Uzmanlara göre bu durum, gerçek yaşamda
ilişkilerde karşısında çıkabilecek hayal kırıklıkları ya da gündelik yaşamın olağan
başarısızlıklarına tahammül edemeyen, hayal kırıklığı yaşayan çocukların ortaya
çıkmasına yol açabiliyor. Sanal ortamların çocuklar için tehlikeli
olabileceğini de vurgulayan uzmanlar, ailelere çocukların açtıkları kanalları
sürekli olarak takip etmelerini tavsiye ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, çocukların video çekip sosyal medya
platformlarında yayınlayarak ilgi görme beklentilerini değerlendirdi ve
ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.
Sadece çizgi film ve oyun videoları izlemiyorlar
Sosyal medyanın sunduğu geniş iletişim ağının bilgi edinme
kanalı olarak bizlere geniş öğrenme olanakları ve fırsatlar sunduğunu belirten
Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Günümüzde çocuklar
youtube ağını izleyici olarak aktif şekilde kullanıyorlar. Bu ağda çizgi film
ve oyun videoları dışında son dönemde popülerleşerek youtuber olarak
adlandırılan kişilerin farklı konularda çektikleri videolar da çocuklar tarafından
yoğun şekilde takip ediliyor” ifadelerini kullandı.
Aileler de yönlendirici etken olabiliyor
“Görünürlük ve popülaritenin ön planda olduğu içerik
kanalları, benzer sebeplerle çocuklar için bir motivasyon aracına dönüşmüş
durumda” diyen Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu kanalları kullanarak popülerliğini arttıran kişiler,
çocuğun zihninde sevilme ve kabul görme ile eşdeğer bir durum oluşturuyor. Bu
nedenle beğenilme ve sevilme durumunu yansıtan izlenme sayıları, beğeniler ya
da olumlu yorumlar çocuklarda video çekme merakını arttıran önemli birer
faktör. Aileler tarafından yapılan yönlendirmelerin de etkili olan bir diğer
neden olduğunu söyleyebiliriz. Fiziksel olarak güzel olan veya iletişim
becerileri iyi olan çocuklar, sadece dikkat çekmekle kalmayıp bu mecradan para
kazanılabileceğini de gördüklerinde ebeveynlerinin yönlendirmesi ya da
destekleyici tutumlarıyla bu tür çekimlere daha fazla girişiyorlar. Maddi
kazanç dışında görünür olma ve kabul çabası, çocuklardaki video çekme merakının
başlıca motivasyon oluşturan faktörleri diyebiliriz.”
Çocukta sahte benlik algısı gelişebiliyor
7-12 yaş grubundaki çocuklarda video çekimleri ile ilgili
algıların “Ben bir video çekeceğim ve herkes beğenecek, youtube dan para
kazanılabilir ve ilgi görebilirim” gibi daha somut düzeyde olabildiğini ifade
eden Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Oysa bu çekimler için harcanan zaman çocuğun
gündelik yaşamında kurması gereken ilişkilerden, oynaması gereken oyunlardan
çalıyor diyebiliriz. Bu da normal gelişimsel süreçte kurulması gereken akran
ilişkilerini bozabiliyor. Çocuğun başarı duygusunu sahte bir görünürlük ve
beğeni üzerinden şişirebiliyor, bunun sonucunda sahte bir benlik algısı
gelişmesine yol açabiliyor. Bu da gerçek yaşamda ilişkilerde karşısında
çıkabilecek hayal kırıklıkları ya da gündelik yaşamın olağan başarısızlıklarına
tahammül edemeyen, hayal kırıklığı yaşayan çocuklar demek. Çocuğun başta üzüntü
ve öfke olmak üzere olumsuz duyguları daha çok yaşamasına, dürtü kontrol
sorunlarına ve depresyon, kaygı, öfke kontrol sorunu gibi psikiyatrik
bozukluklar geliştirmesine neden olabiliyor” uyarısında bulundu.
Faydası ve zararı çocuğun amacına göre değişiyor
Bu platformların içerik yayınlamayı maddi kazanç olarak
görmeyip kendini teşhir etmeyeceği şekilde ilgi alanlarını online olarak
paylaşmak isteyen çocuklar için kişisel gelişim, yaratıcılık, bilgi paylaşımı
ve sosyal ilişki kurma boyutunda katkı sağlayabileceğini belirten Yektaş,
“Ancak süreç emek ve zaman verilerek maddi kazanca dönüştürülmüşse, çocuk
zamanını ve dikkatinin önemli bir bölümünü bu videoları çekmeye, izlenme
oranlarını takip etmeye harcıyorsa, gelen beğeni ya da eleştirilere aşırı
duyarlı bir hale geldiyse burada sağlıklı gelişime bir katkıdan bahsedemeyiz”
dedi.
Ebeveynler kontrolü bırakmamalı
Okul çağı çocuklarında davranış kontrolünün yeterli gelişim
seviyesinde olmadığına dikkat çeken Yektaş, “Öte yandan internet gibi uçsuz
bucaksız, tehlikeleri de barındıran bir mecrada gözetimsiz kalarak geçirdikleri
zaman ve süpervizyonsuz kalmaları çocukları istismara açık bir hale de
getiriyor. Ebeveynler 13 yaş öncesindeki çocuklara bu kanalları açarak ve sonra
bu kanalları yeterince takip etmeyerek aslında çocuklarını önemli bir tehlikeye
atmakta olduklarını unutmamalılar” ifadelerini kullandı.
Çocukların tepkilerine dikkat edilmeli
Ailenin çocuğun sağlıklı gelişimine katkı sağlayacağını
düşündüğü içerikler bile olsa paylaşımları hakkında bilgi sahibi olması
gerektiğine dikkat çeken Yektaş, “Ayrıca çocuklarının bu süreçte ürettikleri
videolar için gelen tepkilere karşı geliştirdikleri ruhsal tepkilere dikkat
etmeleri gerek. Bir çocuk sosyal yaşamında yüz yüze iletişimden çok sanal
ortamdaki içeriklere çok odaklanıp oradaki beğenileri dikkate alıyorsa, beğeni
alamadığında büyük bir hayal kırıklığı ve öfke yaşıyorsa bu noktada önemli bir
riskten bahsedebiliriz” dedi.
Ebeveynler çocuklarını istismar ediyor
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, son dönemde bazı ebeveynlerin sosyal
medya üzerinden çocuklarını çok sık paylaştıkları videolar ürettiklerini
söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu oldukça tehlikeli
ve çocuğun olağan gelişimini sekteye uğratacak bir davranış. Çocuğu gündelik
yaşamdan uzaklaştıran, zamanın önemi bir bölümünü fiziksel ya da zihinsel
olarak video içeriği üretmeye harcanan bir durum var. Aileler son dönemde bu
gibi videolar üzerinden para kazanabildiklerini de gördükçe içerik üretimlerine
destek olmaya ve hatta ön ayak olmaya başladılar. Sözde çocuğun geleceğine
yapılan bir yatırım olarak dile gelen bu durumun bir tür çocuk istismarı
olduğunu unutmamak gerek. Öte yandan yapılan araştırmalar, çocukları meta
haline getiren cinsel içerikli sitelerin en çok bu tip paylaşımlardan aldıkları
çocuk resimleri ve videoları olduğu görülmüş. Bu durum da bu tip videoların
üretiminin çocuk gelişim açısından ne kadar sağlıksız ve bir o kadar tehlikeli
olduğunu gösteriyor.”