Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ekim ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumu gerçekleştirildi.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde gerçekleştirilen oturumun gündeminde İzmir’de yıkımı ardından birçok tartışmaya ev sahipliği yapan Buca Cezaevi konusu yer aldı.Buca Cezaevi alanı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı’ndan gelen talep doğrultusunda ilçenin kamusal açık alanlara olan ihtiyacının karşılanmasına yönelik talebi nedeniyle İnönü Mahallesi, 673 ada 4, 5, 12, 101, 166, 171, 172, 173, 175, 177, 190, 192, 202, 213, 222 parseller ve çevresinin, Rekreasyon Alanı ve Genel Otopark Alanı olarak belirlenmesine yönelik hazırlanan, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği önerisi Ekim ayı olağan meclisinin 1’nci oturumunda meclis gündemine gelmiş ve konu İmar Komisyonu’na sevk edilmişti. Meclis gündemine İmar Komisyonu’ndan görüşülen ve AK Parti ile CHP’yi karşı karşıya getiren gündem maddesi ile ilgili tartışmalar meclis oturumda da devam etti.SEVİL: YETKİ TECAVÜZÜDÜR VE HUKUKEN YOK HÜKMÜNDEDİR
Maddeye ilişkin söz alan AK Partili Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil, “İnönü mahallesinde yer alan muhterif parsellerle ilgili nazım imar planı değişikliği önerisi pazartesi de bugün de hukuka uygun değildi. Burası mülkiyet olarak İller Bankası’na ait olan bir yer. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İller Bankası ile yaptığı işler protokolle devrettiği alan talebi var. İlgili alanla ilgili bir rezerv alanı kararı var. Elimizde bir kanun var, bu kanuna göre önce bize rezerv alan tanımı yapıyor. Bakanlık, rezerv alan ilan edilen yerlerde ilgili plan projeye yaptırmaya yetkilidir diyor. Emredici hüküm var, sadece rezerv alanı olan Buca Cezaevinin bulunduğu alanla plan yapmaya yetkili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’dır. Komisyonlara gönderilmesi bile yetki tecavüzüdür ve hukuken yok hükmündeydi. Komisyon kararının bu meclisi gelmesi de hukuken yok hükmündedir. Bu yetki tecavüzüdür. Görüyoruz ki, İBB yönetimi bu alanı rezerv alanı olduğunu meclis başlamadan öğrenmişti. Artık öğrendiği saatten itibaren yetkisi alanın olmayan konuyla alakalı yetki talebinde bulunduğu için yetki tecavüzü var diyoruz. Biz AK Parti grubu olarak bu önergeye ret oyu kullanıyoruz” dedi. ŞAHİN: ŞİMDİ Mİ PLAN YAPMA AŞKINIZ KABARDI?
Aktepe Emrez bölgesinin işaret ederek eleştirilerini dile getiren MHP Grup başkanvekili Selahattin Şahin, “Eski Buca Cezaevi bölgesinin planlanması. İzmir’de planlanacak yer kalmadı da, Bakanlık plan yapınca mı Buca Cezaevinin olduğu yere plan yapmak aklınıza geldi? Biz üç buçuk yıldır Aktepe – Emrez bölgesinin planları yok diye defalarca dile getirdiğimiz halde kılınızı kıpırdatmadınız. Bakın 30 eEkim depreminin ikinci yılını doldurduğumuz şu günlerde, üstelik deprem kapıdayken bu nasıl bir aymazlıktır? Sanki İzmir’in bütün planlama sorunlarını çözdünüz de sıra Buca’ya mı geldi? Kentsel dönüşümde taş üstüne taş koydunuz da sıra Buca’nın planlarına mı geldi? İçinde hak sahiplerinin olmadığı iş insanları diye bir kooperatif modeli icat ettiniz. Kime hizmet ettiği belli olmayan ama asla halka hizmet etmeyen bu rant modeliyle ilgili verdiğimiz soru önergelerini cevapsız bırakan siz değil misiniz? Şimdi mi plan yapma aşkınız kabardı? Bırakın efendim bu işleri” şeklinde konuştu. “İZMİR HALKI TÜM BU OLANLARI İBRETLE İZLİYOR”
