ÖNCÜŞEHİR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’de gerçekleşen belediye başkanları toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
İşte o açıklamanın satır başları;
"Sıradan bir iş yapmıyorsunuz sıradan bir görevde
üstlenmediniz. Bulunduğunuz beldenin sorunları çözmede halk size yetki verdi.
Ama bu yetkileri uygularken birileri sizi engelleyebilir. Ama azim ve kararla
bunların üstesinden gelebilirsiniz. Birlikte mücadelenin, bir hak mücadelesinin
ne kadar değerli olduğunu halka anlatmaya çalışıyoruz.
Devraldığınız özellikle başka partilerden belediyeyi devralan arkadaşlarıma sesleniyorum, belediyenin borç batağında olduğunu gördüler. Ama enkaz edebiyatının altına da saklanmadılar. Bu nedenle hepsine teşekkür ediyorum. Enkaz edebiyatının arkasına sığınılırsa, ben görevimi yapamıyorum algısı ortaya çıkar. Mali çıkarlar ne kadar zor olursa olsun biz görevimizi yapabiliriz dediniz.
“İSRAF HARAMDIR”
Başka bir şey daha yaptınız. İsraf haramdır diyoruz.
Saraydakiler de israf haramdır diyor. Hangi inançtan olursan olsun israf
haramdır diyor. Ama israf denizinde yüzüyorlar. Siz tasarruf yaptınız. Bir
beldenin, belediyenin hak ve hukukla nasıl yönetileceğini gösterdiniz. Sade bir
belediye başkanlığı, güven veren bir belediye başkanlığı. Şatafattan ve
israftan kaçınıldığı an sokakta daha rahat yürüyeceksiniz.
Bütün Türkiye duysun diye anlatıyorum bunları, şeffaflık,
bütçenin şeffaflığı, halka açık yapıyorsunuz meclis toplantıları. Düne kadar
yoktu bunlar. Düne kadar saydamlık denilen bir şey yoktu.
"BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ YENİ BİR SAYFA AÇTILAR”
CHP’nin belediyeleri, şeffaflık konusunda üstlerine düşeni
yapıyorlar. Belediye meclis toplantılarının yayınların halk ile buluşması bir
ilktir. Bir şey daha katılımcılık. Hep şunu dedik, Birlikte yöneteceğiz. Birlikte
beraber, kimseyi dışlamadan herkesi dinleyeceğiz. Bunu da yerine getiriyoruz.
Meslek kuruluşları ile projeler yapıyoruz. İBB'in yaptığı bir çalışma belki de
siyasi tarihin bir ilki olacak. Yüz binlerce kişinin görüşü alınarak projeler
üretmeye başlıyoruz. Ben yaptım oldu mantığından siyaseti koparmak demektir.
İstişarenin ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlatmak demektir. Kendin
mimarı ile ilgili karar alıyorsanız meslek kuruluşların göz ardı ediyorsanız
olmaz. Dolayısıyla başkanlarımız yeni bir sayfa açtılar.
"AÇ YATAN ÇOCUKLAR VAR"
Bütün belediye başkanlarımıza teşekkür diyorum. Malum bir ekonomik kriz yaşıyoruz ekonomik ve sosyal boyutları var. Aç yatan çocuklar var. Bu ülkeyi yönetenler bir avuç insan sadece cebi için çalıştı. Dolayısıyla geldiğimiz ekonomik krizin geniş halk kitleleri vuruyor. Kendini yakan, toplu intiharların olduğu bir sürece giriyoruz. Bizin belediye başkanlarımız sosyal yardımları hayata geçirmeye başladılar.
Bir örnek vereceğim. , İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yıl
dar gelirli, yoksul 30 bin üniversite öğrencisine burs verilip yardım
yapılacak. Miktarı ise 96 milyon. Nereden bulduk bu parayı peki, israfı
önleyerek. Bu toplumsal barışımız açısından üniversite okuyan çocukların derslerine
daha fazla vakit ayırması açısından önemlidir. İsrafı nasıl önlediğimizi de halka
ve vatandaşa anlatmak zorundayız.
Bir örnek vereceğim, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yıl
dar gelirli, yoksul 30 bin üniversite öğrencisine burs verecek. Miktarı 96
milyon lira. Nereden bulduğu bu parayı israfı önleyerek. İsrafı önlüyoruz,
tasarrufu halk için kullanıyoruz.
“BİN LİRA ALTI MAAŞ ALAN İNSANLAR VAR”
1000 liranın altında emekli maaşı dul ve yetim alan kişilerin sayısını verdi. Dediler ki böyle bir şey yok. Bakın bu sosyal güvenlik kurumun Eylül 2019 yılı istatistik tablo. En baş847.643 kişi 100 liranın altında alan insan var. Ben doğruları söyledikçe onlar yalanlarla halkı kandırmaya çalışıyorlar. Siz halka doğruları söyleme geleceğini aralıklara sürdürmeye devam ettirmeliyiz. Gerçeğin önünde kimseler engel olarak duramaz. Bazen birileri için sorunlarda olabiliyor. Biliyorum ama güneş balçıkla savunmaz. 21 yüzyılın Türkiyesi’nde böyle bir tablo ar. 17 yıldır Türkiye’yi yönetenler Türkiye’yi ne hala getirdiler. Cepleri, yakınları, akrabaları, oğulları torunları için çalıştılar. Biz vatandaşlarımız için çalışıyoruz. Siyasette bu yeni bir süreci birlikte başlattık birlikte götüreceğiz. Kimseyi ötekileştirmeyen bir siyaset başlattık. Ülkeyi yönetenler bunu beceremiyorlar ama biz yerel yönetimleri bunları gösteriyoruz
Bu bizim partilimiz ve değildir demeden hayat standardı
düşükse onu yanındayız kreş yapacağız. Yoksul mahallelerden başlayarak her
mahalleye kreş yapacağız. Çoğu belediye başkanımız yaptı, yapmaya da devam
ediyoruz.
BELEDİYE BAŞKANLIKLARINA ATANAN KAYYUMLARA TEPKİ
Hukukun üstünlüğü sağlandıkça yatırımcı önünü görür.
Geldiğimiz noktada şöyle bir açmazla karşı karşıyayız. Adalet büyük bir ölçüde
zedelendiği için, parası olanın hapisten direk çıkması gibi bir süreç
yaşıyoruz. Hepimizin savunması gereken temel kural hukukun üstünlüğüdür.
Belediye başkanı olarak çıktınız, sadece siz değil partililer, gönüllüler
gezdi. Sizlere güvendiler ama bir gün sonra bir ilde bir vali yazıyor, bunu
görevden alın. Bu demokrasi değil arkadaşlar.
Hangi partiden olursa olsun diğer partilerin rakibidir. Ama
bu partilerin ortak bir hedefi vardır, demokrasi gibi, vatandaşlardan hiç
kimsenin aç kalmaması gibi. Eğer siz beğenmediğiniz bir partinin belediyesine
kayyum atıyorsunuz. Peki vatandaş neden oy kullandı? Sandığı neden koydunuz?
Hadi başkanı görevden aldınız, belediye meclisi var. Ben şu sözü defalarca
kullandım, ülkede kimsenin can ve mal güvenliği yok. Bunu ben deyince
kızıyorlar. Kişi başı gelirin 70 bin dolar olduğu ülke (İskandinav ülkeleri)
batmış ama bizde demokrasi kavramı gitmiş. Benim dediğim doğru kimse aksini
söylemeyecek.
"KATAR ORDUSUNA BEDAVAYA VERİLDİ"