İzmir Konak’ta bulunan tarihi Saat Kulesi, kendi yaşanmışlığının dışında her gün binlerce yaşayan insanın da yaşanmışlığına şahitlik ediyor.
Bizim her gün yanından geçerken bakmayı es geçtiğimiz alanda, onca insan ekmek kapısı bellediği alanda gününü geçiriyor.
Onlardan biri de 7 yıldır geçimini yem satarak sağlayan yaşlı amcamız.
Yanından olanca insanın geçip gittiği o amca, sabahın en erken saatinde her zaman ki yerini alıyor ve akşam hava kararmaya doğru evinin yolunu tutuyor.
Kuşçu amca diyoruz çünkü kendisiyle konuştuğumuzda isminin paylaşılmasını istemedi. Her gün 5 kilo civarı yemi plastik küçük bardaklara ayırıyor. Tanesini de 1 liradan satıyor.
Akşama kadar oturduğu küçük iskemlesinden yem alması için vatandaşları bekliyor.
İşlerin arada kesat gittiğini söyleyen amcamız bunun üzerine belki de farkında olmadan çok güzel bir söz bırakıyor bize.
“Bazen hepsi bitiyor,
bazen çoğu kalıyor”
En çokta yaz kış demeden verdiği mücadele etkiliyor insanı. Bizler kışın soğuğundan ve yağmurundan adımımızı dışarı dahi atamazken o amcamız orada belki bir tane daha yem satılır umuduyla bekliyor.
Bizler yazın o olanca sıcağından gölgeli, serin yerlere kaçarken o amcam sanki hiç güneş yokmuşçasına beklemeye devam ediyor.
Yem alınca da güzel bir gülümseme iletiyor karşındakine. Güzel dualar edip teşekkür ediyor. Eğer ederseniz muhabbetiyle de gönülleri hoş tutuyor.
Emektar amcamız saat kulesinin yanında tanıklık ettiği tarihe, kendi tarihini katıyor.
Cepten çıkan 1 lirayı o amcamız ne yapar, nereye harcar bilemeyiz. Ama geçimini sağlamak için 7 yıldır her çilesine katlanarak orada yem satmaya devam ediyorsa eğer 1 liranın onda tamamladığı bir şeyler vardır.