ÖNCÜŞEHİR – İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA), ‘Kent’in Dinamikleri’ programının konuğu oldu.
Çiğdem Canpolat’ın sorularını yanıtlayan Özkan, 30 Ekim günü İzmir’de yaşanan deprem sonrası kurdukları derneğin faaliyetlerinden, çalışmalarından ve taleplerinden bahsetti. “DEVLET YOK MU” DİYE SORUYORLAR”Yaşanan deprem sonrası vefat eden 117 vatandaşımıza baş sağlığı dileyerek konuşmasına başlayan Özkan, “Ateş düştüğü yeri yakıyor, geri kalanı boş. 117 canımızın aileleri ile görüşmelerimizde yıkıldıklarını görüyoruz. Geri kalanlara geliyoruz bu sefer de can davasını düşüp mal davasına düşüyoruz. Mal davası konusunda fakirleşmeler oldukça çok. İçinde bulunduğumuz ekonomik durum bizi yorarken bir de kiralar yordu. İki yıldır ev sahibi olan insanların hepsi kiralarda. Kiraların içinde bulunduğu durum malum. Nedense herkesin Almanya’dan bir akrabası çıktı ya da Almanya’dan oğlu geliyor. Bunların deyip insanlara çıkın diyorlar. Depremzede 30 Ekim’den girdiği için şimdi tam kavga zamanları su sıralar. Derneğe her gelen, “Başkanım ben ne yapacağım?” diyor. Bende kanun haklarımı kullanacağız kimse evlerinden çıkmasın kanun olarak yükseltilmesi gereken rakam neyse onu yapacağız ve devem edeceğiz diyorum. Çünkü başka çaresi yok. Ev sahibinin suçu var mı, onlara da bir şey diyemiyoruz. Onlarda bizlere “iki yıldır sizlere aynı fiyattan verdim, bundan sonra benim sırtımdan mı geçineceksin, devlet yok mu” diye soruyorlar haklı olarak. 2 yıl içerisinde psikolojik olarak deprem travmasından kurtulamayan birçok insanımız var. Sayın Valimiz geçtiğimiz yıl bize yapmış olduğu bir incelik vardı. Derneğimize bir psikolog yönlendirdi. Hem çocuklarımıza hem büyüklerimize travmalarını atlatmak için yararlı oldu” dedi. “BİZE HİÇBİR ŞEY YAPILMADI”2 yıllık icraat sürecini değerlendiren Haydar Özkan, “Evlerin yapılması için 11 ay emsal almak için uğraştık, aldık. Tam emsal aldık evlerimize yaptıracağız derken ekonomik şartlar değişti. O zamanlar 300 bin civarındaydı konutların yapımı, 200 bin lira kentsel dönüşüm kredisi vardı, emsalle de 150 bin lirayı alırız diye düşündük. Bunları kullanıp evlerimizi 1 sene içinde yaparız diye düşünüyorduk. Benim derneği kurarken ki fikrim buydu. Ama şimdi ki durumda 600 bin lira kentsel dönüşüm kredisine geldik, faiz oralarını birazcık düşürebildik. Bunları hep tırmalaya tırmalaya yaptık, bize hiçbir şey yapılmadı. Hep aldık, hep talep ettik. 1600 tane vatandaşımız 7 adet proje alanından konutlarına kavuştular. Bir sürü eksik ve sıkıntıyla. Rezerv alanında 312 tane konutun dağıtımı yapıldı. Yıl sonuna kadar rezerv alanında 1800 hak sahibine verilecek. Hepsine verilecek deniyor ama ben hepsine verilemeyecek diye düşünüyorum. 1300 kişiye anca verilebilir, 500 kişilik grup kalabilir” diye konuştu.“KENDİMİ ORAYA ZİNCİRLERİM”Kentte yapım süreci başlaması itibariyle tartışmalara neden olan rezerv alanı konusuyla ilgili kendisinin de aklında soru işareti olduğunu dile getiren Özkan, “Rezerv alanında 3600 tane konut yapılıyor, 1800 hak sahibi var. Geri kalanları kime verilecek konusu var. Bu konuda bizim düşüncemiz net. Düz mantık gidiyoruz. 