Çeşme turizminin önündeki engel olarak İBB’den bahseden Şahin, “Yıllarca Çeşme turizminin gelişmesinin önündeki engel siz değil misiniz? Turizm anlayışınız ikinci konuttan ibaret olup, vizyon projelere imza atmıyorsunuz. Sonra bakanlık konuya el atınca kıymete biniyor, istemezük diyorsunuz. Unutmayın en kötü plan plansızlıktan iyidir. Sizin bu yaklaşımınız tavşana kaç, tazıya tut ikileminden öteye gitmez. İzmir halkı tüm bu olanları ibretle izliyor. 25 yıldır İzmir’e hiç bir şey veremediniz. Bu zihniyetle vermeniz de mümkün değil. Size tavsiyemiz, opera binasını yapamadınız, kendi hizmet binamızı 2 yılda ancak ve ancak yıkımını yapabildiniz. Kokuyu söylemekten bıktık, trafik keşmekeşi ortada, otoparksızlık insanları canından bezdiriyor, kentsel dönüşüm fiyasko hepi topu 1000 konut dönüştürdünüz. Değerli arkadaşlar, son olarak 30 Ekim depreminde hakkın rahmetine kavuşan 117 canımızı saygı ve rahmetle anıyorum. Gelin Aktepe Emrez planlarını yapın. Plan olmadan dönüşüm olmaz. Başka canlar gitmeden şu işi yapın lütfen” diye konuştu. HIZAL: BİR HUKUK GARABETİNE İMZA ATMAK ÜZERESİNİZ
İBB tarafından yapılan planların hukuka uygun olmadığını ifade eden AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “İBB tarihinde yine İBB için hepimizi derinden üzen ve yaralayan bir hukuk garabetine imza atmak üzeresiniz. 19 yıl Buca’da yaşamış ve konusun ettiğimiz cezaevinin dibinde yaşamış bir meclis üyesi olarak konuşuyorum. İzmir ve Buca için çok elzem olan bir durumu gerçekleştirdik. Eski meclis salonunda Buca cezaevi konusunda Buca Belediye Başkanınız Sayın Erhan Bey, kalkıp Buca Metrosu üzerinden çok haklı bir şekilde Buca Cezaevi’nin kaldırılması yönünde bir açıklama yapmıştır. Bu meclisin fitilini ateşleyen bir açıklamaydı. Hemen arkasından 2020 yılında çalışmalara başladı. Partimizin milletvekilleri, genel başkan yardımcımız, partinizin ilçe başkanı, Buca Belediye başkanı bir takım görüşmeler yapıtı ve bir sonuç alındı” ifadelerini kullandı. “BUCA CEZAEVİNİN KALDIRILMASI SÜRECİNDE SOYER YOKTU”
Buca Cezaevi’nin kaldırılması sürecinde Başkan Tunç Soyer’in olmadığını belirten Hızal, “Buca cezaevinin kaldırılması sürecinde İBB Başkanı Soyer yoktu. Bu konudaki çalışmaların içinde olumlu manada katkı koymak adına hiçbir açıklamasını duymadım. Yoktunuz. İzmir için sın 30 yılın en mühim konusunda İBB Başkanı Tunç Soyer yoktu. 2020 yılında burada bir çalışma sonlandı. Arkasından Bakanlık burada 2021 yılında plan çalışmasına başladı. Büyükşehir Belediyesine elindeki yazıyla ben burada plan çalışması yapıyorum diye yazı gönderdi. İBB de cevap verdi. İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı planla ilgili hassasiyette bulunmuştur. Planın şu yönden problemler var düzeltilmesini söyleyerek, aslında biz orada sizin yaptığınız yeşil alan yapılmasını talep ediyoruz” demiş. Ama dememişşiniz şunu; “sen kim oluyorsun da İzmir’e karışıyorsun. Ben İBB’yi. Benim için kanunun önemi yok. Ben bu planı çöpe atıyorum kendim yapacağım.” Sonra Bakanlık sizi hassasiyetlerinizi göz önüne alarak ikinci plana başlamış. Henüz ortada askı ve plan detayı yokken ilginç bir şekilde önümüze İBB’nin plan çalışması geliyor. Bu bina İBB tarafından yapılması mümkün değildir. Çünkü rezerv alanı ilan edilmiş bir yer deniyor ve telaşla rezerv aşanı ilan edilip edilmediği araştırılmasına başlıyor. Burada bir hukuk garabeti var. İBB’nin zarar görmesini asla istemeyiz ama bugün karar almaya çalıştığınız konu İBB’nin yetkisinde olan bir konu değildir. Siz inat ve ısrarla plan yapmaya çalışıyorsunuz. Burası bir muhtarlık değil, İBB meclisi. 10 yıllık tarihi olan bir belediye meclisinden ve tarihinden bahsediyorum. Kendimizi gülünç durumuna düşürmeyeyim. Bu kararın mahkemeden döneceğini bile bile bende varım denmez. Bu devlet ile inatlaşmadır” dedi. “BU İŞLEM VE BU KARAR DOĞRU BİR KARAR DEĞİL”
