Çiğdem CANPOLAT GÜÇTEKİN / ÖNCÜŞEHİR – Bir takım ziyaret ve açılışlarda bulunmak üzere 3 günlüğüne İzmir’e gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, son gününde partilileriyle buluştu. CHP İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Korkusuz Kentler Çalıştayı’nın kapanış törenine katılım sağlayan Özel, ardından ise Çiğli Belediyesi tarafından hayata geçirilen Balatçık Kent Lokantası ve Özge Polat Kent Kitaplığı’nın açılışına katılacak.Tarihi Havagazı Fabrikasında düzenlenen törene ev sahibi CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve Özel’in yanı sıra; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, CHP Genel Başkan Yardımcıları Ensar Aytekin, Gökhan Zeybek ve Burhanettin Bulut, Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, il yöneticileri, CHP’li ilçe başkanları, il ve ilçe gençlik ve kadın kolları başkanlarının katıldı.
Törende konuşan Özel, önemli açıklamalarda bulundu.
ÖZEL: BU ŞEHRİ BU HALDE BIRAKAMAZDIK
İktidarın İzmir ve CHP'li belediyelere yönelik baskısına değinerek sözlerine başlayan Özgür Özel, “Zorlu süreçlerden geçtik. Cumhuriyetin 100’üncü yılı yaklaşıyordu. Birileri de hedef 2023 diyordu. Bizde hep birlikte cumhuriyetin 100’üncü yılında hedefi cumhuriyeti yıpratma, değerleriyle kavga etmek, eğitim sistemiyle kindar bir nesil yetiştirmek isteyenlerin hedefine ulaşmaması için var gücümüzle çalışıyorduk. Geçmiş dönemde birlikte görev yaptığımız herkes, emek evren herkes 100'üncü yılda başarmak için kendinden bir şeyler katan herkes… 14 ve 28 Mayıs akşamlarında hayatlarının en büyük hayal kırıklığını yaşadılar. Hepimiz üzüldük. Ertesi gün kimse sokağa çıkmak istemedi. O günlerde İzmir bu travmayı en derinden yaşayan şehirdi. Bir şey yapmalıydı. Bu şehri bu halde bırakamazdık. Kendimize gelmeliydi. Bu beklenti bütün Türkiye’de vardı. Hepimiz içten içe bekliyorduk. Bir ayağa kalkmanın en çok beklendiği kentte buradaydı. Seçmendeki duygusal kopuşa bir destek vermek, bir kez daha kol kola gireceğiz ve yenilmediğimiz ve teslim olmadığımızı demek lazımdı. Onun için ayağa kalktık. Biz kalkınca baktık ki kalkanlar var. Adım atınca ikincisini bizden önce atanlar var. Bir şey yapmaya niyet varsa onun arkasından fazla sayıda cesur ve kararlı insanlar var. Bunları en kararlılar da İzmir’deydi. Bir büyük yürüyüşü İzmir’den başlattık. Anadolu’ya gittik. Ana kucağı Manisa’ya döndüğümüzde bambaşka noktadaydık. Yaşadığımız değişim sürecinde sonra parti daha çok kadın genç, cesur, kararlı bir anlayışla yerel seçime yürürken biz artık en yapmamız gerektiğini biliyorduk. En yaptıysak en çok İzmir’de yaptık. Hani değişim diyenlere dönün İzmir’e bakın dedik. Bunu yaparken bir tek şeye güvendik. İzmir ve Türkiye teslimiyeti kabul etmiyordu, daha ileriye gitmemizi istiyorduk. Bu şeyi nasıl yapacağımızı merak etmiyor, nasıl yapmamız gerektiğini tarihimizden görmemiz gerektiğini söylüyordu. Kutuplaştırmaya, şeytanlaştırmaya karşı, kirli siyaset diline, karşı dosta ateşine karşı hep sabırlı oldum. Hayal kırıklıklarına ihanete varan yalnız bırakılmalara rağmen hep sabırlı ve kararlı olduk. Bu sürecin sonunda her geçen gün daha iyiye gittiğini, duygusal kopuşun kenetlenmeye dönüştüğünü, kötücül aklın ters teptiğini gördük" dedi.
MEMNUNİYET ORANLARINI ÖLÇTÜRDÜK
Seçimler sonrası Türkiye'nin kazandığını belirten Özel, "Öyle bir gecede Türkiye’ye mesajımız şuydu; kimse kaybetmedi, Türkiye kazandı. Kaybedenin olmadığı seçimdir. Kimse korkmasın, kimseyi dışlamayacağız. Zafer değil görev olarak görüyoruz dedik. Ertesi sabah ayakkabılar giyildi ve işe koyunuldu. Tayyip Bey asıl saldırıya birkaç ay önce geçti. Kabullendiği 31 Martta ona, ‘merak etmeyin yapamazlar, hazırlıksızlar’ denilmişti. İşleri yavaşlatarak, görünürde çok bir şey yapmayarak ilk 6-7 ayı geçirdiler. Tayyip Beyin buğun yaptıklarının 31 Mart seçim sonuçlarına tepki olarak kimse düşünmesin. Bizim yerel seçimlerden sonra başarısız olacağımıza tökezleyeceğine inanmıştı. Onun hazmedemediği sonuçlar 31 Mart sonuçlar değil. 31 Ekim, 31 Aralı sonuçları hazmedemediği… Belediyelerimizi memnuniyet üzerinde ölçtürdük. Türkiye genelinde CHP’li belediyelerden memnuniyet oranı ortalamanın bizde yüzde 58, onlarda ise yüzde 60 çıkmış olmasıdır. Onun hazmedemediği sonuç AK Partili kadın seçmenin hızla CHP’ye dönmesidir. Birbirine düşmesini beklediği salonun belediye başkanlarına sahip çıkmasıdır. Batıracaklar dediği İzmir’de 31 adaydan 29’unu kazandığımız, 29’unun da destan yazdığı gerçeğidir. Bunu hazmedemiyor. O yüzden saldırıyor. O yüzden bu kadar gözü döndü, bu kadar hırçın. Kötülüğü yaparken insan başkasından değil kendinden utanır” dedi.
BİZ KARŞININ OKUNDAN ÇOK DOSTUN GÜLÜNDEN YARALAYAN…
İller Bankası tarafından İZBB’nin ödeneğinin kesilmesini eleştiren Özel, “31 Aralık’ta İzBB’nin hesabına yatması gereken beklenen, planlı İller bankasından gelen para 3.7 milyar lira. İzBB devasa yapı. Alacağı ödenekler 7 Ocak günü maaşları ödeyecek. Bu paradan 1,7 milyar lira İzBB’nin borcunu faizleriyle kesiyor. Bakanlara talimat verdi ya silkeleyin diye. Bu para kesildiğinde maaşlar ödenemeyecek, çalışanlar mutsuz olacak, CHP'li belediyecilik hizmetleri tartışmaya açılacak. 2 şirketin maaşı ödenemedi. Birkaç günlük kaynak arayışından dolayı beklemeye alındı. O gün halden anlamayan, normalde dost görünen, işler yolunda gidildiğinde halaya birlikte duranların bir anda karşımıza geçtiğini not ettiğimizi bütün İzmir'in bilmesini isterim. Biz karşının okundan çok dostun gülünden yaralayan, karşısının okunun bu kadar haksız acımasız ve namertçe olurken onun kayığına su taşıyanları da bir başka tarafa not ettik. Sonuç; 2 gün içinde sorun çözüldü. Maaşlar yattı. Bundan sonraki süreçlerde de yapacakları her türlü kötülüğe karşı hazırlıklar yapıldı. Biz nasıl kötücül akılla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Biz mahvolmuştuk. Perişan olmuştuk. 100'üncü yılda seçimi kaybetmiştik. Birimiz ayağa kalktı, bütün İzmir Türkiye ayağa kalktı. Siz bu kenti korkutarak sindirerek işsizine maaş ödetmemek için parasını keserek bu kentle gönül bağımızı koparamazsınız. İzmir biziz, biz İzmiriz. O yüzden İzmirli körfezi kimin kirlettiğini kimin kokmasını istediğini kimin istismar ettiğini bilir. İzmir tersanesinde geçen gemiler Büyükşehir denetiminde değil. Bizden iyi bunu İzmirliler bilir. Kendileri denetleyelim deyince sizin göreviniz değil diyenler, dereleri İzmir körfezini kirletene akarsuları, Tarım ve Orman Bakanlığının eksik denetimi yüzünden kirletildiği İzmirliler bilir. Bu yüzden hiç üzerimize vazife değilken İzmir’e diğer hizmetleri yapmamız gerekirken toplam 6 gemiyle 2 tarama gemisiyle dipteki çamuru almak taramak kokuya engel olmak için verilen gayretlerin hepsi görev icabı değil İzmir'i sevmenin gereğidir. Buradan bütün İzmir’e ilan ediyorum; İzmir’de kokan, temizlenmesi gereken Körfez değil; kokuşmuş AKP siyaset biçimidir” dedi.
