Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR - CHP,
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'ndaki 128 milyar dolar rezervin akıbeti
hakkında ülke genelindeki il başkanlıklarına pankartlar astı. CHP İzmir İl
Başkanlığına ve ilçe başkanlıklarına asılan “128 milyar dolar nerede” yazılı
pankartlar İzmir İl Emniyet Müdürlüğü tarafından il ve bazı ilçe binalarından
vinç eşliği ile kaldırıldı.
Gazetemiz Öncüşehir’e açıklamalarda bulunan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilleri Tacettin Bayır, Atilla Sertel, Mahir Polat ve Ednan Arslan “128 milyar dolar nerede” pankartlarının kaldırılmasına sert tepki gösterdi.
YÜCEL: RAHATSIZ
OLMAYA DEVAM EDECEKLER
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel: Tüm toplum bunu görüyor ve izliyor. Burada bizim tamamen anayasal bir hakkımızı kullanmazı söz konusu. Anayasanın 26 maddesine göre düşünce ve ifade hürriyeti var. burada Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinden eksilen bir 128 milyar dolar var. bu paranın nereye gittiği, nereye kullanıldığı, satıldıysa kime satıldığı, hangi fiyattan ve hangi yöntemle satıldığı sorularının cevaplanması gerekiyor. Çünkü bu para Türk Milletinin parası. Halkın vatandaşın, fakirin fukaranın parası. Bu soruyu sormak da her Türk vatandaşının görevi ve sorumluluğu. Bu soru birile4einin rahatsız ediyor ama biz bu soruyu sormaya devam edeceğiz. Onlarda rahatsız olmaya devam edecekler. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi dün İzmir’de de hem il başkanlarımızı hem ilçe başkanlıklarımızı asmış olduğu pankartlar yasaya ve hatta anayasaya aykırı bir şekilde Valilik talimatıyla kaldırıldı. Kolluk kuvvetleri marifetiyle kaldırıldı. Biz bu yasadışı ve hukuk dışı işleme karşı da yine hukuki mecralarda gerekli başvuruları, müracaatları, şikayetleri yapacağız. Bu soruyu sormaya da devam edeceğiz. Tekrar bir pankartta asarız. Bunu gündeme getirmeye devam edeceğiz. Pankartla olur, sosyal medyadan olur, farklı bir şekilde olur. Bu soruyu soracağız.
BAYIR: DOĞRU YANIT
ALANA KADAR BUNU SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ
CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır: Ortada bir gerçek var. “128 milyar dolar nerede?” diye sorarken babamızdan miras kalan bir parayı sormuyoruz. Halkın parasını soruyoruz. Haklın ödediği vergilerin nereye harcandığını soruyoruz. Bu soruya doğru yanıt alana kadar da bunu sormaya devam edeceğiz. Biz pankartımızı asarız, onlar gelir bugün kaldırır. Yarın gelir bir daha asarız. Oradan yine kaldırırlar. Biz Facebook sayfalarımızdan hepimiz etiketledik. Mümkün olduğu kadar da biz bunu topluma duyururuz. Zaten toplum da bu soruyu merak ediyor. Bu soruyu sadece siyasetçiler merak etmiyor. Çünkü bu konu herkesi ilgilendiriyor. Bu rakam o kadar büyük rakam ki; neler yapılabileceği konusunu da sayfalarımızda paylaşıyoruz. Mesela esnafın bütün kredi borcu silinebilirdi, pandemi dönemi için asgari ücretten insanlara 2 sene maaş verilebilirdi. Bu para ile insanların yaraları sarılabilirdi. 128 milyar dolar bir paradan bahsediyoruz. Bu sorunun doğru yanıtı verilene kadar biz bunu soracağız. Mahkemeden karar çıkarıp, bunu suç unsuru ilan etmişler. Bununla ilgili de bazı arkadaşlarımızı dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlayıp Meclis’e göndermişler. Bu kendileri gibi düşünmeyenleri düşman ilan edip, terörist ilan edip oyundan çıkartmaya çalışıyorlar. Ama bizi oyuna onlar sokmadı, biz kendimiz girdik. Daha doğrusu toplum bizi oyuna aldı, milletvekili seçti, parlamentoya gönderdi. Halk gönderdiyse parlamentoya, sadece halk çıkarabilir. Öyle Tayyip Bey istemiyor diye, Genel Başkanı ve milletvekillerini oyun dışına itmek gibi bir şey yok yani.
