‘Küçük şeylerden mutlu olmak mümkün’ diye düşündüren bir olay yaşamıştım bir süre önce...
Çankaya’ya ofise gitmek üzere metro bekliyordum.
Beklerken de, sayfayı tutan sol elim aldığı dirsek darbesiyle kapanana kadar kitabımı okuyordum. Çünkü oturduğum bankın boş kısmına bir bayan, arkadaşıyla "Aaa tatlım sen ayakta kaldın" nidalarıyla oturmaya çalıştı ve başardı bunu. İki kişilik bankta biz üç kişi oturmayı basardık yani : )
Bayanlar daha da yerleşmeye çalışırken bedenimin bir kısmı artık bankın dışındaydı ki bana döndü ve gülümseyerek:
" Ayyy sizi rahatsız etmiyoruz demi" dedi…
‘Senin suratını yerim ' diyebileceğiniz bir bebekten farklı değildi bunu söylerken : )
Biraz sonra yerde oturma ihtimalim yüksek olmasına rağmen:
“Etmiyorsunuz“ dedim gülerek ..
Metro geldi. Kabinde de kıkırdamaya, o şen sesiyle cıvıldamaya devam etti bir kişilik yere arkadaşıyla oturmanın mutlandırdığı, insanın içini açan o çılgın şey …
İki nefes arası seyirlik bir ömrü güzelleştiren birini görmek öyle güzeldi ki..
Ufacık şeylerden mutlu olmayı bilen birini …
Yaydığı o sıcacık enerjiyi almak , o neşeye dahil olmak…Hoştu verdiği duygular...
Metrodan indiğimde çalan şarkı ise asla tesadüf değildi o an çok şaşırsam da ..
Louis Armstrong'dan What A Wonderful World...
Bunun üstüne daha ne denir ki : )
Sıkıntıları vardır belki de o hoş bayanın?
Ödemesi gereken kredi kartı borcu ?
Stres merkezli bir iş yeri ?
Bakmakla yükümlü olduğu kişiler ?
Kim bilir ?? Çünkü hayat akarken her şeyin dört dörtlük olması mümkün mü ?
Gülün dikenleri var mutlaka.. Bütünleyeni o… doğası o …
İsteğimiz, dikenlerle eli kanatmadan gülün kokusunu hissedebilmek hepimizin…
Olumlu tatlı küçük anları yaşama dahil etmek , zorlu hayat koşullarımızda hepimize bir mola şansı yaratıyor..
Bana mola verdirdiğin için çok teşekkür ederim tatlı bayan ….
İletişim Eğitmeni
Uzm. Şenay Öztemel