1800 ağır hasarlı hak sahibi depremzedemiz var, 3600 konuttan 1800’ü onlara verilir. Geri kalan bölüm hakkında ise Sayın Binali Yıldırım’ın bizlere sözü vardı; bizde form dolduran orta hasarlılara satılacak diye. Başlayacak inşaatlar da diğer orta hasarlılara atılır. Orada alan bol, devletimiz orayı çok güzel bir yaşam alanı yaptı. Ben bu şekilde düşünüyorum, aksini düşünmek istemiyorum. Çünkü aksini düşününce ben kendimi oraya zincirlerim diyorum” şeklinde konuştu. “ADINI KOYAMADIĞIMIZ BİR ŞEYLER VAR”‘Depremzedesiz İZDEDA Koop’ algısı hakkında konuşan Özkan, “Biz hiçbir yerde anılmıyoruz ki. 30 Ekim’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir anma töreni var, onu gazetelerden öğreniyoruz. Tunç başkanımız program sizinle görüşülüp atılacak diyor ama ondan sonrası yapılamıyorum. Tunç Başkanımızdan başka bizimle ilgilenen yok. Bunu ciddi söylüyorum; Tunç Başkanımız sağ olsun gerçekten depremzedeler ile ilgileniyor, biz de sürekli görüşüyoruz, bir sıkıntı olduğunda anında konuşuyoruz. Ama aşağı kademelere doğru gittikçe adını koyamadığım bir şey oluyor. Bunu Bayraklı Belediye başkanımızla da yaşıyoruz. Serdar Başkanımızla da sık sık görüşüyoruz ama bir yere geldiğinde bir sorun oluyor. Mesela kooperatif imza töreni var. 10 tane kooperatif var, bu neredeyse 300-400 kişi anlamına geliyor. Salon tıklım tıklım dolu, İZDEDA kenara konulmuş. İmza atan insanlar kenarda, halbuki coşkuyu yaşayanlar onlar. Artık bu saatten sonra İZDEDA’yı hiç kimse bir kenara koymaz da. Biz çünkü Türkiye’ye rol model olacak bir konuyu yetiştirmişiz, bizim çocuğumuz gibi. Bunu yetiştirirken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız elimizden tutmuş, buna onay vermiş, biz beraber yürüyoruz” ifadelerini konuştu. “BUNU DÜŞÜNÜYOR OLMASI BİLE…”Derneğin ileriki süreçte kapanıp kapanmayacağı yönündeki sorulara ise CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden yanıt veren Özkan, “Sayın Genel Başkanımızla Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüğümüzde bana, “Derneği kapatmayı düşünüyor musun?” diye sordu. Ben de kendisine, “öyle bir şey düşünmüyorum ama ne yapacağımızı konusunda da bir fikrimiz yok” dedi. Genel Başkan ise, “Globalleşin, isminizi değiştirin. Türkiye’ye kentsel dönüşümü öğretin” dedi. Bu çok güzel bir şey, bunu düşünüyor olması bile onur ve gurur verici. AK Parti kanadından Sayın Binali Yıldırım beyefendiyle görüştüğümüzde kooperatif modelini anlattım. Onlar da çok beğendiler, bizim geliştirdiğimiz bir sistem olduğunu öğrenince destek olmak istediler. Biz de şöyle bir teklifte bulunuyoruz, “İZDEDA Koop gelip üst birlik olarak kurulacak, kurulu üst birlik olacağız sadece. Şubat mart gibi onu yapacağız. Biz her zaman olacağız. Devletimiz tarafından da emlak konut aracılığıyla farklı bir sistem olacak. Mesele kredi direk devlet tarafından verilecek. Bu şekilde girerlerse eğer bir orada da oluruz. Böylece çeşitlilik artar. 