İkinci bir hukuki sorunun da olduğunu söyleyen Hızal, “Bura Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ve yapılan protokolle İller Bankası’na devredilmiştir, yani kamudadır. Mülkiyeti size ait olmayan parsel bazlı bir revizyonu yaparken mülkiyet sahibine görüş sormaz mısınız? Belediye yönetmek bu mudur? Evet yeşili koruyalım, çevre hassasiyet hepimizde var. Yeşil hassasiyetinizi eleştirmiyorum. Bir AVM planınız vardı ama Bakanlığın talebi doğrultusunda ortadan kaldırıldı. Bu işlem ve bu karar doğru bir karar değildir. Elbette ki yeşil hassasiyetinize bir şey demiyorum ama samimiyet testinden geçmenizi istiyorum. Pazartesi günü İBB başkanlığını planı geldi. Alan 25 bin metrekare, yeşili belediye hizmet alanına çevireceksiniz. Madem Buca’nın bu kadar yeşile ihtiyacı oldu, o zaman neden belediye hizmet alanına çeviriyorsunuz? Bunu yaparken Buca Belediyesi sordunuz mu? O bölgede genel revizyon planı var, belediye böyle mi yönetilir? Kafanıza göre plan revizyonu yapabiliyorsunuz. Şimdi yeşil yapacaksınız ya görseller göstereceksiniz bizlere. Buca Belediyesi’ne sormadığınız, bugün getirmeye çekindiğiniz, taktik icabı getirmediğiniz, ol plan Buca Belediyesi’nin görüşü alınmaksızın bir plan. Yeşil alana bina dikeceksiniz” şeklinde konuştu. “BU KARAR BU MECLİSTEN ÇIKMAMALI”
Şirinyer Parkı üzerinden İBB’yi eleştiren Hızal, “Şirinyer parkı 70 bin metre kare. 2017 yılında İBB’nin sitesinden bir yazı aldım. 6 yıldır İBB Şirinyer parkına ne yaptı? Faaliyet raporuna merak ettim baktım. Proje çizim aşaması devam ediyor; yüzde 5, 40. Şirinyer Parkını rezil ettiniz. Bu hal ve hareketlerle cezaevi alanını da mezbereliğe çevirmek çabası içerisindesiniz. Yetkiniz olmayan bir yetkiyle hareket ediyorsunuz. Bu karar bu meclisten çıkmamalı. Meclisin itibarı açısından çıkmamalı. Buca Belediye Başkanı Sayın Erhan Kılıç, yaklaşık 2 yıldır cezaevinin kaldırılması noktasında Bakanlık yetkilileri ile görüşürken siz neredeydiniz? Hem samimi değilsiniz hem hukuksuz ve kanunsuz bir işe imza atmak için önümüze bu önergeyi getirdiniz” ifadelerini kullandı.DAL: BEN YAPTIM OLDU ANLAYIŞINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL
CHP sıralarından söz alan İlhan Dal, “Bucalılar büyük ihtimalle dinliyordur ve Selahattin Bey’in söylediği sözlerin Buca ile ilgili ne alakası var, Burçin Hanımın söylediği kanunu durumlar bizi bağlamıyor ve Sayın Özgür Beyin söyledikleri Buca cezaevi ile niye ilgili değil diye… Özgür bey her şeyi sordu ama bu plan yapılırken Bucalılara soruldu mu diye sormadı. Son dönemler yalan siyasete çok pervasızca kullanılmaya başlandı. Buca Cezaevi konusunda da eksik bilgilendirme diyeceğim. Çünkü geçtiğimiz hafta AK Partili meclis üyeleri 47 mahalle muhtarını ziyaret edecek ellerinde kartlarla fotoğraf verdiğini gördük. Kartta cezaevi yıkıldı ancak CHP'nin AVM planı devam ediyor dediler. 47 muhtarı ziyaret ettiler çünkü hepsi oranın yeşil alan olmasını istiyor. Ben sadece böyle bir karar katkı koymak için meclis üyesi olmaktan mutluluk duyarken bugün neyi savunmak zorunda kalıyoruz. 2003 yılında CHP’li belediye tarafından onaylanmış bir plan var evet. Ancak Buca nüfusu bugünkü nüfusunu yarı nüfus olduğu dönem. Ne İzmir depremi yaşanmış ne de başka bir şey. Yani bu yeşil alan ihtiyacı hiç bu kadar yoktu. Bakanlığın şu an yaptığı planlar 2003’de reddettiğimiz planların bile gerisinde. Bucalıların böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değil. Bu ben yaptım oldu anlayışından başka bir şey değil” ifadelerini kullandı. AYDIN: İZMİR HALKI BU TARİHİ HİÇ UNUTMASIN
