Üzerinden bir ayı geçkin bir zaman geçti lakin, bütün tartışmaları ile geride kalması gereken seçim, bir türlü hayatımızdan çıkıp gitmiyor.
Türkiye olarak hepimiz İstanbul Büyükşehir Belediye seçimine odaklansak da aslında geri de kalmayan sadece İstanbul seçimleri değil.
Konuya İzmir özelinden bakacağım ancak Türkiye’nin pek çok il ve ilçesinde de durumun çok farklı olmadığını tahmin etmek güç değil.
Yeni başkanlar adeta birer enkaz devraldı. Belediyeler gırtlağına kadar borçlu… Hatta gelir gelmez maaş ödeyememe riski ile karşı karşıya kalanlar var.
Yeni başkanlar tez elden düşünüp taşındı, acil nakit gerektiren borçlar, hacizler, icralar, personel maaşları ne olacak?
Sonuçta kimsenin elinde sihirli değnek yok!
Bakıldı ki belediyelerin hala satılmamış son birkaç mülkü var, dediler ki bunları satıp borçları ödeyelim.
Hatta malum Karşıyaka Belediyesi, Sosyal Yaşam Kompleksi’ni satma kararı aldı. Kötünün iyisi İzmir Büyükşehir Belediyesi devralacak, yani o mülk kamuda kalmaya, halkın olmaya devam edecek.
Ancak daha da kötüsü ekonomik krizin dip yaptığı böyle bir dönemde gayrimenkullerin fiyatlarının ne durumda olduğu da açık.
Anlayacağınız zaten az sayıda kalan belediyelerin ellerindeki mülkler, eski başkanların bıraktığı enkazı düzeltmek için yok pahasına satılacak.
Keşke o belediye mülkleri sonsuz bir kaynak olsa da her başı sıkışan satıp, sıkışıklıktan kurtulsa…
Ancak sata sata sona doğru gelindi. Artık her belediyenin elinde çok az sayıda mülk kaldı.
Peki mülkler bitince ne olacak?
Belediyeler en küçük bir yatırım için dahi önce kamulaştırma yapıp, arsa arazi bulmak durumunda kalacak.
Zaten mevcut yatırım karneleri çok iyi olmayan belediyeler, kamulaştırma ve kamulaştırma için kaynak bulma sorunu da eklenince yatırım işini hepten unutacak.
Geriye şişirilmiş kadrolara maaş ödeyen ancak vatandaş için hiçbir şey yapmayan ucube belediyeler kalacak.
Daha önceki yazımda Sayıştay’ın belediyeleri denetleme görevine işaret ederek, bu işin böyle gitmemesi gerektiğini yazmıştım.
Maalesef halkın malı kamu eliyle peşkeş çekiliyor ve devletin hiçbir mekanizması da buna dur demiyor veya diyemiyor.
BÜYÜKŞEHİR KAÇ BELEDİYEYİ KURTARACAK?
Başta da ifade ettiğim gibi Türkiye’nin her yerinde neredeyse manzara aynı. İzmir’e dönüp baktığımızda da maalesef değişen bir şey yok. Şimdi herkesin gözü İzmir Büyükşehir Belediyesinde ve Başkan Tunç Soyer’de…
İyi de yabancı kaynaklı borçları bu döviz kuru dalgalanmasından olumsuz etkilenen ve TL bazındaki borcu katlanan İzmir Büyükşehir Belediyesi kaç ilçe belediyesini kurtarabilecek!
Anlayacağınız, bu dönem çok kolay geçmeyecek.
Dahası iktidara yürümek isteyen CHP’nin elindeki en büyük koz, belediyeler…
CHP belediyeler üzerinden vatandaşa rüştünü ispat edemezse tünelin ucunda görünen ışık, bir serap olarak kalmaya devam edecek.