2 yıl gibi bir süre geçmiş, en azından hızlanırız diye düşünüyorum” diye konuştu. “BİZE EVLERİMİZİ SATMAYACAKSINIZ!”Deprem vergisi üzerinden eleştirilerde bulunan Özkan, “1999 yılında deprem olmuş, büyük acılar yaşamışız. Buna karşılık bir daha böyle acılar yaşamayalım diye deprem vergisi getirmişiz. Deprem vergisini yıllardan beridir vatandaştan alınmış. Ben ödüyorum, ben hala 24 aydır deprem vergisi ödüyorum ama ben hala kentsel dönüşümcüyüm, evim yok ama ağır hasarlıyım yok. Neymiş 7’nin altında olduğu için afet ilan edilmediği için böyle oluyormuş. O zaman evim de yıkılmasın. Böyle bir sınır olabilir mi? Konu direk bu evde oturulur oturulmaz, bu eve DASK parasını verir, verilmez konuları. Bunların hepsi mecliste görüşülecek şeyler, 3 dakikalık iş. Biz meclisleri seyrediyor, herkesi elini kaldırıyor indiriyor, bitiyor. Bizim için vatandaş için o elini kaldırsınlar. Bizden sonra gelebilecek vatandaşlar için. Deprem görüm, şimdi o vergi bana lazım, ben ödedim çünkü. Benim verdiğim vergiden dolayı o paralar toplandı. Sayın Maliye Bakanım diyor ki, “başka bir yere aktarmış olabiliriz” diyor. Olabilir ama onu başka yerden alıp bize aktarmalısınız. Bizim evlerimizi yapacaksınız, bize evlerimizi satmayacaksınız. Toplamda bu zamana kadar 5 bin tane ev yaptık. 79 bin 272 adet bağımsız bölüm arızalı. Biz görevimizi yaptık deniyor, öyle değil yapılmadı işte. Sonra yaralar sarıldı mı deniyor, bende sarılmadı dediğimde bana küsüyorlar. Yaralar nasıl sarılsın ki? Kanuna göre doğru, kanuna göre sarılmış. Allah razı olsun, harika da evler yapıldı. Rezerv alanındaki evler iyi ama proje alanındaki evler ne hikmetse kalitesi seviyesi çok da iyi değil. Temeli güzel ama içeride ince işliklerde bir sıkıntı var. Muhtemel çabuk yapıldığı için oldu. Şimdi deprem vergisinden sen, ben yaralanamayacaksam devlet bana olan güvencesini bu şekilde kaybedecekse, şimdi bu vergiyi benden nasıl alacaksın sen? Ama yine de veriyoruz, vatandaş olarak çünkü biz saygılıyız. Burada vatandaş saygılı, devlet görevini yerine getiremiyor. Ortada bir gerçek var, bu gerçeği göz ardı edemeyiz” dedi. “BİZİM ÜSTÜMÜZDEN HERKES SİYASETİNİ YAPTI”Kendileri için 2 yılın ‘sıvazlanma’ ile geçtiğini belirten Özkan, “Biz iş adamları kadar kaliteli değil miyiz, insan olarak kaliteli değil miyiz? Bir iş adamının bir gecede vergisi siliniyor. Sabah bir kalkıyoruz bilmem kimin vergisi siliniyor. Biz o kadar mı kalitesiziz? Biz bu devlete hiç mi bir şey yapmadık? Biz hala vergi veriyor ve çalışıyoruz. Şimdi bir de ev yapacağım. Hadi krediyi düşürdük diye seviniyoruz, doğru. Ben astsubay emeklisiyim, 9 bin lira maaş alıyorum. 600 bin liralık krediyi ödemem için aylık bana 8 bin 500 lira gerekiyor. 600 bin lira çekemezsem de evimi yaptıramıyorum. 15 bin liranın altında olduğum için devle bana kredi vermiyor. Bu sarmalın içine biz ne yapacağız? Herkes de bunu biliyor. Depremin üzerinden siyaset yapılmıyor ya, deprem siyaset üstü ya. Bizim üstümüzden herkes siyasetini yaptı. Bir biz öğrenemedik siyaseti, sadece sırtımız sıvazlandı. Sırtımız nasır bağladı. 2 yıl böyle geçti” açıklamalarında bulundu.
