Yerel seçimlerin arefesindeyiz. Yaklaşık üç ay sonra kentlerin kimin
tarafından yönetileceği konusunda bir kez daha en büyük hakeme,millete
başvuruda bulunacağız. 31 Mart akşamı millet sözünü görüp 1 Nisan
sabahı çok farklı bir gündemi konuşmaya başlayacağız.
Cumhur ittifakı bu seçimlerden başarısız şekilde çıkarsa muhalefet
partileri ve yanlısı sivil toplum örgütleri çok yüksek bir sesle erken
seçim için çağrıda bulunacaktır.
Tam tersi durumda bu kez başta CHP ve İyi Parti seçmeni kendi parti
yönetimlerinin istifasını isteyecektir. Sonuçlara göre 1 Nisan
sabahından itibaren Türkiye'nin gündemi bu iki konudan birisi
olacaktır.
2019 seçimleri sonucunda Ak Parti bir gerçeği gördü.Liderinizin adı ne
olursa olsun,ne kadar güçlü bir lider de olsa seçmen yerelde partiden
ziyade adaya göre tercihini kullanıyor. İl genel meclisi ve belediye
encümen seçimlerinde partisine,liderine sadık kalan seçmen iş başkan
kim olacak sorusuna gelince partisin tam tersi bir istikamettinde oy
kullanıyor. Bunu geçtiğimiz,İstanbul ve Ankara seçimlerinde net
olarak gördük. Partilerinin adaylarına oy vermeyip il genel ve
belediye encümen seçimlerinde amblem ve liderine sadık kalıp karşı
adaya oy vermiş bir İstanbul ve Ankara seçmen gerçeği karşımızda net
olarak duruyor.
Yine tam tersi CHP' de buna benzer bir sonuç Kırklareli'nde ortaya
çıktı.Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday göstermediği Belediye Başkanı Mehmet
Siyam Kesimoğlu ,seçime bağımsız girip büyük bir farkla
kazandı.Sonrasında CHP'nin yoğun isteği üzerine partisine geri
döndü..
Daha uzağa gitmeden belediye yönetimlerinin silik ve vasatın altında
çalışmaları çoğu ilde her iki taraf partilerine ciddi anlamda oy
kaybettirdi. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri genel seçimlerde
Çorum kent merkez oy sonuçlarında gözüktü. 21 yıldır yapılan
,refarandumlar dahil, tüm seçimlerde açık ara ipi göğüsleyen Ak Parti
,tarihinde ilk kez CHP'nin gerisine düştü.Çorum gibi Ak Parti'nin
kalesi olan bir şehirde halkın becerisiksiz belediye yönetimine olan
tepkisi partiye yansıdı. 60 bine yakın olan oy kaybı ile bir
milletvekilliği eksilen Ak Parti'de önümüzdeki seçimde mevcut belediye
yönetimiyle girilirse kent merkezinde ciddi fark atan CHP daha çok oy
ile başkanlığı kazanabilir. MHP ile ittifak dahi yapılsa seçmene
uymayan başkan profili seçimi CHP'ye kazandırır. Bu net şekilde
gözüküyor. Keza CHP'li Kırşehir belediyesi giibi belediyeler Ak
Parti'ye geçebilir.
Tavanda kurulan ittifakların tabanda bir karşılığı yok denecek kadar
az.Aday profili kendilerine uymayan seçmen karşı istikamette oy
kullanıyor. Tüm partilerin adayları bunun için çok önemli.Vatandaş
parti amblemine,liderine,kimin nereden aday olduğuna bakmadan bakmadan
gidip en yakın hissettiği şahsın altına mührü vuruyor.
Ceket koysak seçim alırız dönemi Türkiye'de 2019 seçimleri ile bitmiştir.
Parti genel merkezleri aday anketleri,temayyul yoklamaları mümkünse ön
seçim yapılıp o çıkan tabloya göre aday çıkartmazlar ise derin bir
hüsrana uğrayabilirler.
Cemaat ve sivil toplum örgütleride artık seçmeni etkilemiyor.Vatandaş
birey olarak gidip vicdanına göre oy kullanıyor.
Ak Parti açısından bu seçimde kaybedilecek ,kaybedilmiş şehirlerden
alınacak olanların alınmaması da çok sıkıntılı bir sürece sebebiyet
verecektir.Ekonomik olarak büyük bir sıkıntı içerisinde olan halk
muhalefetin rüzgarı ile erken seçim çığlıkları atabilir. O yüzden her
kent çok önemli ve her kentteki aday konusunda titiz olunmalı. Sayın
Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi milletin istediği adaylarla yola
çıkılmalı.
CHP ve İyi Parti cephesinden bakıldığında da durum yine aynı.En küçük
bir başarısızlıkta yeni oluşan genel merkez yönetimlerinin,genel
başkanlar dahil istafası istenilecektir.Örgütler yeni bir yol
arayışına başvuracaklardır. İyi Parti'de yaşanan sıkıntılı süreç
partinin seçimlerdeki sonuçlara göre tuz-buz gibi dağılmasının önünü
açacaktır.
Bekleyip göreceğiz.