“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kavramı, ülkemizde Uluslararası İstanbul Sözleşmesi ile birlikte en çok tartışılan ve kavram kargaşası yaratılan konulardan birisidir.
31 Mart 2019 yerel seçimi akabinde kentimizi yönetme hakkına sahip olan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi de bu tartışmalardan etkilenmiş, daha önce kadın/erkek eşitliği olarak var olan Meclis İhtisas Komisyonunun ismi, bu dönem CHP ve İyi Partili Meclis Üyelerinin oy çokluğu ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu olarak değişmiştir. Bu değişimin ardından siyasi partilerin konu üzerindeki düşünce farklılıkları da kendisini göstermeye başlayınca ve doğallıkla bu alanda olagelen hararetli tartışmalar zaman zaman yerel medyaya da yansımıştır.
İşte tam bu noktada Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kavramının neyi ifade ettiğinin doğru tespiti büyük önem kazanmaktadır. Gelin sizinle önce bu kavramın literatürdeki yerine ardından da tarihçesine kısaca göz atalım. Böylelikle bu önemli kavramı tarafsız bir yaklaşımla değerlendirecek herkes için uygun bir alt yapı hazırlamış olacağız
Literatürde bazı kaynaklarda -Uluslararası Toplumsal Cinsiyet- ; Kadın-Erkek eşitliği ve kadın hakları savunuculuğunun uluslararası alanda yapılması yönünde kavram ve yaklaşımların geliştirilmesi olarak ifade edilirken ; diğer bazı kaynaklarda kadın ve erkek olarak iki cinsiyetin toplumsal ve kültürel etkilerden kaynaklı yaşam biçimi dikkate alınarak değerlendirilmesi ve uluslararası alanda incelenmesi olarak ifade edildiğini görüyoruz.
Uluslararası kuruluşlarda ise bu kavram ilk kez 90’lı yıllarda öne çıkmaya başlıyor; Sonrasında ise, 2010 yılında, Birleşmiş Milletlere bağlı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi kuruluyor…. Bizim ülkemiz de, Birleşmiş Milletler Kuruluşunun bir üyesi olduğundan, Birleşmiş Milletler ‘in belirlediği kriterler özenle dikkate almamız gereken kriterler olarak karşımıza çıkıyor.
Birleşmiş Milletler; Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri içerisinde üst sıralara (5.sıra) Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini koymuş ve üye ülkeleri de bir anlamda yönlendirici bir rol üstlenmiştir. Birleşmiş Milletlerin bu konuda kılavuz olarak addedilecek kriterlerini şöyle sıralayabiliriz.
* “Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü ayrımcılığın her yerde sona erdirilmesi; şiddetin ortadan kaldırılması;
* Kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın karar alma süreçlerine tam ve etkin bir biçimde katılımlarının ve kadınlara karar alma mekanizmalarında, her düzeyde lider olabilmeleri için eşit fırsatlar tanınmasının güvence altına alınması;
* Kadınların eşit haklara sahip olmaları için reformlar yapılması;
*Kadınların güçlendirilmesini destekleyen teknolojilerin geliştirilmesi;
* Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yolu ile kadınların ve kız çocuklarının her düzeyde güçlenmeleri için sağlam politikaların ve yasal olarak uygulanabilir mevzuatların kabul edilmesi ve güçlendirilmesi”.
İzmir Büyükşehir Belediyesi; yenilikçi ve insan odaklı evrensel değerlerle uluslararası antlaşmalar ve ülke olarak üye olunan topluluklarla uzlaşıldığı şekilde Anayasa ve iç hukuk normları çerçevesinde, yerel yönetimler düzeyinde ve yukarıda özetle bahsettiğimiz Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin 5.maddesinde gösterilen kriterlerin bir gereği olarak, söz konusu ihtisas komisyonunun isminde Birleşmiş Milletler terimleriyle uyumlu olacak şekilde bir isim değişikliğine giderek, bu alandaki çalışmalarını Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ismiyle sürdürmek istemiştir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği alanında yaptığı tüm çalışmalar ve önerileri ilk kez 2020 yılı içerisinde, Barcelona-Londra-Berlin–Paris –Tokyo-Madrid gibi dünya kentlerinin yanı sıra Türkiye’den İstanbul ve İzmir’in katıldığı ve pandemi koşulları doğrultusunda Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da online olarak gerçekleştirilen U20 Dünya Belediye Başkanları Zirvesinde, katılımcı kentlerle paylaşıldı ve yayınlandı.
Çağımızda, uluslararası alanda artık kentlerin yarıştığı bir ortamda, pro–aktif bir tavırla evrensel yaklaşım göstererek uluslararası organizasyonlar düzenleme ve organizasyonlara davet edilmenin yanı sıra, bu düzey sorunların çözümlerinde paydaş olmanın, ülkemizin ve kentimizin yararına olduğu yadsınamaz. Bu itibarla Büyükşehir Belediyemizin evrensel literatürle uyumlu olmanın önemine dikkat çeken çabası her türlü takdire değer.
Yazımızın sonunda 2017 ye dek on yıl süre ile Birleşmiş Miletler Genel Sekreteri olarak görev yapan Ban Ki Moon’un şu değerli sözüne yer verelim;
“Cinsiyet eşitliğini sağlamak kadınların ve erkeklerin, kızların ve erkek çocukların katılımını gerektirir.”
Biz de bu anlamlı söze ülkemize özel bir eklenti yapalım ve diyelim ki; “Yapacağımız çağdaş atılımlarla kadın –erkek hep birlikte el ele çalışarak Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’nde dünya ülkeleri arasında çok alt sıralarda yer alan ülkemizi, çok daha üst sıralara taşıyalım.”
Nilay Kökkılınç
İBB Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı
Kadınların ülke ekonomilerinde yeri ve önemi her geçen gün artmaktadır. “Toplumsal cinsiyet eşitliği” kavram olarak her ne kadar yeni görünse de özellikle vizyon sahibi çağdaş ve Atatürkçü bazı yerel yönetimlerimiz, STK ve Derneklerimiz farkındalık çalışmaları ve projelerle kadınlarımıza daha çok önem vererek çalışma hayatında, işçi olsun, yönetici olsun eşitliği sağlamışlardır. “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” daha çok katılım ile ülkemizde Atatürk çizgisinde dünyada yerini bulacaktır.
Bana göre kadın erkekten daha üstündür. Daha çalışkan daha vefakar daha üretken daha daha......................................................... O yüzden kadın erkekten bir adım öndedir..