23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ülkemizde büyük bir coşkuyla kutlandı.
Okulda, sokakta, parkta, mahallede tüm çocuklar gülüp, eğlendiler, dans edip şarkı söylediler.
Kısacası Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği günü doyasıya yaşadılar.
Biz de çocukların mutluluklarıyla şenlendik, yarattıkları neşeli atmosferle güzel gün bir geçirdik.
Ama…
Ama biz o coşkulu kutlamalarda bir yavrucağımızın sesini duyamadık.
O çocuk, diğer çocuklar mutluluktan naralar atarken korkunç bir olaya maruz kaldı.
Ve biz o sesi duyamadık…
5 yaşındaki o kız çocuğu hayatta yaşabileceği en büyük kötülüğü yaşadı.
5 yaşında görmemesi gereken şeyler, duymaması gereken şeyler duydu.
Daha 5 yaşında canını öyle bir yaktılar ki, sessizliği içimize ateş oldu.
O çocuk izini ömür boyunca taşıyacağı bir sarsıntıyla baş başa bırakıldı.
Şimdi soruyorum,
Dünyası karartılan o miniğin vebali nasıl ödenecek?
Hangi ceza karşılayabilecek ki bu acının bedelini?
Verilen hiçbir şey, sarf edilen hiçbir söz yaşanılan olayın büyüklüğüne tercüman değil.
Hiçbir kelime yerine yakışmıyor, yakışmayacak da…
Şimdi ise bizler o, belki de sesini dahi çıkaramayan yavrunun sesi olmalıyız.
Gırtlağımız patlayana kadar bağırmalıyız.
Durdurmalıyız, korkutmalıyız, belkide verilmesi gereken cezayı biz vermeliyiz.
Ama susmamalıyız.
Bir küçük bedenin bu hale getirilmesine karşın çığlıklarımızla kabuk olmalıyız.
O yaranın tek başına akmasına izin vermemeliyiz.
Bir canın, bir küçücük canın yarasına kabuk, düşürüldüğü bu duruma merhem olmalıyız.
Ama susmamalıyız.
Susarsak eğer önünü açarız. Bu kadar iğrenç kişiliklerin arasına bizim siluetimizin de katılmasına izin veririz.
Canice, gözünü bile kırpmadan, o küçücük yüzden akan gözyaşlarını umursamadan bu vahşeti yapan kişi veya ne yazık ki kişilerin cezasını çekmesi gerekiyor.
Ama susmamalıyız.
SUSMAYACAĞIZ.
SUSMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ.
SUSURAK ÖRTBAS EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ!
Cezanın iki parça takım elbise giydi diye düşmesine,
3-5 yıl ile geçiştirilmesine,
Bağırmadı, o da istiyordu diyerek niyet yaratılmasına İZİN VERMEMELİYİZ.
Artık bu sorunun kalıcı çözümlere kavuşması için, bir tane dahi çocuğun bu duruma maruz kalmaması için SUSMAMALIYIZ!