Ak Parti, 18 yıllık kesintisiz iktidarı süresince ciddi değişim ve dönüşümler yaşadı.
Zaman zaman seçmenle bağı zayıflamış gibi görünse de her seçimde seçmenin ilk tercihi olmayı ve sandıktan zaferle çıkmayı başardı.
Ancak son dönemlerde klasik muhalif kesimlerin söylemleri dışında, partinin kendi tabanından da farklı eleştiriler gelmeye başladı.
Ak Parti tabanındaki yükselen seslere baktığımızda aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğini kimse tartışma konusu yapmıyor.
Ak Parti seçmeni hala Erdoğan'ı tartışmasız en güçlü lider olarak görüyor ve kişisel karizmasını tanıyor.
Peki tabandaki memnuniyetsizliğin kaynağı nedir diye baktığıınızda; eleştiriler daha çok teşkilatlarda sorumluluk üstlenenler ile Ak Partinin oluşturduğu bürokratik yapının işleyişine yoğunlaşıyor.
Neler eleştiriliyor mesela?
Bürokratların halka hizmet, halka hürmet noktasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonunu yansıtamada eksik kaldıkları söyleniyor.
Parti içinde güçlenmiş bazı lobilerin, liyakata uygun olmayan atamaları; devlet kurumlarındaki işleyişte sorunlara yol açıyor.
Benzer bir eleştiri işe alımlar konusunda da yapılıyor.
Başta hastaneler olmak üzere kamu kurumlarına yapılan personel alımlarında, parti teşkilatlarının fazla etkili olduğu, bu durumun sıklıkla liyakat esasını esnettiği, zorladığı konuşuluyor.
Daha neler var?
Parti teşkilatlarının halka inmek, halkın sorunlarına odaklanarak çözümler geliştirmek yerine güçlü ekonomik lobilerle çok fazla içli dışlı olup, ihale, atama, tayin takiplerine kendilerini kaptırdıkları eleştirileri var.
Eleştirilerde daha neler var derseniz?
Ak Partinin hiç bir değeri ile tanışmamış kişilerin yine belli lobiler üzerinden partiye girip, Ak Partinin iktidar gücünü şahsi çıkarları için kullandıkları ve bu eylemleriyle de hem teşkilat içindeki samimi partilileri kırdıkları hem de parti tabanındaki adalet duygusuna zarar verdikleri konuşuluyor.
Yine Ak Partinin 83 milyonu kucaklayan kardeşlik ilkesini özümseyememiş kişilerin, eylem ve söylemleri ile ülkenin birlik ve bütünlüğüne hizmet yerine zarar verdikleri eleştirileri sıralanıyor.
Demek istediğim Ak Parti tabanının eleştirileri ile Ak Partiye muhalif seçmenin eleştirileri bir birinden tamamen farklılık arz ediyor.
İşte bu noktada görüştüğümüz; bugün 'erdemliler' sıfatı ile anılan partinin kurucuları, eleştirileri belli noktalarda haklı bulduklarını söylüyor ve parti teşkilatlarında büyük çaplı değişimlere ihtiyaç olduğunu söylüyorlar.
Hatta bu değişimle birlikte partinin kuruluşunda görev almış, daha sonraki dönemlerde partinin iktidar gücünü kendi çıkarları için kullanmadan sessizce kenara çekilmiş erdemlilere yeniden görev ve sorumluluk düştüğünü düşünüyorlar.
18 yıllık kesintisiz iktidarın büyük bir güç doğurduğunu ancak bu oluşan gücün; güç ve iktidar düşkünü kişilerin dikkatini çektiğini, kişisel beka hırsı yüksek yapıdaki kişilerin partiyi adeta kuşattığını anlatıyorlar.
Özetle Ak Parti teşkilatlarının 'partinin kuruluş felsefesiyle' yeniden arındırılması ihtiyacı dile getiriliyor.
Elbette bütün bu samimi eleştiriler mutlaka Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da ulaşıyordur ki;
Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık partinin kuruluş felsefesine vurgu yapıp, hem devlet bürokrasisini hem de parti teşkilatlarını rotadan ayrılmama noktasında uyarıyor.
Kalemimiz kırılmasın İNŞALLAH, güzel ifadeler için sizleri tebrik ederim.