CHP'deki bu uzadıkça uzayan aday adaylığı süreci, rahatsız edici bir hal almaya başladı. Zamanı geldiği halde bir türlü doğmak bilmeyen bir bebek gibi anneyi acıdan kıvrandırırırken, çevresindekilere de ecel terleri döktürüyor.
Halka çok fazla yansımasa da belediye başkan aday adayları ile yakın bir iletişim içinde olan gazeteciler bir tuhaflığın farkındalır.
CHP Genel Merkezi, Ankara’ya giden her aday adayının avucuna bir mavi boncuk koyuyor.
Hatta bu durumdan aday adaylarının da haberi yok. Çünkü çok özel bilgi olarak gördükleri bu durumu rakipleri konumundaki insanlarla paylaşamıyorlar.
CHP, açısından çantada keklik kıvamında göründüğü için de her ilçede en az 10-15 belediye başkan aday adayı var. Kimi ilçelerde sayı 20'yi buluyor.
Ama hangisi ile biraz samimi bir sohbet içine girseniz, kimseye söyleme ama benim adaylık şansım yüzde 99 diyor.
Ya bu nasıl mümkün?
Her aday adayı şimdiye kadar hiç gitmediyse 10 kez Ankara’ya gidip, Genel Merkezin koridorlarını arşınladı, kimi Genel Başkanla, kimi Genel Başkan Yardımcıları ile görüştü.
Sonuç; herkes yüzde 99 kesin aday…
O zaman burada bir anormallik var. Demek ki CHP Genel Merkezi her aday adayının avucuna bir mavi boncuk koyuyor, sonra da kulağına da eğilip, ‘kimseye söyleme ama benim gönlüm sende’ diyor.
Peki bunu niçin yapıyor olabilirler?
İyi niyetli düşünürseniz, Genel Merkez ve Genel Başkan Yardımcıları her aday adayının son ana kadar sokakta çalışması, partinin varlığını, politikalarını halka yoğun bir şekilde ulaştırması için bir nevi umut tacirliği yapıyor.
Eee sonra ne olacak?
Aday ismi açıklandığı anda büyük bir hayal kırıklığı, büyük bir öfke ve partinin aday olarak belirlediği ismin aleyhine çalışmalar vs.
Elbette bu bütün aday adayları böyle yapacak anlamına gelmiyor. Bir çoğu o büyük hayal kırıklığından sonra bir şekilde motivasyonunu yenileyip, siyasete devam etme iç güdüsü ile partisi ile kırgınlığını unutuyor veya unutmak zorunda kalıyor.
Kimileri meclis üyelikleri ile ikna ediliyor.
Ama bu senaryoda bir de şeytanın gör dediği bir nokta var.
Hatta bırakın şeytanı, bu işlerin biraz içinde olan insanların sır gibi kulaktan kulağa fısıldadığı dedikodular var.
Umarım sadece dedikodudur…
Acaba bu umut tacirliği, partiyi son ana kadar sokakta diri tutmanın dışında Genel Merkez adını kullanan bazılarını, bazı siyaset simsarlarını zengin ediyor olmasın?
Yani umudu devam eden her aday adayı, kolayca para harcayabilecek, birer yolunacak kaz muamelesi görüyor olmasın.
Umarım böyle görülmüyordur, umarım CHP kendisine bu kötülüğü yapmıyor ve yapılmasına müsaade etmiyordur.
Bence CHP’den üst düzey birileri çıkıp, bu kadar çok sayıda aday adayının umudunu aynı oranda canlı tumanın sırrı neymiş onu açıklasın da bizimde içimizdeki bu vesvese artık bir son bulsun…