“BİZ BU İŞLERİ BİLMİYOR MUYUZ?”K planlarının tamamlanamamasını eleştiren Haydar Özkan, “Hala k planlarını tamamlayamayan belediyeler var, onları tebrik ediyorum. Depremzedesine sahip çıktıkları için kendilerini saygı ve sevgiyle karşılıyorum. Çünkü bu deprem Meksika’da oldu, buraya da biz tatile geldik. Aynı ilin içerisindeki aynı belediyeler aynı imar, k belli, emsal belli. Mesela Buca Belediyesi ısrar ve inatla yokuş yapmak için uğraşıyor, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Bornova Belediyemiz zaten depremzede ile uzaktan yakından ilgilenmiyor. Belediye başkanı bizi bir kere ziyaret etti, yüzünü bir daha hiç görmedik. Karşıyaka Belediyesi’nde bir şey oluşuyor, depremle ilgili konu geçmiş, vatandaş gidip ruhsat alacak. Birisi emsalin içerisine bodrumu sokuyor, birisi sokmuyor. Biz ise Büyükşehir Belediyesi ile bu konuları görüştüğümüzü söylüyoruz. Bayraklı belediyesi ile görüştük, bunu çözdü. Örneğini alır mısınız diyoruz. Resmi yazı ile görüş alın diyoruz. Bu 6 ay mı sürer? Bu yazı gidip Muş’tan mı geliyor? Biz bu işleri bilmiyor muyuz? Bir yazı verirsin Büyükşehir’e verirsin, orada işleme gider, ilgili yere gider. En fazla 15 gün içerisinde cevap alınır, biter” diye konuştu. “TARAFIM YOK AMA…”Kendisine yöneltilen ‘siyasi duruş’ iddiaları hakkında net konuşan Özkan, “Haydar Özkan bir taraf, depremzede tarafıyım. Ben CHP kanadına gidiyorum, diyorlar ki AK Partili gibi konuşuyorsun. AK Parti kanadına gidiyorum, CHP’nin sözcüsü gibi konuşuyorsun diyorlar. Oysaki ben depremzede vatandaşımızın istediği gönlünden geçenleri ve olması gerekenleri söylüyorum. Benim siyasi bir tarafım yok ama depremzede tarafıyım. Herkesin siyasette bir görüşü vardır muhakkak ama benim siyasi görüşüm bu derneği kurduğumuz gün sona erdi” dedi.
Çiğdem Canpolat’ın sorularını yanıtlayan Özkan, 30 Ekim günü İzmir’de yaşanan deprem sonrası kurdukları derneğin faaliyetlerinden, çalışmalarından ve taleplerinden bahsetti. “DEVLET YOK MU” DİYE SORUYORLAR”Yaşanan deprem sonrası vefat eden 117 vatandaşımıza baş sağlığı dileyerek konuşmasına başlayan Özkan, “Ateş düştüğü yeri yakıyor, geri kalanı boş. 117 canımızın aileleri ile görüşmelerimizde yıkıldıklarını görüyoruz. Geri kalanlara geliyoruz bu sefer de can davasını düşüp mal davasına düşüyoruz. Mal davası konusunda fakirleşmeler oldukça çok. İçinde bulunduğumuz ekonomik durum bizi yorarken bir de kiralar yordu. İki yıldır ev sahibi olan insanların hepsi kiralarda. Kiraların içinde bulunduğu durum malum. Nedense herkesin Almanya’dan bir akrabası çıktı ya da Almanya’dan oğlu geliyor. Bunların deyip insanlara çıkın diyorlar. Depremzede 30 Ekim’den girdiği için şimdi tam kavga zamanları su sıralar. Derneğe her gelen, “Başkanım ben ne yapacağım?” diyor. Bende kanun haklarımı kullanacağız kimse evlerinden çıkmasın kanun olarak yükseltilmesi gereken rakam neyse onu yapacağız ve devem edeceğiz diyorum. Çünkü başka çaresi yok. Ev sahibinin suçu var mı, onlara da bir şey diyemiyoruz. Onlarda bizlere “iki yıldır sizlere aynı fiyattan verdim, bundan sonra benim sırtımdan mı geçineceksin, devlet yok mu” diye soruyorlar haklı olarak. 