İzmir Büyükşehir Belediyesinin Osmaniye’de yürüttüğü yardım çalışmaları, kısa süreli pansuman yapmanın ötesinde orta ve uzun vadede kenti yeniden imar edip, kalkındırmaya doğru yol alıyor.
Bu güzel gelişme aslında deprem bölgesi için gerekli bir modeli de ortaya koyuyor. Bu denli büyük yıkımların olduğu 11 il ve ilçelerinde, normale dönmenin kolay olmayacağını hepimiz biliyoruz. Hele ki bölgedeki kentlerin kendi gayretleri ile bunu yapabilmesi ise hiç mümkün değil.
Bu durumda 11 il ile birlikte bu illerin depremden zarar gören tüm ilçelerini, afet bölgesi dışındaki büyükşehirler ile büyük illerin belediyelerine zimmetlemek, o kentlerdeki belediyecilik faaliyetlerini bu sorumlu tutulan veya kardeş kent ilan edilen Büyükşehirler ile diğer il belediyelerine paylaştırmak, normale dönmeyi oldukça kolaylaştıracaktır.
Aksi takdirde, günü birlik ihtiyaçlara yönelik sadece yardım göndermek, bu kentlerin yeniden ayağa kaldırılmasına yetmeyecektir.
Büyük bir acı ile sarsılan ve çok büyük kayıplar veren bölgedeki insanlarımızın, bir an önce yerlerine, yurtlarına dönerek, hayata yeniden sarılmasının da yolu ancak böyle mümkün olur.
Elbette devletin TOKİ eliyle, hızlı bir şekilde yıkılan konutları yeniden yapacak olması, afet bölgesinde hayatın normalleşmesi için tek başına yeterli olmayacaktır.
İnsanların yeniden evlerine kavuşması ile birlikte, yeniden işlerine kavuşması, yeniden hayata sarılması, rutin hayatın azami gereklerini sağlayan kent alt ve üst yapılarının hızlı bir şekilde kurulması; tarımın, üretimin, ticaretin yeniden günlük hayatın bir parçası olması ancak bu şekilde mümkün olabilir.
Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Osmaniye için ortaya koyduğu modeli çok önemsiyorum.
Öte yandandan depremin ilk günlerinde Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Osmaniye'de yardım merkezleri ve konteyner kentler kuran İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu kentlerdeki faaliyetlerini de sürdürmeye devam edecek.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 11 büyükşehir belediyesi içinde genel afet koordinasyonunu İzmir'in üstlendiği Osmaniye’deki çalışmalar için İzmir'deki ilçe belediye başkanlarıyla bir araya geldiği toplantıda, bu modeli anlattı. Depremin vurduğu kenti yeniden ayağa kaldırmak için çalışmaların sürdüğünü belirten Başkan Soyer, “İki temel başlık tespit ettik. Kentsel dönüşüm ve tarımsal hizmetler. Sizlerle birlikte Osmaniye ile kuracağımız ilişki uzun soluklu ve kalıcı olacak” dedi.
Depremin hemen ardından afet bölgesine çok hızlı bir şekilde intikal eden İzmirli belediyeler hem arama kurtarma çalışmalarında hem de hayatta kalanların acil beslenme ve barınma sorunlarının giderilmesinde çok önemli misyonlar üstlendiler.
Çoğu ilçe belediye başkanı da neredeyse bir aydır afet bölgesinde mesai yapıyor. Bu durum afet bölgesinde görevlendirilen ekipleri de motive ediyor ve çalışmaların çok daha verimli yürütülmesini sağlıyor.
Tunç Başkanın ilçe belediye başkanları ile yaptığı toplantıdan anlıyoruz ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ilçe belediyeleri de afet bölgesinden elini çekmeyecek. Başta Osmaniye olmak üzere afet bölgesindeki birçok il ve ilçede hayatın normale dönmesi için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edecekler.
Zira, bölgede arama kurtarma çalışmalarının tamamlanması, enkazların kaldırılarak kentin bu harabe görüntüden arındırılması hayatın normalleşmesinin ilk adımı olsa da yeterli değildir. Hayatın olağan akışına kavuşabilmesi için esas bu çalışmalar tamamlandıktan sonra yapılması gereken uzunca bir iş listesi bulunuyor.
Bu yüzden gerek hayırsever kişilerin gerek sivil toplum örgütlerinin ve gerekse de ekonomik gücü olan şirketlerin bölgeye yönelik yardım ve desteklerini sürdürmesi gerekiyor. Çünkü bölgede daha yapılması gereken çok iş var.
Bölgede görev yapacak belediyeler de hem kendi imkanlarını hem de bu yardımlarla sağlanacak imkanları seferber ederek, afet bölgesindeki kentlerimizi yeniden ayağa kaldırsınlar.
Devletin bir an önce depremzedeleri konut sahibi yapması çok büyük önem taşısa da afetzede kentlerimizin yeniden yaşanılabilir kılınması ve çok büyük kayıplar yaşayan vatandaşlarımızın hayata tutunması için hepimize çok büyük işler düşmektedir.