Kanser dediğimiz bu illet çoğumuzun evine, akrabasına,
yakınına mutlaka uğramıştır. Verilen mücadeleyi sadece bununla savaşan bilir. Yaşam,
hayatta kalma savaşı, moral deriz… İçimiz kan ağlarken, gözümüzden yaş
akmayışıdır. Sırf o üzülmesin diye en sevdiği gömleği, en sevdiği ayakkabısı,
en sevdiği ailesi, çocukları herkesi arkasında bırakıp gitmenin savaşa yenik
düşmenin acısıdır kanser! Hep iyileşecek ümidi olmasa insan ayakta duramazdı
asla, çaresizliğim diğer adı kanser, rabbim kimseye yaşatmasın…
Saçlarınızı, kilonuzu, boyunuzu sevin. Benim için sol bacağınızı da sevin, dedi ve gitti…
Nasılda umarsızca gülüyorsun, resimlerinin haberi yok öldüğünden, sen yoga yapmak için nefes verirsin o nefes alabilmek için savaşır, sen bir randevuna geç kalırsın büyük dert zannedersin çünkü sana bir doktor çok geç kalmışsın dememiştir. Senin kızdığın kırdığın ve karıldığın şeylerin çok basit birer kahrolası detay olduğunu ta ki hayatından sevdiğin birini kaybettiğinde anlarsın... Kelimelerin kifayetsiz kalışı baş sağlığı dilemenin bile ne kadar ağır ve incittiğini sevdiklerini kaybedince anlarsın... düne kadar güldüğün anıları ağlayarak anarsın.. Eften püften şeyleri kendinize dert ederken bir daha düşünün onkoloji servislerine 1 saat uğrasaydınız nefes almanın yürümenin yemek yemenin gülmenin en büyük nimet olduğunu görürdünüz... bu dünyadan sadece geçip gidiyoruz... Hangi haber tümörünüz reaktif çıktıktan daha çok sevindirir sizi? Senin dert dediklerini ödül bilenler var... Mekânın cennet olsun azimle direnen güzel kız…