2 yıl içerisinde psikolojik olarak deprem travmasından kurtulamayan birçok insanımız var. Sayın Valimiz geçtiğimiz yıl bize yapmış olduğu bir incelik vardı. Derneğimize bir psikolog yönlendirdi. Hem çocuklarımıza hem büyüklerimize travmalarını atlatmak için yararlı oldu” dedi. “BİZE HİÇBİR ŞEY YAPILMADI”2 yıllık icraat sürecini değerlendiren Haydar Özkan, “Evlerin yapılması için 11 ay emsal almak için uğraştık, aldık. Tam emsal aldık evlerimize yaptıracağız derken ekonomik şartlar değişti. O zamanlar 300 bin civarındaydı konutların yapımı, 200 bin lira kentsel dönüşüm kredisi vardı, emsalle de 150 bin lirayı alırız diye düşündük. Bunları kullanıp evlerimizi 1 sene içinde yaparız diye düşünüyorduk. Benim derneği kurarken ki fikrim buydu. Ama şimdi ki durumda 600 bin lira kentsel dönüşüm kredisine geldik, faiz oralarını birazcık düşürebildik. Bunları hep tırmalaya tırmalaya yaptık, bize hiçbir şey yapılmadı. Hep aldık, hep talep ettik. 1600 tane vatandaşımız 7 adet proje alanından konutlarına kavuştular. Bir sürü eksik ve sıkıntıyla. Rezerv alanında 312 tane konutun dağıtımı yapıldı. Yıl sonuna kadar rezerv alanında 1800 hak sahibine verilecek. Hepsine verilecek deniyor ama ben hepsine verilemeyecek diye düşünüyorum. 1300 kişiye anca verilebilir, 500 kişilik grup kalabilir” diye konuştu.“KENDİMİ ORAYA ZİNCİRLERİM”Kentte yapım süreci başlaması itibariyle tartışmalara neden olan rezerv alanı konusuyla ilgili kendisinin de aklında soru işareti olduğunu dile getiren Özkan, “Rezerv alanında 3600 tane konut yapılıyor, 1800 hak sahibi var. Geri kalanları kime verilecek konusu var. Bu konuda bizim düşüncemiz net. Düz mantık gidiyoruz. 1800 ağır hasarlı hak sahibi depremzedemiz var, 3600 konuttan 1800’ü onlara verilir. Geri kalan bölüm hakkında ise Sayın Binali Yıldırım’ın bizlere sözü vardı; bizde form dolduran orta hasarlılara satılacak diye. Başlayacak inşaatlar da diğer orta hasarlılara atılır. Orada alan bol, devletimiz orayı çok güzel bir yaşam alanı yaptı. Ben bu şekilde düşünüyorum, aksini düşünmek istemiyorum. Çünkü aksini düşününce ben kendimi oraya zincirlerim diyorum” şeklinde konuştu. “ADINI KOYAMADIĞIMIZ BİR ŞEYLER VAR”‘Depremzedesiz İZDEDA Koop’ algısı hakkında konuşan Özkan, “Biz hiçbir yerde anılmıyoruz ki. 30 Ekim’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir anma töreni var, onu gazetelerden öğreniyoruz. Tunç başkanımız program sizinle görüşülüp atılacak diyor ama ondan sonrası yapılamıyorum. Tunç Başkanımızdan başka bizimle ilgilenen yok. Bunu ciddi söylüyorum; Tunç Başkanımız sağ olsun gerçekten depremzedeler ile ilgileniyor, biz de sürekli görüşüyoruz, bir sıkıntı olduğunda anında konuşuyoruz. Ama aşağı kademelere doğru gittikçe adını koyamadığım bir şey oluyor. Bunu Bayraklı Belediye başkanımızla da yaşıyoruz. Serdar Başkanımızla da sık sık görüşüyoruz ama bir yere geldiğinde bir sorun oluyor. Mesela kooperatif imza töreni var. 10 tane kooperatif var, bu neredeyse 300-400 kişi anlamına geliyor. Salon tıklım tıklım dolu, İZDEDA kenara konulmuş. İmza atan insanlar kenarda, halbuki coşkuyu yaşayanlar onlar. Artık bu saatten sonra İZDEDA’yı hiç kimse bir kenara koymaz da. Biz çünkü Türkiye’ye rol model olacak bir konuyu yetiştirmişiz, bizim çocuğumuz