SEÇİMİ KAZANMAK İÇİN ÇALIŞMAK LAZIM
Kendisinin ne olursa olsun vatandaşın oylarından kaynaklı iktidar partisine saygı göstereceğini belirten Özel, "Hiç sevmem kinaye yapayım, alaya alayım, ben kazandığımda kaybedeni küçük düşüreyim. İstesem 47 yıl sonra partim birinci parti olmuş, 22 yıldır yenilmeyen AK Parti perişan olmuş. İstesem 31 Mart’ta alırdım mikrofonu elime alayın, küçük düşürmenin en iyisini yapardım. Düşmanıma yapmadım, bizden sonra en yüksek oyu alan partinin genel başkanına da yapmadım. Bundan sonra bize ne yaparlarsa yapsınlar milletin istemediği bir üslup kullanmayacağım. Ama evveli gün Suriye konusunda çıkıp dedi ki ‘Öneki genle başkanlarının Eset’i neden desteklediğini biliyorduk. Ama şimdikinin neden Şam kalesine Türk bayrağı asılmasından rahatsız olduğunu bilmiyoruz’ dedi. Bu sıradan bir cümle değil. Ne Sayın Kılıçdaroğlu ne ben… Ne iç politika ne dış politikada din ve mezhep konuşmadık. Üç yere siyaset sokmadık. İbadethanelere, okula ve orduya siyaseti sokmadık, sokulmasına da hep itiraz ettik. Dış politikaya da hep böyle baktık. Sayın Kılıçdaroğlu'nun inancını ve mezhebini hatırlatarak, Onunla Esad arasında bağlantı kurarak… Erdoğan, … Biz, hiç yapmadığımız, hep muhatap olduğumuz ama asla içine girmediğimi bu tartışmaya bir kez daha sakın ha diyoruz. Bir kez daha Erdoğan2ın gözlerinin içine bakarak diyorum ki ‘sus. … önünü arkasını düşünmeden sakın girme. Bu vakitten sonra sessizliğini, sükutunu özürden sayacağım. Bir kelime daha ederse onu tarihte görülmemiş şekilde pişman edeceğim. Bu ülkede insanlar arasına mezhepçilik sokmana izin vermeyeceğiz bu tartışmayı burada bitiriyoruz. Nokta. Sakin bir daha kalkışma. İnandığını savunabilirsin ama inançları alet etmemelisin. Seçim kazanmak için çalışmak lazım. Çalışanı kıskanmanın, arkasından çelme takmanın millette karşılığı yok. İnandığını savunabilirsin ama inançları alet etmemelisin. Her inanca saygılı olmalı, hiçbir inancı şeytanlaştırmazsın. CHP, İzmir’de bu kendisini yarın ne olacağını değil bu ülkenin yarın ne olacağını düşünen milyonlardan bu uğurda oy vermiş seçmen olan her bir fertten umudumuz var. Çünkü biz iyi yönetiyoruz. Birbirimizi ve ülkemizi seviyoruz. Biz şehirleri parsel parsel satmıyoruz. Biz helikopterleri gezip kupon arsaları Arap şeyhlerine pazarlamıyoruz. Biz bu ülkeyi iktidarını yereldeyken nasıl bir yağmalama, birilerini peşkeş çekme olarak görmeyip kentlinin ülkenin çıkarını koruduysak genel iktidarda bunu yapacağımızı bizde seçmenimizden biliyor. Artık sizin seçmeninizde biliyor" ifadelerini kullandı.TUGAY: ÜYE OLDUĞUM GÜNÜ DÜN GİBİ HATIRLIYORUM
Toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Partiye üye olduğum günü sanki dün gibi hatırlıyorum. O günleri üye olduktan sonra duygularımızı paylaştığımız pek çok partili büyüğümüz yine bu salondalar. Siyaset yapma sürecim boyunca ilde komisyonlarda görevler yaptım. Karşıyaka iki dönem ilçe başkan yardımcılığı yaptım. Bugün burada bulunan milletvekillerimizin saha çalışmalarında partili olarak eşlik ettim. 2019’da Karşıyaka belediye başkanı olma onuru verdi bana bu parti bu seçimde de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı sorumluluğunu verdi. İlk üye olduğum günden bu partinin sıradan bir neferi olduğum günden hangi pozisyonda olursam olayım sadece CHP’nin başarısını istedim. CHP’nin değerlerine inandım. Kuruluşundan bugüne savunduğu tüm asil değerlere inandım. Onun mücadelesini verdim. Eminin her biriniz aynı duygu ve düşünceyle buradasınız. Eminim kimse kendi çıkarlarının partinin çıkarlarının önünde tutmuyor” dedi.
İZMİR'İN CHP GELENEĞİ İLE GURUR DUYUYORUZ
"Bu ortamda bu birlik ve beraberliği yaşamak hepimiz için onur bunun tadını çıkarmalıyız. 31 Mart seçimlerinden Türkiye’nin birinci parti olma gururunu sonuna kadar yaklaşmalıyız. Bugün nereye baksak CHP’li belediyelerin iktidarını görüyoruz. CHP, Türkiye’nin büyük çoğunluğunda başarıyla sürdürüyor. Yapılan çalışmalar başarımızın sürdüğünü ev daha iyi noktalara gelmemiz için olumsuzluk olmadığını gösteriyor. Bütün bu pozitif bakış açılarımıza rağmen unutmamalıyız ki önümüzdeki yerel seçim hepimiz için bir numaraları çalışma gündemidir. Kazanılmak zorundadır. Genel seçimi kazanmanın tek bir anahtarı var; çalışmak. Kazanmanın tek bir yolu var; çalışmak. Birbirimize çok güzel sözler söyleyebiliriz, çokça övebiliriz. Kendi yaptıklarımızı bireysel olarak anlatmaya çalışabiliriz. Ben diyorum ki her birimiz tek bir kişi gibi sadece partinin kazanması için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapacak şekilde çalışalım. Dün gerçekleşen çalıştayda partililerimiz, örgüt ve belediye nasıl uyum içerisinde çalışır onu konuştuk. Toplantı masalarında bizzat bulunduğum için söylebilirim ki; belediyelere örgütlü çalışma için örnek bir çalışma oldu. İhtiyacımız olduğunu dün anladık meclis üyelerimiz de burada. Onların bazı sitemlerini duyduğumuz için söyleyeceğim. Belki salon yetmiyorsa belki başlangıç organizasyonu böyleydi ama benzer buluşmaları gerçekleştirmeye devam edeceğiz. tüm partililerimizin görüşlerini almaya devam edeceğiz. Biz çalıştıkça iktidara birer adım daha yaklaşacağız. Göreve geldiğimiz günden itibaren İzmir'in temel sorunları ile ilgili çalışma yaparken halkımızın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik sıkıntılara çözüm üretmek için pek çok projeyi hayata geçirdik. İzmir’in CHP’li geleneğiyle bizler gurur duyuyoruz. Geçmiş başkanların hepsiyle gurur duyuyoruz. Bizim görevimiz teslim aldığımız andan itibaren o bayrağı daha da ileriye taşımak. Geçmişte yapan iyi ev doğru şeyin üzerine yenilerini ekleyerek devam ediyoruz. Göreve geldikten sonra daha fazla sosyal yardım altyapı, kentsel dönüşüm çalışması, her alanda daha ileriye giden çalışmalar gerçekleştirdik. 9 ayda 20 milyar liradan daha fazla parayı yatırıma ayırdık. Bunu zorlu ekonomik şartlar altında yaptık. Krizlere sebep olan o kötü ekonominin sonucunda Türkiye'deki bütün kanunlar gibi belediyelerde ekonomik zorluluklar yaşıyor. Düşünün ki arkamızda iktidar desteği olmadığı halde bu olumsuz şartlarda yapabildiğimiz en iyi şeyi yapıyoruz ahlakımızla namusunuzla çok güzel işler başarıyoruz. Bugünden itibaren yaptıklarımızı anlatmalıyız. Bir şeyler yapmalıyız, başarılı işler yapmalıyız. Unutmamak gerekir ki; bugüne kadar sadece bize oy veren seçmenin oylarıyla iktidar olamayız. Ulaşamadığımız bizi yanlış anlattıkları toplum kesimlerine ulaşmalıyız. Üstelik onların pek çoğu ekonomik sıkıntı ortamında çok büyük sıkıntı yaşıyorlar" diye konuştu.
