Atalarımızın, dedelerimizin bize miras bıraktığı bir öğüt var; birisinin ayıbını gördüğünüzde ayıbını kapatın, üstünü örtün, diye.. Ama şimdilerde ne yapıyoruz, adeta öküzün altında buzağı arıyoruz.
Belki ifşa etmek için bir şeyler buluruz diye...
Eskidense komşular bir birilerini korur ve kollardı.
Hatta bir yere giderken çocuklarını, evini, evinin anahtarını komşularına emanet ederdi.
Şimdi değil komşuya, akrabalarından korumak için kapılarına kilitler vuruluyor.
Çocukları akrabalardan korumak için...
Ellerinden gelen her türlü önlemi alıyor almasına ama yinede koruyamıyoruz.
Amcanın yeğenini kaçırıp öldürmesini mi desem, babanın çocuklarını hunharca öldürmesini desem oğulun malk mülk için anne ve babasını öldürmesini mi...
Son dönemlerde bu tür ne çok haber duyuyoruz, ne kadar iç acıtan, insanlara güvenimizi sarsan, aile, akraba kavramlarını tartışmaya açan haberler...
Bir anne dokuz ay karnında taşıdığı çocuğu öldürebilir mi, maalesef bu haberleri de gördük.
Farkındasınız değil mi son zamanlarda sıkça duyduğumuz çocuk cinayetleri, eziyet edilerek, ayakları kesilen, işkence edilerek katledilen hayvanlara ilişkin haberler...
Soruyorum, ne oldu insanlığımıza?
Ticarette de bir birlerini dolandırmak, yaşlı gariban demeden kandırıp elindeki üç kuruş parasını almak artık sıradan vakalar haline geldi.
Üç kuruş para için çocukları uyuşturucuya alıştırmaya çalışanlar...
Üç beş kuruş fazla kazanmak için yediğimiz içtiğimiz gıdaya zehir katanlar...
Sağlığımız için kulandığımız ilaçlarımızda bile sahtekarlıklar yapıp sağlığımızla oynadılar.
Para için doğa, insan, hayvan demeden hepsini yok ediyoruz da bu böyle nereye kadar!!!
Bunları gördükçe insanlığımda utanıyorum.
Çocukların öldürülmediği bir dünya özlüyorum
Kavganın olmadığı sevginin olduğu bir dünya özlüyorum
İnsan ayırımının olmadığı bir dünya özlüyorum.
Herkesin kardeşçe, barışın egemen olduğu bir dünya özlüyorum.
İnsanların malını, çocuklarını, evini komşusuna emenet edebildiği günleri özlüyorum.
Esnafın gelen müşteriye 'ben siftah yaptım, lütfen o ürünü henüz siftah yapmayan komşu dükkandan al' denilen günleri özlüyorum.
Dükanın kapısını açık bırakıp sadece bir sandalye koyup başka yere gidip geldiğinizde dükanınında hiçbir şeyin çalınmadığı günleri özlüyorum.
Hayvanlara insanca davranıldığı günleri özlüyorum
Şiddetin olmadığı bir dünyayı özlüyorum
Kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapılmadığı günleri özlüyorum
Hz. Peygamberimizin (SAV) dediği gibi 'komşusu aç iken tok yatan bizden değildir'
Böyle bir dünyayı özlüyorum.
Malisef bu gidişle bu günlerinde özlücez gibime geliyor okumuyan bir toplumuz din allet edince daha kötü günler bizleri bekliyor