Çiğdem CANPOLAT - Günümüzde sürücülerdeki alkol oranı alkolmetre adı verilen cihazlarla yapılıyor. Bu cihazlar nefesteki alkol oranıyla kandaki ortalama alkol oranını tahmini olarak buluyor. Alkol tespiti, birçok trafik kazasının önüne geçilmesi adına çok büyük önem arz ediyor. Ama bazı durumlarda içerisinde alkol barındıran ürünler kullanıldığında alkolmetre yanlışa düşebiliyor. Bu ürünlerin içerisinde kolonya, alkol bazlı kremler ve ağız çalkalama suyu gibi ürünler bulunuyor.
Bu durumun örneklerinden biri ise geçtiğimiz aylarda İzmir’de yaşandı. Ağız çalkalama suyu kullanan sürücünün alkol testinde, 4.25 gibi yüksek promil alkol oranı tespit edildi. Bu durum karşısında şaşkınlığa uğrayan sürücü, sözlü olarak içki içmediğini beyan etti. Ceza yazılarak sürücü belgesine el konulan sürücü ise olayın ardından Avukat Emre Şentürk’e başvurdu. Böylelikle yargıya taşınan olayda dava hala devam ederken Avukat Emre Şentürk gazetemiz oncusehir.com’a açıklamalarda bulunarak, bu tür durumların sıkça yaşandığını, fakat vatandaşların bu gibi durumlarda ne yapacaklarını bilmediklerini söyledi.
“MUTLAKA KAN TESTİ YAPILMALI”
Sürücülerdeki alkol oranını tespit etmek için alkolmetrenin yeterli olmadığı ifade eden Avukat Emre Şentürk, “Alkol nedeniyle yüksek promil seviyesine sahip insanlar bize başvurduklarında fark ettik ki bir takım afaki ölçümler yapılabiliyor. Çoğu insan yapılan ölçümlerin ne kadar yüksek olduğunu farkında dahi değil. Örneğin, bu emsal dosyamızda müvekkilimizde 4.25 promil alkol tespit edilmiş. 4.25 promil alkol demek, teknik ve bilimsel olarak kişinin hayatta kalmasının mümkün olmaması anlamına geliyor. Maalesef ki vatandaşın yeterince bilgi sahibi olmaması ve alkol ölçümünü yapan polisler vatandaşı başvuru ve itiraz süreci konusunda yönlendirilmediklerinden, dava aşamalarında ciddi sorunlarla karşılaşıyoruz. Alkol ölçümleri ülkemizde pratikliği açısından alkolmetre adı verilen cihazlarla yapılıyor. Evet, alkolmetre pratik ve anında alkol sonucu verebiliyor. Ancak bu ölçümlerin sağlıklı olabilmesi ve doğru sonuca ulaşılabilmesi için mutlaka kan testi ile desteklenmesi gerekiyor. Aksi halde yapılan ölçümlerde afaki seviyelere ya da olması gerekenden az ölçümlere rastlamak mümkün” dedi.
“ÖLÇÜMLERİN MUTLAKA DOĞRU YAPILMASI GEREKİYOR”
Mevzuatta araç kullanma yasağı kapsamında alınabilecek promil oranları hakkında bilgi veren Şentürk, “Hususi otomobil kullanan bir sürücü 0.50 promil; ticari ve hususi dışı otomobil kullanan bir sürücü ise 0.20 promilalkol seviyesine sahipse sürücü belgesi geri alınarak idari para cezası uygulanıyor. Aynı zamanda 1.0 promil ve üzerinde alkol seviyesine sahip olunduğu tespit edildiğinde ise TCK’nın 179. maddesi gereği kişi hakkında hapis cezası istemiyle davalar açılıyor. Bu yasanın bir amacı var: Kamu düzeni ve güvenliği sağlamak gibi. Ancak kamu düzen ve güvenliği sağlanırken vatandaşların temel hak ve özgürlükleri de gözetilmeli. Örneğin, yanlış ölçüm nedeniyle çok az alkol almış ya da hiç alkol almamış birini cezaevine gönderirseniz, burada hak ve adaletten söz edilemeyeceğinden yapılan ölçümlerin mutlaka doğru yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“ANINDA BİZLERE ULAŞMALI”
Ağız çalkalama suyu kullandığı için ceza yiyen ve sürücü belgesi alınan sürücünün olay gününü anlatan Avukat Şentürk, “Müvekkilimle, 4.25 promil alkol seviyesinin nasıl rastlandığını konuştuğumuzda anladık. Ölçüm gününü bize anlatmasını istedik. Kalktım, giyindim, işe gittim gibi günlük şeyler söyledi. Daha sonra bir iş görüşmesi olduğunu ve çevirme öncesinde, “Pazarlama işiyle uğraşıyorum. Pazarlamacı olduğum için aracımda ağız çalkalama suyu taşımaktayım. Onunla ağzımı çalkaladım” dedi. Hatta o esnada ağzındakini bırakamayıp bir kısmını da yutmak durumunda kalmış. Ölçüm esnasında ise o afaki oran ortaya çıkmış. Kendisine şurayı imzala ve git dendiği için ifade verip imzalayarak gitmiş. O an ne olduğunu ve 4.25 promil alkolün ne demek olduğunu dahi anlayamamış. Ülkemizde zaten alkol ölçümleri genelde gece saat 12.00 veya 01.00 civarlarında oluyor. Kimse de o saatte avukatına ulaşabileceğini düşünmüyor. Aslında bize o saatte ulaşmış olsaydı, biz hemen kişiyi yakınında bulunan sağlık kuruluşuna yönlendirerek, kan testi yaptırmasını sağlardık” diye konuştu.