Hızal’ın eleştirilerine yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “İki temelde tartışıyoruz. Birincisi usul, yetki ve hukuki tartışması. İkincisi de biz ne yapıyoruz? Bizim hayatımıza değen kısmı ne? Maliye bu yeri ilginç bir tarihte satmış. Biz 100. Yılını kutlarken İller Bankasına satışmış. İzmir halkı bu tarihi hiç unutmasın. Bu tapu kaydına göre İzmir halkının kullanması gereken bu alanı satmış. Kaça satmış ne usulle satmış bilmiyoruz. Bunu İBB’ye devredecekken İller Bankası’na satmış. Bunu hiç unutmayalım. Yine aynı kanun diyor ki; bu taşınmazın tahsis ve devir işleri yapılana kadar satılama ve kiraya verilemez. Burası bir rezerv alanı ilan edildi. Bunu biz henüz bilmiyoruz. İBB’ye bir tebligat gelmiş değil. Yine yasada, bu kanun uyarınca tahsis edilen işlemler karşı 30 gün içinde tebliğ edilir. Biz hukuk devletiysek, idarenin şeffaflığı söz konusuysa o zaman zaten bunu yapması gerekir ama yapmamış. Rezerv alanı neden ilan edilir? Riskli alanlar ve riskli alamdan ikamet edilenlerin nakledileceği için kullanılır. Buraya hangi riskli alandaki insanlar yerleşecek bilmiyoruz. Rezerv alanı ilan edilen bölgenin neresi olduğunu söyleyebilecek biri var mı? Burada bizim elimizde bir tarih sayısı var, bu belgeler yok. Hızal, “Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedi. Atı aldılar da henüz Üsküdar’a varamadılar. Bizden önce hareket etmek için çok hızlı hareket ediyorlar. Burada rezerv alanı ilan edildiyse tek yetkili Bakanlıktır. Sadece Bakanlığın yetkili olduğuna dair kanun şimdi yürürlükte değil. Bu hikaye işin hukuki tartışması. “Devletle çatışılmaz” dedi Hızal. Devlet artık herkes, tüm yurttaşlardır. İsteklerini taleplerine kulağını tıkayan bir şey değildir. Sizin anlayışınız bu olabilir ama bu yüzyılımızın anlayışı değildir. Planı beğenir beğenmezsiniz dava açarsınız dedi. Eğer bizimkini beğenmezlerse onlar dava açacaklar” dedi. “BİRBİRİMİZE KELİME OYUNLARI YAPMAYALIM”
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan AVM planı ile Bakanlık planını karşılaştıran Aydın, “Biz AVM planını kaldırdık dendi. Birbirimize kelime oyunları yapmayalım. Bu bölgenin önemli kısmı TB kodlu. Konut, kısmet ticaret yapabilirsiniz. Şu an yürürlükte olan plan o bölgenin önemli kısmı ticaret seçenekli konut. Bakanlığın ilana çıkardığı alan ise ticaret konut. Ne farkı var? Bakanlığın çıkardığı kod başka. Bugün yine isterlerse AVM yapabilirler. Bugün beğenmeyip yanlış bulunan mevcut planda; toplam 37 bin metrekare inşaat alanını Buca halkın yeşil alan isteğine kulak verdiğini söyleyen bakanlık, 70 bin metrekare inşaat alanı öngörüyor. Ben sözelciyim. Bizim rakam olunca karışıyor. Çevrede bütün kat yüksekliği 5 olduğu halde 8 kat öneriyorlar. 40 bin metrekarelik ticaret konut alanı miktarını 70 bin metrekareye çıkarıyorlar. 20 bin 600 metrekare olan yeşil alanı 11 bin metrekareye düşürüyorlar, otoparkı komple kaldırıyorlar. Bucalılara ve İzmirlilere sunu soruyoruz, cezaevi alnını böyle görmek istiyor musunuz? Diyorsanız ki Buca Cezaevinin alanına 70 bin metrekare beton yapmak istiyoruz diyorsanız çıkıp söyleyin. Bir şehri şehrin insanlarının dikkate almadan devlet benim diye mi yöneteceksiniz yoksa halkı taleplerine göre mi plan yapacaksanız. İBB bunu yapmaya çalışıyor” diye konuştu.SOYER’DEN BAKANLIĞA ÇAĞRI: PLANDAN VAZGEÇSİNLER
Oylama öncesi konuşan Başkan Tunç Soyer, “Buca Cezaevi’nin oradan kaldırması adına irade koyan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. İzmir için çok kıymetli bir adım olmuştur. Takdir ve saygıyla kararı verenleri selamlamak istiyoruz. İlhan Beyin söylediği gibi ondan daha beter bir kentsel tasarım koymasına asla izin vermeyiz. Burası Buca’nın ve İzmir’in malıdır. Hepimizin hakkı vardır. Oraya gözümüz gibi korumak hepimizin boynunun borcudur. Biz İBB meclisi olarak hukuktan önce kamu vicdanıyla harekete diyoruz. Ve bu bizim burayı yeşil alan olarak kazandırmayı öngörüyor. Hiçbir kamu vicdan hiçbir kese burada yeşil olsun diyemez. Orası sıkışmış bina, beton ve orada boş bir alan var. Boynumuzun borcudur gelecek nesillere orayı park yapmak. Bakanlığımızca naçizane tavsiyemdir; bu plandan derhal vazgeçsinler. Eminim ki muhtarlarımız, STK’lar, vatandaşlarımız, herkes yarından itibaren itiraz sesini yükseltecektir. Yaşayıp göreceğiz. Plandan vazgeçsinler ve orayı Buca’ya yeşil alan olarak hediye etsinler” diye konuştu.
