Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde yürütülen ‘İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin altıncı gününde Millet İttifakı belediye başkanları bir araya geldi.
Kültürpark’taki İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde gerçekleşen buluşmaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in yanı sıra; CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ile çok sayıda ilçe belediye başkanı katıldı.
‘Geleceğin Dirençli Kentlerinde Yerelden İktisadi Kalkınma’ buluşmasında konuşan Torun ve Soyer önemli mesajlar verdi.
TORUN’DAN SOYER’E KONGRE TEŞEKKÜRÜ
Düzenlenen kongre için Başkan Soyer’e teşekkürlerini ileten Torun, “Bundan 100 yıl önce İzmir tarihi kongreye ev sahipliği yaptı. Henüz cumhuriyet ilan edilmişti. Mustafa Kemal çağrısıyla 1135 delege İzmir’e geldi. Amaç Türkiye’nin iktisat kongrelerini belirlemekti. 16 gün boyunca yoğun çalışmalar yapıldı. Yeni Türkiye’nin ekonomi politikalarını ‘ben yaptım’ diyerek değil farklı görüşlerin görüşü alınarak yapıldı. İzBB bu kültürü 100 yıl sonra aynı anlayışla bizlere yeniden gösterdi. İlhanımı Atatürk’ten alan, elini taşın altına koyarak farklı fikirleri İzmir’de buluşturan Başkanımız Soyer ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“CUMHURİYETİMİZİN KAZANIMLARINA İHANET EDİLDİ”
Ekonominin kötü ilerleyişini siyasi iktidar tarafından alınan yanlış kararlara bağlayan Torun, “Büyük Atatürk 100 yıl önce kongre açılışında tüm katılımcılardan görüşlerini tam bir açıklıkla dile getirmesini özellikle dile getirmişti. Bir asır önce politikalarını vizyon ve ortak akılla belirleyen anlayış vardı. O anlayışla ülkemizin taşıyıcı kolonlarını inşa etti. Tüm zorluklara rağmen onlarca fabrika kurdu. İlk 15 yılda yüzde 196 büyüttü. Peki, sormak lazım son 20 yılımızda ne oldu? Bu son 20 yılda bunların üzerine kurmamız, yeni fabrikalar kurup zenginleşmemiz gerekirken 180 derecesine döndü. Önemli fabrikalara satıldı. Cumhuriyetimizin kazanımlarına ihanet edildi. Adı Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen tek kişi yönetimine geçilince ekonominin fişi çekildi. Kararlar tek kişi tarafından nalındı. Ortak akıl geri plana atıldı. İktidarın 2023 hedefi vardı, imdi onu 2053’e erteledi ama Türkiye ilk 10 ekonomi arasına girecekti, uçacaktık ama maalesef bu hamlelerin yerini derin bir yoksulluk sardı. Cumhuriyet kazanımlarını yok sayanlar 100. yılda ülkemizi bu hale getirdi. Bu tablonun tek sebebi var; o da siyasi iktidarın ekonomik tercihleridir. Bu durum asla bizim kaderimiz değil ve olmalıdır. İktidar değişince her şeyin kısa sürede değişeceğini herkes görecektir. Bu değişimi sağlamak ülkesini seven herkesin görevidir. Mücadele edeceğiz, kazanacağız ve Türkiye’de yeni bir tarihi hep birlikte yazacağız” şeklinde konuştu.
“YEREL YÖNETİM YASALARI ‘YAMALI BOHÇA’ HALİNE GELDİ”
Yerel yönetim yasalarının ‘yamalı bohça’ haline geldiğini ifade eden Torun, “Aslında yasal düzenlemeler yapılırken halkın ihtiyaçları belediyelerin daha etkin kullanması değil birilerinin ‘ben bilirim’ anlayışıyla yerine getirildi. Bunu düzeltmemiz lazım. Kapsamlı bir yerel yönetim reformuna ihtiyacımız var. Biz bu konuda da çalışmalarımızı tamamladık. Biz geldiğimizde belediyelerimizi güçlendireceğiz. Öz gelirlerini attıracağız. 6 siyasi parti olarak ortak mutabakat metninde de belirttiğimizi gibi yerel reformları ortak akılla yerine getireceğiz. Siyasi iktidarın kötü yönetimi ülkemizde derin yaralar açtı. Bu yaraları kapatmak için sizler derin bir görev üstleniyorsunuz. Pandemi maske dağıtmayanlar aksine vatandaşların yanında oldunuz. Yangın ve sellerde çaresiz bırakılan vatandaşlara çare oldunuz. İktidarın vermediği hizmetleri halkımıza ulaştırdınız" ifadelerini kullandı.