İKTİDARIMIZA İNANIYORUMKenti çekim merkezi yapmaya çalıştıklarını belirten Tugay, "İzmir’i bir çekim merkezi yapmaya çalışıyoruz değerli olduğuna inandığım bir plan hazırladık ve adım adım ilerliyor. Bizden istenen 90 dakikaydı geri getirdik. Bizden istenen en uygun su fiyatını vermemizdi. Başlar başlamak fiyatta indirime gittik. Büyükşehirler arasında ne uygun su fiyatı olacak şehir İzmir olacak dedim. Bunun hazırlığını yapıyoruz. İZSU İzmir’in 4 bir yanında her yerinde yüzlerce kilometrelik temiz su, kirli su, alt yapı çalışmaları ve arıtma tesislerinin büyütülmesi için çalışma yapıyor. Torbalı’da İzmir’in en büyük ikinci arıtma tesisini açtık. 4. Faz inşaatı söz verdiğimiz gibi hızla kesintisiz devam ediyor. Nisan ayında devreye girdiğinde Türkiye'nin en büyük arıtma tesisi olarak hizmet verecek körfez üzerinden bir karalama kampanyası yaşadık. Utanılası içinde kirli su dolu şişeyle İzmir karalanmaya çalışıldı. Onların İzmir’i sevmediğini biliyorduk ama böylesine nefret ettiğini bu davranışıyla öğrenmiş olduk. Dedim ki görevlerinizi yerine getirirseniz daha hızlı temizleriz. Ama bir gramlık çaba göstermedikleri halde nerdeyse bizim çalışmalarımıza engel olma yoluna geçtiler bakana durumu bizzat aktardığım halde bu duruma maruz kaldık. Siz görevlerinizi yerine getirmeseniz de bize engel olmaya da çalışsanız. Ne yaparsınız yapın. Biz üzerimize düşeni yapacağız. İzmir’in onurunu başımızın üstünde taşıyacak o körfezi tertemiz ve pırıl pırıl yapacağız. Altyapı ulaşım ve trafik sorunlarını kentsel dönüşüm ihtiyacınız, sosyal konut ihtiyacınız giderildiği bir dönem olacak. Buna inanmanızı istiyorum. Biz bu görevleri başarmak üzere bu noktalara geldik. Gecemiz ve gündüzümüz bu görevleri nasıl daha iyi yapacağımızı düşünmekle geçiyor. Parti örgütümüzün bize inanmanızı istiyorum. Bizim arkamızda durmanızı istiyorum. Her bir arkadaşımızla daha yakın çalışma içerisindeyiz. Kendimizi bir takım gibi görüyoruz. Bu takım İzmir’in her tarafında bir bütün olarak hizmet verecek. Bundan sonra İzmir’de hiç kimse İzmir’e kirli bir şehir diyemeyecek, yılları bozuk, Körfezi kirli demeyecek. İzmir kentsel dönüşüm çalışması yapmıyor diyemeyecek. Bunlar bizim onurumuz, onurumuz için çalışacağız. Bundan sonra kişisel çıkarlarımızı bir kenara koyup sadece partinin iktidarı için tek yumruk çalışmak olacak. Ben genel başkanımız genel başkan yardımcılarımıza milletvekillerimize belediye başkanlarımıza, parti örgütümüze inanıyorum. İktidarımıza inanıyorum, lütfen hepimiz iktidar için çalışalım" dedi.
ASLANOĞLU: SİZDEN KORKAN SİZİN GİBİ OLSUN
Seçimlerde oy farkı attıklarını ifade eden Aslanoğlu, “Bu çalıştay korkusuz başkanların, korkusuz örgütün çalıştayı. İzmir’i savaş meydanı yaptıklarını görüyoruz. İzmir‘e olan kinlerimi, öfkelerini görüyoruz. Neden mi? Çünkü biz İzmirliler genel seçimde onlara 1 milyon 20 bin oy farkı artık. Hazmedemiyorlar. Yerel seçimlerde İzmir’de Tayyip Bey’in partisi bir belediye kazandı, biz 29 belediye kazandık, hazmedemiyorlar. Dertleri yeni değil, İzmir‘le kavgaları yeni değil. Baskılarla, bizleri gözaltına aldırmakla, bizlere dava açmakla, görevden almakla tehdit ettiklerini görüyoruz. Bizi korkutmaya çalıştığınızın farkındayız, sizden korkacağımızı sanıyorsunuz, sizden korkan sizin gibi olsun. Gittiğimiz diğer şehirlerde İzmir‘le ilgili o kadar güzel şeyler duyuyoruz ki bu bizi inanılmaz mutlu ediyor. İzmirli olmaktan gurur duyuyoruz. İl başkanı olmak büyük bir gurur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin il başkanı olmak daha büyük bir gurur ve Cumhuriyet Halk Partisi İzmir il başkanı olmak öyle bir gurur ki tarifi imkânsız. Bu gururu tüm ömrüm boyunca yaşayacağım. Sadece benim değil eşimin, çocuklarım Berfin ve Ada’nın ve yaşama yeni başlayan Vera’nın tüm ömrü boyunca taşıyacağı büyük bir gurur” dedi. BAZEN KARDEŞ KISKANÇLIKLARI…
Kendisi ile çok uğraştıklarını ifade eden Aslanoğlu, “Dün il başkanlığı görevimdeki ikinci yılımı tamamladım, beni bu göreve getiren tüm yol arkadaşlarıma ve iki yıl boyunca bana destek veren, yükümü bölüşen genel başkanıma, tüm genel merkez yöneticilerine ve gece gündüz benimle sokaklarda birlikte mücadele eden tüm yoldaşlarıma canı gönülden teşekkür ederim. Tabi bu iki yıl öyle kolay da geçmedi 185 bin üyeniz varsa 185 bin üyenin işsizliği, açlığı, sıkıntısı, sağlığı, derdi tasasına ortak olmak gerekir. Ortak olduk. 31 belediyenin 29 unu yöneten bir partinin il başkanı belediye emekçisinin derdi sorunuyla dertlenmesi, Türkiye’nin üçüncü büyük kentinin çözüm bekleyen sıkıntıları ile ilgilenmesi gerekir. İlgilendik. Bazen kardeş kıskançlıkları, ama çoğu zaman da tek adam rejiminin Faşizan baskıları ile karşı karşıya kaldık. Hepsini örgütümle birlikte göğüsledik. Çok uğraştılar benimle, İzmir il başkanlığı ile. Ama kişisel olarak üstüme alınmadım. Çünkü benimle değil, bizimle uğraşıyorlar. Çok uğraştılar Cemil başkanla, Tunç başkanla, Aziz başkan ile. Eskisi, yenisi ilçe belediye başkanlarımla, İzmir‘le çok uğraştılar, hala çok uğraşıyorlar” diye konuştu.
