Son günlerde sanki ülkenin doğusundaki yaraları sarabilmişiz gibi İstanbul deprem senaryoları ile toplumun travması üzerine bir de korku ekleniyor. Televizyonlar geleneği bozmadı. Yine bir sürü bilim insanı ve uzmanları konuşturuyor. Her kafadan ayrı bir ses çıkarken hepimizi bir korku sarıyor. Eskiden medya maymunları sadece artistlerden çıkardı. Artık elhamdülillah bilim insanları içinde de medya maymunları türedi.
Bu uzun yazıyı okuduğunuzda Türkiye’nin ve dünyanın ilk kadın deprem profesörünün yaşamına eşlik edeceksiniz. Bugün deprem hakkında kim konuşursa konuşsun Anadolu’yu karış karış gezip Anadolu fay haritasını çıkarmış, Anadolu köylüsünün zamanında ‘Jeolog’ diyemedikleri için ‘Civelek Hanım’ dedikleri hocaların hocasının depremler üzerine çalışmalarına tanıklık edeceksiniz. Bir kadının yaşam öyküsünde cumhuriyetin nasıl inşa edildiğini göreceksiniz.
Nuriye Pınar Erdem, 1914 yılında İstanbul’da doğdu. İlkokulu Yirmidokuzuncu İlk Mektep’te okudu. Daha sonra Erenköy Kız Lisesi’nden mezun oldu. Cumhuriyet yeni kurulmuştu ve kadınlara da erkeklerle birlikte eşit haklar tanınıyordu. Nuriye Pınar Lisans öğrenimini Fransa’da Bordeux Fen Fakültesi’nde yaptı. Bu fakülteden Kimya ve Doğa Bilimleri dallarında sertifika aldı. Paris'te Museum d'historie Naturelle'de Türkiye derisidikenliler hakkında orijinal incelemeler yaptı ve 3 yeni tür buldu.
Eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye döndükten sonra 23 Aralık 1937 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi jeoloji, mineroloji ve paleontoloji asistanlığına atandı. “Marmara Havzasının Sismik Jeolojisi ve Meteorolojisi” başlıklı çalışması doktora tezi olarak değerlendirildi ve 1942 yılında Fen Fakültesi’nde doktor ünvanını aldı. 30 Mart 1945 tarihinde Fen Fakültesi Jeoloji bölümüne Doçent olarak atandı. Bu dönemde Türkiye’de bir yandan akademisyen açığı tamamlanmaya çalışılıyordu. Yurt dışına gönderilen öğrenciler yurda döndükten sonra birçok bölümün kurucusu oluyordu. Nuriye Pınar’da yurt dışına eğitim almaya gönderilen 700 öğrenciden bir tanesiydi. Yurda dönüp üniversitede görev aldıktan sonra en önemli eksiklerden bir tanesi de öğrenciler için kaynak ders kitaplarıydı. Bu amaçla öncelikle alanında iki önemli kitabın çevirisini yapacaktır. Bunların dışında bir de kendisi bir ders kitabı yazacaktır. 1954 yılına kadar İstanbul Üniversitesi’nde ders verdi.
Atatürk’ün yurt dışına gönderdiği öğrencilerden olan ve Kuzey Anadolu Fay hattının isim babası olan İhsan Ketin üniversitede oda arkadaşıydı. Günümüzde hala kullanılan deprem risk haritalarını oluşturdu. Marmara Denizi’nin ilk fay haritasını çizdi. Türkiye Depremleri İzahlı Kataloğu 1952 yılında ilk kez Türkiye’deki deprem risk haritasını yayınladı.
1939 Erzincan depremi Türkiye’de büyük bir acının yaşanmasına sebep oldu. Nuriye Pınar bu süreçten sonra Marmara ve Ege Bölgesi’nde deprem oluşturacak bilinmeyen pek çok fayın tehlikelerini ortaya koyacak çalışmalar yaptı. Kuzey Anadolu ile Ege'deki birçok fay hattını tespit etti.
1894 İstanbul depremi sonrası ll. Abdülhamid biri Yıldız Sarayı bahçesine diğeri İstanbul Rasathanesi'ne konulmak üzere son sistem 2 sismograf alınmasına karar verdi. Sarsıntının niteliğini ve etkilediği alanları araştırmak üzere Atina Rasathanesi Müdürü Ejinitis, 2. Abdülhamid tarafından İstanbul'a davet edildi. Ejinitis, Marmara Denizi'nde yaptığı araştırmanın sonuçlarını Padişah'a sundu. Nuriye Pınar bu verilerden de yararlanarak 1942 yılında Marmara Denizi ve İstanbul’daki riskli fayları araştırarak Türkiye’de ilk kez Marmara Denizi’nin fay haritasını çizdi. Çalışmasının ikinci bölümü de oldukça ilgi çekicidir. Depremler ile hava değişimi arasındaki ilişkileri ilk kez inceleyerek bilim dünyasına sundu. Benzer şekilde Ege Bölgesinde kaplıca suları ve sıcak su kaynaklarının bulunduğu bölgeleri inceleyerek Ege Bölgesi’nin tektoniği ve Ege Bölgesi fay haritalarını oluşturdu. Bu döneme kadar Türkiye’nin bir fay haritası yoktu. Daha sonra Emin İlhan adıyla Türk vatandaşlığına geçen Avusturyalı jeolog Erwin Lahn ile birlikte sistematik bir şekilde başlayarak Marmara ve tüm Anadolu’nun fay haritasını çıkarttı.
