İsrafın önüne nasıl geçilecek?
Ülkemizde yiyecek ve giyecek israfların üstüne bir de zaman israfı eklendi.
Çöplere baktığımızda çöp yerine ekmek ve yemeklerin atıldığını görüyoruz.
Çöp konteynırlarının kenarlarında insanların kullanmadıkları giyecek hatta ev eşyalarını her zaman görmek mümkün.
Belediyelerin atılan giyecek ve yiyecekleri bir şekliyle değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Her ilçe belediyesi kendi ilçesinde giyecek toplama merkezleri oluşturmalı, bunları vatandaşa iyice duyurmalıdır.
Vatandaşların getirdiği kullanılmış eşya ve giysiler, temizletilip, ütülenip ihtiyaç duyan vatandaşların kullanımına sunulmalıdır.
Çöpe atılan yiyeceklerin önüne geçmek için de yine benzer bir toplama yöntemi geliştirilmeli, evlerdeki fazla yiyecekler ile restoran ve otellerin artan yiyecekleri toplanmalı ve bunlar uygun yöntemlerle sokak hayvanlarına, hayvan barınaklarına ulaştırılmalıdır.
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) hadisini çokça unutuyoruz.
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir”.
Ne yazık ki tok yatanlar, ihtiyaç fazlası eşyalarını, giysilerini ve yiyeceklerini insanların ve hayvanların kullanımına sunmak yerine, çöpe atıyorlar.
Hem bunların ihtiyaç sahipleri ile buluşmasına engel oluyor, hem de çevre kirliliğine katkı yapıyorlar.
Bir israf türü daha var ki o da ayrı bir kanayan yara…
Zaman israfı teknolojinin hayatımıza girmesiyle daha belirgin hale geldi.
Biz teknolojiyi işlerimizi kolaylaştırmak, geliştirmek yerine farklı amaçlar için kullanıp artan zamanı ise israf ediyoruz.
İnternet bağımlılığı başladı, işi gücü bırakıp zamanımızı sosyal medya ile harcıyoruz.
Bence bu zaman israfı noktasında da devlet ve belediyeler işe el atmalı, gençler bir şekilde üretime, sanata, spora yönlendirilmelidir.
İsraf, bu ülkeye ve tüm insanlığa yapılmış büyük bir kötülüktür. Bu konuda herkesi elini taşın altına koymaya, proje üretmeye ve düşünmeye davet ediyorum.