Türkiye’nin planlı en büyük tatbikatı olan Efes-2022
Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Arazi Tatbikatı devam ederken, Milli Savunma
Bakanlığı tarafından tatbikat sahasında basın bilgilendirme toplantısı
düzenlendi.
Toplantıda açıklamalarda bulunan Milli Savunma Bakanlığı
Basın ve Halkla İlişkiler Tanıtım Subayı Deniz Yüzbaşı Burcu Naliç Yokuva,
“Milli Savunma Bakanlığı’nın tüm birlik ve kurumları, ülkemizin ve asil
milletimizin güvenliği için görevlerini azim ve kararlılıkla yerine getirmeye
devam etmektedir” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) terörle mücadelenin yanı
sıra mavi vatanda ve ülke semalarında hak, alaka ve menfaatleri koruduğunu
ifade eden Naliç Yokuva, TSK’nin dünyanın birçok coğrafyasında bölgesel,
küresel barış ve istikrara katkı sağlamayı sürdürdüğünü söyledi.
FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör
örgütlerine karşı mücadelenin artan bir şiddet ve tempoda, terörü ve
teröristleri kaynağında etkisiz hale getirme anlayışı ile devam ettiğini ifade
eden Naliç Yokuva, “1 Ocak’tan itibaren Irak’ın kuzeyinde 38’i büyük, 142’si
orta çaplı olmak üzere 180 operasyon icra edilerek 425 terörist, 24 Temmuz
2015’ten bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil 34 bin 950 terörist
etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca, ‘Pençe’ serisi operasyonlar çerçevesinde
son olarak 17 Nisan’da Metina, Avaşin-Basyan ve Zap bölgesinde başlatılan
Pençe-Kilit Operasyonu başarıyla icra edilmekte, terör yuvaları tek tek
parçalanmaktadır. Tüm operasyonlarımızda olduğu gibi Pençe-Kilit Operasyonunda
da amacımız, halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını
bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamaktır. Birleşmiş Milletler
Anlaşması’nın 51. maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda
sadece terörist hedeflere karşı icra edilen Pençe-Kilit Operasyonunda
teröristlere ait çok sayıda silah, mühimmat ve mayın/EYP ele geçirilmiş, ayrıca
184 mağara ve sığınak tahrip edilmiştir. Pençe Serisi operasyonlar çerçevesinde
bugüne kadar 195’i Pençe-Kilit Opersayonunda olmak üzere toplam bin 130 terörist
etkisiz hale getirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teröristler dışında bir
hedefinin bulunmadığını bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Nasıl ki DEAŞ
Müslümanları temsil etmiyorsa PKK terör örgütü de Kürt kardeşlerimizi temsil
etmemektedir” dedi.
“39 bin 177 şahıs
hududu geçemeden engellendi”
2022 yılında İran sınırında 39 bin 177 şahsın yurda kaçak
girişinin engellendiğini açıklayan Naliç Yokuva, 966 şahsın da yakalandığı
ifade etti. Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde 1 Nisan’dan bugüne kadar
tüm hudutlardan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan bin 400 şahsın yakalandığını
belirten Naliç Yokuva, “Bu şahıslardan 129’u FETÖ mensubu olmak üzere 194’ü
teröristtir. 38 bin 261 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Yine bu
dönemde icra edilen operasyonlarda bin 7 kilogram uyuşturucu, 4 bin 250 adet
muhtelif uyuşturucu hap, 3 bin 750 paket sigara ve 552 adet muhtelif silah ele
geçirilmiştir. Sınırlarımızın güvenliği, ilgili bakanlık ve kurumlarla
koordineli olarak zorlu iklim ve arazi şartlarında, ‘Hudut, namustur’ anlayışı
ile kesintisiz olarak sağlanmaktadır” diye konuştu.
