Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – Geçtiğimiz yıl Ekim ayında göreve gelen DEVA Partisi Buca İlçe Başkanı Aybar Uygur, kısa sürede yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
Örgütlemelerini tamamladıktan sonra üye kaydı yapmaya başladıklarını ve 5 ay gibi bir sürede 2 bin üyeye ulaştıklarını açıklayan Uygur, Buca’nın farklı bir siyaset anlayışına ihtiyacı olduğunu da belirtti.
“ÇOK KISA SÜREDE ÖRGÜTLENDİK”
İlçede yapılan çalışmalardan bahseden Uygur, “Buca çok büyük bir ilçe. Hem nüfus yoğunluğu hem siyasi alt yapısı gereği Buca’da çok durağan siyaset anlayışıyla siyaset yapmamak gerekiyor. Biz de buna göre davranıyoruz. Yeni bir parti olmak ayrı bir sorumluluk. Buca’ya göre siyaset biçimimizi belirlemek çok farklı bir siyasal duruş. Bu ikisini birleştirdiğimizde çok ciddi bir mesai ihtiyacı hissediliyor. Önceliğimiz ilçe binamızın tabela değerini yeni bir parti olarak çok görünebilirlik ve akılda kalabilen bir yerde olması gerekiyordu. Ben geçen sene 2 Ekim’de ilçe başkanlığına atandım. Bir yıl içerisinde ilçe binasının oluşturulması ve Buca’yı kapsayan 47 tane mahallemizde ciddi bir akışkanlık sağlayacak bir yönetim anlayışını kurmamız gerekiyordu. Çok farklı bileşkeleri olan bir ilçedeyiz. İki seçim bölgemiz var. Biri doğu ve güneydoğu vatandaşlarımızın yaşadığı bölge, diğeri ise merkez mahallelerin yaşadığı daha çok ulusalcı, çağdaş, Atatürkçü kısım değdiğimiz alanlar. Buna göre bir yönetim anlayışımız oldu. Çok kısa sürede örgütlendik. Mart 2022 yılı itibarıyla ilk üye yapma hakkımızı Yargıtay’dan aldık. 5 aylık çabamızla 2 bin üyeyle çok ciddi bir noktadayız” diye konuştu.
“5 AYDA 2 BİN ÜYE YAPTIK”
Buca’da iddialı olduklarını vurgulayan Uygur, “Bizden önce açılan yeni bir siyasi parti olarak Buca’da İYİ Parti’yi değerlendirebiliriz. İYİ Parti’nin 5 yıllık süreci doğrultusunda Buca’da 5 bin tane üyesi var. Biz ise 5 ayda 2 bin üyeye geldik. Onların 5 yılda kat ettiği yolun yarısını neredeyse 5 ayda kat ettik. Bu partinin Buca’ya bakış açısının, bizim yönetim anlayışımızın, benim Buca’yı tanımamdaki bütün faktörler birleştiğinde güçlü bir sinerji ortaya çıkıyor. Buca’yı biliyor ve tanıyoruz. Mahalle mahalle, sokak sokak hangi siyasi damarlardan neyi çekebileceğimizi biliyoruz. Güncel olarak sosyal medyayı iyi kullanıyoruz. Yönetici arkadaşlarımızın kendi mahallelerindeki saygınlığı çok iyi biliyor. Bir de Buca’yı bildiğimizi, sahiplendiğimizi hissettiriyoruz. Çünkü son 20 yıldır Buca’da siyasi bir savurganlık var. Aslında İzmir’in siyaseti Buca’dan belirlenir; bu hem nüfus yoğunluğundan hem de siyasi kültüründendir. Bir yerde bir il kongresi varsa Buca’yı arkasına alan çok büyük bir avantajdır der. Biri bir yere aday olacaksa Buca arkasındaysa çok daha büyük şansla devam eder” ifadelerini kullandı.