gibi. Bunu yetiştirirken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız elimizden tutmuş, buna onay vermiş, biz beraber yürüyoruz” ifadelerini konuştu. “BUNU DÜŞÜNÜYOR OLMASI BİLE…”Derneğin ileriki süreçte kapanıp kapanmayacağı yönündeki sorulara ise CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden yanıt veren Özkan, “Sayın Genel Başkanımızla Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüğümüzde bana, “Derneği kapatmayı düşünüyor musun?” diye sordu. Ben de kendisine, “öyle bir şey düşünmüyorum ama ne yapacağımızı konusunda da bir fikrimiz yok” dedi. Genel Başkan ise, “Globalleşin, isminizi değiştirin. Türkiye’ye kentsel dönüşümü öğretin” dedi. Bu çok güzel bir şey, bunu düşünüyor olması bile onur ve gurur verici. AK Parti kanadından Sayın Binali Yıldırım beyefendiyle görüştüğümüzde kooperatif modelini anlattım. Onlar da çok beğendiler, bizim geliştirdiğimiz bir sistem olduğunu öğrenince destek olmak istediler. Biz de şöyle bir teklifte bulunuyoruz, “İZDEDA Koop gelip üst birlik olarak kurulacak, kurulu üst birlik olacağız sadece. Şubat mart gibi onu yapacağız. Biz her zaman olacağız. Devletimiz tarafından da emlak konut aracılığıyla farklı bir sistem olacak. Mesele kredi direk devlet tarafından verilecek. Bu şekilde girerlerse eğer bir orada da oluruz. Böylece çeşitlilik artar. 2 yıl gibi bir süre geçmiş, en azından hızlanırız diye düşünüyorum” diye konuştu. “BİZE EVLERİMİZİ SATMAYACAKSINIZ!”Deprem vergisi üzerinden eleştirilerde bulunan Özkan, “1999 yılında deprem olmuş, büyük acılar yaşamışız. Buna karşılık bir daha böyle acılar yaşamayalım diye deprem vergisi getirmişiz. Deprem vergisini yıllardan beridir vatandaştan alınmış. Ben ödüyorum, ben hala 24 aydır deprem vergisi ödüyorum ama ben hala kentsel dönüşümcüyüm, evim yok ama ağır hasarlıyım yok. Neymiş 7’nin altında olduğu için afet ilan edilmediği için böyle oluyormuş. O zaman evim de yıkılmasın. Böyle bir sınır olabilir mi? Konu direk bu evde oturulur oturulmaz, bu eve DASK parasını verir, verilmez konuları. Bunların hepsi mecliste görüşülecek şeyler, 3 dakikalık iş. Biz meclisleri seyrediyor, herkesi elini kaldırıyor indiriyor, bitiyor. Bizim için vatandaş için o elini kaldırsınlar. Bizden sonra gelebilecek vatandaşlar için. Deprem görüm, şimdi o vergi bana lazım, ben ödedim çünkü. Benim verdiğim vergiden dolayı o paralar toplandı. Sayın Maliye Bakanım diyor ki, “başka bir yere aktarmış olabiliriz” diyor. Olabilir ama onu başka yerden alıp bize aktarmalısınız. Bizim evlerimizi yapacaksınız, bize evlerimizi satmayacaksınız. Toplamda bu zamana kadar 5 bin tane ev yaptık. 79 bin 272 adet bağımsız bölüm arızalı. Biz görevimizi yaptık deniyor, öyle değil yapılmadı işte. Sonra yaralar sarıldı mı deniyor, bende sarılmadı dediğimde bana küsüyorlar. Yaralar nasıl sarılsın ki? Kanuna göre doğru, kanuna göre sarılmış. Allah razı olsun, harika da evler yapıldı. Rezerv alanındaki evler iyi ama proje alanındaki evler ne hikmetse kalitesi seviyesi çok da iyi değil. Temeli güzel ama içeride ince işliklerde bir sıkıntı var. Muhtemel çabuk yapıldığı için oldu. Şimdi