Çiğdem CANPOLAT - İzmir Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Sözcüsü ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç, Gazetemiz oncusehir.com’a başkanı olduğu komisyonun belirlediği isim ve logo üzerinden yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Kökkılınç, AK Partili komisyon üyeleri için “İstifa etmelerini gerektiren bir şey yoktu. Biz her biriyle gerçekten çok güzel çalıştık. Her biri çok çalışkan arkadaşlar, güzel emek verdiler. Şimdi altı CHP’li meclis üyesi arkadaşımla komisyon olarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
"KADIN-ERKEK AYRIMINI SİYASETE GİRİNCE HİSSETTİM"
Siyasette kadın olarak yer almanın hem zevkli hem zor yönlerinden bahseden Nilay Kökkılınç, “Benim için siyasette kadın olmak çok zevkli bir şey. Çünkü odak noktasında olup, siyasette kadın olmanın sorulduğu bir cins oluyorsunuz. Öncelikle kendimi siyaset yapıncaya kadar hep insan olarak değerlendirirdim. Çünkü kadın-erkek ayrımını ne okul yaşantım boyunca ne aile yaşantımda ne de içinde bulunduğum sosyal çevremde hiç yaşamadım. Mesleki yaşantımda bazen boşanma davalarında kadınların karşılaştıkları güçlüklere şahit oldum. Ama erkeklerin de karşılaştıkları güçlükleri gördüm. Bazen erkeklerin de çok mağdur edildiğini gördüm. Ama ne zaman ki CHP’de Kadın Kolları İl Yöneticisi olarak görevlendirildim, o zaman gerçekten de siyasette kadın olmanın aslında çokta kolay bir şey olmadığını fark ettim. Engelleri nelerdir, kimler koyuyor bilmiyorum. Ben aktif siyaset içerisinde yer aldım. Kadın olduğum için herhangi bir şeyden dolayı geri gösterilmedim. Ama tabi ki Türkiye’deki yaşam koşulları bakımından kadınlar genelde gündüzleri daha özgürdürler, geceleri bir aile yaşantısı vardır. Siyasette 24 saat, gece gündüz ve insanlarla çok iç içe yaşarsınız. Kadınlar için bunu getirdiği dezavantajları bulunuyor. Yasalarımızda kadın erkek eşit belki ama maalesef fiiliyatta bu gerçekleşmiyor. Yasal düzenlemeler yapılarak eşitlik fiilen sağlanıncaya kadar da kadınlar siyasette epeyce mücadele verecekler” ifadelerini kullandı.
“EKSİKLİĞİMİZ FERMUAR SİSTEMİ”
İçinde siyaset yaptığı CHP’de kadına verilen değer hakkında konuşan Kökkılınç, kadınlara çok saygı duyulduğunu ve kadın bulunan ortamlarda daha nezaketle hareket edildiğini söyledi. CHP’de kadınların temsil noktasına da değinen Kökkılınç şöyle devam etti: “Ülkemizdeki yasalardan ve toplumsal yapıdan ileri gelenlerle birlikte kadınlar hak ettikleri şekilde temsil noktasında olamıyorlar. CHP, bunu 2012 senesinde fark etmiş ve bir tüzük değişikliğine giderek cinsiyet kotası getirmiş. Cinsiyet kotası sadece bizim partimizde vardır. Kadınların yüzde 33 oranında partide temsil edilmesi gerektiği zorunluluk haline getirilmiş. Belediye Melis üyeliklerinde, il ve ilçe yönetimlerinde mutlaka kadınlar yüzde 33 oranında, gençler de en az yüzde 10 oranında temsil edilmek zorunda. Ama burada bir eksiklik var, fermuar sistemi olmadığı için kadınlar cinsiyet kotasında maalesef seçilemeyecek yerlerde yüzde 33’ü dolduruyorlar. Dolayısıyla da seçilemiyorlar. Fermuar sistemi, bugünün Türkiye’si ve tüm partilerde siyaset yapan kadınlar için gerekli ve zorunlu olan bir şeydir. Uygulansa, bizler tabi ki sıralamalarda mutlak yer bulurduk.”
“CHP’DE SİYASETİN NE GEREĞİ VARSA ONU YAPARIM”
Kongrede il Başkanlığı için ismi geçen partililerden biri olan Nilay Kökkılınç konu hakkında, “Böyle bir şeyi duymak benim için çok büyük bir onurdur. Sekiz sene siyaset yapmış bir kişi olarak bir yerde bir görev söz konusu olduğunda akla ilk gelen isimlerden biri olmak benim için şereftir. Ama sonuçta siyaset 24 saattir. O yüzden ben bu konuda herhangi bir yorum yapamıyorum. Dile getirdiğim her herhangi bir şey yoktur. Bu konuda görev talep eden arkadaşlarım var, onlara da başarılar diliyorum. Sonuçta ben şu anda İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesiyim ve görevimi de zevkle yapıyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi olmayı da ben istememiştim, bana bu görev verilmişti. O yüzden CHP’de her zaman siyasetin ne gereği varsa onu yaparım” açıklamalarında bulundu.