BU KENTİN YAKININDAN GEÇMEDİN, YAKININDAN GEÇEMEYECEKSİN
İzmir’in yakından bile geçemeyeceklerini söyleyen Aslanoğlu, “22 yıldır bu ülke sizden ne çekti Sayın Erdoğan. Sabah kalkıyor CHP, akşam yatıyor CHP. Muhtemelen gece uyurken bütün rüyaları CHP. Biliyoruz derdin başın CHP, derdin başın İzmir. Bu kentin yakınından geçmedin, yakınından geçemeyeceksin. Çünkü bu kentin seninle dokusu uyuşmaz. Sadece seninle mi? Merak etme sen yalnız değilsin. İzmir’le sadece senin dokun değil, il başkanın dokusu da uyuşmaz. Bilal saygılı camiinden ÇEDES için bu ülkeyi, bu vatanı, bu vatandaşları, İzmir’i bölecek işlere kalkışanlar ile İzmirliler uyuşur mu? İzmirliler ÇEDES’in sonunun mezhep kavgası olacağını biliyor. Size bu vatanı da, İzmirlileri de böldürtmeyeceğiz. Hevesiniz kursağınızda kalacak. Yani yalnız değilsin Sayın Erdoğan. Istakozcu vekilinin de, meclisi ringe çeviren vekilinin de, senin ambleminden utanıp seçim afişlerin de ampulü gizleyen genel başkan yardımcının da, genç teğmenler İzmir’i gururlandırırken, fırıldaklığı ile bizi utandıran teğmeninin de İzmir ile alakası yok. Genel başkan yardımcın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilebilmek için yalandan gül sokakta dolaşıp, bende aslında sizin gibiyim demeye çalışıyordu” dedi.
HAMZA DAĞ SEN VE GENEL BAŞKANIN…
AK Parti Genel Başkanı Hamza Dağ’a atıfta bulunan Aslanoğlu, “İzmirliler dedi ki, sen bizim gibi değilsin. Reisin de öyle. Hamza Dağ sen ve genel başkanın birlikte gül sokağa gelebilir misiniz? Gelemezsiniz, o yüzden sizinle bizim aramızda kocaman bir fark var. Ne fesli Kadir’inizin, ne Ensari hocanızın bizim gönlümüzde üç kuruşluk yeri var. Bunların tamamı bizim için hain. Keşke Yunanlılar kazansaydı diyen Fesli Kadir de hain, öğretmenlik yapan Kubilay’ı Menemende katleden, sizin menemen belediye başkanınız tarafından türbesi ziyaret edilen, il başkanınız Bilal saygılı tarafından Hocamız denen Ensari da hain. 2004’te de, 2009 da, 2014’de de İzmir Cumhuriyet Halk Partili idi. Yani 15 yıl bu şehir Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını en yükseğe taşıdı. Bütün baskılara karşı, hizmet getirmeyen AKP’ye karşı 15 yıl. Sonra 2019 da, ne iyi ki İstanbul, Ankara, Mersin ve Adana da bize katıldı. Mücadele hattı büyüdü. Onlarda 5-6 yıldır bu zülüm iktidarına karşı direniyor. İzmirliler 21 yıldır direniyor. Ve nihayetinde 31 Mart’ta 411 belediyeyi kazandık. Seçimi Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel önderliğinde kazanan Cumhuriyet Halk Partisi, bugün Türkiye’nin birinci partisi. Örgütümüze liderlik ettiniz, başarıda payınız büyük sayın genel başkanım. Ve genel başkanı ile birlikte gece gündüz demeden koşturan ona yoldaşlık eden örgütümüz başarı sizin. Kendiniz ile gurur duyun” dedi.
BU DÖNEMİ ANCAK KARARLILIK VE BİRLİKTELİKLE ATLATABİLİRİZ
İki günlük çalıştayda önemli kararlar aldıklarını söyleyen konuşan Aslanoğlu, “Dün çok kıymetli bir çalıştay gerçekleştirdik. Belediyelerimiz canla başla, tüm engellemelere rağmen çalışarak hizmet üretiyorlar. Başkanlarımızın kararlı duruşları ve icraatları ile gurur duyuyoruz. Ancak biliyoruz ki, belediye ve vatandaşlar arasında en büyük bağı kuran örgüttür. Örgüt sahadadır, örgüt meydandadır. Son dönemde etkilerini sarsıcı bir şekilde hissediyoruz. İktidar, İzmir’i hedefe almış durumda. Tüm karalamaları aşmak, vatandaşımız ile anlamlı bir bağ kurmak için örgüt ve belediyenin sımsıkı bir ilişki kurması lazım. Bizlerin kararlılık içinde tam bir uyum ile çalışması, bu zorlu dönemi aşmanın ilk şartıdır. Bu ihtiyacı gördüğümüz için çalıştayda 2 konuya odaklandık ve önemli kararlar aldık. Sahada gördüğümüz sorunları Belediye Başkanlarımıza ve ilgili yöneticilere aktaracak yöntemleri konuştuk. Özellikle vatandaşa değen; sosyal hizmetler, halkla ilişkiler, eğitim, sağlık gibi alanlarda kolay bağ kurmak için bir model geliştirdik. Bu model il başkanlığımızı merkeze alan ve bize belediyenin ilgili birimlerine hızlı erişim imkanı sunan bir model olacak. Belediyelerimizin icraatlarını vatandaşımıza aktarmak için neler yapılması gerektiğini konuştuk. Belediyelerimizin hizmetlerini, örgütümüze anlatmasını sağlayacağız. Bugün birincisini yaptığımız buluşmayı önümüzdeki günlerde tekrarlayıp, belediyelerimizin icraatlarını ve hizmetlerini dinleyeceğimiz bir planlama yapacağız. Bu dönemi ancak kararlılık ve birliktelikle atlatabiliriz. İnanıyorum ki örgütümüz ve belediye başkanlarımız el ele vererek bu sürecin üstesinden gelecekler” dedi. KARDEŞ OLAMAYANLAR, KARDEŞ KISKANÇLIĞINI DA ANLAMAZ
Kendi içinde rekabet etseler de aileye laf söyletmeyeceklerini ifade eden Aslanoğlu, “Bizimle AKP’liler arasında kocaman bir fark var. Birbirlerine sadece çıkar ilişkileri ile bağlı AKP’liler anlamaz bizi dostlar. Biz İzmir’de 186 bin 384 Türkiye’de 1 milyon 550 bin kardeşiz. Biz kardeşiz kardeş. Olur bazen kardeşler arsanda kıskançlık, buna kardeş kıskançlığı denir. Literatürde var. Kardeş olamayanlar, kardeş kıskançlığını da anlamaz. Evet kendi içinde bir rekabeti barındırsa da, asla dışardan 3.bir kişiye, aileye laf söyletmeyiz biz. Kardeşlerimize dışardan gelecek en küçük söze karşı koruruz. Biz size benzemeyiz Sayın Erdoğan. Ne dilimiz, ne ruhumuz, ne de karakterimiz. Biz 100 yıllık gelenekten geliyoruz. Biz birbirine çok benzeyen, aynı şarkıları dinleyerek, aynı filmleri izleyerek, aynı şiirleri okuyarak büyüyen yoldaşlarız. Çıkar için bir araya gelmiş beş benzemez AKP’li değiliz biz. Yarın yanağından gayrı diyen nazımın dizeleri ile büyüdü bu salondaki herkes. Yoldaşlarım, biz birbirimiz ile benzerliklerimizin ne kadar çok, farklılıklarımızın ne kadar az olduğunu bildikçe. Biz bir arada oldukça, bölünmedikçe, parçalanmadıkça iktidar olacağımız açık. Kim kendini iyi hissetmiyorsa koluna girin, kim kendini dışarda hissediyorsa kavgaya katın. Biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve kazanacağız” şeklinde konuştu. BİZİ SİNDİRECEKLERİNİ SANIYORLAR
Aslanoğlu son olarak ise, “İzmir’i korkutacaklarını sanıyorlar, efelere diz çöktüreceklerini sanıyorlar, Bizi sindireceklerini sanıyorlar. Bizi silkeleyebileceklerini sanıyorlar. 100 yıllık kökleri olan bu ulu çınarı silkeleyebileceklerini sanıyorlar. Bizi kendileri ile karıştırıyorlar. Siz Amasya sultanı mehmene Banu iseniz, biz o dağları delip aşk için şehre su getirecek Ferhatlarız, siz ferman veren padişahlarsanız, biz ferman padişahın dağlar bizimdir diyen Dadaloğluyuz, siz Bolu beyiyseniz, biz mert dayanır, namert kaçar diyen Köroğluyuz, siz Hızır paşaysanız, biz yürü bire Hızır Paşa senin de çarkın kırılır diyen Pir Sultan Abdal’ız. Su salondaki herkes birlik içinde emin adımlarla iktidara yürüyoruz” ifadelerini kullandı.
