AK Parti İzmir’de bugün bir devir teslim tören gerçekleşti.
Eski İl Başkanı Aydın Şengül görevini Kerem Ali Sürekli’ye devretti.
Devir teslim esnasından her iki isim de açıklamalarda bulundu.
Aslında şöyle desek daha yerinde olur:
Şengül, giderayak parti ve parti yönetimini topa tutacak açıklamalarda bulundu.
Öyle sözler sarf etti ki, hangi cümleyi kime dokundurduğu merak konusu oldu.
En başta şu cümlesi ortamda yankı buldu:
“Birileri kazandığını zannetsin, varsın öyle olsun”
Kazanan kim, kazandığını zanneden kim? Şengül, bu cümleyi kimi veya kimleri iğnelemek için sarf etti?
Bu soruya kulislerden şöyle bir yanıt geldi.
Kulislerde konuşulanlara göre cümle İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’a yönelikti…
Aralarında husumet olduğu zaten biliniyordu, kimse de buna şaşırmadı o yüzden…
Başka bir cümlesine geçecek olursak;
Yeni İl Başkanı Sürekli’yi de kuracağı ekip konusunda uyarmadan edemedi. Ancak uyarırken de yine belli isimlere çok sert göndermeler yaptı.
Şengül, “Eğer kendi kimliğinizi ve kişiliğinizi korumazsanız, bazı dengeleri idare etmeye kalkışırsanız, onun bunun adamını yönetime alırsanız, bu parti kaybeder, siz kaybedersiniz. Siz bu partiyi çok iyi bir şekilde tanıyorsunuz. Bazıları yüksek makamda olabilir. Bu makamda olan insanlar gücünü kullanarak adamcılık yapanlar, bu partinin en büyük çıkmazlarından bir tanesi, kendi adamlarını oluşturmaya çalışan, ekip oluşturmaya çalışan ve buradan nemalanmaya çalışanlara izin vermeyin, ben izin vermedim. Onlara kavga ettim, bundan sonra da onlarla kavga sonuna kadar devam edecek” dedi.
Kimlik?
Partiniz?
Adamcılık?
Prim?
Şengül, Sürekli’yi makam mevkiye kanmadan, adamcılık yapmadan kendi listesini mi hazırlasın demeye çalıştı.
Bu sözlerinden şunu çıkarıyorum ki ya kendisi böyle bir yönelime girdi ya da böyle davranan birilerine ön ayak oldu.
Hem kim bu makam mevki sahipleri?
Burada da mı Zeybekci ve Dağ’dan bahsetti?
Bence Şengül’ün daha basına yapması gereken birçok açıklaması var ama içten içe susuyor.
Böyle ucu açık soruları bırakıp gitmemeli…
Son olarak dikkat çeken bir diğer cümlesi ise oldukça muammaydı:
“Kaybolmaya hazırız, ben arka planda savaşmaya devam edeceğim” dedi.
Cümlede açık bir savaş ilanı var.
İyi de Şengül’ün kime ve neden bu savaşı?
Şengül kime veya kimlere bu kadar kızgın.
Yerini başkasına devretti diye mi?
Konuşamadığı ama içinde onu rahatsız eden cümlelere mi?
Yoksa inkar ediliyor bile olsa Zeybekci ve Dağ ile olan probleminden mi?
Hangi soruyla, soruna daha çok yaklaşıldı bilinmez ama Şengül karlı çıktığını farkında sadece iğneleyerek kimse rahat etmesin istiyor.
Bu da giden psikolojisi galiba…