Bayraklı Ak Partide meclis üyelerin istifaların ardında Ak Parti İlçe Başkanı Özgür Hızal, istifa edip CHP’ye geçen meclis üyeleri için ‘ne mutlu dava şuurunu taşımayanlar partimizde tek tek istifa edip partimizi terk ediyorlar, işimizi kolaylaştırıyorlar’ dedi.
Hızal’ın bu açıklamalarını okuyan parti kurucularından bir abimiz bizi arayarak ‘bu açıklamalarda siz ne anladınız’ diye sordu.
Ben de küçük bir gazeteci kıvraklığı ile soruyu yeniden kendisine çevirdim. Dedim biz ne anladığımızı zaten yazıyoruz, esas önemli olan siz ne anladınız, dedim.
Partinin İzmir’deki kurucularından olan duayen ağabeyimizin bu kadar dolu olduğunu bilmiyordum. Tabiri caizse ‘açtı ağzını yumdu gözünü’…
Partiden giden insanlar için ‘niçin gitti, gitmemeleri için ne yapılabilirdi, ben nerede hata yaptım’ diye kendisini sorgulaması gerekirken;
‘Ne mutlu partimizi terk edip gidiyorlar’ diyen birisi maalesef bu partinin ilçe başkanı ve giden meclis üyelerin de Grup Başkanı, diyerek ilk tepkisini ortaya koydu.
Duayen partilinin tepkisi bununla da kalmadı. Şöyle devam etti:
Anadolu’da sürünün başında bir çoban var, sürüdeki koyunu kurda kaptıran çoban cezalandırılır. Çünkü o sürüde çoban sorumluyken kurt koyunu sürüden kapıp yemişse çoban suçludur. Sürüsüne sahip çıkan çoban kurda koyunu kaptırmaz derler.
Şimdi Sayın İlçe Başkanı Hızal’a sormak lazım geldiği günden buyana teşkilatı hareketlendirmek, heyecan katmak için ne yaptı?
Grup Başkanı olduğu meclis üyeleriyle ilçede yanlış yapılan hangi iş için muhalefet yaptı?
Sanırım Sayın İlçe Başkanı teşkilatı dağıtıp ‘sen, ben, bizim oğlan’ kalıp; kendisine rakip bırakmak istemiyor. İşi kolaylaştırıp, istediği gibi at oynatmak istiyor. Ama ilçe başkanın bu düşüncelerini hayata geçirmesi o kadar kolay değil. Bu parti kurulurken, bu partiye kapatma davası açılırken, biz bu insanları partide tuttuk ve bu partiye insanları biz getirdik.
Şimdi Bayraklı’yı bilmeyen biri gelmiş, gidenler için ‘ne mutlu bize’ diyor.
Bu ilçe de seçimin kaybedilmesine biraz da bu açıdan bakmak lazım.
Sayın İlçe Başkanı ve onun gibi düşüneler, partinin bugünlere nasıl geldiğini bilmeyenler teşkilatı dağıtıyor. Çünkü seçim alma dertleri yok, kendi koltukları kalsın da parti umurlarında değil. Atamalarla gelenler hep bu partiye zarar vermiştir. Çünkü nasıl olsa bir ağabeyleri vardır ve kendilerine bir şey olmaz. Ancak seçimle gelenler çabalıyor, çünkü onlar teşkilatla her güz yüz yüzeler…
Atananlar ise teşkilatı tanımıyor onlar sadece onları oralara getiren ağabeylerini biliyorlar.
Bunların hepsi Genel Başkanımız Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sermayesini har vurup harman savurmaktır.
Duayen partilinin tepkisi bu şekilde devam edip gidiyordu. Neyse, bu teşkilatın genelinin görüşünü yansıtır mı bilemem. Ama İlçe Başkanı Hızal’ın yaklaşımına parti içinden gösterilen bu tepkinin doğruluğu-yanlışlığı ile tartışılması gerekir diye düşünerek, paylaşıyorum.
Kendi yorumumu şimdilik başka bir yazıya bırakıyorum.