Suriye’den 476 taciz
atışı
Suriye’de hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve
altyapıyı destekleme faaliyetlerinin sürdüğünü de belirten Naliç Yokuva, “Terör
örgütlerinin; başta Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat’ın doğusu olmak üzere diğer
bölgelerden de sivillere ve birliklerimize saldırı arayışları sürmektedir. 1
Ocak’tan itibaren harekat bölgelerimize terör örgütü tarafından 476 taciz ve
saldırı gerçekleştirilmiş, kahraman komandolarımızın anında müdahalesi ile bin
256 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Birliklerimizin güvenliği için gerekli
her türlü tedbir alınmaktadır. Suriye’nin kuzeyindeki harekât bölgelerinde
yapmış olduğumuz mutabakatlara uyuyor, muhataplarımızdan da uymalarını
beklediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Yine, muhataplarımızla yaptığımız
görüşmelerde çok teferruatlı bir şekilde, tüm somut delilleriyle ortaya
koyduğumuz PKK’nın YPG, YPG’nin de PKK olduğunun, aralarında bir fark
olmadığının herkes tarafından anlaşılmasını bekliyoruz. DEAŞ’la mücadele adı
altında uluslararası kamuoyunda kendini meşrulaştırmaya çalışan eli kanlı
PKK/YPG terör örgütü başta olmak üzere, bölgede sağlanan barış ve istikrarı
bozmak maksadıyla sivillerin yaşam hakkını ellerinden alanlara karşı, masum ve
mazlumları gözeterek Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğimizi, dünyanın
da bu insanlık suçuna sessiz kalmaması gerektiğini bir kez daha vurgulamak
istiyoruz” dedi.
Yunanistan’dan 953
ihlal
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ege’de, Akdeniz’de, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya devam ettiğini belirten
Naliç Yokuva, “Tüm sorunlarımızın uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri
çerçevesinde çözümü için büyük çaba harcanmaktadır. Türkiye’nin iyi komşuluk
ilişkileri ve müttefiklik ruhu içindeki tüm iyi niyetli ve samimi
yaklaşımlarına rağmen Yunanistan gerginliği tırmandırıcı, saldırgan söylem,
tahrik ve hukuk tanımaz eylemlerine maalesef devam etmekte, yaptığımız tüm
diyalog ve görüşme çağrılarımızı cevapsız bırakmakta ve ülkemize karşı
yönelttiği temelsiz suçlamalarını sürdürmektedir. Yunanistan, askeri deniz ve
hava araçları ile Gayri Askeri Statüdeki Adalara yönelik ihlallerine devam
etmekte olup 2022 yılında 953 ihlal gerçekleştirmiştir. Yine bu dönemde söz
konusu adalara 24’ü savunma bakan yardımcısı tarafından olmak üzere 73 ziyaret
gerçekleştirilmiş, uluslararası hukukun ihlaline devam edilmiştir.
Yunanistan’ın Gayri Askeri Statüdeki Adalara yönelik askeri faaliyetleri, Lozan
ve Paris Barış antlaşmalarının gayri askeri statüye ilişkin hükümlerinin
‘esastan ihlali’ anlamına gelmektedir. Söz konusu ihlal ve ziyaretlere karşı
diplomatik kanallardan gerekli girişimlerde bulunulmakta, mütekabiliyet
çerçevesinde faaliyetler yürütülmektedir. Temennimiz; Türk ve Yunan halkının
bölge zenginliklerinden de adil bir şekilde istifade ederek barış, refah ve güven
içinde yaşaması, Ege Denizi’nin Türkiye ve Yunanistan arasında dostluk denizi
olmasıdır. Bir diğer önemli husus da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adadaki
durumudur. Kıbrıs’ta egemen, eşit, bağımsız iki devletin tek çözüm olduğunu
vurguluyoruz. Garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu
gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Türkiye garantör devlet
olarak uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru
haklar çerçevesinde Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenliğin teminatı olmaya devam
edecektir” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna Savaşı
“Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında yaşanan bölgemizin ve
dünyanın güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil eden gelişmeleri yakından takip
ediyoruz” diyen Naliç Yokuva, “Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne
yönelik uluslararası hukuka aykırı bu durumun, gerginliğin bir an önce
azaltılarak, diplomatik yollarla çözülmesi çağrımızı tekrarlıyor, daha fazla
can kaybı yaşanmaması, huzur ve istikrar sağlanması için acilen bir ateşkes
ilan edilmesinin önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Karadeniz’de
güvenliğin sağlanması için Montrö Sözleşmesi ile kurulan statükonun korunması
gerektiğine inanıyoruz. Ülkemiz, insani yardım konusunda üzerine düşeni bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da yapmaya, ilkesel bir tutumla uluslararası
hukuk çerçevesinde Karadeniz’de ve tüm dünyada barış, diyalog, huzur ve refah
içinde yaşanması için gayret göstermeye devam edecektir” şeklinde konuştu.
