Bolu Kartalkaya'da geçtiğimiz günlerde yaşanan ve 79 kişinin hayatını kaybettiği o acı otel yangını hepimizin içini dağlamış durumda.
Ancak yaşanan acı olayın birçok tartışma yaratan konuyu da içinde barındırdığını görüyoruz.
Otelde yangın merdiveni var mıydı yok muydu, yeterli güvenlik önlemi var mıydı yok muydu, denetim etkisi bakanlıkta mıydı yoksa Bolu Belediyesi’nde miydi gibi sorular çokça tartışılan konular arasında yer aldı.
Birçok tartışacak konu olmakla birlikte hayatını kaybeden 78 vatandaş maalesef kısır tartışmaların içinde bir kez daha yok olup gitmiş durumda. Ancak Tabii ki de bu süreç içerisinde sorumluluğun kimler olduğu detaylıca araştırılıp kamuoyunun vicdanına sunulmalı.
Ancak maalesef ki günümüzde son dönemlerde yaşadığımız birçok olayda insan yaşamının, canlı yaşamının çok basit bir şekilde son bulabildiğini ihmallerle, para hırsıyla yahut denetimsizliklerle insanların hayatını kaybettiğine şahitlik ediyoruz.
Kartalkaya'da yaşanan son olayla birlikte ise günümüz şartlarında özelleşen , denetimsizleşen ve yetkinin kimde olduğu konusunda bir türlü netliğin kazanamadığı bazı alanlar, vatandaşlar endişe yaratmış durumda.
Hal böyle olunca İzmir'de de Türkiye'nin 3 büyük kentinde her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin geldiği bu güzel şehirde acaba güvende miyiz diye kendi kendimize sormadan edemiyoruz.
Özel hastaneler, özel okullar, özel oteller daha doğrusu özel sistemde denetimin yeterli olup olmadığını nereden bilebiliriz.
Yaşanan otel yangını ve yitip giden canlar… Bundan sonra hangimiz rahatlıkla bir yere gittiğimiz zaman kendimizi güvende hissedebileceğiz?
Tüm bunların devamına sonradan gelmekle birlikte söz konusu yazımızın ana gündemi olan İzmir'deki otel, okul, hastane gibi yapıların güvenliği konusunda gerçekten vatandaşlar endişe duymaya başlamış durumda.
Tabii ki de biz güvenli ya da güvensiz gibi bir çıkarımda bulunmuyoruz. Ancak son yaşanan yangında Bolu'daki 78 kişinin hayatını kaybettiği o acı olay sonrası büyük bir soru işareti kamuoyunun tam kucağına bırakılmış durumda.
Malumunuz üzere yaşanan yangın sonrasında yetkinin bakanlıkta mı yoksa Bolu Belediyesi’nde mi olduğu soru işaretleri medya aracılığıyla sık sık tartışma yaratmıştı.
Bolu Belediye Başkanı yetkinin bakanlıkta olduğunu belirtirken bakanlık ise denetleme yetkisinin belediyede olduğunu ifade ederek bir nevi sorumluluktan kendini arındırmıştı.
Hal böyle olunca bizler de bu kentte yaşayan zaman zaman bu alanları kullanmak zorunda kalan kullanan insan olarak çocuklarımızın gittiği özel okulların, ailelerimizin gittiği özel hastanelerin veyahut tatil için gittiğimiz otellerin ne kadar güvende olduğunu merak ediyoruz.
Aslında güvenliğin konusunda endişe etmemizin asıl ana temel sebeplerinden bir tanesi buradaki denetleme yetkisinin kimde olduğu. Gittiğimiz hastane, okul veya otellerin denetleme yetkisi bakanlıkta mı, belediyelerde mi veyahut özel şirketlerde mi?
Tüm bunların yanı sıra yeteri kadar denetleme yapılıp yapılmadığı da maalesef ülkemizde çok büyük bir soru işareti oluşturmuş durumda.
O yüzden bize düşen de bu yetkinin kimde olduğunu sormak, bulmak ve en azından kamuoyunun aklındaki bu büyük soru işaretine nokta koymak.
Buradan yetkililere soruyoruz;
1) İzmir'deki otel, okul, hastane gibi özel yapıların denetimi kimdedir?
2) Bu denetimler ne kadar sıklıkla, kimler tarafından, hangi eğitimi almış personel tarafından yapılmaktadır?
3) Denetimlerin sonucunda elde edilen veriler ışığında uygun olmayan yapılar için ne gibi bir yaptırım uygulanmakta ve bu yaptırımların takibi yapılmakta mıdır?
4) Madem ki bir denetim karmaşası mevcut, o zaman özel alanlarda yapılan denetimlerde elde edilen sonuçlar kamuoyunun vicdanının aklının kalbinin rahatılması adına bir karne şeklinde o yapıların görünür bir bölümde yayınlanması gerekir mi gerekmez mi?
Bu soruların cevabını bekliyoruz.
Öncüşehir Gazetesi ailesi olarak Kartalkaya'da hayatını kaybeden 78 vatandaşımızın ailesine, ülkemize ve milletimize başsağlığı diliyoruz.
Umarız ki yetkililer söylemlerinde biraz da olsa ciddi olur ve gereğini yapar.
Bizlerde bir daha bu tür can kayıplarını ve bu tür acıları yaşamayız.