“4.25 PROMİLE SAHİP BİR KİŞİ YÜKSEK İHTİMALLE HAYATTA OLAMAZ”
Ölçülen 4.25 promil alkol oranının doğru olmadığını düşünerek bir adli tıp uzmanın başvurduklarını belirten Emre Şentürk, “Adli tıp uzmanı, içerisinde alkol barındıran ağız çalkalama suyu ve boğaz spreyleri bulunduğunu ve bunlar kullanıldığında çok yüksek seviyede promil ölçülebileceğini mütalaa etti. Bunun üzerinde dosya, mahkemece Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek “4.25 promil alkol seviyesine sahip bir kişinin genel vücut durumu nasıldır, araç sevk ve idare edebilir mi, ayakta durabilir mi, görmesinde ve konuşmasında herhangi güçlükler yaşanır mı ve her zaman attığı imzayı atabilir mi?” gibi sorular yöneltildi. Öyle ki müvekkilim 4.25 promil seviyesindeki alkollü olduğu iddia ediyorsunuz, oysa müvekkilim her zaman attığı imzasını herhangi bir telaş, sıkıntı, heyecan, titreme olmaksızın aynısını atıyor. Adli Tıp Kurumu da 4.25 promil alkol seviyesine sahip bir kişinin yüksek ihtimalle hayatta olmayacağını ve araç sevk ve idare edemeyeceğini, görmesinde konuşmasında sorunlar olacağını ayakta duramayacağı her zaman attığı imzayı atmasının beklenmeyeceğini mütalaa etti. Aslında tıp dilinde, kibarca mümkün olamayacağını dile getirdiler. Bu kapsamda müvekkilimin yargılanması devam ediyor” şeklinde konuştu.
“ALKOL ALIMI İLE ÖLÇÜMÜ ARASINDA MİNİMUM 20 DAKİKA
BULUNMALI”
Aynı durumun daha evvelden kolonya kullanan bir müvekkilinde de meydana geldiğini söyleyen Avukat Emre Şentürk, “Önceki emsal dosyamızda kolonya nedeniyle aldığımız emsal beraat kararımız vardı. Bu davamız duyulduktan sonra ofisimizin telefonları susmaz oldu. Aynı dertten muzdarip olan birçok vatandaş olduğunu fark ettik. Biz hukukçuyuz, vatandaşların hakkını yerine getirmek için çabalarız. Bilimsel ve teknik konularda uzmanların görüşleri bizler için çok kıymetlidir. Somut olayda adli tıp uzmanları derler ki, alkol ölçümü kan tahlili olmaksızın çoğu zaman doğru olarak ölçülemez. gerek Yönetmeliklere göre sağlıklı ve doğru bir alkol ölçümü için, alkol alımı ile ölçüm arasında minimum 20 dakika bulunmalıdır. Aksi halde sizin alkolmetreye üflediğiniz nefes, ciğerinizin derinliklerinden gelen nefes değil; ağızda, dişte, damakta, yemek borusunda hala bulunmakta olan alkoldür. Buna ağız alkolü denir. Ancak mevzuatımız ölçülmesi gereken alkolün, ağız alkolü değil kan alkol promili olması gerektiğini ifade ediyor. O nedenle doğru ölçümler yapılması zaruridir” dedi.
"NÖBETÇİ BİR LABORANT VASITASIYLA..."
Bu tür durumların önüne geçebilmek için düşünmeye başladıklarını vurgulayan Emre Şentürk, “Ülkemizde kullanılan alkolmetre cihazlarının teknik ve teknolojik olarak özellikleri de bellidir. Bizce yasal düzenlemeler yapılarak alkol ölçümü yapılan çevirme mahallinde kolluk görevlilerinin yanında hazır bulundurulacak nöbetçi bir laborant vasıtasıyla, itiraz halinde kanda kısa sürede ölçüm yapılarak doğru alkol oranı tespit edilebilir. Biz en adil sonuçların bu şekilde gerçekleşebileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.