Başkan Soyer’in konuşması sonrası meclis üyelerine sunulan madde, oy çokluğu ile kabul edildi.
Maddeye ilişkin söz alan AK Partili Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil, “İnönü mahallesinde yer alan muhterif parsellerle ilgili nazım imar planı değişikliği önerisi pazartesi de bugün de hukuka uygun değildi. Burası mülkiyet olarak İller Bankası’na ait olan bir yer. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İller Bankası ile yaptığı işler protokolle devrettiği alan talebi var. İlgili alanla ilgili bir rezerv alanı kararı var. Elimizde bir kanun var, bu kanuna göre önce bize rezerv alan tanımı yapıyor. Bakanlık, rezerv alan ilan edilen yerlerde ilgili plan projeye yaptırmaya yetkilidir diyor. Emredici hüküm var, sadece rezerv alanı olan Buca Cezaevinin bulunduğu alanla plan yapmaya yetkili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’dır. Komisyonlara gönderilmesi bile yetki tecavüzüdür ve hukuken yok hükmündeydi. Komisyon kararının bu meclisi gelmesi de hukuken yok hükmündedir. Bu yetki tecavüzüdür. Görüyoruz ki, İBB yönetimi bu alanı rezerv alanı olduğunu meclis başlamadan öğrenmişti. Artık öğrendiği saatten itibaren yetkisi alanın olmayan konuyla alakalı yetki talebinde bulunduğu için yetki tecavüzü var diyoruz. Biz AK Parti grubu olarak bu önergeye ret oyu kullanıyoruz” dedi. ŞAHİN: ŞİMDİ Mİ PLAN YAPMA AŞKINIZ KABARDI?
Aktepe Emrez bölgesinin işaret ederek eleştirilerini dile getiren MHP Grup başkanvekili Selahattin Şahin, “Eski Buca Cezaevi bölgesinin planlanması. İzmir’de planlanacak yer kalmadı da, Bakanlık plan yapınca mı Buca Cezaevinin olduğu yere plan yapmak aklınıza geldi? Biz üç buçuk yıldır Aktepe – Emrez bölgesinin planları yok diye defalarca dile getirdiğimiz halde kılınızı kıpırdatmadınız. Bakın 30 eEkim depreminin ikinci yılını doldurduğumuz şu günlerde, üstelik deprem kapıdayken bu nasıl bir aymazlıktır? Sanki İzmir’in bütün planlama sorunlarını çözdünüz de sıra Buca’ya mı geldi? Kentsel dönüşümde taş üstüne taş koydunuz da sıra Buca’nın planlarına mı geldi? İçinde hak sahiplerinin olmadığı iş insanları diye bir kooperatif modeli icat ettiniz. Kime hizmet ettiği belli olmayan ama asla halka hizmet etmeyen bu rant modeliyle ilgili verdiğimiz soru önergelerini cevapsız bırakan siz değil misiniz? Şimdi mi plan yapma aşkınız kabardı? Bırakın efendim bu işleri” şeklinde konuştu. “İZMİR HALKI TÜM BU OLANLARI İBRETLE İZLİYOR”
Çeşme turizminin önündeki engel olarak İBB’den bahseden Şahin, “Yıllarca Çeşme turizminin gelişmesinin önündeki engel siz değil misiniz? Turizm anlayışınız ikinci konuttan ibaret olup, vizyon projelere imza atmıyorsunuz. Sonra bakanlık konuya el atınca kıymete biniyor, istemezük diyorsunuz. Unutmayın en kötü plan plansızlıktan iyidir. Sizin bu yaklaşımınız tavşana kaç, tazıya tut ikileminden öteye gitmez. İzmir halkı tüm bu olanları ibretle izliyor. 25 yıldır İzmir’e hiç bir şey veremediniz. Bu zihniyetle vermeniz de mümkün değil. Size tavsiyemiz, opera binasını yapamadınız, kendi hizmet binamızı 2 yılda ancak ve ancak yıkımını yapabildiniz. Kokuyu söylemekten bıktık, trafik keşmekeşi ortada, otoparksızlık insanları canından bezdiriyor, kentsel dönüşüm fiyasko hepi topu 1000 konut dönüştürdünüz. Değerli arkadaşlar, son olarak 30 Ekim depreminde hakkın rahmetine kavuşan 117 canımızı saygı ve rahmetle anıyorum. Gelin Aktepe Emrez planlarını yapın. Plan olmadan dönüşüm olmaz. Başka canlar gitmeden şu işi yapın lütfen” diye konuştu. HIZAL: BİR HUKUK GARABETİNE İMZA ATMAK ÜZERESİNİZ
