Biz insanlar hep işin kolayına kaçarız.
Elleştirmek çok kolay, bu yüzden hiç bir şey yapmadan hergün birilerini veya yapılan işleri eleştiririz.
Ancak söz konusu eleştirdiğin işi yapmaya gelince o iş için kafa yorup bir plan yapmak çalışmak, çabalamak zor gelir.
Kendimizi geliştirmek yerine başkalarını eksiltmek için günlerce aylarca düşünüp kafa patlatırız.
Karşımızdakini veya rakibimizi nasıl eksiltiriz diye ellimizde gelen her şeyi yaparız.
Rakibimizi eksiltmek için harcadığımız zamanı ve çabayı kendimizi geliştirmek için harcasak zaten sorun kalmayacak.
Hatta rakiplerimiz bu kez bizi yakalamak, kalitemize çıkmak için kendini geliştirmek zorunda kalacak.
Böylece iş kalitenizi yükseltirsiniz, böylece tüketiciye de kaliteli hizmet sunar, kaliteli mal vermiş olursunuz.
Ne yazık ki günümüzde siyasetçisi, iş adamı, ticaretin önde gelen firmaları, hata spor takımları daha doğrusu A’dan Z’ye hepsine bakın; işleri güçleri bir birlerini eksiltmekten eleştirmekten başka bir şey değil.
Özelikle siyaset yapan, kentimizi, ülkemizi yönetmeye talip olanlar; hayatımızı kolaylaştırmak, hayat standardımızı yükseltmek için proje üretmek yerine ancak bir birlerini eksiltmek, ortalığı karıştırmakla kendilerini gündemde tutuyorlar.
Beni en çok üzen de kentine ve ülkesine fayda yerine zarar veren, sadece bağıran çağıran başkalarını eleştiren şiddeten yana olanların pirim yapıyor olmasıdır.
Ne demiş usta eğer bir problemle geliyorsan ve sen o probleme bir öneriyle gelmiyorsan o problemin bir parçası da sensin…
Ve işte size ibretlik bir hikaye: