01 Kasım 2018 tarihinde ABD Ordusu ile TSK Mümbiç’te ortak devriye faaliyetine başladı. Bu devriye faaliyeti, YPG/PYD’nin bölgeden tümüyle çıkarılmasını da öngören Mümbiç Yol Haritası adlı plan çerçevesinde yürütülüyor.
Aynı ABD Ordusu, 02 Kasım 2018 tarihinde ise SDG adı verilen ve omurgasını terör örgütü PKK/PYD/YPG'nin oluşturduğu silahlı grupile Suriye'nin kuzeydoğu sınırları boyunca “güvence devriyesi” adında devriyelere başladı.
Aynı ABD, 07 Kasım 2018 tarihinde PKK terör örgütü elebaşlarından Murat Karayılan'ın başına 5 milyon dolar, Cemil Bayık için 4 milyon dolar ve Duran Kalkan için de 3 milyon dolar ödül koyduğunu bildirdi.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Anlaşılan o ki; ABD 1997 yılından beri terör örgütü olarak tanıdığı PKK ile aslında onun tamamen organik bir uzantısı olan YPG/PYD’nin birbirinden ayrı unsurlar olduğu konusunda, dünya kamuoyunu etkileyecek bir algı yönetimi yürütme ve YPG/PYD’yi adı değişmiş uşak/taşeron olarak bölgede kullanma konusunda ısrarlı. Üstelik Suriye’nin kuzeydoğusunda birlikte hareket ettiği unsurların açıkça PKK’nın sözde lideri Abdullah Öcalan’ın posterlerini taşıyor olmalarına rağmen.
Bir ülkede merkezi otorite tüm ülke topraklarına hâkimse, o ülke ile bir sorun yaşadığınızda karşınızda resmi bir muhatap bulur ve sorunu çözmek için diplomasi, ekonomik tedbirler, askeri tedbirler gibi çeşitli yöntemleri kullanarak amacınıza ulaşabilirsiniz. Nitekim PKK terör örgütüne destek veren ve terörist başını barındıran Şam yönetimine karşı 1998 yılında uygulanan bu yöntemler sonuç vermişti.
1991 yılındaki icra edilen Körfez Harekâtından sonra merkezi otoritenin etkinliğini yitirdiği Irak’ın kuzeyi ise o günden itibaren PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin cirit attığı bir bölge haline gelmiştir. Bu bölgede terör örgütünün faaliyetlerini engellemek için TSK’nın icra ettiği sınır ötesi harekâtlar sadece geçici çözümler sağlamış, terör örgütü bölgeden tamamen kazınıp atılamamıştır. Bunun nedenlerinden biri, terör örgütünün kendi topraklarında barınmasını engelleyebilecek güçte bir merkezi otoritenin olmamasıdır. Böyle bir merkezi otorite olsaydı terör örgütüne engel olması konusunda çeşitli yöntemler kullanılarak zorlanabilirdi.
Şu anda da Suriye’nin kuzeyinde meydana gelen otoritesiz bölgedenfaydalanarak Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kullanılacak terör örgütlerine bir yaşam alanı sağlanmaya çalışılmaktadır. TSK’nın sınır ötesindeki varlığı bunu engellemek için önemli bir araçtır. Ancak bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti ABD’nin YPG/PYD’nin terör örgütü olmadığı yönündeki propagandasına karşı bu enformasyon savaşından geri kalmamalı, dünya kamuoyunu YPG/PYD’nin Suriye’de insanlık suçu işleyen IŞİD ve hükümet güçlerine karşı haklarını ve halkı koruyan milisler değil, PKK gibi eli kanlı bir terör örgütü olduğuna ikna etmelidir.
……………………
Yarın; yokluk içinde olan, uzun süren savaşlardan bezmiş bir halkı uyandırarak dönemin en güçlü devletleri tarafından desteklenen ordulara karşı, üstelik onlarla işbirliği yapan padişaha rağmen büyük bir zafer kazanarak vatanı kurtaran, Cumhuriyeti kurarak kuldan vatandaş, tebaadan ulus yaratan, yaptığı devrimler ve yatırımlar ile on beş sene içerisinde çağdaş dünya devletleri ile aramızdaki yüzlerce yıllık farkı kapatan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sekseninci ölüm yıldönümü. Türk Milleti Ata’sını şükran ve minnetle anıyor.