Türkiye'de başıboş sokak köpekleri nedeniyle yaralanan ve
hayatını kaybeden insanlarla ilgili haberler bitmek bilmiyor.
Daha geçtiğimiz günlerde Antalya'nın Serik ilçesinde yolda yürüyen Mahra Pınar'a köpek saldırmış, köpeklerin saldırısından kaçmak için yola atlayan Mahra, kamyonetin çarpması sonucu ağır yaralanmış, tedavi altına alındığı hastanede de hayatını kaybetmişti.
Mahya'nın acısı yüreklerde tazeliğini korurken, benzer bir olay da Aydın'da yaşandı. Bisikleti ile okul yolunda ilerlerken sokak köpeğinin saldırısına uğrayan ve kaçarken otomobilin altında kalarak yaralanan ilkokul öğrencisi B.A. hastanede tedavi altına alındı.
Aynı durumu bu sabah ben de yaşamak zorunda kaldım.
Sabah işe gitmek için Halkpınar İZBAN’da inmiş ofisime doğru yürürken, sokak köpeğinin saldırısı ile karşılaştım. Üzerime geldiğini görünce de bir saniye bile düşünmeden kendimi yola atıverdim.
Beni olası bir kazadan sadece yolun boş olması kurtardı.
Olayın şokuyla yaptığım hareketi fark edip karşı caddeye geçmek istedim ancak orada da manzara farklı değildi. Karşı caddede de birçok köpeğin olduğunu görünce ne yapacağımı şaşırıp cadde ortasında sağa sola yürüyüp kaldım. Koşsam bütün köpeklerin saldırısına uğrayabilirim, dursam yolun ortasındayım. O korku ve heyecan ile ne yapacağımı bilemedim.
Üstelik bu olayla ilk kez de karşılaşmıyorum. Daha önce de aynı yolda birkaç defa köpeklerin saldırısına uğramıştım ama bu kaçma yetisi bir cadde ortası olmamıştı. Üstelik bu duruma maruz kalan bir tek bende değilim. Bahsettiğim cadde işlek bir cadde ve işine gitmek isteyen onlarca insan tarafından kullanılıyor. Ve birçok kez başkalarının da aynı saldırılara maruz kaldığına şahit oldum.
Halkapınar’da sokakta o kadar çok köpek yaşıyor ki, işe ilk başladığım zamanlar yolda bugün kaç tane köpek görürüm diye köpekleri saya saya ofise gidiyordum.
Her gün işe giderken Halkapınar İZBAN’dan ofisime kadar 5 dakikalık mesafesi olan o caddeyi onlarca kişi gibi ben de korku ile yürüyerek geçiyorum.
Hayvansever biri olarak söylüyorum ki; buna bir çare bulunması gerekiyor. Bugün yaşadığım korku ve endişeyi tarif etmem mümkün değil.
Bir sonraki sefere ben ya da başka biri bu kadar şanslı da olmayabilir.
İnsancıl ve vicdanlı çözümlerin bulunması için artık daha fazla geç kalınmamalı…