Zeren Ertaş 25 Ekim 2023 günü Aydın Efeler ilçesindeki Güzelhisar KYK yurdunda bulunan asansörün düşmesi sonucu kat arasında sıkışarak hayatını kaybetti. Zeren’in ölümünün ardından Türkiye’nin dört bir yanından KYK yurtlarında kalan öğrenciler tüm müdahalelere rağmen bunun bir kaza değil cinayet olduğunu ve yurtlarda ölmek değil barınmak istediklerini dile getirdiler.
Son yıllarda öğrencilerin barınma sorunları oldukça fazlalaşmış, enflasyonun kira bedellerinde can yakıcı şekilde hissedilmesi ile gerçek enflasyon oranı ile doğru orantılı kazanç sağlayamayan ailelerin okuyan çocukları barınma konusunda fiyatı daha avantajlı olan KYK yurtlarına yerleşmeyi nadir bulunan bir şans olarak karşıladılar.
İllerde şehir dışından okumaya gelen öğrenciler için yeterli sayıda barınma ihtiyacını karşılayacak KYK yurdu bulunmaması, ev ve özel yurt bedellerinin orta ve düşük gelirli vatandaşların karşılayamayacağı şekilde fahiş olması sebebiyle KYK yurtlarına yerleşen öğrenciler bu yurtlardaki tüm olumsuz barınma şartlarını görmezden gelerek öncelikle başlarını sokacak bir yer bulmuş olmaya şükretmek zorunda kalıyorlar.
Anayasa madde 36’da, “Herkes temel insani gereksinimlerini karşılayacak, insan haysiyetine yakışır şekilde konut ve barınma hakkına sahiptir” demektedir. Ancak sadece barınma konusunda değil, hijyen, beslenme, eğitim öğretim gibi temel haklarımız konusunda insan haysiyetine yaraşır şekilde beden ve ruh sağlığımızı koruyarak yaşamak artık neredeyse imkansız kılınıyor.
Türkiye Cumhuriyeti 100. yılında geldiği nokta itibariyle eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılması gerekirken; İzmir ve Eskişehir’de protokol adı altında okullara manevi danışman ünvanı ile imam atandığına ve KYK yurtlarında öğrencilerin kuru ekmek ve diyet menüsü gibi kibrit kutusu büyüklüğünde peynir ile kahvaltıya mahkum edildiğini gördük ve yaşadık. 100 yıllık sosyal devlet Türkiye Cumhuriyeti sözde sembolik ücretlerle barınma ihtiyacını karşıladığı KYK yurtlarında barınma ihtiyacını karşılamaktan çok uzak bir yerde, denetimsiz ve kamu görevlilerinin kamusal sorumluluğunu yerine getirmediği yurtların adeta ölüm evi olduğu bir yere varmış bulunmaktadır.
Nitekim öğrenci ölümleri art arda gelmiş; Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden Resul Alan’ın geçim sıkıntısından kaynaklanan sorunları sebebiyle intihar ettiği, 5 gün sonra yine Eskişehir’de kız kredi yurtlar kurumunda kalan bir kız öğrencinin daha intihar ettiği ve önceki gün ise Çanakkale Kerime Sultan Erkek KYK yurdunda bir erkek öğrencinin öldüğü haberleri medyaya yansımıştı.
Aydın Güzelhisar Efeler Güzelhisar KYK yurdunun asansörünün bir süredir arızalı olduğu ve bu konuda öğrencilerin CİMER şikayeti bulunduğu ortaya çıktı. Yurt müdürünün ise ‘öğrencilere verdiğiniz paralar asansörü tamir ettirmeye yetmiyor’ dediği yönünde söylentiler var. Bu söylemler akla ve vicdana dokunurken bu umursamazlık ve bu sorumsuzluk bir gencin ölümüne sebebiyet verdi. Olay sonrası sadece yapılmak için yapılan görevden almalar ise artık kamu vicdanını rahatlatmıyor ve bir yerlerde ölmeden hayatımızı yaşamak için büyük bir yaşam savaşı verme iradesi taşımaya başladık.
Çünkü her türlü hak ve özgürlüğü sıkı sıkıya düzenleyen Anayasamız ve Türkiye Cumhuriyeti’nin son çeyreğini Cumhuriyetin izlerini silme üzerine kurulu sosyal politikalarla yönetenler bunca ölüm, bunca acı, bunca ihmal karşısında bizlere umut vadetmemeye devam ediyor.
Oysa Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk der ki; Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller istiyor.
Bu distopya senaryosunun andıran gerçekler arasında Ulu Önder Atatürk’ün sözü bize ışık ve umut olmalı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının anayasal haklarımıza kesintisiz ve sağlıklı erişim sağlayabildiğimiz bir yüzyıl olması için ses çıkaramaya devam etmeliyiz.