İzmir’de çileye dönüşen trafik sıkıntısını 6 hamle ile çözeceğini dile getiren Soyer, dokunacağı yerleri şu sözlerle sıraladı: “Şunu net söyleyim. 5-6 başlıkta düzenleyeceğimiz şeyler var. Trafiği hemen yer altına alıyoruz. Alsancak Garı önü, Basmane Garı,Karşıyaka Vapur İskelesi önü. Böylece hem trafiği alttan akıtarak rahatlatmış oluyoruz hem de yayalaştırılmış alan yaratmış oluyoruz. Birincisi bu, ikincisi ise, Buca Üçyol Metrosu ve Halkapınar Otogar metrosu ve Çiğli Tramvayı. Bunların plan ve bütçeleri hazır hemen başlayacak durumda. Ankara’dan onay gelir gelmez hemen başlayacağız. Sonrasında akıllı trafik uygulamasını başlatıyoruz. Körfezdeki feribot seferlerini ve sayılarını tarifleri arttırıyoruz ve 4 buçuk katına çıkarıyoruz körfez içindeki ulaşımı. Otopark sayısını arttırıyoruz. Yaya ve bisiklet yollarını ciddi bir şekilde arttıracağız. Bisiklet yolu parkurunu 2-3 km’lere çıkarıyoruz. Bu başlılar altında çokça işimiz var. Her biri yapıldıkça trafiğin rahatladığını hep beraber yaşayacağız.”
Evi bisiklet parkuruna göre bakacağım
Daha önce İzmir’de işe bisikletle gidip gelmek istediğini
dile getiren Soyer, Radyo Romantik Türk’teki sohbetlerinde Abdullah Polat’ın
bunu hatırlatması üzerine, “Biraz bisiklet parkuruna göre gözüm kesiyor. Ona
bakacağız. Nereden bisiklet ile gidebileceksem, orada yaşayıp öyle bir şey
istiyorum, yani bakacağız” yanıtını verdi.
Hafıza kaybımız var zannediliyor
Ak Partili Hamza Dağ’ın İzmir’de terör örgütü ile bağlantılı
27 meclis üyesi açıklamalarına ise, sert cevap verdi. Soyer, açıklamasında
Hamza Dağ’ı soru yağmuruna tutarak; bu durumu İzmir’e ve Türkiye’ye
yakışmadığını dile getirdi. CHP’li Soyer, “Kadifekale’de bir pankart vardı
gözümün önünden hiç gitmiyor. Biz kürdüz terörist değiliz yazmışlar el yazısı
ile. Gençler yazmışlar, küçücük ama ben orada gözüm takıldı onu gördüm. Yani
ben anlamıyorum 17 senedir iktidarsınız bütün yetki bütün güç sizde istediğiniz
her türlü yasal düzenlemeyi yapmışsınız. Emniyet, savcılık hepsi sizin
elinizde. Kardeşim varsa bir suç varsa bir hata yapın gereğini neden
yapmıyorsunuz. Yoksa niye konuşuyorsunuz? Eğer YSK bir mahsur görmüyorsa sen
bunun üzerinden hala niye siyaset yapmaya çalışıyorsun. Bunlar akıl alır değil,
gerçekten. Bu insanlara bu muameleyi yapmak gerçekten haksızlık. Siyasetin
gerçekten bu kadar çirkinleşmesi, sığlaşması çok üzücü. Yani Oslo’da,
Dolmabahçe’de kim kimle görüştü? Yani bu kadar mı hafıza kaybımız var
zannediliyor? Neler yaptılar? Bilmiyor muyuz? Biliyoruz yaşadık hepsini ama
bunun üzerinden siyaset yapmıyoruz. 27 tane adam tespit etmiş, neye göre tespit
ettin? Kim bunlar? Nedir günahları, suçları? Varsa niye gereğini yapmıyorsunuz
kardeşim? Yani bunlar gerçekten İzmir’e de Türkiye’ye de yakışmıyor”
ifadelerini kullandı.
Zeybekci’ye: “Nasıl bir hayal dünyası bilmiyorum”
Seferihisar’da işçilerin maaşlarını yatırmadığı iddialarına
da değinen Soyer, “Bu nasıl bir hayal dünyası bilmiyorum ama yani gerçekten 10
yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. 10 yıldır hani zaman zaman maddi
sıkıntılarımız olmuştur. Çaresizlik yaşadığımız anlar oldu. 1 hafta 2 hafta geç
ödediğimiz şeyler olmuştur, kısmi ödemeler yapmışızdır ama 1 ay 2 ay 3 ay 4 ay
maaş ödememe gibi bir durumumuz hiç olmadı. Şu anda da var. Birkaç
arkadaşımızın eksik yattı. Ama o ay içinde muhakak kapatılıyor. Bunlarda bana
yine şunu gösteriyor ki, hala siyaseti bu sığlıkta bu çirkinlikte yapmakta
ısrar ediyorlar. Yalan üzerinden sürdürüyorlar. Çok yakışıksız bir şey bu millet
bunu hak etmiyor. En büyük zararı da bur da veriyoruz. İyi insanların temiz
insanların bunu yaması için siyasette yenilik şart. Siyasetin bu çirkinlikten
bu sığlıktan kurtulması lazım. Herkesin medeni bir dille konuşması lazım. Yalan
iftira, çemkirme sürekli parmak gösterip tehdit etmeyi yapmak lazım. İnsanlar
gündelik hayatta böyle dil kullanmıyorlar. Siyasetin hayatı kolaylaştıran
iyileştiren bir enstürüman olarak devam etmesi lazım. Yani biz bilge ve kadim
kültürün insanlarıyız. Biz akşam misafirimize özen gösteririz. Büyüklerimizin
elini öperiz. Biz böyle insanlarız. Bizim bu ötekileştirici kutuplaştırıcı dil
nedeniyle başka bir şey yapmaya başardık. Komşusu için mesela zillet ittifakı
diyor. Ya aynı apartman oturan insanların hepsi aynı partiye oy vermek zorunda
mı? Biri ona oy veriyor diğeri ötekine oy veriyor. Bunlar komşu. Yani onun ona
zillet demesi lazım öbürünün ona başka bir şey demesi lazım. Bir yığın siyasi
ve ekonomik kriz var kapımızda. Bu kadar ayrışarak bu krizlerin altında daha
fazla kalacağız. Siyasilere düşen bunları anlayıp ona göre başlamak lazımdır.”
