Avrupa’nın ikinci, dünyanın altıncı büyük üretim gücüne sahip olan Türk plastik sektörü, petrokimyasal hammaddede yerli üretimin yüzde 7 seviyesine kadar düşmesi ile ithalata en yüksek derecede bağımlılık dönemini yaşıyor.Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve Plastik
Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer, sektörün tek yerli
hammadde üreticisi Petkim’in pazar payının yüzde 7 seviyesine kadar düştüğünü
hatırlatarak, “2008 yılına kadar kamu şirketi kimliği taşıyan Petkim, özelleştirildiği 2008
yılında iç pazarda yüzde 24 seviyesinde paya sahipti. Bizler kamu şirketlerinin
özelleştirmesini; ‘daha çok üretim yapsın, daha kaliteli ve rekabetçi üretsin, yerli üretimin payı artsın ve yerli üretici ithalata mahkûm olmasın’ diyerek savunduk. Ancak geldiğimiz noktada Petkim’in pazar payı, özelleştirildiği 2008’den bugüne geçen 17 yılda yaklaşık 4 kat azalmıştır. Plastik sektörü olarak bu üzücü duruma dikkat çekmeyi de yararlı görmekteyiz.” dedi.
“ON YIL ÖNCE CEZA, BUGÜN ZORUNLULUK”
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Toplantısı’nda 24’üncü Plastik Ambalaj Sanayi Meslek
Komitesi Başkanı olarak konuşan Gençer, birkaç yıl kadar önce atık plastiklerin tekrar
işlenerek granül hale getirilmesi ve orijinal hammadde ile karıştırılarak üretimde kullanılması durumunda, Avrupa ülkelerinden cezai yaptırım geldiğini hatırlattı.
Bugün ise plastik atıklardan üretilen granüllerin standart ürünlere belli oranlarda
karıştırarak kullanımının zorunlu hâle geldiğine dikkat çeken Gençer, şu değerlendirmeyi
yaptı:
“YENİ PETROKİMYA ÜRETİMİNİ ÇÖPTE ARAYALIM”
“Burada bahsettiğimiz atık plastikler, çöp değil fabrikalarda üretimden çıkan atık
plastiklerdir. İklim değişikliğinin yakıcı etkilerine dikkat çekmek, sürdürülebilir bir
çevre politikası yürütmek ve karbonsuz bir dünyaya geçmek için; plastik atıklardan
üretilen granüllerin standart ürünlere belli oranlarda karıştırarak kullanımı mecbur
edilmektedir. Bu atıkların öncelikli üretim yeri, sanayide kullanılan ve üretimi yapılan yerlerdir.Türkiye’de bu tip atıklar granüle çevrilip tüketilmektedir ve son yıllarda kullanım alanı
çok genişlemiştir. Bu durum kuşkusuz dünya için olumlu bir adımdır. Plastik
atıklarımız çöp değil birer hammadde ve enerji kaynağıdır. Bu gerçeğin biraz geç de
olsa anlaşılmasından sektör olarak memnuniyet duymaktayız.”
“YENİ PETROKİMYA ÜRETİMİNİ ÇÖPTE ARAYALIM”
Türkiye’nin başta plastikler olmak üzere atıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri
dönüşümünde gelişmiş ülkeler seviyesinin çok gerisinde olduğuna işaret eden
EGEPLASDER Başkanı Şener Gençer, “Sorunun çözülmesi durumunda Türkiye yeni bir
petrokimya tesisi kurulmuş gibi, ikinci kalite plastik hammaddesi üretimi gerçekleştirmiş
olacak. Kaliteli atıkla Türkiye yeni bir petrokimyaya ulaşabilir. Yeni bir petrokimya istiyorsak, onu çöpte aramalıyız.” dedi.Şener Gençer, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından atıkların kaynağında ayrıştırılması
amacıyla ilk aşamada kentin altı ilçesindeki sekiz mahallesinde pilot olarak uygulamaya
başlanan, QR kodlu mavi çöp poşeti dağıtımı projesine sektör temsilcileri olarak tam destek verdiklerini sözlerine ekledi.
Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer, sektörün tek yerli
hammadde üreticisi Petkim’in pazar payının yüzde 7 seviyesine kadar düştüğünü
hatırlatarak, “2008 yılına kadar kamu şirketi kimliği taşıyan Petkim, özelleştirildiği 2008
yılında iç pazarda yüzde 24 seviyesinde paya sahipti. Bizler kamu şirketlerinin
özelleştirmesini; ‘daha çok üretim yapsın, daha kaliteli ve rekabetçi üretsin, yerli üretimin payı artsın ve yerli üretici ithalata mahkûm olmasın’ diyerek savunduk. Ancak geldiğimiz noktada Petkim’in pazar payı, özelleştirildiği 2008’den bugüne geçen 17 yılda yaklaşık 4 kat azalmıştır. Plastik sektörü olarak bu üzücü duruma dikkat çekmeyi de yararlı görmekteyiz.” dedi.

“ON YIL ÖNCE CEZA, BUGÜN ZORUNLULUK”
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Toplantısı’nda 24’üncü Plastik Ambalaj Sanayi Meslek
Komitesi Başkanı olarak konuşan Gençer, birkaç yıl kadar önce atık plastiklerin tekrar
işlenerek granül hale getirilmesi ve orijinal hammadde ile karıştırılarak üretimde kullanılması durumunda, Avrupa ülkelerinden cezai yaptırım geldiğini hatırlattı.
Bugün ise plastik atıklardan üretilen granüllerin standart ürünlere belli oranlarda
karıştırarak kullanımının zorunlu hâle geldiğine dikkat çeken Gençer, şu değerlendirmeyi
yaptı:
“YENİ PETROKİMYA ÜRETİMİNİ ÇÖPTE ARAYALIM”
“Burada bahsettiğimiz atık plastikler, çöp değil fabrikalarda üretimden çıkan atık
plastiklerdir. İklim değişikliğinin yakıcı etkilerine dikkat çekmek, sürdürülebilir bir
çevre politikası yürütmek ve karbonsuz bir dünyaya geçmek için; plastik atıklardan
üretilen granüllerin standart ürünlere belli oranlarda karıştırarak kullanımı mecbur
edilmektedir. Bu atıkların öncelikli üretim yeri, sanayide kullanılan ve üretimi yapılan yerlerdir.Türkiye’de bu tip atıklar granüle çevrilip tüketilmektedir ve son yıllarda kullanım alanı
çok genişlemiştir. Bu durum kuşkusuz dünya için olumlu bir adımdır. Plastik
atıklarımız çöp değil birer hammadde ve enerji kaynağıdır. Bu gerçeğin biraz geç de
olsa anlaşılmasından sektör olarak memnuniyet duymaktayız.”
“YENİ PETROKİMYA ÜRETİMİNİ ÇÖPTE ARAYALIM”
Türkiye’nin başta plastikler olmak üzere atıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri
dönüşümünde gelişmiş ülkeler seviyesinin çok gerisinde olduğuna işaret eden
EGEPLASDER Başkanı Şener Gençer, “Sorunun çözülmesi durumunda Türkiye yeni bir
petrokimya tesisi kurulmuş gibi, ikinci kalite plastik hammaddesi üretimi gerçekleştirmiş
olacak. Kaliteli atıkla Türkiye yeni bir petrokimyaya ulaşabilir. Yeni bir petrokimya istiyorsak, onu çöpte aramalıyız.” dedi.Şener Gençer, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından atıkların kaynağında ayrıştırılması
amacıyla ilk aşamada kentin altı ilçesindeki sekiz mahallesinde pilot olarak uygulamaya
başlanan, QR kodlu mavi çöp poşeti dağıtımı projesine sektör temsilcileri olarak tam destek verdiklerini sözlerine ekledi.
