Yerel ve ulusal siyaset gündeminde şu sıralar İzmir’in şirin ilçelerinden Karaburun’un CHP’li Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ın kendisini belediyeye ait şirkete müdür olarak atamasının yankıları konuşuluyor.
Karaburun Belediye Meclisi’nde alınan kararla başlayan tartışmalar ve kamuoyunda yaşanan yoğun baskılara ek olarak konuyu ulusal gazetelerin etkin isimleri köşelerine taşırken, bazı popüler gazeteciler ve siyasetçiler de sosyal medyadan Başkan Erdoğan’ı hedef alan açıklamalar yaptı.
Son olarak Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi köşesinden, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ı arayarak “Gereğini yap, şirketin müdürlüğünden istifa et” dediğini öne sürdü.
Belediye Başkanı Girgin ise yaptığı açıklamada, “Adı geçen şirkette KHK, kanun ve Yüksek Mahkeme kararlarına aykırı olmamasına rağmen, basında ve kamuoyunda rahatsızlık ve hassasiyet yaratan huzur hakkı işlemini tamamen kendi özgür irademle sonlandırma kararı aldım. Şirket tarafından hesabıma bir kez ödenen huzur hakkı meblağının tamamını, ilçemizde eğitim veren Karaburun Ortaokulu Okul Aile Birliği'nin hesabına bağış olarak yatırdım.” ifadelerini kullanmıştı.
Şimdi sormak istiyorum, hangi belediye başkanları, meclis üyeleri, belediye bürokratları veya siyasiler belediye şirketlerinden sırf yönetimde oldukları için huzur hakkı alıyor?
Belediye şirketinde müdür olmakla, belediye şirketinde yönetici olmanın farkını anlatmaya kalkmayın.
Sonuçta burada tartışma yaratan durum, seçilmiş bir belediye başkanının kendisine bağlı olan bir şirkette müdür gösterilip, buradan müdür maaşı almasıdır. Aynı şekilde, belediye şirketlerinin yönetimlerinde olan diğer isimler ne yapacak?
Onların da aynı şekilde yönetim kurullarındaki huzur haklarından feragat etmeleri gerekiyor. Onların da huzur hakkı almamaları için Genel Merkez yöneticilerinin arayıp, uyarı yapması mı gerekiyor.
Bu konuda şahsi düşüncem nasıl ki müdür maaşını alması etik olarak doğru değilse, seçilmiş veya görevi gereği o yerlere gelmiş isimlerin de yönetim kurulu üyesi adı altında huzur haklarıyla gelir elde etmeleri yanlıştır. Bu nedenle yönetim kurullarında olan tüm isimlerin de huzur haklarını almamaları gerekmektedir. Öbür türlü yanlışı sadece bir isme yıkmak doğruyu getirmez.