Türkiye'de 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi'nin tamamlanmasının ardından göreve seçilen ilçe, belde ve büyükşehir belediye başkanları koltuklarına oturmaya başladı.
Başkanlık koltuğuna oturulması sonrası dillerden düşmeyen 'personel' sayıları belediye başkanlarının canını sıkmış durumda. Süreçte işe alımlar ve 'kadrolaşma' diyalogları gelmeye devam ediyor.
Koltuklarını kaybeden başkanların 'giderayak kadro' kontenjanından belediyelere yüzlerce personel aldığını duymuştuk. Hatta bu personel alımları parti değiştiren belediyelerin yanı sıra, Cumhuriyet Halk Partisi içinde yaşanan koltuk değişimlerinde bile tartışmaya neden olmuştu. İzmir'de de birçok belediyede yaşandığını gördüğümüz personel savaşları sonrası yeni gelen belediye başkanlarının aday gösterilmemesi sonrası aldığı personellerin yeni seçilen belediye başkanı tarafından çıkarılıp çıkarılmaması 'etik' tartışmalarına neden olurken koltuklara oturulmaların ardından 'etik' söylemlerinin 'giyotine' döndüğünü görüyoruz.
Seçim yorgunluğunun ardından bayram tatili ile nefes alan çiçeği burnunda başkanlar, bayram tatili sonrası göreve dönecekleri günü beklerken, bir yandan da bıçaklarını bilemeye başlamış durumda. Gerek adaylık döneminde alınan işçilerde işten çıkarmalara hazırlanan belediye başkanları toplumunda gözünde 'haksız alım' olarak gözükmesi nedeniyle bu kişilerin çıkarılmasında tepki görmekten endişe etmiyor.
Tabii gelelim birde belediyedeki bürokrasi değişimine. Herhalde belediye başkanlarının giyotini en net kullanacakları yer burası olacak. Seçim döneminde yanında olan, genel merkez tarafından onaylanan, hatta bazları genel merkez tarafından gönderilen kadrolar için belediye bürokrasisinde de büyük değişim kapıda. Kendi ekibi ile çalışmak isteyen başkanlar bayram döneminde dersine çalışırken, pazartesi itibari ile bir çok ismin yer değiştirilmesi kaçınılmaz.
Tabii ki bu değişimlerin gelen süreçte belediye işleyişinde ne gibi artı ve eksiler getireceğini de hep birlikte izleyip göreceğiz sanırım...