İBB tarafından yapılan planların hukuka uygun olmadığını ifade eden AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “İBB tarihinde yine İBB için hepimizi derinden üzen ve yaralayan bir hukuk garabetine imza atmak üzeresiniz. 19 yıl Buca’da yaşamış ve konusun ettiğimiz cezaevinin dibinde yaşamış bir meclis üyesi olarak konuşuyorum. İzmir ve Buca için çok elzem olan bir durumu gerçekleştirdik. Eski meclis salonunda Buca cezaevi konusunda Buca Belediye Başkanınız Sayın Erhan Bey, kalkıp Buca Metrosu üzerinden çok haklı bir şekilde Buca Cezaevi’nin kaldırılması yönünde bir açıklama yapmıştır. Bu meclisin fitilini ateşleyen bir açıklamaydı. Hemen arkasından 2020 yılında çalışmalara başladı. Partimizin milletvekilleri, genel başkan yardımcımız, partinizin ilçe başkanı, Buca Belediye başkanı bir takım görüşmeler yapıtı ve bir sonuç alındı” ifadelerini kullandı. “BUCA CEZAEVİNİN KALDIRILMASI SÜRECİNDE SOYER YOKTU”
Buca Cezaevi’nin kaldırılması sürecinde Başkan Tunç Soyer’in olmadığını belirten Hızal, “Buca cezaevinin kaldırılması sürecinde İBB Başkanı Soyer yoktu. Bu konudaki çalışmaların içinde olumlu manada katkı koymak adına hiçbir açıklamasını duymadım. Yoktunuz. İzmir için sın 30 yılın en mühim konusunda İBB Başkanı Tunç Soyer yoktu. 2020 yılında burada bir çalışma sonlandı. Arkasından Bakanlık burada 2021 yılında plan çalışmasına başladı. Büyükşehir Belediyesine elindeki yazıyla ben burada plan çalışması yapıyorum diye yazı gönderdi. İBB de cevap verdi. İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı planla ilgili hassasiyette bulunmuştur. Planın şu yönden problemler var düzeltilmesini söyleyerek, aslında biz orada sizin yaptığınız yeşil alan yapılmasını talep ediyoruz” demiş. Ama dememişşiniz şunu; “sen kim oluyorsun da İzmir’e karışıyorsun. Ben İBB’yi. Benim için kanunun önemi yok. Ben bu planı çöpe atıyorum kendim yapacağım.” Sonra Bakanlık sizi hassasiyetlerinizi göz önüne alarak ikinci plana başlamış. Henüz ortada askı ve plan detayı yokken ilginç bir şekilde önümüze İBB’nin plan çalışması geliyor. Bu bina İBB tarafından yapılması mümkün değildir. Çünkü rezerv alanı ilan edilmiş bir yer deniyor ve telaşla rezerv aşanı ilan edilip edilmediği araştırılmasına başlıyor. Burada bir hukuk garabeti var. İBB’nin zarar görmesini asla istemeyiz ama bugün karar almaya çalıştığınız konu İBB’nin yetkisinde olan bir konu değildir. Siz inat ve ısrarla plan yapmaya çalışıyorsunuz. Burası bir muhtarlık değil, İBB meclisi. 10 yıllık tarihi olan bir belediye meclisinden ve tarihinden bahsediyorum. Kendimizi gülünç durumuna düşürmeyeyim. Bu kararın mahkemeden döneceğini bile bile bende varım denmez. Bu devlet ile inatlaşmadır” dedi. “BU İŞLEM VE BU KARAR DOĞRU BİR KARAR DEĞİL”
İkinci bir hukuki sorunun da olduğunu söyleyen Hızal, “Bura Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ve yapılan protokolle İller Bankası’na devredilmiştir, yani kamudadır. Mülkiyeti size ait olmayan parsel bazlı bir revizyonu yaparken mülkiyet sahibine görüş sormaz mısınız? Belediye yönetmek bu mudur? Evet yeşili koruyalım, çevre hassasiyet hepimizde var. Yeşil hassasiyetinizi eleştirmiyorum. Bir AVM planınız vardı ama Bakanlığın talebi doğrultusunda ortadan kaldırıldı. Bu işlem ve bu karar doğru bir karar değildir. Elbette ki yeşil hassasiyetinize bir şey demiyorum ama samimiyet testinden geçmenizi istiyorum. Pazartesi günü İBB başkanlığını planı geldi. Alan 25 bin metrekare, yeşili belediye hizmet alanına çevireceksiniz. Madem Buca’nın bu kadar yeşile ihtiyacı oldu, o zaman neden belediye hizmet alanına çeviriyorsunuz? Bunu yaparken Buca Belediyesi sordunuz mu? O bölgede genel revizyon planı var, belediye böyle mi yönetilir? Kafanıza göre plan revizyonu yapabiliyorsunuz. Şimdi yeşil yapacaksınız ya görseller göstereceksiniz bizlere. Buca Belediyesi’ne sormadığınız, bugün getirmeye çekindiğiniz, taktik icabı getirmediğiniz, ol plan Buca Belediyesi’nin görüşü alınmaksızın bir plan. Yeşil alana bina dikeceksiniz” şeklinde konuştu. “BU KARAR BU MECLİSTEN ÇIKMAMALI”
