Malum Cuma günü İzmir’in gündemi yoğundu. Bir yandan sabah saatlerinde başlayan CHP Bölge toplantısı, diğer yandan Ak Partinin tam kadro İzmir Ticaret Odasına yaptığı çıkarma…
Çıkarma sözcüğünü bilerek kullanıyorum, zira Ak Parti neredeyse tam kadro İzmir milletvekilleri, İl Başkanı, İl yönetimindeki önemli isimler Bakan Abdülhamit Gül ile birlikte İzmir Ticaret Odası’nın eylül ayı meclis toplantısına katıldılar.
Bu toplantının görünürdeki amacı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, uzun zamandır üzerinde çalıştığı Yargı Reformu Strateji Belgesine ilişkin olarak iş dünyasını bilgilendirmesiydi. Lakin toplantının esas mesajı ile ilgili çok farklı yorumlar geldi.
Bu yorumlardan ilki, İzmir Ticaret Odası ile birlikte İzmir’de kalenin içine girdiklerini düşünen Ak Partinin, bunu pekiştirme, dosta düşmana bunu gösterme operasyonuydu yönünde…
Zira Ak Parti tabanında Mahmut Özgener’e karşı bir rahatsızlık olduğu biliniyor. Başkan Özgener'in Ak Parti tabanı ile çok fazla ortak yönü bulunmadığı bir gerçek.
Özgener’in, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına hazırlandığını zanneden ve ‘Büyükşehir gelsin de nasıl gelirse gelsin’ düşüncesinde olan Ak Parti tabanı, ilk zamanlar bu tezat duruma çok aldırmamıştı. Ancak Özgener Büyükşehir adayı olmayınca ve Büyükşehir seçimleri de kazanılamayınca Ak Parti tabanında kıpırdanmalar başladı.
Elbette tabanda bu rahatsızlığı tetikleyen de bizzat Başkan Özgener’in kendisiydi. Neredeyse Ekrem Demirtaş dönemindeki yapılarla ve benzer bir anlayışla yoluna devam eden Özgener’e karşı, Ak Parti tabanında ‘madem aynı tas aynı hamam devam edecekti, biz bu kadar mücadeleyi neden verdik?’ sorusu dillendirilmeye başlanmıştı.
İşte bu noktada böyle bir çıkarmanın vereceği birçok mesaj var. Birinci mesajı İZTO’daki Ak Parti varlığını İzmirliye hissettirmekti. İkincisi Ak Parti tabanı ile bir türlü doğal yakınlık kuramayan hatta bu yönde bir çaba göstermeyen Başkan Mahmut Özgener’e idi…
Son mesaj da bizzat Ak Parti tabanındaki o ‘rahatsız’ kesimeydi. ‘İşte bakın İZTO bizimdir, panik yapmayın, farklı yorumlarla, farklı söylentilerle itibar etmeyin’ mesajıydı.
Nereden bakarsanız bakın o ziyaret o şekli ile ilginçti. Bu ilginçliği TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da anlamış olmalı ki, konuşması sırasında ‘İlk kez bir Adalet Bakanı İzmir Ticaret Odasını ziyaret ediyor’ deyiverdi.
Adalet Bakanı olarak ilk olsa da Ak Partili bir bakanın İZTO’yu ziyareti ilk değildi ama AK Partinin; İl Başkanı, İl Yönetimi ve 5 İzmir milletvekili ile ziyaret etmesi bence de bir ilkti ve elbette dikkat çekiciydi.
Diğer ilginçliği ise elbette CHP’nin ‘iktidara yürüyoruz’ mesajı ile İzmir’de gerçekleştirdiği Bölge Toplantısı ile aynı güne denk gelmesiydi.
Tabi iktidara karşı hiçbir şekilde eleştiri dili kullanamayan Başkan Özgener’in, meclis üyelerine karşı zor duruma düştüğünü de not etmek gerek.
Önceki ay bir meclis üyesi bu rahatsızlığı kürsüden dile getirerek, ‘Başkan senin anlattığın ülke ile bizim yaşadığımız ülke farklı mı?’ demişti.
Demem o ki Ak Parti, bu İZTO çıkarması ile iyi mi yaptı kötü mü yaptı belli değil. Acaba orada verilen o poz kendi tabanındaki rahatsızlığı gidermeye yetecek mi?
Başkan Özgener, mesajı doğru okuyup Ak Parti tabanında yarattığı rahatsızlığı giderecek mi?
İzmir Ticaret Odası meclis üyeleri, hem de krizde canları bu kadar yanmışken AK Parti ile bu kadar sarmaş dolaş olan ve en küçük bir eleştiriyi dile getiremeyen Başkan Özgener’i hoş görecekler mi?
İşte bu ziyaretin ardından bu soruların cevaplarını daha net görebileceğimiz bir döneme de girmiş olduk.
Bakalım İzmir’deki bu satrancı kimler kazanacak…