Törende konuşan Özel, önemli açıklamalarda bulundu.
ÖZEL: BU ŞEHRİ BU HALDE BIRAKAMAZDIK
İktidarın İzmir ve CHP'li belediyelere yönelik baskısına değinerek sözlerine başlayan Özgür Özel, “Zorlu süreçlerden geçtik. Cumhuriyetin 100’üncü yılı yaklaşıyordu. Birileri de hedef 2023 diyordu. Bizde hep birlikte cumhuriyetin 100’üncü yılında hedefi cumhuriyeti yıpratma, değerleriyle kavga etmek, eğitim sistemiyle kindar bir nesil yetiştirmek isteyenlerin hedefine ulaşmaması için var gücümüzle çalışıyorduk. Geçmiş dönemde birlikte görev yaptığımız herkes, emek evren herkes 100'üncü yılda başarmak için kendinden bir şeyler katan herkes… 14 ve 28 Mayıs akşamlarında hayatlarının en büyük hayal kırıklığını yaşadılar. Hepimiz üzüldük. Ertesi gün kimse sokağa çıkmak istemedi. O günlerde İzmir bu travmayı en derinden yaşayan şehirdi. Bir şey yapmalıydı. Bu şehri bu halde bırakamazdık. Kendimize gelmeliydi. Bu beklenti bütün Türkiye’de vardı. Hepimiz içten içe bekliyorduk. Bir ayağa kalkmanın en çok beklendiği kentte buradaydı. Seçmendeki duygusal kopuşa bir destek vermek, bir kez daha kol kola gireceğiz ve yenilmediğimiz ve teslim olmadığımızı demek lazımdı. Onun için ayağa kalktık. Biz kalkınca baktık ki kalkanlar var. Adım atınca ikincisini bizden önce atanlar var. Bir şey yapmaya niyet varsa onun arkasından fazla sayıda cesur ve kararlı insanlar var. Bunları en kararlılar da İzmir’deydi. Bir büyük yürüyüşü İzmir’den başlattık. Anadolu’ya gittik. Ana kucağı Manisa’ya döndüğümüzde bambaşka noktadaydık. Yaşadığımız değişim sürecinde sonra parti daha çok kadın genç, cesur, kararlı bir anlayışla yerel seçime yürürken biz artık en yapmamız gerektiğini biliyorduk. En yaptıysak en çok İzmir’de yaptık. Hani değişim diyenlere dönün İzmir’e bakın dedik. Bunu yaparken bir tek şeye güvendik. İzmir ve Türkiye teslimiyeti kabul etmiyordu, daha ileriye gitmemizi istiyorduk. Bu şeyi nasıl yapacağımızı merak etmiyor, nasıl yapmamız gerektiğini tarihimizden görmemiz gerektiğini söylüyordu. Kutuplaştırmaya, şeytanlaştırmaya karşı, kirli siyaset diline, karşı dosta ateşine karşı hep sabırlı oldum. Hayal kırıklıklarına ihanete varan yalnız bırakılmalara rağmen hep sabırlı ve kararlı olduk. Bu sürecin sonunda her geçen gün daha iyiye gittiğini, duygusal kopuşun kenetlenmeye dönüştüğünü, kötücül aklın ters teptiğini gördük" dedi.
MEMNUNİYET ORANLARINI ÖLÇTÜRDÜK
Seçimler sonrası Türkiye'nin kazandığını belirten Özel, "Öyle bir gecede Türkiye’ye mesajımız şuydu; kimse kaybetmedi, Türkiye kazandı. Kaybedenin olmadığı seçimdir. Kimse korkmasın, kimseyi dışlamayacağız. Zafer değil görev olarak görüyoruz dedik. Ertesi sabah ayakkabılar giyildi ve işe koyunuldu. Tayyip Bey asıl saldırıya birkaç ay önce geçti. Kabullendiği 31 Martta ona, ‘merak etmeyin yapamazlar, hazırlıksızlar’ denilmişti. İşleri yavaşlatarak, görünürde çok bir şey yapmayarak ilk 6-7 ayı geçirdiler. Tayyip Beyin buğun yaptıklarının 31 Mart seçim sonuçlarına tepki olarak kimse düşünmesin. Bizim yerel seçimlerden sonra başarısız olacağımıza tökezleyeceğine inanmıştı. Onun hazmedemediği sonuçlar 31 Mart sonuçlar değil. 31 Ekim, 31 Aralı sonuçları hazmedemediği… Belediyelerimizi memnuniyet üzerinde ölçtürdük. Türkiye genelinde CHP’li belediyelerden memnuniyet oranı ortalamanın bizde yüzde 58, onlarda ise yüzde 60 çıkmış olmasıdır. Onun hazmedemediği sonuç AK Partili kadın seçmenin hızla CHP’ye dönmesidir. Birbirine düşmesini beklediği salonun belediye başkanlarına sahip çıkmasıdır. Batıracaklar dediği İzmir’de 31 adaydan 29’unu kazandığımız, 29’unun da destan yazdığı gerçeğidir. Bunu hazmedemiyor. O yüzden saldırıyor. O yüzden bu kadar gözü döndü, bu kadar hırçın. Kötülüğü yaparken insan başkasından değil kendinden utanır” dedi.
BİZ KARŞININ OKUNDAN ÇOK DOSTUN GÜLÜNDEN YARALAYAN…
İller Bankası tarafından İZBB’nin ödeneğinin kesilmesini eleştiren Özel, “31 Aralık’ta İzBB’nin hesabına yatması gereken beklenen, planlı İller bankasından gelen para 3.7 milyar lira. İzBB devasa yapı. Alacağı ödenekler 7 Ocak günü maaşları ödeyecek. Bu paradan 1,7 milyar lira İzBB’nin borcunu faizleriyle kesiyor. Bakanlara talimat verdi ya silkeleyin diye. Bu para kesildiğinde maaşlar ödenemeyecek, çalışanlar mutsuz olacak, CHP'li belediyecilik hizmetleri tartışmaya açılacak. 2 şirketin maaşı ödenemedi. Birkaç günlük kaynak arayışından dolayı beklemeye alındı. O gün halden anlamayan, normalde dost görünen, işler yolunda gidildiğinde halaya birlikte duranların bir anda karşımıza geçtiğini not ettiğimizi bütün İzmir'in bilmesini isterim. Biz karşının okundan çok dostun gülünden yaralayan, karşısının okunun bu kadar haksız acımasız ve namertçe olurken onun kayığına su taşıyanları da bir başka tarafa not ettik. Sonuç; 2 gün içinde sorun çözüldü. Maaşlar yattı. Bundan sonraki süreçlerde de yapacakları her türlü kötülüğe karşı hazırlıklar yapıldı. Biz nasıl kötücül akılla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Biz mahvolmuştuk. Perişan olmuştuk. 100'üncü yılda seçimi kaybetmiştik. Birimiz ayağa kalktı, bütün İzmir Türkiye ayağa kalktı. Siz bu kenti korkutarak sindirerek işsizine maaş ödetmemek için parasını keserek bu kentle gönül bağımızı koparamazsınız. İzmir biziz, biz İzmiriz. O yüzden İzmirli körfezi kimin kirlettiğini kimin kokmasını istediğini kimin istismar ettiğini bilir. İzmir tersanesinde geçen gemiler Büyükşehir denetiminde değil. Bizden iyi bunu İzmirliler bilir. Kendileri denetleyelim deyince sizin göreviniz değil diyenler, dereleri İzmir körfezini kirletene akarsuları, Tarım ve Orman Bakanlığının eksik denetimi yüzünden kirletildiği İzmirliler bilir. Bu yüzden hiç üzerimize vazife değilken İzmir’e diğer hizmetleri yapmamız gerekirken toplam 6 gemiyle 2 tarama gemisiyle dipteki çamuru almak taramak kokuya engel olmak için verilen gayretlerin hepsi görev icabı değil İzmir'i sevmenin gereğidir. Buradan bütün İzmir’e ilan ediyorum; İzmir’de kokan, temizlenmesi gereken Körfez değil; kokuşmuş AKP siyaset biçimidir” dedi.