SERTEL: HALKIN
BEYNİNDEKİ PANKARTLARI SÖKEMEYECEKLER
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel: Yasakladıkça ve pankartları topladıkça ne kadar büyük bir suçluluk psikolojisi içerisinde olduklarını kanıtlıyorlar. Çok net ve temiz bir şekilde halkın bilgilenmesi için bir doru soruluyor; “123 milyar dolar nerede?” Devlet adamı olsa çıkar, şuraya harcadık, buraya yatırdık, şu kadar dolar şu insanların cebine girdi diye açıklama yapar. Ama bunu yapmak yerine yasaklamayı tercih etmesi, onların bir suçluluk psikolojisi içerisinde olduklarını gösteriyor. Kapatmayla ve yasaklamayla Türkiye’nin sorunları çözülmüyor. 12 Eylül döneminde aratmayan ve o dönemin kötü yönetim tarzını şimdi ne yazık ki yaşıyoruz. Ama o pankartla halkın beyninde yerini aldı. Halkın beynindeki pankartları da sökemeyecekler. İlk seçimde de o 128 milyar doların hesabı sandıkta görülecek.
POLAT: İFADE
ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULMUŞ BİR DARBEDİR
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat: Anayasanın 26. Maddesine göre ifade özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Bunu Valilik kararıyla yapmaları da ayrıca bir tuhaf bir durum. Çünkü hukuki olarak bunun bir dayanağı yok. Kendi düşünceleriyle yaptıramadıkları kendi imzalarıyla yaptırıyorlar. Kabul etmiyoruz ve sorumuza cevap arıyoruz. “128 milyar dolar nerede?” diye sormaya devam edeceğiz. Onar kaçtıkça biz soracağız.
ARSLAN: DEMOKRASİDE
HESAP VERMEK VARDIR
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan: 128 milyar doların nerede olduğunu muhalefet sormayacaksa kim soracak? Sonuçta birinci sınıf demokrasilerde, gelişmiş ülkelerde hükümet kullanmış olduğu bütçeyi, harcamış olduğu parayı kamu adına yapmış olduğu iş ve işlemlerin hesabını vatandaşa vermek zorundadır. Biz muhalefet olarak burada bir sorun görmüş ve demişiz ki, “128 milyar dolar nerede?” eğer bir sorun veya problem yoksa çıkar sözcüleri kalem kalem anlatırlar. Sorulan sorularda gayet basit ve herkesi anlayacağı bir dilde. Daha öncede Sayın Genel Başkan grup toplantılarında, “Ben iktidara ve Sayın Cumhurbaşkanına soruyorum” demişti. Bu 128 milyar dolar ne zaman ve ne şartlarda satıldı, hangi kurdan satıldı, bu satın alma işlemlerini kimler gerçekleştirdi? Bunarı cevabı verilmelidir. Siz bunun cevabını vermeyip bunun hesabını soran, merak eden, kamu adına bunu soran CHP’nin il ve ilçelerinde açılmış olan pankartları indirirseniz, bu iş hukukla ya da ileri demokrasiyle nasıl bir bağlantı kurabiliriz. Hesap vermeyen bir iktidar, hesap vermeyen bir anlayış olabilir mi? Yani siz keyfinize göre iş ve işlem yapacaksınız, bunu muhalefet gündeme getirecek, ondan sonra da “bunu soramazsınız.” Kara mizah gibi bir şey bu. 128 milyar dolar nerede diye sormak, Cumhurbaşkanına hakaret. Ne alakası var? O zaman hiç bir şey sormayalım biz. 128 milyar doları sormayalım, aşı nerede sormayalım, şehir hastanelerin kaynağını sormayalım, geçiş garantili köprüleri sormayalım. Muhalefet ne iş yapsın o zaman? Demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Demokrasilerde, iktidar iş ve işlemleri yapar. Milletin vergileriyle oluşmuş olan bütçeyi ve kamu kaynaklarını kullanır. Muhalefet de o kamu kaynaklarını ne şekilde kullanıldığını hesabını halk adına ister. Bundan da doğal bir şey yoktur. Zaten bizim görevimiz denetleme görevidir. Muhalefetin görevi budur. Olacak iş değil bu. İşte tek aday rejiminin geldiği nokta budur. Kim soru soruyorsa işine gelmeyen soruyu soruyorsa hemen onlar baskılanıyor. Bu doğru değildir. Demokraside hesap vermek vardır. Bizde birinci sınıf demokrasiye sahip olmak istiyoruz ve halk adına da bu paranın nerede olduğu merak ediyor ve soruyoruz. İktidarın bizim pankartlarımızı indireceğine adam akıllı çıkıp bunlarla ilgili cevap vermesi gerekiyor.