İnsanlık nedir?
İnsanlığın kavram olarak içini dolduranlara baktığımızda; dürüstlük, merhamet, adalet, sevgi, saygı, yardım ilk akla gelenler.
Bütün bu kavramların insanlık motifi üzerinde ne kadar yakıştığını söylemeye gerek yok.
Ancak iş uygulamaya geldiğinde alt başlıklarına kurban olduğum insanlık elbette sınıfta kalmıştır.
Her geçen gün kaybettiğimiz en büyük değerimizdir insanlık… Bizden dirhem dirhem uzaklaşan bu en büyük yaşam olgumuzu geri kazanabilmek için de hiç bir şey yapılmadığını görmek ayrı bir yara açıyor içinde insanın...
Varlığımızın, yaşama nedenimizin tek yolu olan insan olmak kavramı nasıl olur da böylesine uçup gider hayatımızın içinden? İşte tartışılması gerekende tam da budur.
Bizi bitkilerde yada hayvanlardan ayıran vicdanımızdır. Hayat sadece yaşamak için değil aynı zamanda yaşanır kılacak olgularımızı gözden geçirmeliyiz.
Bir birinin kuyusunu kazan, üzerine basıp yükselmeyi amaç edinen, sahte duyarlıkları yok etmeli hayatımızdan...
Gülerken içten gülmeli, yardım etmenin ve yardım için uzatılan elli tutmanın hazzını yeniden hissedebilmeliyiz...
Kısacası kendine yapılmasını istemediğini bir başkasına yapmamanın kuru bir sözden ibaret olmadığını, keşfetmeliyiz yeniden…
Dünya şüphesiz bir çok şeyi yitiriyor ama içinde en kurtarılması gereken yitip gitmekte olan insanlık olmalıdır.