İlimizde 2020 yılında bir deprem yaşandı ve maalesef ki o günden bu yana insanlar kayıplarının yanı sıra evine kavuşmak için çabalar durumda. O günden beridir de her siyasetçinin ağzından şu cümle dökülüyor, ‘depremin siyaseti olmaz.’ Evet, çok doğru bir cümle ama keşke depremin çıkarı da olmasa…
Uzun yıllardır gazetecilik yapan biri olarak bazı şeyleri duyduğuma pek şaşırmam, her zaman herkesin iyi ya da kötü bir şeyler yapabileceğini bilirim. Ama, bu konu cidden çok farklı. Çünkü deprem mağduriyeti tamamen acılardan oluşmuş bir mağduriyet. Çıkarı, siyaseti, parası, pulu olmaz. Olmamalı değil bakın ‘olmaz’. Ama maalesef ki gazetecilik hayatımda yine ‘olmaz’ denileni duyup maalesef ki şaşırabiliyorum.
Şöyle ki Bayraklı’da bazı meclis üyelerinin kentsel dönüşüm ve müteahhitler üzerinden iş takibi yaptığına dair duyumlar aldım.
İddialar ise şöyle; Bayraklı Belediyesi’nde özellikle imar müdürlüğünde mesai yapan meclis üyeleri var imiş. Buradaki amaç da iş takibi yapmakmış. İddia bu ya; üstelik kentsel dönüşüm gibi mağdurlardan oluşmuş bir kitlenin de iş takipçiliğini yapıyorlarmış. Kentsel dönüşüm çalışmaları üzerinden müteahhitlerle anlaşıp komisyonculuk yapıyorlarmış.
Yani ne denir, ne yapılır bilmem ama bence Sayın İrfan Önal acilen bu duruma el atmalı. Eğer bu iddialar doğru ise bu durum ciddi bir utanç vesilesi yaratacak gibi duruyor. Sayın Başkan tasarruf ile uğraşırken meclis üyelerinin derdine bakın!
Resmen koyun can derdinde, kasap et derdinde!