ÖNCÜŞEHİR – İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Üyesi ve İzmir Müteahhitler Federasyonu (İMFED) Başkanı Ziya Dağlıer, “Öncüşehir TV’de ‘Kentin Dinamikleri’ programının konuğu oldu.
Mevlüt Dağdeviren’in sorularını yanıtlayan Dağlıer, İzmir’in siluetini değerlendirerek, “İzmir gelişmekte olan bir kent. Çok da göç alan bir kent. Dolayısıyla imar planı olmayınca da İzmir’imiz diğer Büyükşehirlere göre konut ve yapı bakımından biraz daha geri kaldığını düşünüyorum” dedi.
“İZMİR’DE ÖRNEK BİR DERNEK OLDUK”
Derneğin kuruluş hikayesini aktaran Dağlıer, “Biz derneği kurduğumuzda sadece müteahhitler değil çok dernek yoktu. Yasa yeni çıkmıştı, biz çıkar çıkmaz Bornova Müteahhitler Derneğini kurduk. Kurucu başkanımızı rahmetle anıyorum, birçok arkadaşımız, kardeşimiz dostumuz vefat etti. İlk olarak derneğimiz çalışmalarına devam etti. İzmir’de örnek bir dernek olduk. Sonra bizler İzmir Müteahhitler Federasyonunu kurduk. İzmir’de bir tane daha federasyonumuz var, adı da müteahhitler federasyonu. O gündür bu gündür çalışmalarımıza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“YÜZDE 20 EMSAL ARTIŞI BİR RAHATLATMA GETİRDİ”
30 Ekim 2020 yılında İzmir’de yaşanan deprem sonrası verilen yüzde 20 emsal artışının rahatlama sağladığını ifade eden Dağlıer, “Çok üzücü ve acı bir deprem yaşadık. Deprem Türkiye’nin hayatında hep var. Yaklaşık 12 yılda bir 6 şiddetinin üzerinde bir deprem oluyor. Malatya, Van, Marmara, İzmir… Bizim ne yapmamız gerekiyor? Deprem öldürmez, yapı öldürür. Yapının sağlam olması gerekiyor. Yapının sağlam olabilmesi içinde işlem, zemin etüdü, statik hesap, sağlam malzeme, sağlam mühendislik lazım. Biz belediyeye müracaat ediyoruz, imar durumunu alıyoruz, Belediye ve Çevre Şehirciliğin verdiği ne yetki varsa biz onu yapı olarak kullanıyoruz. 1990’larda Almanya’ya bir inceleme için gitmiştim, şu an bizim yapı denetim sistemini orada kullanıyorlardı. Bize bu sistem Marmara depremi olduktan sonra geldi. Bayraklı bölgesinde yıkılan bölgelerin çoğunda zemin balçık çıkmış. Bu binaların yanında 900 tane ağır hasarlı bina var. Bir o kadar da orta hasarlı bina var ki bunlar zaman zaman yıkılabiliyor. Sağ olsun Bayraklı Belediyesi bu konuda büyük çaba sarf etti, yüzde 20 emsal artışı verdi de biraz insanlar rahat etti. Çünkü hareketli piyasada bu binaların yapılması mümkün değil. Bu güne kadar yapımlar başarılı geçmedi, inşallah bundan sonra daha sağlıklı ve başarılı geçecek. Çünkü bu yüzde 20 bir rahatlatma getirdi” dedi.
“ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYACAĞIZ”
Yaşanan deprem sonrası federasyon olarak toplantı yaptıklarını ileten Dağlıer, “Banka kredileri ile ilgili piyasada sıkıntı var, bankalar 400 bin liradan fazla kredi vermiyor. Bu durumlar sonrası depremzedeler kendi aralarında bir dernek kurdu. Dernek Başkanı Haydar Beyi de yakinen tanıyorum, çok çaba sarf ediyorlar. Biz de federasyon olarak çağrı yaptık ve müteahhit arkadaşlarımıza dedik ki; elimizi taşın altına koyacağız ve çok fazla kar beklemeyeceğiz. Bu kentte yedik, büyüdük, bu kente ne faydamız olacak diye biz kendi aramızda toplantı yaptık. Şu an bütün arkadaşlarımız aktif olarak sahada ve teklifler veriliyor, kredi olayı çözülse hızlı bir şekilde yıkılan binalar tamamlanır” diye konuştu.
“TOKİ’NİN BU İŞE GİRMESİ İSABETLİ BİR İŞ OLDU”
TOKİ’nin yaptığı deprem konutları hakkında konuşan Dağlıer, “TOKİ’nin bu işe girmesi isabetli bir iş oldu. TOKİ’nin yapmış olduğu konutlar şu anda bitmek üzere vatandaşlar konteynırlardan kurtulup oraya taşınacaklar. TOKİ bildiğiniz üzere bir devlet eli. Ama şunu anladık ki dağ taşa da inşaat yapılabiliyormuş. Biz müteahhitler olarak bizim imar çalışmalarımız, yetkiler, yürütmeler mümkün değil. Bizim zaten o konuda bir sıkıntımız var, her yerde de söylerim; inşaatı bitirme süresi biz de daha az bürokrasi bitirme süresi bize daha uzun. Kamuoyu biraz müteahhitlere çok para kazanıyorlar gözüyle bakıyor” şeklinde konuştu.
“İMAR AÇILMAMASI KONUT FİYATLARINA YANSIYOR”
İzmir’de arsa üretiminin olmadığını ifade eden Dağlıer, “İzmir’de kentsel dönüşüme çok önem veriliyor ama arsa üretimi şu an İzmir’de yok. Bu konuyu imar komisyonu olarak Büyükşehirle görüştüğümüzde, “hayır yeni bir yeri imara açmayacağız, biz yerinde dönüşüme gideceğiz” dediler. Açmayınca da bu konut fiyatlarına yansıyor. 2022 yılında Sayın Mahmut Özgener’in katkılarıyla İzmir imar yönetmeliği çıktı. Bugüne kadar bu yoktu. Dolayısıyla imar yönetmeliği olmayan bir şehirde şehir plancılarının, harita mühendislerinin bugüne kadar yapmış oldukları bütün çalışmaları bir davayla iptal olunabiliyordu. 2022’den sonra bize oda olarak hem büyükşehrimizle hem çevre ve şehircilik bakanlığımızla görüşüp İzmir’in imar planları ile ilgili biraz girişimlerde bulunacağız. İzmir’imizin imar konusunda biraz eksiklikleri olduğunu düşünüyorum” dedi.
“İZMİR GELİŞMEKTE OLAN BİR KENT”
Kent siluetini değerlendiren Dağlıer, “Bugüne kadar imar planımız olmadığı için İzmir gelişmekte olan bir kent. Çok da göç alan bir kent. Dolayısıyla imar planı olmayınca da İzmir’imiz diğer Büyükşehirlere göre konut ve yapı bakımından biraz daha geri kaldığını düşünüyorum. Daha iyi bir şehirleşme olabilirdi, imar planlarıyla, parklarıyla, alt yapısıyla spor alanlarıyla daha da iyi bir şehirleşme olabilirdi ama malesef ki bugüne kadar olamadı” ifadelerini kullandı.