CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, TCDD'nin İzmir
Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik açıklamasına dair şu değerlendirmeyi yaptı:
“Devlet Demir Yolları ve Limanları İdaresi, şimdiki adı
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), genç Cumhuriyet'in
devletleştirdiği bir kurumdu. Cumhuriyet'in kazanımı ve bu millete mirası olan,
özünde hepimizin kurumu olan TCDD de artık - diğer tüm kamu kurumları gibi -
AKP'nin boyunduruğu altında hareket eden yozlaşmış bir kurum.
Kurum içinde çalışan vatansever, Cumhuriyet'e ve yasalara
bağlı bürokratları tenzih ediyorum ancak TCDD yönetimiyle, yaptıklarıyla ve
yapmadıklarıyla tam olarak saray rejiminin kullanışlı enstrümanlarından biri.
AKP'nin TCDD'sinde neler oldu? Hafıza tazeleyelim... Hızlı tren yapacağız diye
uzmanların uyarılarını dinlemeden inatla yaptıkları tren ile şov yapmak
isterken 2004’te 41 cana kıydılar, 94 yurttaş yaralandı. Ardından aynı sene
Kocaeli’nde tren çarpıştı 8 can daha hayatını kaybetti. 2008’de Kütahya’da 9
kişi yaşamını kaybetti, 37 kişi yaralandı. Sebep; ray bakımlarının ihmali! 2015’te
Sivas’ta yük trenleri çarpıştı. 2017’de Kırıkkale’de tren vagonu, Elazığ’da yük
treni devrildi, makinistler hayatını kaybetti. 8 Temmuz’da Çorlu’da yaşanan
tren kazasında 25 can yaşamını yitirdi. Duruşmalarını takip ettik, tüm
ihmalleri gördük, vurdumduymazlığın, sorumsuzluğu, hesap vermezliğin dayanılmaz
rahatlığını ve başta 9 yaşındaki oğlunu kaybeden Mısra Öz olmak üzere tüm Çorlu
tren katliamında yakınlarını kaybedenlerin adalet mücadelesinin tanığı olduk.
TCDD, AKP’nin şovlarına, partizanlığına taraf oldu ve bunca
tren kazasının da yaşanmasına sebep oldu.
İşte bizim milli
değerimiz, gururumuz!
Şunu da hatırlatmak gerekir; İzmir'de 2005 yılında kurulan
İZBAN ile akıllara zarara protokol yaparak, kamunun malı olan ve İzmirlinin
vergisi ile yapılan demiryolu hattını Sülün Osman mantığıyla kendinin de ortağı
olduğu İZBAN’a fahiş fiyatla kiraya veren, yıllarca İZBAN’ın zarar etmesine
neden olan da aynı TCDD'dir.
Şimdi aynı TCDD, AKP'nin trol bir sosyal medya
kullanıcısının klavyesinden çıkmış bir üslupla İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni
iş değil laf üretmekle suçluyor. Oysa satır arasında Lale Mahallesi'ne ihalesi
yapılmış istasyonun yapılmasını nasıl engellediğini itiraf ediyor. Bundan da
hiç gocunmuyor!
Bununla da yetinmiyor, tüm bürokratik süreç tamamlandıktan
sonra "aynı anda yap" diye talimat verdiği 25 km ötedeki ve zaten
yapılacak olan bir işi şart koşarak halka hizmet edilmesinin önünü tıkıyor.
TCDD, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ‘karşı’ yaptığı açıklama ile köklü bir kamu kurumu olarak devlet ciddiyetiyle hareket etmekten tamamen uzaklaştığını, parti devletinin bir neferi olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Oysa TCDD'nin, AKP’nin stadına maç için gelmiş holigan tavrıyla yaptığı bu açıklama hangi devlet terbiyesine hangi edebe yakışır? Tam da saraydaki zata ve onun rejimine yakışır!
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve tüm CHP'li belediyeler, sosyal
ve hukuk devletinin gereklerini bilir. Bugüne kadar halkın yararına olan her
şeyi kendi kaynaklarıyla, kendiliğinden yapmışlardır, yapmaya da devam
edeceklerdir. Hiçkimsenin dayatmasına ve tahakkümüne boyun eğmediler, eğmezler!
Zaten yapılacak olan işler üzerinden dayatmalara bulunanlara, süreci
tıkayanlara, halkın zararını gözetenlere ve kamu zararına sebep olanlara da
eyvallahları olmaz!
Son söz;
Saltanatınızın sonuna geldik! Siz bu milletin sırtında büyük bir yüksünüz sadece. Ve bu millet ilk seçimde bu yükten kurtulacak!”