Bütün hayatını depremle mücadeleye adadı. Mesleki anlamdaki çalışmalarının yanında “Türkiye Jeologlar Birliği”ni kurarak jeologların ortak çalışmasını ve mesleki anlamda örgütlenmesini sağlama konusunda önemli bir adım attı. 1956 yılında ABD’de ilk kez yapılan 'Dünya Deprem Mühendisleri Konferansı'na yüzlerce erkek arasındaki tek kadın jeolog olarak katıldı. Avrupa Sismoloji Komisyonu’na üye seçilerek 1960 yılında Türkiye Milli Raporlarını hazırladı.
Anadolu’da sismik araştırmalar yaptığı o günleri Nuriye Pınar şöyle anlatıyor: "Yenice’de fayları izlerken, bölgedeki insanlar beni duyunca, ‘Çok iyi bir civelek gelmiş, araştırma yapıyormuş’ diyorlardı. 1956 yılında ABD’de ilk kez yapılan Dünya Deprem Mühendisleri Konferansı’na da tek kadın jeolog olarak katıldım. ABD Senatosu’nda beni takdim ederlerken, Başkan Nixon, ‘Dr. Pınar, lütfen burada deprem yapmayın’ dedi.
“1956 senesinde Amerika Hariciye Vekaletinin davetlisi olarak Amerika’yı ziyaret ettim. Birçok tesisler gezdim ve Senatoya takdim edildim; senatörler bendenizi ayakta alkışlamak suretiyle çok sıcak ve büyük bir hüsnükabul gösterdiler, buna dinleyicilerde iştirak etti. Senato zaptına da geçen bu şerefli kabulü memleketim ve şahsım adına unutulmaz bir hatıra olarak saklıyorum” diyecektir .
“1956 Ağustos ayından Amerikalı, İtalyan, Alman Hollandalı tanınmış profesörlerle İzmir-Antalya arasındaki sahilde antropolojik, jeolojik ve denizaltı araştırmaları yaptım ve bu işi organize ettim”
1959 yılında İspanya’da toplanan sismoloji konferansında da Türkiye’yi temsil etti. Türkiye’nin deprem bölgelerini gösteren haritası ile son depremler hakkındaki araştırmalarını dünyadaki bilim insanlarıyla paylaştı.
1940’lı yıllarda yaptığı çalışmalarla Türkiye’de bilinmeyen fayları bulan Prof. Nuriye Pınar’ın çalışmalarını dinleyen Başbakan Menderes, Nuriye Pınar’ın milletvekili olmasını isteyecektir. İki dönem İzmir Milletvekili olmuştur. Nuriye Pınar 10 ve 11 dönem İzmir Milletvekili olduğu sırada 6 kanun teklifi verdi. 1 önerge ve 2 kez de söz aldı. Ege Üniversitesi’nin kurulmasına büyük katkı sağladı. Üniversite Kanunu ile ilgili konularda çalışma yapmıştır. Adnan Menderes’in demokrasiden uzaklaşan baskıcı politikalarını bilim insanı titizliği ile eleştirdi. Menderes, “Profesör Hanım siz işinizle uğraşın siyaseti biz biliriz” demişti. Keşke o eleştirileri dikkate alsaydı. Darbe oldu. 1960 da Yassıada’ya gidecekti. Yassıada oradan da Kayseri’ye gönderildi. 2.5 sene hapiste kaldı. Hapisteyken 31 Aralık 1962 yılında yine kendisi gibi tutuklu olan Milletvekili Mehmet Erdem ile evlendi. 1967 yılında çıkan af yasası ile akademik yaşamına döndü. 1982 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü Başkanı iken emekli oldu. 30 Eylül 2006 da İstanbul’da vefat etti.
‘İSTANBUL İÇİN TEHLİKE YOK’
Bugünkü deprembilimcilerin, jeoloji bilgilerinin zayıf olduğunu savunan Erdem, 60 yıl önce kendisinin ciltler halinde yayınladığı deprem haritalarının, bugün yeni bilgiler gibi sunulduğunu iddia ediyor. Erdem, karamsar tablolar çizen bilim adamlarının aksine, İstanbul için şunları söylüyor: "Marmara Denizi’ndeki üç çukurun faylı durumlarının kesin olmadığı görülüyor. İzmit depreminde, çukurlarda bir değişme olmadı. İzmit depremiyle sismik enerji, batıya değil, doğuya doğru hareket etti. 1894 yıkıcı depreminden sonra İstanbul, 1999 depremiyle sırasını savdı. Büyük bir enerjinin toplanabilmesi için en az 100 yıl geçmesi gerekir. 1912 depreminde olduğu gibi, Mürefte’de deprem olacaktır ama bu İstanbul’u fazla etkilemez."
Bu deprem bize eğitim, bilim, liyakatin önemini umarım öğretir. Tarih sayfalarından bize bu yolu gösterecek rol modellerimiz pek çok… Sadece bakalım medya maymunlarına kulaklarımızı tıkayalım yeter.
Hocam abonelik ücreti ve iban no alabilirmiyim.
Saygı değer Kadir Sütçü hocam.Sizi tanıdıktan sonra kesinlikle artık sizin dışımızdaki sözde deprem bilicilerine inanmıyorum.Birilerinin ekmeğine yağ sürmek için bu safsatalar yapılarak maddi ve manevi yıkımlar vesile olunuyor.Yazilacak ,söylenecek çok söz var...(Ama) da var.
Gâyet açık ve güzel bu beyânat için teşekkür ederiz. Gerçek bilim insanlarımızın artıp çoğalması halkın aydın***ıp bilinçlenmesi dileğimizle çalışmalarınızda kolaylıklar ve güzellikler diliyorum
Teşekkurler hocam sizin gibi aydın insanlardan gerçekleri anlatarak yazarak bizleri aydınlattiginiz için çok teşekkürler hocam
yarar***dığınız kaynağı da belirtirseniz