“HER PARTİ KENDİ DÜŞÜNCESİNİN ARKASINDA OLDU”
Başkanı olduğu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu için yapılan isim değişikliğinin nedenlerini anlatan Nilay Kökkılınç, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu olarak ismimiz önceden Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu idi. Ama evrensel literatüre baktığınızda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi yerlerde hep toplumsal cinsiyet eşitliği ismi ile geçiyor. Avrupa Birliği pek çok vakfa, sivil toplum örgütüne yapmış oldukları çalışmalarla ilgili fon verirken bile bu isimle hareket ediyor. Dolayısıyla bizde kadın-erkek eşitliği yerine Toplumsal Cinsiyet Eşitliği olarak daha kapsayıcı olsun dedik. Ülkemizde kadın-erkek yasalar karşısında şu an eşit ama fiilen bu eşitlik gerçekleşmiyor. Fiilen gerçekleşmemesinin sebepleri de hem yasalarımızdaki bazı unsurlar, hem de toplum yapımızdan ileri gelen kadına belli görevlerin, erkeklere başka görevlerin yakıştırılmasından kaynaklanıyor. Biz bu algının değişmesini, bu isim değişikliği ile beraber daha kolay sağlanacağına inandık. O yüzden de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği olarak komisyonun adını değiştirdik. AK Partili Meclis Üyeleri, TBMM’de bu komisyonun adı Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu olduğunu için kendi parti programlarına göre bu ismin olması gerektiğini söylemişlerdi. Her parti kendi düşüncesinin arkasında oldu ve biz oy çokluğuyla Meclis’ten bunu geçirdik” diye konuştu.
“İSTİFA ETMELERİNİ GEREKTİREN BİR ŞEY YOKTU”
Komisyon logosunun Meclis’te yaşanan tartışmaları ve AK Partili üyelerin komisyondan istifa etmeleri hakkında konuşan Kökkılınç, “Logo çalışması benim önergemdi. Dedik ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi toplumsal cinsiyet alanında yapmış olduğu çalışmaları bir logo ile yansıtsın. Bu konuda kamu spotları yapsın ve o logo ile algıda seçicilik yaratsın. Böylece daha çok kişiye hitap ederek dikkat çekmesini istedik. Bu amaçla ben bir önerge verdim. Bu önerge de CHP’li Meclis Üyelerinin vermiş olduğu oylarla geçti. AK Partili Meclis Üyeleri yine logo konusunda da oy çokluğuyla katıldılar. Burada da biz bir destek görememiştik. Logo için İzmir Kadın Şube Müdürlüğü ve Tanıtım Müdürlüğü ile birlikte çalıştı. Önerge de bana ait olduğu için bende onların çalışmalarına katıldım. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’nun iki meclis arasında 5 toplantı hakkı vardır. Ben sonuncu toplantıda Tanıtım Şube Müdürlüğünün yapmış olduğu çalışmaları arkadaşlarla paylaştım. Fakat o çalışmalar ben dahil pek içimize sinmemişti ve geliştirilmesi gerektiğini, daha canlandırılması ve daha sadeleştirilmesi gerektiğini konusunda hem fikir olmuştuk. Daha sonrasında ben Tanıtım Şube Müdürlüğü ve İzmir Kadın Şube Müdürlüğü ile beraber tekrar çalıştım. Çalışan grafiker ve tasarımcı arkadaşlarımıza düşüncelerimizi anlattım. Onlarda birkaç çalışma daha yaptılar. Kendi birimlerinde bir anket yapmışlar ve hepsi komisyonumuzun yeni logosunda buluşmuş. Bana gösterdiklerinde bende o grafikte kendimi hissetim. Logo Başkanlığa sunuldu ve kabul görünce o grafik yürürlüğe girdi. Logoda arka planda kullanılan gökkuşağı renklerinin kullanılması AK Partili üyeleri rahatsız etti. Düşüncelerini dile getirerek değiştirilmesini istediler. Ama bu noktada kararımızın arkasındaydık. Aslında istifa etmelerini gerektiren bir şey yoktu. Biz her biriyle gerçekten çok güzel çalıştık. Her biri çok çalışkan arkadaşlar, güzel emek verdiler. Şimdi altı CHP’li meclis üyesi arkadaşımla komisyon olarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
“MUTLAKA YARGIDA GEREKEN SONUÇ ÇIKACAKTIR”
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’e yapılan sözlü ve fizik şiddeti kınayan Nilay Kökkılınç, “Filiz Başkanımızı çok seviyoruz. Yapılan saldırı hakkında büyük üzüntü duyuyoruz. Kadınlar nerede olursa olsun bu şekilde ne sözlü ne de fiziki şiddete maruz kalmamalı. Sadece kadınlar da değil, hiç kimse şiddete maruz kalmamalı. Bizim ülkemizde öfke kontrolü problemi var. Bazen öfkemize hakim olamıyoruz, bunu araba kullanırken bile şahit olabiliyoruz. Birbirini hiç tanımayan insanlar sudan sebeplerle birbirlerine çok ağır hakaretler edebiliyor. Bizim toplumumuzda daha farklı bir hayat tarzı olması gerektiğini düşünüyorum. Filiz Başkanımıza yapılan saldırı yargıya taşındı. Yargıya taşınan bir olay hakkında konuşmakta hukuken yasaktır. Keşke hiç yaşanmamış olsaydı. Hukuk kuralları her şekilde işliyor. Mutlaka yargıda gereken sonuç çıkacaktır. Partinin tüzük kuralları da buna izin vermez. Böyle bir şey yaşanmışsa tüzük kuralları neyi gerektiriyorsa o yapılacaktır. Her zaman hukuk çerçevesinden yürümekten yanayım” şeklinde konuştu.