SEÇİMİ KAZANMAK İÇİN ÇALIŞMAK LAZIM
Kendisinin ne olursa olsun vatandaşın oylarından kaynaklı iktidar partisine saygı göstereceğini belirten Özel, "Hiç sevmem kinaye yapayım, alaya alayım, ben kazandığımda kaybedeni küçük düşüreyim. İstesem 47 yıl sonra partim birinci parti olmuş, 22 yıldır yenilmeyen AK Parti perişan olmuş. İstesem 31 Mart’ta alırdım mikrofonu elime alayın, küçük düşürmenin en iyisini yapardım. Düşmanıma yapmadım, bizden sonra en yüksek oyu alan partinin genel başkanına da yapmadım. Bundan sonra bize ne yaparlarsa yapsınlar milletin istemediği bir üslup kullanmayacağım. Ama evveli gün Suriye konusunda çıkıp dedi ki ‘Öneki genle başkanlarının Eset’i neden desteklediğini biliyorduk. Ama şimdikinin neden Şam kalesine Türk bayrağı asılmasından rahatsız olduğunu bilmiyoruz’ dedi. Bu sıradan bir cümle değil. Ne Sayın Kılıçdaroğlu ne ben… Ne iç politika ne dış politikada din ve mezhep konuşmadık. Üç yere siyaset sokmadık. İbadethanelere, okula ve orduya siyaseti sokmadık, sokulmasına da hep itiraz ettik. Dış politikaya da hep böyle baktık. Sayın Kılıçdaroğlu'nun inancını ve mezhebini hatırlatarak, Onunla Esad arasında bağlantı kurarak… Erdoğan, … Biz, hiç yapmadığımız, hep muhatap olduğumuz ama asla içine girmediğimi bu tartışmaya bir kez daha sakın ha diyoruz. Bir kez daha Erdoğan2ın gözlerinin içine bakarak diyorum ki ‘sus. … önünü arkasını düşünmeden sakın girme. Bu vakitten sonra sessizliğini, sükutunu özürden sayacağım. Bir kelime daha ederse onu tarihte görülmemiş şekilde pişman edeceğim. Bu ülkede insanlar arasına mezhepçilik sokmana izin vermeyeceğiz bu tartışmayı burada bitiriyoruz. Nokta. Sakin bir daha kalkışma. İnandığını savunabilirsin ama inançları alet etmemelisin. Seçim kazanmak için çalışmak lazım. Çalışanı kıskanmanın, arkasından çelme takmanın millette karşılığı yok. İnandığını savunabilirsin ama inançları alet etmemelisin. Her inanca saygılı olmalı, hiçbir inancı şeytanlaştırmazsın. CHP, İzmir’de bu kendisini yarın ne olacağını değil bu ülkenin yarın ne olacağını düşünen milyonlardan bu uğurda oy vermiş seçmen olan her bir fertten umudumuz var. Çünkü biz iyi yönetiyoruz. Birbirimizi ve ülkemizi seviyoruz. Biz şehirleri parsel parsel satmıyoruz. Biz helikopterleri gezip kupon arsaları Arap şeyhlerine pazarlamıyoruz. Biz bu ülkeyi iktidarını yereldeyken nasıl bir yağmalama, birilerini peşkeş çekme olarak görmeyip kentlinin ülkenin çıkarını koruduysak genel iktidarda bunu yapacağımızı bizde seçmenimizden biliyor. Artık sizin seçmeninizde biliyor" ifadelerini kullandı.TUGAY: ÜYE OLDUĞUM GÜNÜ DÜN GİBİ HATIRLIYORUM
Toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Partiye üye olduğum günü sanki dün gibi hatırlıyorum. O günleri üye olduktan sonra duygularımızı paylaştığımız pek çok partili büyüğümüz yine bu salondalar. Siyaset yapma sürecim boyunca ilde komisyonlarda görevler yaptım. Karşıyaka iki dönem ilçe başkan yardımcılığı yaptım. Bugün burada bulunan milletvekillerimizin saha çalışmalarında partili olarak eşlik ettim. 2019’da Karşıyaka belediye başkanı olma onuru verdi bana bu parti bu seçimde de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı sorumluluğunu verdi. İlk üye olduğum günden bu partinin sıradan bir neferi olduğum günden hangi pozisyonda olursam olayım sadece CHP’nin başarısını istedim. CHP’nin değerlerine inandım. Kuruluşundan bugüne savunduğu tüm asil değerlere inandım. Onun mücadelesini verdim. Eminin her biriniz aynı duygu ve düşünceyle buradasınız. Eminim kimse kendi çıkarlarının partinin çıkarlarının önünde tutmuyor” dedi.
İZMİR'İN CHP GELENEĞİ İLE GURUR DUYUYORUZ
"Bu ortamda bu birlik ve beraberliği yaşamak hepimiz için onur bunun tadını çıkarmalıyız. 31 Mart seçimlerinden Türkiye’nin birinci parti olma gururunu sonuna kadar yaklaşmalıyız. Bugün nereye baksak CHP’li belediyelerin iktidarını görüyoruz. CHP, Türkiye’nin büyük çoğunluğunda başarıyla sürdürüyor. Yapılan çalışmalar başarımızın sürdüğünü ev daha iyi noktalara gelmemiz için olumsuzluk olmadığını gösteriyor. Bütün bu pozitif bakış açılarımıza rağmen unutmamalıyız ki önümüzdeki yerel seçim hepimiz için bir numaraları çalışma gündemidir. Kazanılmak zorundadır. Genel seçimi kazanmanın tek bir anahtarı var; çalışmak. Kazanmanın tek bir yolu var; çalışmak. Birbirimize çok güzel sözler söyleyebiliriz, çokça övebiliriz. Kendi yaptıklarımızı bireysel olarak anlatmaya çalışabiliriz. Ben diyorum ki her birimiz tek bir kişi gibi sadece partinin kazanması için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapacak şekilde çalışalım. Dün gerçekleşen çalıştayda partililerimiz, örgüt ve belediye nasıl uyum içerisinde çalışır onu konuştuk. Toplantı masalarında bizzat bulunduğum için söylebilirim ki; belediyelere örgütlü çalışma için örnek bir çalışma oldu. İhtiyacımız olduğunu dün anladık meclis üyelerimiz de burada. Onların bazı sitemlerini duyduğumuz için söyleyeceğim. Belki salon yetmiyorsa belki başlangıç organizasyonu böyleydi ama benzer buluşmaları gerçekleştirmeye devam edeceğiz. tüm partililerimizin görüşlerini almaya devam edeceğiz. Biz çalıştıkça iktidara birer adım daha yaklaşacağız. Göreve geldiğimiz günden itibaren İzmir'in temel sorunları ile ilgili çalışma yaparken halkımızın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik sıkıntılara çözüm üretmek için pek çok projeyi hayata geçirdik. İzmir’in CHP’li geleneğiyle bizler gurur duyuyoruz. Geçmiş başkanların hepsiyle gurur duyuyoruz. Bizim görevimiz teslim aldığımız andan itibaren o bayrağı daha da ileriye taşımak. Geçmişte yapan iyi ev doğru şeyin üzerine yenilerini ekleyerek devam ediyoruz. Göreve geldikten sonra daha fazla sosyal yardım altyapı, kentsel dönüşüm çalışması, her alanda daha ileriye giden çalışmalar gerçekleştirdik. 9 ayda 20 milyar liradan daha fazla parayı yatırıma ayırdık. Bunu zorlu ekonomik şartlar altında yaptık. Krizlere sebep olan o kötü ekonominin sonucunda Türkiye'deki bütün kanunlar gibi belediyelerde ekonomik zorluluklar yaşıyor. Düşünün ki arkamızda iktidar desteği olmadığı halde bu olumsuz şartlarda yapabildiğimiz en iyi şeyi yapıyoruz ahlakımızla namusunuzla çok güzel işler başarıyoruz. Bugünden itibaren yaptıklarımızı anlatmalıyız. Bir şeyler yapmalıyız, başarılı işler yapmalıyız. Unutmamak gerekir ki; bugüne kadar sadece bize oy veren seçmenin oylarıyla iktidar olamayız. Ulaşamadığımız bizi yanlış anlattıkları toplum kesimlerine ulaşmalıyız. Üstelik onların pek çoğu ekonomik sıkıntı ortamında çok büyük sıkıntı yaşıyorlar" diye konuştu.