“SİYASET BİR ŞEY OLMAK DEĞİL, BİR ŞEYİ BAŞARMAKTAN GEÇİYOR”
Bir şey olmak için değil, üretmek için siyaset yaptıklarını belirten Uygur, “Bizim en önemli anlayışımız şu; bir şey olmak adına siyaset yapmıyoruz. Kafamızda belediye başkanlığı, milletvekilliği yok. Bir şeyleri başarmak istiyoruz. Çünkü siyasette paranızla ya da şansla milletvekili ya da belediye başkanı olabilirsiniz, bunun örnekleri çok ama bir dönemden sonra unutulur gidersiniz. Bizim Işılay Saygınımız var, 5 yaşındaki çocuğumuz bile bilir ama daha bu dönem milletvekili olan bir arkadaşımızın ismini sorduğumuzda hatırlanmıyor. Demek ki siyaset bir şey olmak değil, bir şeyi başarmaktan geçiyor. Bir hikaye yaratmaktan geçiyor. O yüzden bu hikayeyi yarattığınızda çalmayacaksam çırpmayacaksam belediye başkanlığı ile benim makamım arasında bir fark yok. Buradan yola çıktığınızda da çok farklı argümanlar devreye giriyor. Birincisi Buca’nın yen bir kültür anlayışına ihtiyacı var. Çünkü nüfus yoğunluğumuz fazla, çok kalabalık bir ilçeyiz. Şimdi öyle olunca eskiden doğanların kentiydi, şimdi doyanların kenti oldu. Akıncılar Buca köprüsünün oradan Adatepe mahallemize gelene kadar yaklaşık 14 tane mahalle geçiyorsunuz. Bu 14 mahallenin tamamı doğu ve güneydoğulu vatandaşlarımız var. Bu bölgede yaklaşık 100’e yakın hemşericilik derneği bulunuyor. Ama bir de mübadeleden gelenler var. Biz Buca’da çok şey yitirdik. Köylerimizi yitirdik mahalle statüsünü aldılar. Kaynaklar’daki o güzelim doğada 4 katlı binaları dikmeye başladılar. Belenbaşı’nda kirazlarımız vardı, bahçelerini imara açtılar. Yani bizim çocuklarımıza bir kültür, bir değer diyebildiğimiz Buca’da hiçbir şey kalmadı. Tarihin en kıymetli coğrafyası Buca. Tenis kortları, en zengin Levantenleriyle çok farklı bir kültürde yaşıyoruz. Bunları sahiplenip gelecek kuşaklara aktarabilecek bir siyaset bilincine ihtiyaç var. Bizim bir mahallemiz var ki; çok güzel tarihi evler mevcut. Restorasyon yapılsa, bugün Türkiye’nin en önemli alanı haline gelir. Önemli bu bakışları ve vizyonu yansıtabilmek. Biz Buca’da bununla ilgili siyaset yapıyoruz. Doğanla doyanı aynı kültürde buluşturma konusunda yoğun bir çabamız var. Bir şey olmak adına değil, bir şeyi başarmak adına siyaset yapınca da dedikodu olmuyor, birbirini yıpratıcı mekanizma oluşmuyor. Herkes kendi dünyasında katkı koymaya çalışıyor” dedi.