14 MAYISI İŞARET ETTİ!
14 Mayıs seçimlerini işaret eden Torun, "Ayrıca 2019’dan bu yana tüm olumsuzluklara rağmen eğer Türkiye’de bir felaket yaşamadıysa bu Millet İttifakı belediye başkanları sayesindedir. Her şeyi değiştirmek için tek bir şeye ihtiyacımız var. 14 Mayıs’a çok az kaldı. Çocuklarımızın geleceği için bu seçime çok iyi hazırlanmalıyız. Cumhuriyetin ruhuna sahip çıkacağız, ülkemize sahip çıkacağız. Birleşe birleşe kazanacağız, otoriter yönetimi hep birlikte değiştireceğiz İnanıyorum ki bir yüz yılın sonunda halkın iktidarını, özgür yaşamı hep birlikte kuracağız" dedi.
SOYER: 100 YIL BİZLER İÇİN ÖNEMLİ KİLOMETRE TAŞLARIDIR
100 yıl önce yapılan İzmir İktisat Kongresi’nin kendileri için önemli bir ders niteliği taşıdığını ifade eden Soyer, “Bu buluşma İktisat Kongresi’nin belki de en tarihi buluşmalarından biri. 100 yıl öncesine gidersek; o günü Türkiye’sinde İstanbul daha işgal altında, Lozan görüşmeleri yarıda kesilmiş, heyetler geri dönmüş, barış antlaşmasının durumu meçhul. Olağanüstü yoksulluk var. Yanmış yıkılmış bir ülke. Böyle bir iklim var. Böyle iklimde 17 Şubat - 3 Mart tarihleri arasında yapılan kongrede yeni kurulacak devletin iktisat politikaları belirlenmiş. Mustafa Kemal Atatürk, o dönemde meclis varken, neden meclise dönüp de ‘bu iktisat politikaların belirleyin’ dememiş? Onun yerine ne yapmış? Anadolu’nun her yerinde 3 bin üzerinde delegeyi davet etmiş. Çiftçilerden, sanayi üretimi yapan insanlara kadar 1135 tanesi İzmir’e gelmeye başarımı. 16 gün İzmir’de bir kongre düzenlemiş. Bu başlı başlına bizim için bir dersti. 100 yıl bizler için önemli kilometre taşlarıdır” diye konuştu.
“AYAKLARI YERE BASAN VE GERÇEKTEN ZENGİN BİR İÇERİĞE DÖNÜŞTÜ”
Umudunun her geçen gün daha da arttığını ifade eden Başkan Soyer, “Hele bugünün dünyasında çok önemli bir dönem noktası. Dünya bazen yavaşa yavaş bazen de çok büyük sıçramalar görüyoruz. Dünya tam da böyle bir dönüşümün içinde biz de Mustafa Kemal Atatürk’ün izlediği yol haritasında ilham alarak bu kongre hazırladık. 1 Ağustos’ta ilk toplantıları yapmaya başladı. Türkiye’nin her yerinden 500 delegeye davetiye çıkardık ve davet ettik. Bu 500 delege 21 toplantı yaptı. Bu toplantılarda 54 ilke 192 karar alındı. Daha sonra 4 ayrı masa kurduk; doğa, demokrasi, tarih ve inovasyon masası. Bu 4 masada da 200’ün üzerinde akademisyeni bir araya getirdik. Paydaşlarımızın aldıkları ilke ve kararları önlerine koyduk. Çiftçiler, işçiler, tüccarlar ve esnaflar bu aldıkları kararları akademisyenlerin önüne koydu. Akademisyenler uzun süren toplantıda sonra alınan kararların kavramsallaşması için çalışma yürüttüler. Nihayet yüksek istişare kurulumuza gitti. 1 Ağustosta bu yana sürdürülen çalışmalarda son haftanın içindeyiz. Yarın kapanışa geçeceğiz. Kapanışta bütün bu kararların her birinin hazır bulunduğu ortamda oylayacağız. 100 yıl öncesinde olduğu gibi bazı başlıklarda belki uzlaşamayacaklar. Ama sonuçta bunlar oylanarak son nihai metin ortaya çıkacak. Yola çıkarken dedi ki Mustafa Kemal Atatürk’ün izlediği yol haritasını izlemeye karar verdik. Onun sonucunda ortaya ne içerik çıkacak fikrimiz yoktu. Biz sadece o yol haritasını izleyemeye karar verdik. Ortak akılla inşa edilecek süreç aynı zamanda çok güçlü bir içerik ortaya çıkarıyor. Ortak akıl… Ayakları yere basan ve gerçekten zengin bir içeriğe dönüştü. Bu yönetim hayata geçirebileceğini görmüş olduk. Yola başlarken umudumdan çok daha fazlasını yaşıyorum. Katılan tüm delegeler yaptıkları işin tarihsel sorumluluğunu bilerek yaptılar. Aşağıdan yukarıya, hayallerin ve özlemeler ortaya dökülmesi bu memleket siyaset yapan herkes için çok kıymetli. Hele ki yerel yöneticiler için. Son toplantıdan sonra bütün bu toplantıların kararlarını, tutanakları sizlere ulaştıracağız. Bir yandan da başka bir şey yaptık. 100 yüzyıl öncesinde olmaya ekonomi dinamikleri davet ettik. Sokak ekonomisi, sanat ekonomisi, gençler, kadınlar, girişimcileri de forumlar olarak örgütledik. Bu forumlardan çıkan kararları nihai kararlara ekleyeceğiz” dedi.