“NATO’nun
genişlemesi, hassasiyetlerimize gösterilecek saygı oranında anlamlı ve
önemlidir”
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, 2. büyük ordusu olarak NATO’nun
güvenliğinin tam merkezinde olmaya devam ettiğini ifade eden Naliç Yokuva, “Bir
güvenlik örgütü olarak en büyük mücadele alanlarından biri küresel terörizm
olan NATO içerisinde; İttifak üyesi bir ülkeye saldıran; asker, polis ve
sivilleri şehit eden terör örgütüne destek olmak müttefiklik ruhuna aykırıdır.
Bu desteği verenlerin NATO içerisinde yeri olmamalıdır. Türkiye’nin; 85 milyon
vatandaşını ve aynı zamanda NATO’nun da sınırları olan sınırlarını terör
örgütlerine karşı koruma hassasiyeti bulunmaktadır. NATO’nun genişlemesi,
hassasiyetlerimize gösterilecek saygı oranında anlamlı ve önemlidir. Ülkemiz,
bölge ve dünya barışı için sorunların her zaman diyalogla çözümünden yanadır.
Küresel ve bölgesel güvenlik ve istikrarın tesisi için elinden geleni yapmaya
devam etmektedir. Bu çerçevede; 19 Mayıs 2022 tarihinde Genelkurmay Başkanımız
Brüksel’de NATO Genelkurmay Başkanları toplantısına katılım sağlamış, Japonya
ve İtalya Genelkurmay Başkanları ile ikili görüşme gerçekleştirmiştir. Milli
Savunma Bakanımız Hulusi Akar, 15-16 Haziran 2022 tarihlerinde Brüksel’de NATO
Savunma Bakanları Toplantısına, 29-30 Haziran 2022 tarihlerinde ise Madrid’de
Cumhurbaşkanımıza refakaten NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesine katılım
sağlayacaktır. Karadeniz’in yanı sıra Balkanlar’daki ülkelerin istikrarı,
siyasi birliği ve toprak bütünlüğü ülkemiz için olduğu kadar bölge barışı ve
huzuru için de önemlidir. Bu çerçevede, başta Kosova ve Bosna-Hersek olmak
üzere tüm Balkan ülkelerinin birlik ve bütünlük içinde mevcudiyetini
sürdürmesini istiyoruz. Ülkemiz, İttifak’a katıldığı 1952 yılından bu yana
üstlenmiş olduğu tüm görev ve misyonları başarı ile yerine getirmeye, NATO’nun
aktif ve yapıcı bir üyesi olmaya devam edecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri de;
Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve AGİT görevleri ve ikili anlaşmalar
çerçevesinde Libya’dan Kosova’ya, Azerbaycan’dan Bosna Hersek’e, Katar’dan
Somali’ye kadar birçok coğrafyada dünya barışına da katkıda bulunmaya devam
edecektir” dedi.
“Bugüne kadar 24 bin
387 personel ihraç edildi”
FETÖ ile mücadele çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı’nın tüm birimlerinin gerekli hassasiyeti gösterdiğini ifade eden Naliç Yokuva, “Yeni bilgi, belge ve veriler ışığında FETÖ ile mücadelemiz kararlılıkla sürdürmektedir. 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 24 bin 387 personel ihraç edilmiştir. 781 personel hakkında ise idari süreç devam etmektedir. 1 Ocak-3 Haziran 2022 tarihleri arasında; 428 personel ihraç edilmiş, 258 emekli personelin rütbeleri geri alınmış, 249 personel göreve iade edilmiş, 22 emekli personelin rütbesi iade edilmiştir. Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde FETÖ ile iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Sonuç olarak; aynı anda birden fazla harekât alanında mücadele eden, dünyanın birçok bölgesinde barış ve istikrarın sağlanmasında görev alan başta Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere Milli Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları; binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerlerimizden aldığı ilhamla ve asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı güçle kendisine tevdi edilen her türlü görevi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da başarma azim ve kararlılığındadır” ifadelerini kullandı.