Şirinyer Parkı üzerinden İBB’yi eleştiren Hızal, “Şirinyer parkı 70 bin metre kare. 2017 yılında İBB’nin sitesinden bir yazı aldım. 6 yıldır İBB Şirinyer parkına ne yaptı? Faaliyet raporuna merak ettim baktım. Proje çizim aşaması devam ediyor; yüzde 5, 40. Şirinyer Parkını rezil ettiniz. Bu hal ve hareketlerle cezaevi alanını da mezbereliğe çevirmek çabası içerisindesiniz. Yetkiniz olmayan bir yetkiyle hareket ediyorsunuz. Bu karar bu meclisten çıkmamalı. Meclisin itibarı açısından çıkmamalı. Buca Belediye Başkanı Sayın Erhan Kılıç, yaklaşık 2 yıldır cezaevinin kaldırılması noktasında Bakanlık yetkilileri ile görüşürken siz neredeydiniz? Hem samimi değilsiniz hem hukuksuz ve kanunsuz bir işe imza atmak için önümüze bu önergeyi getirdiniz” ifadelerini kullandı.DAL: BEN YAPTIM OLDU ANLAYIŞINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL
CHP sıralarından söz alan İlhan Dal, “Bucalılar büyük ihtimalle dinliyordur ve Selahattin Bey’in söylediği sözlerin Buca ile ilgili ne alakası var, Burçin Hanımın söylediği kanunu durumlar bizi bağlamıyor ve Sayın Özgür Beyin söyledikleri Buca cezaevi ile niye ilgili değil diye… Özgür bey her şeyi sordu ama bu plan yapılırken Bucalılara soruldu mu diye sormadı. Son dönemler yalan siyasete çok pervasızca kullanılmaya başlandı. Buca Cezaevi konusunda da eksik bilgilendirme diyeceğim. Çünkü geçtiğimiz hafta AK Partili meclis üyeleri 47 mahalle muhtarını ziyaret edecek ellerinde kartlarla fotoğraf verdiğini gördük. Kartta cezaevi yıkıldı ancak CHP'nin AVM planı devam ediyor dediler. 47 muhtarı ziyaret ettiler çünkü hepsi oranın yeşil alan olmasını istiyor. Ben sadece böyle bir karar katkı koymak için meclis üyesi olmaktan mutluluk duyarken bugün neyi savunmak zorunda kalıyoruz. 2003 yılında CHP’li belediye tarafından onaylanmış bir plan var evet. Ancak Buca nüfusu bugünkü nüfusunu yarı nüfus olduğu dönem. Ne İzmir depremi yaşanmış ne de başka bir şey. Yani bu yeşil alan ihtiyacı hiç bu kadar yoktu. Bakanlığın şu an yaptığı planlar 2003’de reddettiğimiz planların bile gerisinde. Bucalıların böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değil. Bu ben yaptım oldu anlayışından başka bir şey değil” ifadelerini kullandı. AYDIN: İZMİR HALKI BU TARİHİ HİÇ UNUTMASIN
Hızal’ın eleştirilerine yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “İki temelde tartışıyoruz. Birincisi usul, yetki ve hukuki tartışması. İkincisi de biz ne yapıyoruz? Bizim hayatımıza değen kısmı ne? Maliye bu yeri ilginç bir tarihte satmış. Biz 100. Yılını kutlarken İller Bankasına satışmış. İzmir halkı bu tarihi hiç unutmasın. Bu tapu kaydına göre İzmir halkının kullanması gereken bu alanı satmış. Kaça satmış ne usulle satmış bilmiyoruz. Bunu İBB’ye devredecekken İller Bankası’na satmış. Bunu hiç unutmayalım. Yine aynı kanun diyor ki; bu taşınmazın tahsis ve devir işleri yapılana kadar satılama ve kiraya verilemez. Burası bir rezerv alanı ilan edildi. Bunu biz henüz bilmiyoruz. İBB’ye bir tebligat gelmiş değil. Yine yasada, bu kanun uyarınca tahsis edilen işlemler karşı 30 gün içinde tebliğ edilir. Biz hukuk devletiysek, idarenin şeffaflığı söz konusuysa o