Bu defa kalem kırık, kalem ağladı yazmak istemedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, Küçükçekmece’de bir meleğimiz daha tacize uğradı.
Bayrama kan damladı, gülümseme kayboldu.
İnsanlık öldü, anne öldü, baba öldü, sevenleri de öldü...
Artık baş sağlığı dilemeyelim, kınamayalım. Bunların birkaç adım önüne geçelim ki bu insanlıktan nasibini almamış insan müsveddelerine caydırıcı cezalar gelsin...
Yine bir kadına İstanbul’da metroda ulu orta taciz vakası ve yine 23 Nisan’da Küçükçekmece’de başka bir kızımıza daha taciz. Allah'tan ki çocuğun çığlıklarına panik olup kaçmış insan müsveddesi…
Ama 5 yasındaki kızımız o kadar şanslı değildi…
23 Nisan günü 3 taciz birden yaşandı. Nereden bu kör cesaret!
Kimsenin çocuklarımızın yasama hakkını elinden almaya hakkı yok!
Hani korkup sokak kopeklerini zehirliyorsunuz ya esas bu canilerden korkun! Yaşamayı hak etmeyen bunlar, zehirlenmesi gereken bunlar...
Kendini koruyamadı ki… Daha 5 yaşındaydı, bebekleriyle oynayan mahallede arkadaşlarıyla oynayan taze bahar, geleceğe umuttu...
Masum bir meleğin neyinden tahrik oldun, o çocuğun gözündeki acıyı, hıçkırığıda mı görmedin... Bu kadar mı kordu insanlığın?
Öfkemle üzüntüm birbirine karıştı, aklım almıyor. İnsanlık dışı olayı nefretle yazıyorum...
Çocuk öldü, melek yüreği bedenini koruyamadı... Dilerim başka çocuklarımızın canı yanmadan insan müsveddeleri bulunur ve cezalandırılır...
İçimiz soğur mu? Hayır!
5 yasındaki kızımız tekrar evinin önünde oynar m? Hayır!
Küçük kızımızın bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum... Bu yaşadığı travmayı nasıl atlatır bilemiyorum.
Yazarken ben gözyaşlarımı tutamadım. Ailenin halini düşünmek bile beni kahrediyor...
Ailelere sesleniyorum! Lütfen çocuğunuzu gözünüzün önünden ayırmayın.
Artık kapımızın önü bile güvenli değil!
Bu üzücü olayın tekrar yaşanmaması dileğiyle...