deprem vergisinden sen, ben yaralanamayacaksam devlet bana olan güvencesini bu şekilde kaybedecekse, şimdi bu vergiyi benden nasıl alacaksın sen? Ama yine de veriyoruz, vatandaş olarak çünkü biz saygılıyız. Burada vatandaş saygılı, devlet görevini yerine getiremiyor. Ortada bir gerçek var, bu gerçeği göz ardı edemeyiz” dedi. “BİZİM ÜSTÜMÜZDEN HERKES SİYASETİNİ YAPTI”Kendileri için 2 yılın ‘sıvazlanma’ ile geçtiğini belirten Özkan, “Biz iş adamları kadar kaliteli değil miyiz, insan olarak kaliteli değil miyiz? Bir iş adamının bir gecede vergisi siliniyor. Sabah bir kalkıyoruz bilmem kimin vergisi siliniyor. Biz o kadar mı kalitesiziz? Biz bu devlete hiç mi bir şey yapmadık? Biz hala vergi veriyor ve çalışıyoruz. Şimdi bir de ev yapacağım. Hadi krediyi düşürdük diye seviniyoruz, doğru. Ben astsubay emeklisiyim, 9 bin lira maaş alıyorum. 600 bin liralık krediyi ödemem için aylık bana 8 bin 500 lira gerekiyor. 600 bin lira çekemezsem de evimi yaptıramıyorum. 15 bin liranın altında olduğum için devle bana kredi vermiyor. Bu sarmalın içine biz ne yapacağız? Herkes de bunu biliyor. Depremin üzerinden siyaset yapılmıyor ya, deprem siyaset üstü ya. Bizim üstümüzden herkes siyasetini yaptı. Bir biz öğrenemedik siyaseti, sadece sırtımız sıvazlandı. Sırtımız nasır bağladı. 2 yıl böyle geçti” açıklamalarında bulundu.
“BİZ BU İŞLERİ BİLMİYOR MUYUZ?”K planlarının tamamlanamamasını eleştiren Haydar Özkan, “Hala k planlarını tamamlayamayan belediyeler var, onları tebrik ediyorum. Depremzedesine sahip çıktıkları için kendilerini saygı ve sevgiyle karşılıyorum. Çünkü bu deprem Meksika’da oldu, buraya da biz tatile geldik. Aynı ilin içerisindeki aynı belediyeler aynı imar, k belli, emsal belli. Mesela Buca Belediyesi ısrar ve inatla yokuş yapmak için uğraşıyor, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Bornova Belediyemiz zaten depremzede ile uzaktan yakından ilgilenmiyor. Belediye başkanı bizi bir kere ziyaret etti, yüzünü bir daha hiç görmedik. Karşıyaka Belediyesi’nde bir şey oluşuyor, depremle ilgili konu geçmiş, vatandaş gidip ruhsat alacak. Birisi emsalin içerisine bodrumu sokuyor, birisi sokmuyor. Biz ise Büyükşehir Belediyesi ile bu konuları görüştüğümüzü söylüyoruz. Bayraklı belediyesi ile görüştük, bunu çözdü. Örneğini alır mısınız diyoruz. Resmi yazı ile görüş alın diyoruz. Bu 6 ay mı sürer? Bu yazı gidip Muş’tan mı geliyor? Biz bu işleri bilmiyor muyuz? Bir yazı verirsin Büyükşehir’e verirsin, orada işleme gider, ilgili yere gider. En fazla 15 gün içerisinde cevap alınır, biter” diye konuştu. “TARAFIM YOK AMA…”Kendisine yöneltilen ‘siyasi duruş’ iddiaları hakkında net konuşan Özkan, “Haydar Özkan bir taraf, depremzede tarafıyım. Ben CHP kanadına gidiyorum, diyorlar ki AK Partili gibi konuşuyorsun. AK Parti kanadına gidiyorum, CHP’nin sözcüsü gibi konuşuyorsun diyorlar. Oysaki ben depremzede vatandaşımızın istediği gönlünden geçenleri ve olması gerekenleri söylüyorum. Benim siyasi bir tarafım yok ama depremzede tarafıyım. Herkesin siyasette bir görüşü vardır muhakkak ama benim siyasi görüşüm bu derneği kurduğumuz gün sona erdi” dedi.