“İLÇE BAŞKANININ ODASI SOKAKTIR”
İlçede en küçük odayı kendine ayırdığını söyleye Uygur, “İlçe başkanı lüks, şatafatlı odada oturmaz, onun odası sokaktır. Daha çok sokakta ve dokunarak siyaset yapıyorum. Yaşlısından, çocuğuna kadar dokunmaya çalışıyorum ki Buca bunu çok özlemiş. Benim siyaset biçimi açısından gördüğüm en büyük eksiklik Buca, seçmeniyle siyaset arasında bir mesafe koymuş. Bunu kapatmaya çalışıyorum. Sanırım bu yaptıklarımız çok önemli boşlukları doldurdu. Bu dolan boşluklar bize üye olarak, sempatiklik olarak döndü. Bugün Türkiye’nin birçok yerinde DEVA Partisi tanınmaz iken Buca’da taklit edilen bir parti konumuna geldik. Ben Buca’da çok iddialı olduğumuzu biliyor ve görüyorum. Biz seçime yüzde 5 veya 6’lık bir dilimle gireceğiz ama sandıktan çok ciddi bir oyla çıkacağımızı tahmin ediyorum. İddialı söylüyorum ki; sandıkta İYİ Parti’nin önünde çıkacağız. Türkiye’nin geleceğine yeni bir vizyonla, yeni bir bakış açısıyla siyaset vizyonumuzu ortaya koyacağız. Her siyasi partiye ve görüşe saygıyla sesimizi yükseltmeden ama dik durarak, sözümüzü büyüterek işler yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“BUCA’DAKİ SİYASİ FİGÜRLERİN DEĞİŞMESİ LAZIM”
Demokrat bir çatılarının olduğunu söyleyen Uygur, “Bizim çatımız demokrat olmak. Kendisini hangi dünyada hissederse hissetsin, demokrat kisvesi altına her yapıya açığız. Biz mütedeyyin, liberal ve muhafazakar ortalamasından çok ciddi bir destek alıyoruz. Yeni siyasete katılan ciddi bir kesim var, bundan çok önemli bir destek alıyoruz ve bunların çoğu da genç. Benim ilçe başkanlarım 1998, 1999 doğumlu. Ben bütün siyasi partileri iyi tanırım, toplasanız 500 kişi siyaset yapıyor. Hiç de değişmez isimler, hep aynı kişilerdir. O figürlerin değişmesi lazım. Ben bir gencin Buca’da siyaseten alt tabakadan yukarıya gelmesinin çok zorlukları ve dikenli telleri var ama o kadar yetenekli gençlerimiz var ki. Bize müracaat eden çocukların eğitim durumuna bakıyoruz; güzel yerlerden mezun olmuşlar. Ne belediyeden, ne de ülkenin devletinden bir beklentileri var. Kendi ekmeğini kazanıyor, çaba sarf ediyor ve ülkesine hizmet etmek istiyor. Bu kesimden çok büyük bir teveccüh alıyoruz. Bende geçlik kollarından geldiğim için, gelen gençleri hiç kenarda tutmadan hemen yönetim mekanizmasına dahil ediyorum. Biz de gençlik kolları yok, Gençlik Politikaları Başkanlığı var. Karar mekanizmasında direk varlar” dedi.
“BELEDİYENİN SIRTINDAKİ PERSONEL YÜKÜ ÇOK AĞIR”
Buca Belediyesi’nin personel yükünün çok fazla olduğunu ifade eden Uygur, “Buca çok büyük bir alan, Buca’nın sorunsuz olması mümkün değil. Belediyenin bütçenin yüzde 65’i personel giderlerine gidiyor. Yüzde 35’le de yatırım yapmak çok kolay değil. Çalışan sayısı ile işçi arasındaki denge birbirini karşılıyor mu karşılamıyor mu ona bakmak lazım. Kulağımıza bir takım şeyler geliyor. Çok gereksiz dışarıda gezen, maaş kartlarıyla siyaset yapanlar… Mesela bizim bir Seyhan Mahallemiz var, oradan çıkan çöp ile neredeyse Buca’da çıkan çöp birbirini dengeliyor. İyi bir eş güdüm, liyakatli bir kadroyla çalışılırsa bu sorunlar çözülecektir ama ben belediyenin sırtındaki personel yükünün ciddi anlamda çok ağır olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“DEDİKODUYLA VE HAMASETLE DEĞİL, ÜRETEREK SİYASET YAPMAK İSTİYORUZ”
Uygur son olarak ise, “Buca’nın geçmiş siyasilerinin ışığı bizim geleceğimize aydınlık saçıyor. O sorumlulukla hareket ediyoruz. Işılay Saygın’ın, Yüksel Çakmur’un, Cemil Şeboy’un, Ahmet Priştina’nın yüreklerinin Buca sevgisiyle dolu olması en büyük avantajlarıydı. Artık tekrar Buca’yı düşünen, Buca’nın tarihi dokusunu bilen ve korumak isteyen, Buca’yı daha vizyoner ve tarihi dönemindeki hakkaniyetine ulaştırabilecek siyasete ihtiyacı var. Kavgayla, gürültüyle, hamasetle, dedikoduyla siyaset değil; üreterek, bir şeyler yapmak istiyoruz” açıklamalarında bulundu.