünde taşıdığımız cumhuriyet değerleri geldiği için asli görevimiz olmasa bile bizler bu yurtları yapmaya devam edeceğiz. Yine AKP'nin anlayışı, kadını sadece evinde çocuk bakmakla yükümlü olduğunu bu yetine bu kadının sancağı olması gerektiğini düşündüklerini de biliyoruz. Onun için de biliyoruz ki bizler temel belediyeciliğimizde kreş hizmetleriyle kadınımızın yine cumhuriyetimize emaneti olan cumhuriyet değerlerinin gereği olarak kadının toplumsal alanda sosyalleşebilmesi için, çalışabilmesi için bu kreş hizmetlerini kendimize vazife biliyoruz” dedi. ONLARIN GELİŞMİŞLİKTEN ANLADIĞI SADECE BETON RANTIHerkesten çok çalışacağının sözünü yenileyen Önal, “AKP'den ayrıştığımız yine bir farkı anlatmak istiyorum. Burada biz yine bu elli dönümlük alanı yeşil olarak savunurken, bunu yeşil olarak yapacağımızın sözünü sizlere verirken AKP yeşilliği İstanbul'da gördüğümüz gibi yıllardır gökdelenlere, rezidanslara, AVM'lere açtı. Onlar imar aratmaya çalışıyorlardı. Ben imar komisyon başkanıyken gelen bütün dosyalarda imarları reddederken kendi doğamızı, yeşilliğimizi korumak için yaptık. Dönüşmesi gereken alanlar varken yeni yerlerin imara açılmaması biz imtihanla savunuyoruz. Ve 14 Mayıs seçimleri sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle Çiğli'nin sırtlarında 250 dönümlük ev imara açıldı. Narlıdere'nin sırtlarında bizim reddettiğimiz dosyalar 200 dönümün üzerinde ormanlık alan imara açıldı. Bizimle onlar arasındaki farklar bunlar. Biz kendi doğamızı, yeşilimizi korurken onların gelişmişlikten anladığı Sadece beton rantı. Onlar her yeni rantı açmaya çalışırken biz iftiharla kendi torunlarımıza, çocuklarımıza miras bırakacağımız doğamızı, yeşilimizi koruduk bugüne kadar. Korumaya devam edeceğiz. Bize inanan İzmir'i Bayraklı'yı AKP zihniyetine teslim etmeyecek, yüz binlerce yurttaşa ihtiyacımız var arkadaşlar. Bizim Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği çağdaş, demokratik bir Türkiye'ye inananlara ihtiyacımız var. Cumhuriyet Kurucu değerlerini aşağılayan, doktorundan, emeklisine, herkesle kapı gösterenlere inat, kardeşçe, birlik ve beraberlik içerisinde laik, demokratik ve çağdaş Türkiye için mücadele edeceğimiz dostlarımıza ihtiyacımız var. Hep birlikte önce otuz bir Mart'ta Ardından da genel seçimlerde CHP'yi yani halkın iktidarını kurmaya ihtiyacımız var arkadaşlar. Ben bana verilen görevin sorumluluğunun farkındayız. Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanet ettiği Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir genç evladı olarak bu değerler size doğrultusunda hizmet edeceğimin sözünü veriyorum. Sayın genel başkanım ne partimi ne de sizleri mahcup etmemek üzere herkesten çok çalışacağımız sözünü vermiştim. Bu sözü görevimin sonuna kadar da devam ettireceğimiz burada bir kere daha huzurunuzda sözünü veriyorum” dedi.