1999-2004 yılları arasında Konak Belediye başkanlığı yapan Erdal İzgi ile ilgili anlatacak o kadar çok konu var ki, zaman zaman buradan paylaşıyorum, belediye başkanlarına örnek olsun diye!
Konak ilçesinde kurucu başkan Süha Baykal 1984 yılında ANAP’tan seçildi. Ardından 1989 seçimlerinde SHP’li Ahmet Sarışın 1999 yılına kadar iki dönem başkanlık yaptı. 2004’te Ali Muzaffer Tunçağ, 2009’da Hakan Tartan, 2014’te Sema Pekdaş ve 2019’da Abdül Batur CHP’den aday gösterilip, seçildiler. Batur hariç, başkanların hepsiyle çalıştım ama İzgi dönemi bir başkaydı. Şimdi anlatacağım olayınsa eşi benzeri görülmemişti.
Konak Belediyesi’ne personel alımı olacaktı, temizlik elemanı ihtiyacı ise ilk sırada yer alıyordu. Duyurunun hemen ardından başvurular yağmur gibi yağmaya başladı. İş, aş umuduyla başvuranların sayısı, alınacak eleman sayısından kat kat fazlaydı. Telefonla arayanların, belediyenin kapısını aşındıranların, hatırlı siyasetçi tanıdıklarından medet umup aracı koyanların ardı arkası kesilmiyordu. Erdal İzgi kimsenin mağduriyet yaşamasını istemiyordu. Şu anda Balçova Belediyesi’nde başkan yardımcılığı görevini sürdüren yardımcısı Ahmet Hepdarcan ile bu konuya çözüm bulmaya çalışıyordu.
Başkan İzgi ve yardımcısı Hepdarcan uzun tartışmaların ardından, siyasi iradeyi küstürecek bir karara imza attılar. Kimseye ayrıcalık tanınmayacaktı, torpil yapılmayacaktı. Bu karar doğrultusunda İş ve İşçi Bulma Kurumu aracılığıyla yapılan başvurular değerlendirmeye alındı.
İş ve İşçi Bulma Kurumu’na yüzlerce başvuru yapıldı, üniversite, lise, ortaokul ve ilkokul mezunu çok sayıda genç, önlerinde açılacak olan iş kapısının hayalini kurmaya başladı. Beklenen gün geldi çattı. Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan kültür merkezinin tiyatro salonu ağzına kadar doluydu. Noter huzurunda yapılacak kura öncesi heyecanlı kalabalık telaşla yerlerine oturmaya çalışıyordu. Vakit geldi, heyecanlı mırıldanmalar yerini sessizliğe bıraktı, gözler isimlerin bulunduğu torbada şimdi, nefesler tutuldu, koca salonda çıt çıkmıyor.
İsmi okunanlar sevinç içinde haykırıyordu, okunmayanlarsa büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu. Kazananlar kaybedenleri teskin etmeye çalışıyor, kaybedenler de kazananları tebrik ediyordu. Yerel basının izlediği bu çekiliş sonrasında ortalıkta bayram havası esmeye başlamıştı. Türkiye belediyeler tarihinde ilk kez torpilsiz, arkasız bir işçi alımı yapılıyordu. Belki de siyasileri çok kızdıracak bir uygulamaydı ama o gün tarihe geçecekti. Ne İzmir’de ne de Türkiye’nin herhangi bir köşesinde böyle bir işe alım ne duyuldu ne de görüldü. İlk ve sondu bu.
Siyaset her geçen gün kirleniyor. Sözümona muhalefet yapmasını beklediğimiz partide bile adam kayıranları, işini layığıyla yapanın ayağını kaydıranları, nitelikli çalışanın hakkını yiyenleri, çalışanına mobbing uygulayan yöneticileri gördükçe geleceğe dair umudumuz azalıyor. Yine son dönemde siyasi parti ayrımı yapmaksızın kendisini belediye şirketlerine müdür atayan başkanları, damadını özel kalem müdürü yapanları, eşini, kızını veya oğlunu belediye şirketlerinin başına getirenleri gördükçe midemiz bulanıyor. Ama neyse ki sosyal medya var. Artık kamuoyunda hoş görülmeyen bu tür davranışlar anında bu platformlarda teşhir ediliyor ve güce geri adım attırılıyor.