Kadifekale gerçekten çok güzel
3. cemre buluşmasını Kadifekale’de gerçekleştiren Tunç
Soyer, “Zaten bizim programı bırakıp herkes bize ya ne iyi ettin, Kadifekale’de
yaptın ne kadar güzelmiş biz hiç gelmemiştik. Görmemiştik demişti. İnsanlar
gerçekten takdir ettiler. Kadifekale gerçekten çok güzel. İnsan gerçekten çok
üzülüyor. Mezbelelik bakımsız, gerçekten çok üzücüydü. Ama yani İzmir’in kalesi
orası. Biz oraya çok özen göstereceğiz ve derleyip toparlayacağız inşallah”
şeklinde konuştu.
En az oy aldığım mahalleye gideceğim
Soyer, İzmir’de hızlıca müdahale etmesi gereken yerler
olduğunu dile getirdi. Önceliklerini sıraladı: “Çöp ayrıştırma katı atık
meselesi körfez kırsal alan çalışmaları aslında şöyle diyim projelerin hepsi
birbirine bağlı. Hiçbiri tek başına sonuç doğurmayacak. Her biri zincirin
halkaları gibi birbirine bağlı. Biz birini yaptıkça öbürünü yapacağız. Onun
sonucu öbürünü etkileyecek domino etkisiyle yürüyecek. Birbirinin halkası
olarak birbirine bağlanacak. Bana soruyorlar ilk yapacağın 3 iş ne diye? Öyle
birşey yok aslında. İlk andan itibaren, İlk gün itibaren hepsini
gerçekleştirmeye çalışacağız. Ama ilk gün ne yapacaksın dersen 1 Nisan sabahı
Allah nasip ederse en az oy aldığım mahalleye gidip ben sizinde başkanınızım
merak etmeyin diyeceğim.”
Buca babalarının çiftliği mi?
Bucalılara metro müjdesi veren Soyer, “13.5 km bir hat. 11
istasyon üniversiteye kadar gidecek. Gerçekten planı projesi bütçesi hazır.
Geçen Eylülden beri de yazışma trafiği var Ankara ile Büyükşehir arasında.
Nisanda ilk yapacağımız işlerden olacak. Ankara’da görüşme yapacağız. Varsa
eksikleri tamamlayacağız. Her şey hazır bir imzaya kalmış vaziyette başlangıç.
Biz onlardan bir taahhüt kefalet istemiyoruz mevzuat gereği yapılan süreç bu.
İmza atmazsalar İzmirliye anlatacağız durumu bir daha gideceğiz. Niye
vazgeçelim ne onların babasının çiftliği ne benim babamızın çiftliği. İzmir
için bir şey yapıyoruz” diye konuştu.
Bazıları için kolay olabilir ama…
Zeybekci’nin vaat ettiği indirimli su faturası vaadini de
değerlendiren Soyer, “Oradaki yasal mecburiyetleri tam olarak değerlendirmek
lazım. Oradaki yasal mecburiyetler içerisinde ne kadar yasal bir esneme
bırakılıyor bize onları görmek lazım. Bu yakınmaları çokça aldım bende. Hem su
bedelinin yüksekliğinden hem de katı atık bedellerinin yüksekliğinden dolayısıyla
özellikle bölgesel arklılıklarında gözetilmesi gerektiğine dair bir tespit var
ona da katılıyorum. Yani Gümüşpala’daki bir vatandaşımızla Güzelyalı’daki
vatandaşımız aynı bedellere tabi tutulması çok adil olmayabilir. Bütün bunları
şu anda karar ifade etmek için erken buluyorum. Bunları değerlendirip Hem yasal
esneme oranını hem de sünpansüyon oranlarını belirleyerek bir değerlendirme
Suyu da indireceğim, katı atığı da kaldıracağım yok öyle bir şey (gülüyor)
Bazıları için kolay olabilir bunları söylemek ama bizim bulunduğumuz noktada
hiç kolay değil.”
Soyer konuşmanın sonunda İzmirlilere bu sözlerle seslendi: “Hayatlarını iyileştirmeye talibim. Ve bunu yapabileceğimi biliyorlar.”
bisiklet kiralama sistemini 90 dk.uygulamasına taşıyın o zaman herkez biner bence