zaman zaten bunu yapması gerekir ama yapmamış. Rezerv alanı neden ilan edilir? Riskli alanlar ve riskli alamdan ikamet edilenlerin nakledileceği için kullanılır. Buraya hangi riskli alandaki insanlar yerleşecek bilmiyoruz. Rezerv alanı ilan edilen bölgenin neresi olduğunu söyleyebilecek biri var mı? Burada bizim elimizde bir tarih sayısı var, bu belgeler yok. Hızal, “Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedi. Atı aldılar da henüz Üsküdar’a varamadılar. Bizden önce hareket etmek için çok hızlı hareket ediyorlar. Burada rezerv alanı ilan edildiyse tek yetkili Bakanlıktır. Sadece Bakanlığın yetkili olduğuna dair kanun şimdi yürürlükte değil. Bu hikaye işin hukuki tartışması. “Devletle çatışılmaz” dedi Hızal. Devlet artık herkes, tüm yurttaşlardır. İsteklerini taleplerine kulağını tıkayan bir şey değildir. Sizin anlayışınız bu olabilir ama bu yüzyılımızın anlayışı değildir. Planı beğenir beğenmezsiniz dava açarsınız dedi. Eğer bizimkini beğenmezlerse onlar dava açacaklar” dedi. “BİRBİRİMİZE KELİME OYUNLARI YAPMAYALIM”
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan AVM planı ile Bakanlık planını karşılaştıran Aydın, “Biz AVM planını kaldırdık dendi. Birbirimize kelime oyunları yapmayalım. Bu bölgenin önemli kısmı TB kodlu. Konut, kısmet ticaret yapabilirsiniz. Şu an yürürlükte olan plan o bölgenin önemli kısmı ticaret seçenekli konut. Bakanlığın ilana çıkardığı alan ise ticaret konut. Ne farkı var? Bakanlığın çıkardığı kod başka. Bugün yine isterlerse AVM yapabilirler. Bugün beğenmeyip yanlış bulunan mevcut planda; toplam 37 bin metrekare inşaat alanını Buca halkın yeşil alan isteğine kulak verdiğini söyleyen bakanlık, 70 bin metrekare inşaat alanı öngörüyor. Ben sözelciyim. Bizim rakam olunca karışıyor. Çevrede bütün kat yüksekliği 5 olduğu halde 8 kat öneriyorlar. 40 bin metrekarelik ticaret konut alanı miktarını 70 bin metrekareye çıkarıyorlar. 20 bin 600 metrekare olan yeşil alanı 11 bin metrekareye düşürüyorlar, otoparkı komple kaldırıyorlar. Bucalılara ve İzmirlilere sunu soruyoruz, cezaevi alnını böyle görmek istiyor musunuz? Diyorsanız ki Buca Cezaevinin alanına 70 bin metrekare beton yapmak istiyoruz diyorsanız çıkıp söyleyin. Bir şehri şehrin insanlarının dikkate almadan devlet benim diye mi yöneteceksiniz yoksa halkı taleplerine göre mi plan yapacaksanız. İBB bunu yapmaya çalışıyor” diye konuştu.SOYER’DEN BAKANLIĞA ÇAĞRI: PLANDAN VAZGEÇSİNLER
Oylama öncesi konuşan Başkan Tunç Soyer, “Buca Cezaevi’nin oradan kaldırması adına irade koyan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. İzmir için çok kıymetli bir adım olmuştur. Takdir ve saygıyla kararı verenleri selamlamak istiyoruz. İlhan Beyin söylediği gibi ondan daha beter bir kentsel tasarım koymasına asla izin vermeyiz. Burası Buca’nın ve İzmir’in malıdır. Hepimizin hakkı vardır. Oraya gözümüz gibi korumak hepimizin boynunun borcudur. Biz İBB meclisi olarak hukuktan önce kamu vicdanıyla harekete diyoruz. Ve bu bizim burayı yeşil alan olarak kazandırmayı öngörüyor. Hiçbir kamu vicdan hiçbir kese burada yeşil olsun diyemez. Orası sıkışmış bina, beton ve orada boş bir alan var. Boynumuzun borcudur gelecek nesillere orayı park yapmak. Bakanlığımızca naçizane tavsiyemdir; bu plandan derhal vazgeçsinler. Eminim ki muhtarlarımız, STK’lar, vatandaşlarımız, herkes yarından itibaren itiraz sesini yükseltecektir. Yaşayıp göreceğiz. Plandan vazgeçsinler ve orayı Buca’ya yeşil alan olarak hediye etsinler” diye konuştu.
Başkan Soyer’in konuşması sonrası meclis üyelerine sunulan madde, oy çokluğu ile kabul edildi.