Yerel seçimlerin arifesinde doğal olarak tüm siyasi partiler Belediye başkanlarının ve meclis üyelerin karne notlarını incelemeye aldı.
Belediye başkanlarının yaptığı projeler ve hizmetler, vatandaşın memnuniyeti, başkanların ahlaki durumları, partisine olan saygısı, görev süresince hakkında şaibeli işlere karışıp karışmadığına dair, iddia ve söylemler, hakkında açılan davalar ve bu davaların niteliği vs vs.
Bunlar hepsi yeniden adaylık için birer kriter olarak Genel Başkanların ve parti üst yönetimlerinin önünde duruyor.
Tabi burada en önemlisi de halkta karşılığı var mı yok mu diye bakılacak.
Halkta bir karşılığı olmayan, yani bir şekilde halkın sevgi ve güvenini kazanamayan adaylar otomatikman elenecek. Çünkü halkta karşılığı olmayan aday, partisine seçim kaybettirecek demektir.
Tabi bu işin bir yanı…
Diğer taraftan bakıyorum mevcut Belediye Başkanları tekrar aday gösterilmek için genel merkezlerin kapılarını aşındırmaya başladılar.
Hatta kimileri o kapılarda nöbet tutmaya başladı desem abartı olmaz.
Adama sormazlar mı sen iyi bir başkan olduysan, çok iyi hizmetler yaptıysan, halka kendini sevdirdiysen, insanlar sana güven duyuyorlarsa, şaibeli işlere karışmadıysan, kente yakışır projeler gerçekleştirdiysen, yani özetle görevini layıkıyla yaptıysan; zaten Genel Merkezin eli mahkum seni bir kez daha aday gösterecek…
Atalarımızın güzel bir sözü var; ne ekersen onu biçersin...
Ama ne yazık ki sınıfta kalacak öğrenciler gibi öğretmenlerine yalvarıp kanat notu isteyen başkan çok.
Keşke siyasetçiler de sadece yalvarmakla kalsa…
Ne yazık ki, bazıları gidip belli mercilere servet vaat edebiliyor.
Tabi bu kişileri aday gösteren partiler de sandıkta halktan cevabını alıyor, almaya da devam edecekler.
Çünkü herkes artık her şeyi herkesten daha iyi biliyor.
Kimin ne olduğunu, kimin nasıl kimin adamı olduğunu ve bu kişilerin vatandaş boyutunda bir karşılığının olmadığını biliyor.
Başkanlar gibi belediye meclis üyelerinin karnelerindeki ders notları da bu şekilde değerlendirmeye tabi tutuluyor.
Meclis üyelerinin görev süresince ili veya ilçesi için mi mücadele ettiği, vatandaşın hak ve hukukunu korumak için mi çırpındığı yoksa kendi çıkarları için mi hep el kaldırıp indirdiğini,
İşgal etiği sandalyeyi kendi çıkarları için mi yoksa ilçe ve ilçede yaşayanların çıkar ve menfaati için mi kullandığı biliniyor.
Partiler incelemelerini yapıp dursun biz de incelememelerimizi yapıyoruz. Vatandaşın kime ne kadar nasıl not verdiğine dair notlarımızı alıyoruz.
Partiler bu kriterleri gerçek anlamda değerlendirirse mevcut koltukta oturan belediye başkanları ve meclis üyelerinin yüzde doksanı sınıfta kalacaklarına eminim.
Yine bir ata sözünün tam da yeri geldi, yazayım; Ne verirsen ellinle o gelir seninle…
Şimdi bekleyip göreceğiz; kimlerin sınıfta kaldığını yada kimlerin sınıfı nasıl geçtiğini…