Türkiye’de geçtiğimiz günlerde gerçekleşen yerel seçimler çekişmeli ve tartışmalı oldu.
Kazanan da oldu kaybeden de…
Herkes bu seçim için yok oylar çalındı, yok usulsüzlükler yapıldı, yok bir sürü dolaplar döndü dedi.
Anlayacağınız herkesin kendi işlerine geldiği gibi ortaya attığı iddialar aldı başını gidiyor.
Günlerdir de bir türlü bu iddialar, tartışmalar, sayımlar bitmek bilmezken hiç kimsenin düşünemediği mi desem yoksa düşünüpte söyleyemediği mi desem bilemiyorum ama kimsenin demediği bir şey var.
O da şu ki; Bu seçimlerde her seçmene verilen bir büyükşehir, bir ilçe belediye ve bir tane de meclis üyesi pusulası olmak üzere toplam üç pusulada seçmen oylarından çıkan bir tuhaflık vardı.
Seçmen bu üç pusulada oyunu büyükşehirde başka partiye, meclis üyeliğinde başka partiye, ilçe belediye başkanlığı için başka partiye tercihini kullandığı seçim sonuçlarında açıkça ortaya çıkmıştır.
Seçmen bu hareketiyle tüm siyasi partilere ve göreve talip olanlara çok güzel bir ders vermiştir.
Bu sonuçları ayarlasan bu kadar tutturamazsın. Demek ki seçmen ne zaman ne yapacağını hiç kimsenin tahmin edemediği dersler verir.
Seçmen ders vermesine verdi de tembel öğrenciler hiç üstlerine alınmıyorlar.
Siyasetçilerin bu sonuçlarda kendilerine ders çıkarmaları gerekir ama bunlar verilen dersten de anlamıyorlar sanırım.
Çünkü hiç biri düşünüpte neden, niçin, ne yaptık demiyor. Herkes birbirlerini suçluyor.
Bunlar kendilerine ders çıkaramazken tüm medya yayın organları da bunlarla paralel hareket ediyor gibi bu konuyu hiçbir yayın organı da söz konusu yapmadı şimdiye kadar.
İnsan merak eder en azından bu seçmen niye üç ayrı tercih yapmış diye. Birinin çıkıp bir siyasetçiye sormasını beklerdim.
Şimdi tüm siyasi parti yöneticilerine soruyorum:
Bu çıkan tablodan ne anladınız ve bundan ne ders çıkaracaksınız?
"Bir atasözü: Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az..."