15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden yaklaşık 20 gün geçti. Demokrasi nöbeti için meydanları dolduran insanlar, sadece nöbet tutmuyor. Aynı zamanda ülkemizin geleceğinin aydınlık olması için neler yapılması gerektiğini konuşuyor, tartışıyor ve yeni bir uzlaşı noktası yakalamaya çalışıyorlar.
Sadece vatanın ve milletin bekası için orada olan halkı bir arada bulmuşken, siyasetçiler de boş durmuyor. Onlar da kendi geleceklerini kurgulamak için bu meydanları nimet sayıyor ve kulis faaliyetlerini bir dakika dahi aksatmıyorlar.
Peki meydanlar ne konuşuyor diye baktığımızda bugünlerde en çok Ak Parti'de ciddi bir FETÖ temizliği yapılması gerektiği konuşuluyor. Tabi ikinci konu olarak da yeni teşkilat yapısının nasıl şekilleneceği ve yeni aktörlerin kimler olacağı doğal olarak gündeme geliyor.
Ancak kurt siyasetçilerin geçmiş karneleri ne olursa olsun, alandan çekilmeye niyeti yok. Onlar yeniden şekillenecek teşkilatlarda en iyi yerleri kapmak için hummalı bir çalışma içine girmişler.
Daha da ilginç olan nedir biliyor musunuz? Geçmişte FETÖ tehlikesini algılamak için hiç gayret göstermemiş, FETÖ ile arasına mesafe koymak için kılını kıpırdatmamış siyasetçiler de kulis yapıyor.
20 gündür Konak Meydanı'nda epey mesai yapmış bir gazeteci olarak şunu söylemem gerekir ki; İl Başkanı Bülent Delican'a müthiş bir tepki var. Geçmişten buyana teşkilat içinde bulunmuş, bugün halen farklı görevlerde olanlar da dahil, kimse çıkıp açık seçik bir şekilde Delican'ı savunamıyor.
Delican'ın bugünlerde medyanın dilinde olan FETÖ terör örgütüne cemaat diyen twitti de işin tuzu biberi olmuş durumda...
Hani dervişin fikri neyse zikri de odur diye meşhur bir atasözümüz var ya...
Belliki Ak Parti İzmir teşkilatları mevcut il başkanından çoktan ümidi kesmişler, çünkü Konak Meydanında akşam gördüğünüz 10-15'er kişilik gruplaşmaların her birinde mutlaka siyaset kulisi yapılıyor. Mutlaka yeni bir yönetimin hesapları yapılıyor. Yeni il ve ilçe başkanlarının kimler olacağı tartışılıyor. Kendine bu anlamda hedefler koymuş isimler de bu fırsatı kaçırmıyor ve hemen niyetlerini belli ederek, destek toplamaya çalışıyorlar.
Sosyal medyada paylaşılan Konak Meydanı fotoğrafları, selfie'leri de daha çok bu amacı taşıyor. En çok ben nöbet tuttum, en çok ben su, ayran dağıttım mealindeki paylaşımlar da göze girme, partinin tepe yönetiminin dikkatini çekme niyetlerini ortaya koyuyor.
HALKI MEYDANA KİM DÖKTÜ
Bu arada ilginç bir anekdot da paylaşmak lazım. Geçtiğimiz günlerde bir AK Parti İzmir milletvekili Konak Meydanında halka hitap ederken, büyük bir gafa imza atarak meydanlardaki onbinler için İl Başkanı Bülent Delican'a teşekkür etti.
Oysa meydanları dolduran on binlerce İzmirli, daha darbenin ilk saatlerinde İl Başkanı Delican'dan önce Konak Meydanı'nı doldurmuşlardı. O insanlar Türkiye'nin büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu görmüş ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısını duyar duymaz, sonucunun ne olacağına dahi bakmadan, kendilerini meydanlara atmışlardı. Dolayısıyla edilecek bir teşekkür varsa, o da o meydanda olan her İzmirliye ayrı ayrı yapılmalıdır.