İKTİDARIMIZA İNANIYORUMKenti çekim merkezi yapmaya çalıştıklarını belirten Tugay, "İzmir’i bir çekim merkezi yapmaya çalışıyoruz değerli olduğuna inandığım bir plan hazırladık ve adım adım ilerliyor. Bizden istenen 90 dakikaydı geri getirdik. Bizden istenen en uygun su fiyatını vermemizdi. Başlar başlamak fiyatta indirime gittik. Büyükşehirler arasında ne uygun su fiyatı olacak şehir İzmir olacak dedim. Bunun hazırlığını yapıyoruz. İZSU İzmir’in 4 bir yanında her yerinde yüzlerce kilometrelik temiz su, kirli su, alt yapı çalışmaları ve arıtma tesislerinin büyütülmesi için çalışma yapıyor. Torbalı’da İzmir’in en büyük ikinci arıtma tesisini açtık. 4. Faz inşaatı söz verdiğimiz gibi hızla kesintisiz devam ediyor. Nisan ayında devreye girdiğinde Türkiye'nin en büyük arıtma tesisi olarak hizmet verecek körfez üzerinden bir karalama kampanyası yaşadık. Utanılası içinde kirli su dolu şişeyle İzmir karalanmaya çalışıldı. Onların İzmir’i sevmediğini biliyorduk ama böylesine nefret ettiğini bu davranışıyla öğrenmiş olduk. Dedim ki görevlerinizi yerine getirirseniz daha hızlı temizleriz. Ama bir gramlık çaba göstermedikleri halde nerdeyse bizim çalışmalarımıza engel olma yoluna geçtiler bakana durumu bizzat aktardığım halde bu duruma maruz kaldık. Siz görevlerinizi yerine getirmeseniz de bize engel olmaya da çalışsanız. Ne yaparsınız yapın. Biz üzerimize düşeni yapacağız. İzmir’in onurunu başımızın üstünde taşıyacak o körfezi tertemiz ve pırıl pırıl yapacağız. Altyapı ulaşım ve trafik sorunlarını kentsel dönüşüm ihtiyacınız, sosyal konut ihtiyacınız giderildiği bir dönem olacak. Buna inanmanızı istiyorum. Biz bu görevleri başarmak üzere bu noktalara geldik. Gecemiz ve gündüzümüz bu görevleri nasıl daha iyi yapacağımızı düşünmekle geçiyor. Parti örgütümüzün bize inanmanızı istiyorum. Bizim arkamızda durmanızı istiyorum. Her bir arkadaşımızla daha yakın çalışma içerisindeyiz. Kendimizi bir takım gibi görüyoruz. Bu takım İzmir’in her tarafında bir bütün olarak hizmet verecek. Bundan sonra İzmir’de hiç kimse İzmir’e kirli bir şehir diyemeyecek, yılları bozuk, Körfezi kirli demeyecek. İzmir kentsel dönüşüm çalışması yapmıyor diyemeyecek. Bunlar bizim onurumuz, onurumuz için çalışacağız. Bundan sonra kişisel çıkarlarımızı bir kenara koyup sadece partinin iktidarı için tek yumruk çalışmak olacak. Ben genel başkanımız genel başkan yardımcılarımıza milletvekillerimize belediye başkanlarımıza, parti örgütümüze inanıyorum. İktidarımıza inanıyorum, lütfen hepimiz iktidar için çalışalım" dedi.
ASLANOĞLU: SİZDEN KORKAN SİZİN GİBİ OLSUN
Seçimlerde oy farkı attıklarını ifade eden Aslanoğlu, “Bu çalıştay korkusuz başkanların, korkusuz örgütün çalıştayı. İzmir’i savaş meydanı yaptıklarını görüyoruz. İzmir‘e olan kinlerimi, öfkelerini görüyoruz. Neden mi? Çünkü biz İzmirliler genel seçimde onlara 1 milyon 20 bin oy farkı artık. Hazmedemiyorlar. Yerel seçimlerde İzmir’de Tayyip Bey’in partisi bir belediye kazandı, biz 29 belediye kazandık, hazmedemiyorlar. Dertleri yeni değil, İzmir‘le kavgaları yeni değil. Baskılarla, bizleri gözaltına aldırmakla, bizlere dava açmakla, görevden almakla tehdit ettiklerini görüyoruz. Bizi korkutmaya çalıştığınızın farkındayız, sizden korkacağımızı sanıyorsunuz, sizden korkan sizin gibi olsun. Gittiğimiz diğer şehirlerde İzmir‘le ilgili o kadar güzel şeyler duyuyoruz ki bu bizi inanılmaz mutlu ediyor. İzmirli olmaktan gurur duyuyoruz. İl başkanı olmak büyük bir gurur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin il başkanı olmak daha büyük bir gurur ve Cumhuriyet Halk Partisi İzmir il başkanı olmak öyle bir gurur ki tarifi imkânsız. Bu gururu tüm ömrüm boyunca yaşayacağım. Sadece benim değil eşimin, çocuklarım Berfin ve Ada’nın ve yaşama yeni başlayan Vera’nın tüm ömrü boyunca taşıyacağı büyük bir gurur” dedi. BAZEN KARDEŞ KISKANÇLIKLARI…
Kendisi ile çok uğraştıklarını ifade eden Aslanoğlu, “Dün il başkanlığı görevimdeki ikinci yılımı tamamladım, beni bu göreve getiren tüm yol arkadaşlarıma ve iki yıl boyunca bana destek veren, yükümü bölüşen genel başkanıma, tüm genel merkez yöneticilerine ve gece gündüz benimle sokaklarda birlikte mücadele eden tüm yoldaşlarıma canı gönülden teşekkür ederim. Tabi bu iki yıl öyle kolay da geçmedi 185 bin üyeniz varsa 185 bin üyenin işsizliği, açlığı, sıkıntısı, sağlığı, derdi tasasına ortak olmak gerekir. Ortak olduk. 31 belediyenin 29 unu yöneten bir partinin il başkanı belediye emekçisinin derdi sorunuyla dertlenmesi, Türkiye’nin üçüncü büyük kentinin çözüm bekleyen sıkıntıları ile ilgilenmesi gerekir. İlgilendik. Bazen kardeş kıskançlıkları, ama çoğu zaman da tek adam rejiminin Faşizan baskıları ile karşı karşıya kaldık. Hepsini örgütümle birlikte göğüsledik. Çok uğraştılar benimle, İzmir il başkanlığı ile. Ama kişisel olarak üstüme alınmadım. Çünkü benimle değil, bizimle uğraşıyorlar. Çok uğraştılar Cemil başkanla, Tunç başkanla, Aziz başkan ile. Eskisi, yenisi ilçe belediye başkanlarımla, İzmir‘le çok uğraştılar, hala çok uğraşıyorlar” diye konuştu.
BU KENTİN YAKININDAN GEÇMEDİN, YAKININDAN GEÇEMEYECEKSİN
İzmir’in yakından bile geçemeyeceklerini söyleyen Aslanoğlu, “22 yıldır bu ülke sizden ne çekti Sayın Erdoğan. Sabah kalkıyor CHP, akşam yatıyor CHP. Muhtemelen gece uyurken bütün rüyaları CHP. Biliyoruz derdin başın CHP, derdin başın İzmir. Bu kentin yakınından geçmedin, yakınından geçemeyeceksin. Çünkü bu kentin seninle dokusu uyuşmaz. Sadece seninle mi? Merak etme sen yalnız değilsin. İzmir’le sadece senin dokun değil, il başkanın dokusu da uyuşmaz. Bilal saygılı camiinden ÇEDES için bu ülkeyi, bu vatanı, bu vatandaşları, İzmir’i bölecek işlere kalkışanlar ile İzmirliler uyuşur mu? İzmirliler ÇEDES’in sonunun mezhep kavgası olacağını biliyor. Size bu vatanı da, İzmirlileri de böldürtmeyeceğiz. Hevesiniz kursağınızda kalacak. Yani yalnız değilsin Sayın Erdoğan. Istakozcu vekilinin de, meclisi ringe çeviren vekilinin de, senin ambleminden utanıp seçim afişlerin de ampulü gizleyen genel başkan yardımcının da, genç teğmenler İzmir’i gururlandırırken, fırıldaklığı ile bizi utandıran teğmeninin de İzmir ile alakası yok. Genel başkan yardımcın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilebilmek için yalandan gül sokakta dolaşıp, bende aslında sizin gibiyim demeye çalışıyordu” dedi.
HAMZA DAĞ SEN VE GENEL BAŞKANIN…
AK Parti Genel Başkanı Hamza Dağ’a atıfta bulunan Aslanoğlu, “İzmirliler dedi ki, sen bizim gibi değilsin. Reisin de öyle. Hamza Dağ sen ve genel başkanın birlikte gül sokağa gelebilir misiniz? Gelemezsiniz, o yüzden sizinle bizim aramızda kocaman bir fark var. Ne fesli Kadir’inizin, ne Ensari hocanızın bizim gönlümüzde üç kuruşluk yeri var. Bunların tamamı bizim için hain. Keşke Yunanlılar kazansaydı diyen Fesli Kadir de hain, öğretmenlik yapan Kubilay’ı Menemende katleden, sizin menemen belediye başkanınız tarafından türbesi ziyaret edilen, il başkanınız Bilal saygılı tarafından Hocamız denen Ensari da hain. 2004’te de, 2009 da, 2014’de de İzmir Cumhuriyet Halk Partili idi. Yani 15 yıl bu şehir Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını en yükseğe taşıdı. Bütün baskılara karşı, hizmet getirmeyen AKP’ye karşı 15 yıl. Sonra 2019 da, ne iyi ki İstanbul, Ankara, Mersin ve Adana da bize katıldı. Mücadele hattı büyüdü. Onlarda 5-6 yıldır bu zülüm iktidarına karşı direniyor. İzmirliler 21 yıldır direniyor. Ve nihayetinde 31 Mart’ta 411 belediyeyi kazandık. Seçimi Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel önderliğinde kazanan Cumhuriyet Halk Partisi, bugün Türkiye’nin birinci partisi. Örgütümüze liderlik ettiniz, başarıda payınız büyük sayın genel başkanım. Ve genel başkanı ile birlikte gece gündüz demeden koşturan ona yoldaşlık eden örgütümüz başarı sizin. Kendiniz ile gurur duyun” dedi.
BU DÖNEMİ ANCAK KARARLILIK VE BİRLİKTELİKLE ATLATABİLİRİZ
İki günlük çalıştayda önemli kararlar aldıklarını söyleyen konuşan Aslanoğlu, “Dün çok kıymetli bir çalıştay gerçekleştirdik. Belediyelerimiz canla başla, tüm engellemelere rağmen çalışarak hizmet üretiyorlar. Başkanlarımızın kararlı duruşları ve icraatları ile gurur duyuyoruz. Ancak biliyoruz ki, belediye ve vatandaşlar arasında en büyük bağı kuran örgüttür. Örgüt sahadadır, örgüt meydandadır. Son dönemde etkilerini sarsıcı bir şekilde hissediyoruz. İktidar, İzmir’i hedefe almış durumda. Tüm karalamaları aşmak, vatandaşımız ile anlamlı bir bağ kurmak için örgüt ve belediyenin sımsıkı bir ilişki kurması lazım. Bizlerin kararlılık içinde tam bir uyum ile çalışması, bu zorlu dönemi aşmanın ilk şartıdır. Bu ihtiyacı gördüğümüz için çalıştayda 2 konuya odaklandık ve önemli kararlar aldık. Sahada gördüğümüz sorunları Belediye Başkanlarımıza ve ilgili yöneticilere aktaracak yöntemleri konuştuk. Özellikle vatandaşa değen; sosyal hizmetler, halkla ilişkiler, eğitim, sağlık gibi alanlarda kolay bağ kurmak için bir model geliştirdik. Bu model il başkanlığımızı merkeze alan ve bize belediyenin ilgili birimlerine hızlı erişim imkanı sunan bir model olacak. Belediyelerimizin icraatlarını vatandaşımıza aktarmak için neler yapılması gerektiğini konuştuk. Belediyelerimizin hizmetlerini, örgütümüze anlatmasını sağlayacağız. Bugün birincisini yaptığımız buluşmayı önümüzdeki günlerde tekrarlayıp, belediyelerimizin icraatlarını ve hizmetlerini dinleyeceğimiz bir planlama yapacağız. Bu dönemi ancak kararlılık ve birliktelikle atlatabiliriz. İnanıyorum ki örgütümüz ve belediye başkanlarımız el ele vererek bu sürecin üstesinden gelecekler” dedi. KARDEŞ OLAMAYANLAR, KARDEŞ KISKANÇLIĞINI DA ANLAMAZ
Kendi içinde rekabet etseler de aileye laf söyletmeyeceklerini ifade eden Aslanoğlu, “Bizimle AKP’liler arasında kocaman bir fark var. Birbirlerine sadece çıkar ilişkileri ile bağlı AKP’liler anlamaz bizi dostlar. Biz İzmir’de 186 bin 384 Türkiye’de 1 milyon 550 bin kardeşiz. Biz kardeşiz kardeş. Olur bazen kardeşler arsanda kıskançlık, buna kardeş kıskançlığı denir. Literatürde var. Kardeş olamayanlar, kardeş kıskançlığını da anlamaz. Evet kendi içinde bir rekabeti barındırsa da, asla dışardan 3.bir kişiye, aileye laf söyletmeyiz biz. Kardeşlerimize dışardan gelecek en küçük söze karşı koruruz. Biz size benzemeyiz Sayın Erdoğan. Ne dilimiz, ne ruhumuz, ne de karakterimiz. Biz 100 yıllık gelenekten geliyoruz. Biz birbirine çok benzeyen, aynı şarkıları dinleyerek, aynı filmleri izleyerek, aynı şiirleri okuyarak büyüyen yoldaşlarız. Çıkar için bir araya gelmiş beş benzemez AKP’li değiliz biz. Yarın yanağından gayrı diyen nazımın dizeleri ile büyüdü bu salondaki herkes. Yoldaşlarım, biz birbirimiz ile benzerliklerimizin ne kadar çok, farklılıklarımızın ne kadar az olduğunu bildikçe. Biz bir arada oldukça, bölünmedikçe, parçalanmadıkça iktidar olacağımız açık. Kim kendini iyi hissetmiyorsa koluna girin, kim kendini dışarda hissediyorsa kavgaya katın. Biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve kazanacağız” şeklinde konuştu. BİZİ SİNDİRECEKLERİNİ SANIYORLAR
Aslanoğlu son olarak ise, “İzmir’i korkutacaklarını sanıyorlar, efelere diz çöktüreceklerini sanıyorlar, Bizi sindireceklerini sanıyorlar. Bizi silkeleyebileceklerini sanıyorlar. 100 yıllık kökleri olan bu ulu çınarı silkeleyebileceklerini sanıyorlar. Bizi kendileri ile karıştırıyorlar. Siz Amasya sultanı mehmene Banu iseniz, biz o dağları delip aşk için şehre su getirecek Ferhatlarız, siz ferman veren padişahlarsanız, biz ferman padişahın dağlar bizimdir diyen Dadaloğluyuz, siz Bolu beyiyseniz, biz mert dayanır, namert kaçar diyen Köroğluyuz, siz Hızır paşaysanız, biz yürü bire Hızır Paşa senin de çarkın kırılır diyen Pir Sultan Abdal’ız. Su salondaki herkes birlik içinde emin adımlarla iktidara yürüyoruz” ifadelerini kullandı.