“HER SENE İLERLEME RAPORUNU GÖZDEN GEÇİRECEĞİZ”
Kongrenin bir pusula görevi göreceğinin altını çizen Soyer, “İkinci yüzyılın iktisat kongresi, bize adeta bir pusula görevi icra edecek yol göstericilik yapacak son derece zengin verilerle sonlanmış olacak. Farklılıklarla zenginleşen çok verimli bir kongreyi yarın itibariyle tamamlıyoruz. Bunu bir nasıl takip edeceğiz? Sonrasıyla ilgili şöyle bir çalışma yapmaya karar verdik. Her sene ilerleme raporunu gözden geçireceğiz. Bugün alınan kararların, ilkelerin akıbetini takip edeceğiz. Bu kararlarla ilgili ne yol alındı, hangileri yapılamadığıyla ilgi müzakere edeceğimizi kongre ilerleme raporu gerçekleştirmiş olacağız. Bu kadar büyük emeğin takipçisi olacağız. Bu aynı zamanda her sene yeni hayallerin ortaya komasına vesile olsun istiyoruz” şeklinde konuştu.
“YENİ BİR SORUMLULUK VE GÖREV ÜSTLENDİĞİMİZİ...”
Dirençli kent ile ilgili sürece vurgu yapan Başkan Soyer, "100 yıl öncesinde çok büyük yıkım ve felaket yaşamasına rağmen bu toplantı yapıldı. Bugünün koşullarına baktığınız zaman çok benzer tablolar görüyoruz. Bir de üstüne yaşanan büyük deprem felaketi. Belki de bu ülkenin uzun yıllarına mal olacak uzun toparlanma felaketi. Bu noktada bizim kentlerimiz ile ilgili yeni bir sorumluluk ve görev üstlendiğimiz kongre ile ortaya çıkarmak istedik. Bu da şehirlerimizi dirençli hale getirmek. Bunun için 3 safhada çalışma yapıyoruz. Birincisi şehrimizin depremle olan ilişkisini tespit etmeye çalışıyoruz. Mikro bölgeleme çalışması denilen bir çalışma ile İzmir'in yer altı fotoğrafını çekmeye çalışıyoruz. İkincisi depremsellik ve zemin etüdü çalışması. Üçüncü deprem güvenlik karnesi veriyoruz binalara. Deprem sonrası için iki çalışma yürütüyoruz. Birincisi toplanma ve barınma alanlarının tespiti. İzmir'de 29 barınma alanı 2 472 toplanma alanı var. Bu ay sonuna kadar barınma alanları ile ilgi elektrik, pis ve temiz su, mobil şarj istasyonları çalışmasını tamamlıyoruz. Toplanma alanlarındakileri de önümüzdeki yıla kadar tamamlamayı umuyoruz. Yani İzmirlilere deprem sonrası nerede barınacaklarını söylüyoruz. İkinci çalışmamız mahalle afet gönüllüleri. Bu çalışma da dalga dalga büyüyecek. Son olarak da bunların tamamının deprem eğitimi ile yürümesi gerekiyor. Onun da müfredatını hazırladık" diye konuştu.